İnceleme Marvel's Spider-Man Remastered

Katılım
5 Temmuz 2015
Mesajlar
2.041
Makaleler
3
Çözümler
7
Selamlar, yine döneminden çok daha geç oynayıp bitirdiğim bir oyun. Oyunu tam incelemeye başlamadan önce süperkahraman içerikleriyle pek aramın olmadığını belirteyim. Her ne kadar Spider-Man: Into the Spider-Verse benim için neredeyse kusursuz bir başyapıt olsa da, süperkahraman içeriklerinin bence neredeyse hepsi belli başlı dar kalıplara sıkışıyor ve haliyle de tahmin edilebilirlik ve tekrar açısından çok falso yiyorlar. Ben de sonunu ve gidişatını tahmin edebildiğim herhangi bir hikayeyi, kalitesi düşük veya yüksek olsun sevmekte hakikaten zorlanıyorum. Bu aslında süperkahraman içerikleri için iyi bir şey çünkü hiçbir zaman bu türe bir bekletiyle girmediğimden ortalamanın çok üstünde bir iş çıktığında sevmem, ortalama süperkahraman seven birine göre çok daha kolay oluyor. Yani beklentim düşük olduğundan o beklentinin üstüne çıkmak aslında zor değil. Şimdi gelelim oyuna; oyunu hikaye, oynanış ve teknik üçe ayırdım. İlk önce beni tatmin eden yönüyle başlayalım;


Teknik

Oyun teknik anlamda oldukça başarılı. Kare oranı, ışıklandırmalar, yansımalar ve RTX oldukça iyi çalışıyor. Oyun New York'da geçtiğinden sürekli üzerlerinde gezindiğiniz göğü delen binalardan ışığın yansıması oldukça güzel fakat şöyle bir sıkıntı var ki, her ne kadar RTX'i kullanmak güzel olsa da Spider-Man'in yapısı gereği hiç durmadığınızdan ve yere de kolay kolay konmadığınızdan RTX'in kattığı görsel zenginliğe rastlamanız oldukça zor. Ben oyunu bir süre hem RTX ile hem de RTX'siz oynadıktan sonra RTX'siz devam etme kararı aldım. Az önce bahsettiğim RTX'in zenginliğini sürekli hareket halinde olduğumdan pek fark edememe muhabbetinden dolayı bari yüksek akıcılıkta oynayayım dedim ama buna rağmen görsel anlamda rahatsız olduğum herhangi bir şey olmadı. Oyunları geç oynamamın en büyük avantajından da faydalandığım söylenebilir. Oyunda herhangi bir animasyon, görev vb. hatayla veya glitchle karşılaşmadım. Kısacası teknik anlamda başarılı olduğunu ve hiçbir eksiğinin olduğunu düşünmüyorum.

1669640572712.png


Oynanış

Oyun öncelikle Shadow of Mordor/War ve Batman serisinden tanıdık olduğumuz dövüş sisteminin resmen kopyasıyla geliyor ki bu Spider-Man oyunlarında zaten çok uzun zamandır böyle. Oyunda yetenek ağacının yanında oynanışı çeşitlendiren bir kaç farklı özellik daha var. Bunlardan birincisi; Spider-Suitler ve onların güçleri. Oyunda yan görev yaptıkça, ana hikayede ilerledikçe vs. üretebildiğiniz Spider-Man kostümleri var ve bu kostümlerin bazıları kendi özel ulti benzeri, bir kere kullanıldığında bir süre kullanılamayan ancak aşırı güçlü olan yetenekleri var. Bu yetenekler birlikte açıldıkları Spider-Suitler ile kullanılmak zorunda değiller. Yani siz sevdiğiniz bir kostüme istediğiniz yeteneği ekleyebiliyorsunuz. Bunların dışında gizlilik vb. çeşitli amaçlarda kullanabildiğiniz ve yine geliştirebildiğiniz bombalar var.

1669593787829.png

Bir diğeriyse yetenek ağacı. Ben şahsen oyunun ilk saatlerinde yetenek ağacının varlığını fark etmedim ve 15 yetenek puanım olana kadar da menüye girmedim. Fark etmeme öncü olan oyunun combat kısmında çok tekrara düşmesi oldu. "Bu böyle değildir ya" falan diyerek menüleri karıştırdıktan sonra denk geldim. Dediğim gibi 15 puanım birikmişti yani bu puanları kullandıktan sonra aşırı gelişmiş ve sürekli farklı şeyler yaparım herhalde diye düşündüm fakat öyle olmadı. Oyunda yine benzer şeyleri küçük farklılıklarla yapmaya devam ettim ve bu oyunun sonuna kadar böyle sürdü. Her ne kadar Spider-Suit kısmı eğlenceli de olsa oyunun çok küçük bir bölümünü kapsıyor ve savaşların %90'ında farklı şeyleri denememe rağmen bana biraz sığ geldi. Oynanışın bir diğer bölümü de New York City'de sürekli ağ atarak gezmek. Bu ağ atarak gezmeyi fazla sıkıcılaştırmamak için bazı yan görevler koymuşlar ve bu yan görevler istediğiniz Spider-Suit'i veya başka bir geliştirmeyi açmada ana etmen. Oyunda herhangi bir şeyi üretebilmek için belli başlı tokenlara (Crime, Backpack, Base, Landmark, Research ve Challenge) yani bir tür para birimine ihtiyacınız oluyor. Kuş yakalama, önemli yerlerin fotoğraflarını çekme, küçük yan senaryolar, sırt çantaları alma, suç durdurma vb. gibi haritaya serpiştirilmiş görevler var. Tabii bu görevlerin 2. seferden sonra tekrara düştüğünü açıklamama dahi gerek yoktur. Bunlar, oyunun ana senaryosu aşırı kısa olduğundan oyuncuyu pekiştirmek ve daha fazla vakit harcamasını sağlamak amaçlı konulmuş gerçekten içerik anlamında boş, pek bir özelliği olmayan yan görevler. Bu arada Mary Jane ve Miles ile arada düşmana görünmeden belli bir noktaya ulaşıp bir eşyayı alma vb. gibi görevler de yapıyoruz. Pek bir çekiciliği olmadığı gibi beni aksine rahatsız eden konulardan biri. Hikaye kısmında bahsedeceğim birazdan. Boss savaşlarını da genel olarak keyifli buldum. Oynanışı özetlemek gerekirse beni ne çok üzdüğünü ne de çok şaşırttığını söyleyebilirim. Spider-Suit sistemi ve boss savaşları her ne kadar keyifli olsa da bütün oyunu kurtaracak kadar iyi değil ancak en azından suyun üstünde tutacak kadar keyifli.

1669640186667.png


Hikaye

Benim için oyunun en sıkıntılı kısmına geldik. Öncelikle oyunun hikaye ve hikaye anlatımı bazında en büyük sıkıntısı mantıksızlık. Spider-Man hikayelerini bildiğinizden dolayı tabiki orijinine kadar inmeyeceğim ama basitçe özetlemek gerekirse; Peter Parker bir yandan koca bir şehri bir süperkahraman olarak koruyan, bir yandan eski kız arkadaşı MJ ile arasındaki ilişkiyi düzeltmeye çalışan, bir yandan ekonomik sıkıntılar çeken, bir yandan laboratuvarda geleceğin teknolojisini icat eden deha bir gençtir. Oldukça özüne bağlı bir Spider-Man hikayesi olduğunu söylemek mümkün ancak sorun burda değil, hikayenin nasıl işlendiğine geldiğimizde başlıyor. Tamam, anlıyorum süperkahramanlara dair her şey genelde hikaye yönünden klişelerle doludur. Buraya sözüm yok ancak bu klişe hikayeyi öykülemede olan başarınız veya başarısızlığınız izleyiciyi, oyuncuyu ya da okuyucuyu bir sonraki bölümde, ara sahnede veya satırda ne olacağını merak etmekle, sıkıntıdan bayılma noktasına getirme arasında götürecek yegane şeydir. Yani önemli olan hikayenin ne kadar klişe olduğu değil ne kadar iyi kurgulandığıdır ve açık konuşmak gerekirse bana oyunda yaşanan neredeyse her büyük olay veya gelişme aşırı zorlama geldi ve bu zorlama öykülemenin de "Bu bir süperkahraman oyunu" tarzı mazeretlerle pekiştirilebileceğini sanmıyorum. Gerçekten bir süperkahraman filmi için bile saçmalık dolu. Bu saçmalıkların aklımda kalan kısımlarını kısaca açıklamaya çalışacağım. Eminim daha çok daha fazla vardır ancak bir yerden sonra oyunda o kadar fazla mantıksız durumlar oluşmaya başladı ki ciddiye almayı bıraktım.

(Spoiler)
Öncelikle Spider-Man'in alaycı ve en zor durumlarda bile bir yolunu bulup espri yapan bir kişiliği olduğunu biliyoruz ancak Peter'ın bu kişilik özelliği herhangi bir insanın hayatını kaybetmesi veya gerçekten yüksek kaybetme riskinde olması durumunda ortaya çıkan bir şey değildir. Peter genelde kendi zor durumdayken, tam suratına yumruk yemeden önce vs. gibi durumlarda yapar bu şakaları. Oyunda hikayede belirli bir noktaya geldikten sonra script olarak, yani senaryosal olarak mecburi bir şekilde şehir bir çok silahlı silahsız suçlu ve kötü kahraman tarafından yakılıp yıkılıyor. Bu tarz bir durumda zaten sivil can kaybının olmaması pek mümkün değil. Senaryonun bu kısmındayken Peter'ın MJ ile telefonda flörtleşmesi, daha lise çağındaki bir ergen olan Miles'ın antibiyotik için (evet bildiğiniz antibiyotik) oyundaki kötü kahramanlardan biri olan 2 metre boyunda, 320 kiloluk Rhino'dan gizlice kaçması ve bunu sadece ama sadece bir kaç kutu antibiyotik almak için yapması, zaten etrafta elleri silahlı azılı suçluların Miles'ı gördüğü gibi öldüreceğine girmiyorum bile. Bir de Miles'ın bunu yapmasına bizzat Spider-Man serisinin sevecen annesi olması gereken, May halanın izin falan vermesi, Peter'ın da "Ee madem öyle, Miles'ın telefonunu çaldırayım da etrafında tehlikeli birileri varsa duyup Miles'ı öldürsün." falan gibi garip bir şekilde Miles'ı araması.

1669640018379.png


Peter'ın, daha 20'li yaşlarında geleceği değiştirecek beyin sinyalleriyle yönetilen mekanik robot kolları yapmaya yardımcı olan, hatta alanında bir deha olan Dr. Octavius'un bile yapamadığı, çözemediği sorunları çözen ve Dr. Octavius'un da Peter'ın bir deha olduğunu onayladığı bir evrende, icat ettikleri cihazın Doctor Octavius'un beynini ve duygularını etkilediğini, mantıklı düşünemediğini fark eden Peter Parker, 3 saniye sonra Dr. Octavius'un "Tamam canım kapattım. Tamamen normalim şu anda sen dışarı çık istiyorsan benim işim var." tarzı cevabına "Tamam görüşürüz." gibi saçma sapan bir tepki veren deha Peter Parker'a ne demeli bilmiyorum. Ya Peter'ın ağır yaralandığı bir anda suratındaki maskeyi bile kaldırmadan ameliyata almaları. Ya bari ağzına kadar sıyırın da nefes alsın manyak mısınız siz ya? Kısacası senaryo böyle üzgünüm ama aptal saptal deliklerle dolu. Ben hatta o kadar saçma buldum ve bu tarz eleştiri yapan insanlara da çok nadir rastladığımdan "ya Spider-Man hikayeleri böyleydi de ben mi yanlış hatırlıyorum acaba?" dediktan sonra 2004 yapımı herkesin bu beğenip, küçükken elbet en az bir kere izlemiş olduğu Spider-Man 2'yi izledim. Spider-Man karikatürlerini bu tarz durumlara katmıyorum çünkü karikatürler her daim filmlerden hikaye anlamında kendini çok daha ciddiye alan ve ayağı yere basan hikayeler üzerine inşaa edilmiş oluyor haliyle pek de adil bir karşılaştırma denemez ancak bu filmi izledikten sonra şunu diyebilirim ki evet, Marvel's Spider-Man en az dediğim kadar delikli ve ayağı yere basmayan bir hikayeymiş. Ben bu 2004 yapımı filmden hala yeri geldiğinde ciddi, yeri geldiğinde esprili, yeri geldiğinde üstüne binen sorumluluğun altında ezilen ancak her daim oturaklı bir Spider-Man hikayesi hissi alabildim yani sorun hikayenin kurgulanışında.

Marvel's Spider-Man Remastered'i kısaca özetlemek gerekirse; teknik ve oynanış anlamında beni üzmemiş ve yer yer kendini sevdirmiş olsa da, hikaye bazında oyuncuyu oyundan koparmak için elinden geleni ardına koymamış. Ağızda kekremsi bir tat bırakması, tükettikleri hikayelerde mantık arayan insanlar için olası.​
 
Selamlar, yine döneminden çok daha geç oynayıp bitirdiğim bir oyun. Oyunu tam incelemeye başlamadan önce süperkahraman içerikleriyle pek aramın olmadığını belirteyim. Her ne kadar Spider-Man: Into the Spider-Verse benim için neredeyse kusursuz bir başyapıt olsa da, süperkahraman içeriklerinin bence neredeyse hepsi belli başlı dar kalıplara sıkışıyor ve haliyle de tahmin edilebilirlik ve tekrar açısından çok falso yiyorlar. Ben de sonunu ve gidişatını tahmin edebildiğim herhangi bir hikayeyi, kalitesi düşük veya yüksek olsun sevmekte hakikaten zorlanıyorum. Bu aslında süperkahraman içerikleri için iyi bir şey çünkü hiçbir zaman bu türe bir bekletiyle girmediğimden ortalamanın çok üstünde bir iş çıktığında sevmem, ortalama süperkahraman seven birine göre çok daha kolay oluyor. Yani beklentim düşük olduğundan o beklentinin üstüne çıkmak aslında zor değil. Şimdi gelelim oyuna; oyunu hikaye, oynanış ve teknik üçe ayırdım. İlk önce beni tatmin eden yönüyle başlayalım;


Teknik

Oyun teknik anlamda oldukça başarılı. Kare oranı, ışıklandırmalar, yansımalar ve RTX oldukça iyi çalışıyor. Oyun New York'da geçtiğinden sürekli üzerlerinde gezindiğiniz göğü delen binalardan ışığın yansıması oldukça güzel fakat şöyle bir sıkıntı var ki, her ne kadar RTX'i kullanmak güzel olsa da Spider-Man'in yapısı gereği hiç durmadığınızdan ve yere de kolay kolay konmadığınızdan RTX'in kattığı görsel zenginliğe rastlamanız oldukça zor. Ben oyunu bir süre hem RTX ile hem de RTX'siz oynadıktan sonra RTX'siz devam etme kararı aldım. Az önce bahsettiğim RTX'in zenginliğini sürekli hareket halinde olduğumdan pek fark edememe muhabbetinden dolayı bari yüksek akıcılıkta oynayayım dedim ama buna rağmen görsel anlamda rahatsız olduğum herhangi bir şey olmadı. Oyunları geç oynamamın en büyük avantajından da faydalandığım söylenebilir. Oyunda herhangi bir animasyon, görev vb. hatayla veya glitchle karşılaşmadım. Kısacası teknik anlamda başarılı olduğunu ve hiçbir eksiğinin olduğunu düşünmüyorum.

Eki Görüntüle 1587191

Oynanış

Oyun öncelikle Shadow of Mordor/War ve Batman serisinden tanıdık olduğumuz dövüş sisteminin resmen kopyasıyla geliyor ki bu Spider-Man oyunlarında zaten çok uzun zamandır böyle. Oyunda yetenek ağacının yanında oynanışı çeşitlendiren bir kaç farklı özellik daha var. Bunlardan birincisi; Spider-Suitler ve onların güçleri. Oyunda yan görev yaptıkça, ana hikayede ilerledikçe vs. üretebildiğiniz Spider-Man kostümleri var ve bu kostümlerin bazıları kendi özel ulti benzeri, bir kere kullanıldığında bir süre kullanılamayan ancak aşırı güçlü olan yetenekleri var. Bu yetenekler birlikte açıldıkları Spider-Suitler ile kullanılmak zorunda değiller. Yani siz sevdiğiniz bir kostüme istediğiniz yeteneği ekleyebiliyorsunuz. Bunların dışında gizlilik vb. çeşitli amaçlarda kullanabildiğiniz ve yine geliştirebildiğiniz bombalar var.

Eki Görüntüle 1586974
Bir diğeriyse yetenek ağacı. Ben şahsen oyunun ilk saatlerinde yetenek ağacının varlığını fark etmedim ve 15 yetenek puanım olana kadar da menüye girmedim. Fark etmeme öncü olan oyunun combat kısmında çok tekrara düşmesi oldu. "Bu böyle değildir ya" falan diyerek menüleri karıştırdıktan sonra denk geldim. Dediğim gibi 15 puanım birikmişti yani bu puanları kullandıktan sonra aşırı gelişmiş ve sürekli farklı şeyler yaparım herhalde diye düşündüm fakat öyle olmadı. Oyunda yine benzer şeyleri küçük farklılıklarla yapmaya devam ettim ve bu oyunun sonuna kadar böyle sürdü. Her ne kadar Spider-Suit kısmı eğlenceli de olsa oyunun çok küçük bir bölümünü kapsıyor ve savaşların %90'ında farklı şeyleri denememe rağmen bana biraz sığ geldi. Oynanışın bir diğer bölümü de New York City'de sürekli ağ atarak gezmek. Bu ağ atarak gezmeyi fazla sıkıcılaştırmamak için bazı yan görevler koymuşlar ve bu yan görevler istediğiniz Spider-Suit'i veya başka bir geliştirmeyi açmada ana etmen. Oyunda herhangi bir şeyi üretebilmek için belli başlı tokenlara (Crime, Backpack, Base, Landmark, Research ve Challenge) yani bir tür para birimine ihtiyacınız oluyor. Kuş yakalama, önemli yerlerin fotoğraflarını çekme, küçük yan senaryolar, sırt çantaları alma, suç durdurma vb. gibi haritaya serpiştirilmiş görevler var. Tabii bu görevlerin 2. seferden sonra tekrara düştüğünü açıklamama dahi gerek yoktur. Bunlar, oyunun ana senaryosu aşırı kısa olduğundan oyuncuyu pekiştirmek ve daha fazla vakit harcamasını sağlamak amaçlı konulmuş gerçekten içerik anlamında boş, pek bir özelliği olmayan yan görevler. Bu arada Mary Jane ve Miles ile arada düşmana görünmeden belli bir noktaya ulaşıp bir eşyayı alma vb. gibi görevler de yapıyoruz. Pek bir çekiciliği olmadığı gibi beni aksine rahatsız eden konulardan biri. Hikaye kısmında bahsedeceğim birazdan. Boss savaşlarını da genel olarak keyifli buldum. Oynanışı özetlemek gerekirse beni ne çok üzdüğünü ne de çok şaşırttığını söyleyebilirim. Spider-Suit sistemi ve boss savaşları her ne kadar keyifli olsa da bütün oyunu kurtaracak kadar iyi değil ancak en azından suyun üstünde tutacak kadar keyifli.

Eki Görüntüle 1587186

Hikaye

Benim için oyunun en sıkıntılı kısmına geldik. Öncelikle oyunun hikaye ve hikaye anlatımı bazında en büyük sıkıntısı mantıksızlık. Spider-Man hikayelerini bildiğinizden dolayı tabiki orijinine kadar inmeyeceğim ama basitçe özetlemek gerekirse; Peter Parker bir yandan koca bir şehri bir süperkahraman olarak koruyan, bir yandan eski kız arkadaşı MJ ile arasındaki ilişkiyi düzeltmeye çalışan, bir yandan ekonomik sıkıntılar çeken, bir yandan laboratuvarda geleceğin teknolojisini icat eden deha bir gençtir. Oldukça özüne bağlı bir Spider-Man hikayesi olduğunu söylemek mümkün ancak sorun burda değil, hikayenin nasıl işlendiğine geldiğimizde başlıyor. Tamam, anlıyorum süperkahramanlara dair her şey genelde hikaye yönünden klişelerle doludur. Buraya sözüm yok ancak bu klişe hikayeyi öykülemede olan başarınız veya başarısızlığınız izleyiciyi, oyuncuyu ya da okuyucuyu bir sonraki bölümde, ara sahnede veya satırda ne olacağını merak etmekle, sıkıntıdan bayılma noktasına getirme arasında götürecek yegane şeydir. Yani önemli olan hikayenin ne kadar klişe olduğu değil ne kadar iyi kurgulandığıdır ve açık konuşmak gerekirse bana oyunda yaşanan neredeyse her büyük olay veya gelişme aşırı zorlama geldi ve bu zorlama öykülemenin de "Bu bir süperkahraman oyunu" tarzı mazeretlerle pekiştirilebileceğini sanmıyorum. Gerçekten bir süperkahraman filmi için bile saçmalık dolu. Bu saçmalıkların aklımda kalan kısımlarını kısaca açıklamaya çalışacağım. Eminim daha çok daha fazla vardır ancak bir yerden sonra oyunda o kadar fazla mantıksız durumlar oluşmaya başladı ki ciddiye almayı bıraktım.

(Spoiler)
Öncelikle Spider-Man'in alaycı ve en zor durumlarda bile bir yolunu bulup espri yapan bir kişiliği olduğunu biliyoruz ancak Peter'ın bu kişilik özelliği herhangi bir insanın hayatını kaybetmesi veya gerçekten yüksek kaybetme riskinde olması durumunda ortaya çıkan bir şey değildir. Peter genelde kendi zor durumdayken, tam suratına yumruk yemeden önce vs. gibi durumlarda yapar bu şakaları. Oyunda hikayede belirli bir noktaya geldikten sonra script olarak, yani senaryosal olarak mecburi bir şekilde şehir bir çok silahlı silahsız suçlu ve kötü kahraman tarafından yakılıp yıkılıyor. Bu tarz bir durumda zaten sivil can kaybının olmaması pek mümkün değil. Senaryonun bu kısmındayken Peter'ın MJ ile telefonda flörtleşmesi, daha lise çağındaki bir ergen olan Miles'ın antibiyotik için (evet bildiğiniz antibiyotik) oyundaki kötü kahramanlardan biri olan 2 metre boyunda, 320 kiloluk Rhino'dan gizlice kaçması ve bunu sadece ama sadece bir kaç kutu antibiyotik almak için yapması, zaten etrafta elleri silahlı azılı suçluların Miles'ı gördüğü gibi öldüreceğine girmiyorum bile. Bir de Miles'ın bunu yapmasına bizzat Spider-Man serisinin sevecen annesi olması gereken, May halanın izin falan vermesi, Peter'ın da "Ee madem öyle, Miles'ın telefonunu çaldırayım da etrafında tehlikeli birileri varsa duyup Miles'ı öldürsün." falan gibi garip bir şekilde Miles'ı araması.

Eki Görüntüle 1587185

Peter'ın, daha 20'li yaşlarında geleceği değiştirecek beyin sinyalleriyle yönetilen mekanik robot kolları yapmaya yardımcı olan, hatta alanında bir deha olan Dr. Octavius'un bile yapamadığı, çözemediği sorunları çözen ve Dr. Octavius'un da Peter'ın bir deha olduğunu onayladığı bir evrende, icat ettikleri cihazın Doctor Octavius'un beynini ve duygularını etkilediğini, mantıklı düşünemediğini fark eden Peter Parker, 3 saniye sonra Dr. Octavius'un "Tamam canım kapattım. Tamamen normalim şu anda sen dışarı çık istiyorsan benim işim var." tarzı cevabına "Tamam görüşürüz." gibi saçma sapan bir tepki veren deha Peter Parker'a ne demeli bilmiyorum. Ya Peter'ın ağır yaralandığı bir anda suratındaki maskeyi bile kaldırmadan ameliyata almaları. Ya bari ağzına kadar sıyırın da nefes alsın manyak mısınız siz ya? Kısacası senaryo böyle üzgünüm ama aptal saptal deliklerle dolu. Ben hatta o kadar saçma buldum ve bu tarz eleştiri yapan insanlara da çok nadir rastladığımdan "ya Spider-Man hikayeleri böyleydi de ben mi yanlış hatırlıyorum acaba?" dediktan sonra 2004 yapımı herkesin bu beğenip, küçükken elbet en az bir kere izlemiş olduğu Spider-Man 2'yi izledim. Spider-Man karikatürlerini bu tarz durumlara katmıyorum çünkü karikatürler her daim filmlerden hikaye anlamında kendini çok daha ciddiye alan ve ayağı yere basan hikayeler üzerine inşaa edilmiş oluyor haliyle pek de adil bir karşılaştırma denemez ancak bu filmi izledikten sonra şunu diyebilirim ki evet, Marvel's Spider-Man en az dediğim kadar delikli ve ayağı yere basmayan bir hikayeymiş. Ben bu 2004 yapımı filmden hala yeri geldiğinde ciddi, yeri geldiğinde esprili, yeri geldiğinde üstüne binen sorumluluğun altında ezilen ancak her daim oturaklı bir Spider-Man hikayesi hissi alabildim yani sorun hikayenin kurgulanışında.

Marvel's Spider-Man Remastered'i kısaca özetlemek gerekirse; teknik ve oynanış anlamında beni üzmemiş ve yer yer kendini sevdirmiş olsa da, hikaye bazında oyuncuyu oyundan koparmak için elinden geleni ardına koymamış. Ağızda kekremsi bir tat bırakması, tükettikleri hikayelerde mantık arayan insanlar için olası.​
Hocam güzel yazmışsın eyvallah ama bu şekilde yapıp konu ile ilgili görsel eklemeyince pek hoş olmuyor.
 

Technopat Haberler

Geri
Yukarı