Geldik HDD/SSD'ye:
Veriyi anlık kullanmak RAM'in işi demiştik. Uzun zaman saklamak için de HDD/SSD kullanılır. Sürücülerin olayı elektrik kesilse de bilgiyi tutmasıdır. Bu yönüyle RAM'den ayrılırlar.
Alanları çok daha geniştir ama okuma ve yazma hızları RAM'e göre düşüktür. HDD bir önceki nesildir, günümüzde SSD yaygın. SSD'de fiziksel hareketli parça yok, elektronik olarak çalışıyor. Bu yüzden daha az elektrik tüketir ve çalışırken darbeye daha dayanıklı. HDD'lerde 5400/7200 devir çeviren diskler var. O hızda dönen bir şeye vurursan tabii ki zarar görmesi normal.
Şimdi veriyi disklerden aldık, RAM'e attık. Word'den gidelim. Word çalışınca ne olacak? Bir pencere gelecek değil mi? İşte CPU programı çalıştırır, görüntünün ne olacağını belirler (pencerenin sağında x olacak, o x Word'ü kapamaya yarayacak gibi). Bu görsel kısmı yollar sistemdeki görüntü oluşturma donanımına: yani GPU'ya. Aynı anda Word: "Ben hata olursa şu dosyadaki sesi çalacağım." der. Hah, o da ses kartının verisi işte.
Yani CPU neyi nereye yollayacağını bilir ve eşgüdümü sağlar. Word'deki dosyanı kayıt edeceğin zamanda hangi disk'e yazacağını sorar ve ilgili diske yazar veriyi.
Şimdi bunların hepsini yapan ana program da: İşletim sistemi (İS), yani Windows, linuks. Bu yüzden biz en önce işletim sistemi kuruyoruz bilgisayara.
Sürücüler:
İS, ilk kurulumda donanımların tümünü tanımlıyor ve sürücülerini kuruyor. Sürücüler, İS için önemli zira o donanımın neyi nasıl alıp, işleyip, yollayacağını söylüyor İS'ye. "Bu bu bu işleri bu donanım alır, bu şekilde alır, işletim sistemi ile şöyle konuşur." gibi bilgiler yani sürücüler.
Ana kart:
Şimdi bu donanımların hepsini takacak yer lazım bize. O da ana kart. Ses kartı, ekran kartı vs. derken en büyük karta takıyoruz her şeyi. Elektriği de ana karta veriyoruz, o veriyi dağıttığı gibi elektriği de dağıtıyor her şeye.
BIOS:
Basic Input Output Sistem yani Temel Giriş Çıkış Bileşkesi demek. Bileşke, sistemin Türkçesi. Mesela işletim bileşkesi deyince daha iyi anlıyoruz zira İşletim Sisteminden daha iyi anlamamızı sağlıyor bileşke kelimesi bize. Bileşke zira "çok parçalı ya da aynı anda çalışan birden fazla bileşen" anlamını bileşke ile daha net anlıyoruz.
Mesela fren bileşkesi: fren yapmak için bir arada çalışan bileşenlerin tümü.
Bunu önemsiyorum zira Türkçesini bilirseniz, kafanız çok daha çözer her şeyi. Sistem deyin ama Türkçesini de mutlaka öğrenin.
(devam edecek)
BIOS'da kalmıştık.
Temel giriş çıkış bileşkesi İS'den önce çalışır ve her açılışta donanımı tarar: "Şu, şu, şu var, a-ha klavye yok ben İS yüklenmeden bunu ekrana yazayım çünkü sonra sorun çıkar." der mesela.
Ya da RAM bulamazsa: "Ulen bu sistem RAM'siz nasıl çalışacak? Ben en iyisi düdük çalayım!" der

Temel giriş çıkış kontrolü tamamsa başlar İS'yi yüklemeye.
Bu yüzden sorun çıktığında önce BIOS'a gidip bakıyoruz, BIOS görüyor mu diye. Hata/bozukluk varsa ilk BIOS görür çünkü. O görecek ki gerisi gelsin

Isı yönetimi
Çalışan her parça ısı üretir. Çalışan her şey belirli bir ısı aralığında çalışmak için üretilir sanayi ürünlerinde. Fanlar bu ısıyı kontrol etmek için en pratik yol. Zira basit, az parçalı ve hava bedava.
Üfleyerek yetmezse soğutma, ısı çekicileri ve dağıtıcıları devreye girer. CPU üzerindeki büyük metal parça, işlemcinin ısısını üzerine çeker. Sen o büyük parçaya üflersin çünkü o parçanın çok büyük yüzey alanı vardır. Doğrudan CPU üzerine üflesen 5x5 cm alana üfleyeceksin.
Ama bu parçada mavi yüzeylerin arasından yani çok daha büyük bir alandan ısı alıyor hava.
Şimdi işlemcinin üstü düz, bu parçanın da alt düz. Şimdi biz ısıyı alttan çekmesi için ne istiyoruz?
Tam öpsün bunlar birbirini ki ısı yukarı rahat çıksın.
İşte o da termal (yani "ısıl") macunun işi. İki parça birbirini öpünce bile arada boşluk varsa macun o boşluğu dolduruyor. Isı daha iyi yukarı geçiyor kısacası.