Sürprizbozan Max Payne inceleme

Bu konuda spoiler olduğundan sürprizbozan olarak işaretlenmiştir. Spoiler olmadığını düşünüyorsanız konuyu rapor edebilirsiniz.
Belki de koca bir neslin kalbinde iz bırakmış bir oyunu anlatacağım bugün sizlere. Kimisinin bilgisayarı kaldırmadı kimisinin parası yetmedi. Şanslı olanlarsa çıktığı yıl deneyim etme imkanı buldu. Peki neydi bizi bu oyuna bağlayan? Gelin isterseniz anlatayım.

Hikaye ve Sunum

Oyunun hikayesi sıradan bir noir hikaye aslında. Zaten hikayeyi özel kılan şey içeriği değil. Sunulma şekli.

O zamanlarda yapılan ara sahneler 3D animasyonlarla yapılıyordu. Yüz animasyonları yapmak hem zordu hem de kötü gözüküyordu. Üstelik yapmak istediklerini de yapamayacaklarını fark ettiklerinde birinin aklına başka bir fikir geldi. Çizgi Romanla anlatmak. Ve fikir gerçekten zekiceydi. Oyuncu tutacak paraları ise yoktu. Bundan dolayı eş, dost, akraba gibi kişleri kullandılar ara sahnelerde. Oyunculukları hiçte fena değldi üstelik. Hikayeyi Sam Lake üstlenmişti. O da Sam Lakeliğini konuşturdu ve çok güzel bir iş çıkardı ortaya. Dediğim gibi. Bu hikaye eşi benzeri görülmemiş bir hikaye değildi. Ama sunulma şekli benzerine sık rastlanacak cinsten değildi. Resmen şiirsel şekilde anlatıyordu hikayeyi. Ve günümüzden baktığımızda bile bu sunum kalitesine yaklaşan oyun sayısı az. Hikayeyi spoiler vermeden anlatmam neredeyse imkansız ondan dolayı çok ufak bir spoiler vermem gerekiyor.

Max Payne bir gün işinden evine döndüğünde evin yıkık dökük olduğunu fark etti. Bir terslik vardı. Eşyalar devrilmişti. Üst kattan çığlık sesleri geliyordu. Max hızlıca üst kata çıktı. İki adamla karşılaştı. İkisini de hızlıca alt etti. Bebeğinin olduğu odaya girdi. Bebeği ölmüştü. Şoka uğradı. Hemen yatak odasına gitti. Orada ki birisini de alt ettikten sonra karısının yatakta kanlar içerisinde yattığını fark etti. O ölmüştü. Geriye ise başka bir ölü daha bırakmıştı.

İnanılmaz depresif bir açılış sekansından sonra bizi ekrana kitlemeyi başaran hikaye sonuna kadar bu merak ettirme duygusunu korumayı başarıyor. Her seferinde sonra ne olacağını merak ediyorsunuz. Sanırım hikaye hakkında bahsetmem gereken daha fazla bir şey yok.

Oynanış

Düşmanlar belirli komutlara göre hareket etmekteler. Yani bölümü baştan oynadığınızda yine aynı şeyleri yapıyorlar. Bu da ezberle geç mantığını kullanmamıza sebebiyet veriyor. Oyunun aslında en yenilikçi mekaniklerinden biri bullet time özelliğiydi. Matrix'i andıran bu özellik oyunun temel mekaniğini oluşturuyor. Shift tuşuyla aktifleştirdiğimizde Max hızlıca zıplıyor ve oyun yavaşlıyor. Biz de bu sayede düşmanları alt edebiliyoruz. Bu özelliği kullanmadan da düşmanları alt etmek mümkün. Ama oyunun çok fazla zorlaşacağını belirtmem de fayda var. Üstelik level dizaynları bu mekaniğe göre yapıldığı için kullanmanızı öneririm. Bunun dışında. Düşmanların bazılarını öldürdüğümüz de ufak bir ara sahne giriyor. Bu da vuruş hissini kuvvetlendirmiş. Vuruş hissi demişken. Oyunun vuruş hissi fena değil. Pompalı koydu mu oturtuyor. Bombalar gerçekten çok etki ediyor. Yakınınıza bir bomba düştüyse vay halinize diyebilirim. Molotof da keza aynı şekilde. Silah çeşitliliği konusundaysa iyi durumda olduğunu söyleyebilirim. Pompalı, taramalı, fırlatmalı, tekli, sopalar gibi üst kategorilere ayrılan silahlar alt başlık konusunda da oldukça çeşitli. Bazı silahların çift elli versiyonu da güzel çeşitlilik katmış oynanışa. Mermi konusundaysa hiç sıkıntı çekmiyorsunuz. Çünkü oyun neredeyse her odaya mermi koymuş. Can basma kısmına ise ağrı kesici koymayı tercih etmişler. Canınız düştüğünde ağrı kesici içerek eski haline getirebiliyorsunuz. Genel olarak oynanış bu şekilde.

Save Sistemi

Oyunun en eleştirilen kısmı save sistemi. Oyun otomatik olarak sadece chapter başlarında save alıyor. Chapter içinde kendiniz f5 e basarak quick save almazsanız öldüğünüzde chapter'ın başına atıyor oyun sizi. Bu da quick save yapmadan oyunu oynamayı imkansız hale getiriyor. Ondan dolayı oyunu oynarken bir elinizi f5 üstünde tutmayı unutmayın. Zaten oyuna zor diyenlerin de bundan dolayı dediğini düşünüyorum. Maalesef düzgün bir save sistemi yok. Tabii 2001 yılında otomatik save sistemi biraz zor olabilir. Yılına göre normal ama günümüz için çok eskimiş bir sistem olduğunu söyleyebilirim.

Steam sürümünde ki problem

Oyunun Steam sürümünde ses gelmiyor. Evet bildiğiniz oyunu kuruyorsunuz, açıyorsunuz ve bir bakıyorsunuz ses yok. Bu problemi nasıl çözüyorsunuz peki? Tabii ki modlayarak kolayca halledebilirsiniz. Eksi sayılır yine de. Sonuçta ham halinde neredeyse iade ettirecek bir problem bulunuyor.

Efsane Menü Müziği

Bu içeriği görüntülemek için üçüncü taraf çerezlerini yerleştirmek için izninize ihtiyacımız olacak.
Daha detaylı bilgi için, çerezler sayfamıza bakınız.


O kadar inceleme yazdık. Bu müzikten bahsetmezsek olmaz. Belki de oyun tarihinin en iyi müziklerinden biri. Dinledikçe o yağmurlu New York sokaklarında Max ile kaybolasınız geliyor.

2023 yılında oynanır mı?

Tabii ki oynanır. Hatta iddia ediyorum çoğu yeni nesil oyundan daha çok zevk verir.

Verdiğim puan

9/10


Artılar

-Güzel hikaye
-Muhteşem sunum
-Yenilikçi oynanış
-Muhteşem menü müziği


Eksiler
-Kötü save sistemi
-Steam sürümünün düzgün çalışmaması

header.jpg
 
@Final Destination Hâlâ oyun serileri arasında en iyi oyunlardan bir tanesidir. 20 seneye aşkın süre geçmiş fakat TPS denince akla gelen efsane. İnceleme güzel olmuş, ellerinize sağlık.
 
Ellerinize sağlık. Zamanının efsanesi. Bence bu oyun o kadar özel ki şahsen 2.oyun bile buna yetişemedi. Her tarafında emek var cidden. Umarım Remake de bunun verdiği tadı verir.
 

Technopat Haberler

Geri
Yukarı