Adaletsizlik memleketin temel düsturu olmuş.
Eğitimde adil olan ne var ki?
23 yıldır sektördeyim. Adil olan hiçbir şey göremedim çok şükür.
Bir devletin eğitimi sağlığı özel sermayeye peşkeş çekilmişse, tarikat cemaat türü sermaye başroldeyse, üniversitelere dışardan komik bedellerle sınavsız öğrenci alınıyorsa, ilk ve ortaöğretimde hâlâ yüzyıllık ezber yöntemler kullanılmaya devam ediyorsa, yöneticiler liyakatsizse, öğretmenler liyakatsiz yöneticilerin yalan yanlış her emrine itaat ediyorsa ve ufacık menfaatler için meslek onurunu ayaklar altına alıyorsa bu gerici iktidarlar her türlü adaletsizliği rahat rahat yapmaya devam eder.
LGS, YKS de adaletsiz, ortaçağ yöntemleri ile sıkıcı geçen dersler de adaletsiz, zorunlu eğitimin notla değerlendirilmesi de adaletsiz, öğretmenlik mesleğinin statüsü de adaletsiz, meslek onuruna ihanet eden öğretmenler de adaletsiz, eğitimin genel sorunlarını umursamadan hep kendi çocuğu için ayrıcalık bekleyen veliler de adaletsiz.
Öğrenci, veli, öğretmen, yönetici, eğitim politikası... Sürekli bir kısır döngü içinde adaletsizlik çemberi içinde yaşayıp gidiyor.
Bu tür itirazlar çok cılız kalıyor. Sesleriniz duyulmuyor. Duyulsa da dikkate alınmıyor.
Bize kalan en faydalı tercih ya kendimizi donanımlı olarak yetiştirmek, ki bunun okulda gerçekleşmesi imkansız, ya da umarsız cahilliği seçmek.
Yani "bilgi güçtür" veya "cahillik mutluluktur" tercihi...
"Bilgi güçtür" tercihi ile devam etmek için örgütlü yaşamak lazım. Zira "cahillik mutluluktur" tercihi çok büyük bir çoğunluk ve hayatımızı bu kesim belirliyor. O hayata mecbur kalmamak için bilginin de örgütlü güç halinde dayanışma içinde varolması gerekiyor.
Zor, adaletsiz bir memleketteyiz, hepimize kolay gelsin.