Daha fazla
- Cinsiyet
- Erkek
- Profil Kapağı
- 1522743131
Ortaokul 2. sınıf öğrencisi Abdurrahman matematik dersini sevmesine rağmen bazı konularda zorlanıyordu. Özellikle formül kullanmak zorunda olduğu problemleri çözmekten pek hoşlanmazdı. Sınıfta pasif bir öğrenci değildi. Öğretmeni kendisini severdi. Abdurrahman bunu bilir ve öğretmenin sevgisine kendince karşılık vermek için derslerde daha aktif olmaya çalışır, konuları iyice anlamak için çabalardı. Ancak bu kadar çaba Abdurrahman üzerinde olumlu bir etki yapmıyordu. O kadar çalışmaya rağmen formül kullanmak zorunda kaldığı matematik konularında; açılar, ölçü birimleri gibi, bir türlü başarılı olamıyordu. Ailesi çözüm yolunu ona piyasada satılan yardımcı kitaplardan almayı uygun görmüştü. Fakat bu yol da işe yaramamıştı.
Okulun açılmasından uzun bir süre geçmiş ve artık yazılı sınavlar yaklaşmıştı. Tüm çabalarının yetersiz kaldığını gören Abdurrahman matematik sınavından korkuyordu. Düşük not alıp öğretmenin sevgisini kaybedeceğini düşünüyordu. Sınavdan yüksek not almanın bir yolu olmalıydı. Normal yollar işe yaramadığına göre geriye tek bir çare kalıyordu: Kopya.
Sınav günü Abdurrahman her zamanki sırasına, üçlü sıra düzeninin orta bölümünde en arka sıradaki yerine oturmuş, son tekrarlarını yapıyor, son bir çaba ile kopyaya ihtiyaç duymak istemiyordu. Sınav kâğıtları dağıtıldığında gördü ki başka çaresi yoktu. Ya düşük not alacak öğretmenin sevgisini kaybedecekti ya da kopya çekip hakkı olmayan yüksek notu alacak her şey olduğu gibi devam edecekti. Sınavın ortalarına gelindiğinde Abdurrahman sıranın altındaki matematik defterini açarak açılarla ilgili formüllere bakmaya başlamıştı. Birkaç soru yaptıktan sonra öğretmeni Abdurrahman’ı yakaladı. Sınav anında çok kızdı. Abdurrahman’a bağırdı, bir tokat attı, defterini aldı ama sınavına devam etmesine izin verdi. Abdurrahman çok utanmıştı. O an onun için her şey bitmişti. Öğretmeninin gözünde daha çok şey kaybettiğini o an anladı. Sınavına devam etti. Kopya çekmesine rağmen öğretmeni Abdurrahman’ın yaptığı tüm soruları değerlendirmiş ve ona yüksek bir not vermişti. Ama o bu nota sevinememişti. Sevdiği öğretmenin gözünde itibar kaybettiğini biliyordu. Her şeyin not olmadığını bazen manevi değerlerin daha önemli olduğunu anlamıştı.
Okulun açılmasından uzun bir süre geçmiş ve artık yazılı sınavlar yaklaşmıştı. Tüm çabalarının yetersiz kaldığını gören Abdurrahman matematik sınavından korkuyordu. Düşük not alıp öğretmenin sevgisini kaybedeceğini düşünüyordu. Sınavdan yüksek not almanın bir yolu olmalıydı. Normal yollar işe yaramadığına göre geriye tek bir çare kalıyordu: Kopya.
Sınav günü Abdurrahman her zamanki sırasına, üçlü sıra düzeninin orta bölümünde en arka sıradaki yerine oturmuş, son tekrarlarını yapıyor, son bir çaba ile kopyaya ihtiyaç duymak istemiyordu. Sınav kâğıtları dağıtıldığında gördü ki başka çaresi yoktu. Ya düşük not alacak öğretmenin sevgisini kaybedecekti ya da kopya çekip hakkı olmayan yüksek notu alacak her şey olduğu gibi devam edecekti. Sınavın ortalarına gelindiğinde Abdurrahman sıranın altındaki matematik defterini açarak açılarla ilgili formüllere bakmaya başlamıştı. Birkaç soru yaptıktan sonra öğretmeni Abdurrahman’ı yakaladı. Sınav anında çok kızdı. Abdurrahman’a bağırdı, bir tokat attı, defterini aldı ama sınavına devam etmesine izin verdi. Abdurrahman çok utanmıştı. O an onun için her şey bitmişti. Öğretmeninin gözünde daha çok şey kaybettiğini o an anladı. Sınavına devam etti. Kopya çekmesine rağmen öğretmeni Abdurrahman’ın yaptığı tüm soruları değerlendirmiş ve ona yüksek bir not vermişti. Ama o bu nota sevinememişti. Sevdiği öğretmenin gözünde itibar kaybettiğini biliyordu. Her şeyin not olmadığını bazen manevi değerlerin daha önemli olduğunu anlamıştı.