Merhaba Oğuz,
Öncelikle, henüz 17 yaşındasın. Bu dönemlerinde karar verme konusunda zorluk çekmen gayet doğal. Ancak bu, kararsızlık sürecini sürdürebileceğin anlamına gelmiyor elbette. Hepimizin kararsızlık yaşadığı, kafamızın karmakarışık olduğu dönemler olmuştur, yalnız değilsin. Yazdıklarını okudum, olgun bir kişiliğe sahip olduğun belli. Seni anlayabiliyorum, gel beraber bu durumunu bir istişare edelim.
İlk olarak bahsettiğin konuşamama durumu gerçekten can sıkıcı bir durum. Seni birçok aktiviteden alıkoyuyordur, mutlu olacakken sırf bu yaşadığın durumdan ötürü olamıyorsundur vs. Dostum, belki biraz basit, klişe bir yorum olacak ama; bu durumu aşmak istiyorsan eğer üzerine gitmen gerekiyor... Başka bir yolu yok. Mesela neler yapabilirsin? Gittiğin herhangi bir kafede, restoranda garsonlarla kısada olsa sohbet etmeye çalışabilirsin. Yolda tanımadığın insanlara selam vermeyi, çalışan işçilere hafif yüksek sesle "kolay gelsin" gibi şeyler söyleyerek adım atmaya başlayabilirsin. Başlangıçta kolay olmayacak ama sen üzerine gittikçe düşüncelerin ona göre şekillenecek, daha rahat olacaksın bir süre sonra. Birde lütfen bunu bir sorun veya problem olarak görme. Bu durumu emin ol sen dahil milyonlarca insan yaşıyor, hatta daha kötüsünü yaşayanlar var, bizzat şahit oldum. Herkesin yaşantısı, psikolojisi birbirinden farklıdır. Herkes konuşkan, atılgan veya sosyal olmak zorunda değil dolayısıyla tekrar yazıyorum bunu bir problem olarak görme. Üzerine gidildikten sonra çözülemeyecek hiçbir şey yoktur, yeter ki iste ve harekete geç.
Okulda başarılı olmadığını düşünüyorsun ve geleceğinle alakalı plan yapmada ikilemde kaldığını söylüyorsun. Şimdi, geleceğinle alakalı plan yapmada ikilemde kalmanı anlarım ancak başarılı olmadığını, olamayacağını düşünüyorsan sitem ederim. Başarılı olamamak diye bir şey yoktur, başarılı olmamak vardır. Bu da gerçek anlamda istememekten ve kişinin kendine uygun bir plan yapıp uygulayamamasından kaynaklanıyor ki sende zaten istesen başarabileceğini biliyorsun, farkındasın. Aynı şekilde yapamamak yoktur; yapmamak, yapmayı istememek vardır. Benim sana naçizane tavsiyem okulunu okuyup bitirmendir sevgili Oğuz. Bu devirde inan sanayi gibi yerlerde kir, pas içerisinde çalışmak çok zor, yorucu. Hele çırak olduğun dönemlerde ustan sertse birde daha da zor. Şöyle bir düşün, hayal et; sabahın 7'sinde kalkıyorsun, hazırlanıp doğru sanayiye... Hava güneşliyse sıcaktan bunalıyorsun, daralıyorsun. İngiliz anahtarını çevirirken alnından akan ter eline düşüyor adeta. Bu sırada ustan yeri geldiğinde sana kızacak, bağırıp çağıracak, belki de hakaretlere maruz kalacaksın. Hayatın gerçekleri maalesef böyle, sende biliyorsun. Bu şekilde akşama kadar devam ediyorsun. Hava soğuksa, mevsim kışsa daha da beter... Yine sabahın soğuğunda kalkıp işe gidiyorsun. Akşama kadar çalışıyorsun, bir bakıyorsun elleri buz kesmiş. Bir yerden sonra nasır tutmayada başlar. Bu döngü böyle devam edecek. Bir yerden sonra alışırsın, başlangıçta çektiğin kadar acı çekmezsin tabii ama yine de ömrünün sonuna kadar böyle bir hayat yaşamak şahsen çok zor olur. Yaşadığın hayattan gerçek anlamda zevk alacağını zannetmiyorum. Bir kere her sabah işe gitmeden önce (30 yaşlarına geldiğinde) bu zamanlarını düşünerek psikolojini daha da alt üst edersin. "Keşke elimdeki okuma fırsatını kullanabilseydim. Belki şu an çok daha iyi bir hayat yaşıyor olurdum." gibi "keşkeler" ile geçen bir hayatın olur. Bu durum, sanayiyi seçtikten sonra
pişman olursan yaşayacağın bir senaryo. Pişman olmayıp tam aksine mutlu olursan ne âlâ. Sanayide çalışma yolunu seçmeden önce kendine bir sor: "Bu işi gerçekten istiyor muyum?". Kendini en iyi sen tanıyorsun.
Ticaret konusuna gelirsek; ticaret yapmanın birçok avantajı olduğu kadar dezavantajı da vardır, riskli bir iştir. Doğru yapılırsa kârlı bir iştir ancak dediğim gibi risklidir. Herkese uygun bir iş değildir. Çok çalışman ve özveri göstermen gerekir. Piyasayı takip etmen, risk alarak doğru zamanda doğru yatırımlar yapman gerekir vs. Az önce yazdığım gibi kendini en iyi sen tanıyorsun. Eğer kendini bu işe uygun görüyorsan, yapabileceğine inanıyorsan neden olmasın? Özellikle kendi işimin patronu olmak istiyorum düşüncesindeysen gayette mantıklı bir tercih olur.
Dostum, eline iki adet büyük bir kağıt ve kalem al, masanın başına otur ve hayal kurarak planlama yapmaya başla. Öncelikle bir kağıda gelecekte kendini nerede görmek istiyorsun onu yaz ama tek cümle halinde değil. İçinden geleceğinle alakalı neler geçiyorsa kağıda dökmeni rica ediyorum. Diğer bir ricam, kendine seni motive eden, güne enerjik başlamanı sağlayan bir söz bulup bir kağıda yazmanı ve sabahları kalktığında okuyabileceğin bir yere yapıştırmanı istiyorum. Mesela bu söz beni her uyandığımda motive eder, güne daha enerjik başlamamı sağlardı:
"Başarının bedelini bir dönem için ödemeyenler, başarısızlığın bedelini bir ömür öderler." Bu sözü her okuduğumda başarabileceğime, hedeflerime ulaşabileceğime
inandım ve öyle de oldu. Okumayı seçersen (ki seçmelisin) okula gittiğinde rehber hocanla güzel bir ders çalışma planı yaparsın ve "başlıyorum!" diyerek ertelemeden başlamalısın.
Son olarak şunları yazarak yorumumu bitireceğim. Sevgili Oğuz, bundan sonra kararlı ve net olmalısın. Hiçbir zaman bir konu hakkında "Yarın yaparım, şu gün başlarım." gibi cümleler kurmamalısın. Artık eski Oğuz olmayacak, hayatını yeniden şekillendireceksin ve bu yolda emin adımlarla ilerleyeceksin, ardına bakmayacaksın. İlerde dediğin gibi mutlu bir iş adamı olup, evlenip çoluk çocuğa, toruna karışarak güzel bir hayat yaşaman, hayatını bu şekilde idame ettirmen için umutsuz olmaman ve hedeflerine ulaşabilmen için, annenin ve babanın karşısına takım elbiseli, eğitim hayatını başarıyla tamamlamış, kendinden emin, öz güvenli bir genç olarak çıkmak istiyorsan (yukarıda yazdığım söze istinaden) bir dönem bedel ödemen gerekecek. Gerektiğinde (dersleri anlama konusunda) kendini zorlayacaksın. Bu iş, yoğun bir efor ve en önemlisi "sabır" ister. Eğitim serüvenin tamamlandığında harcadığın eforun karşılığını en iyi şekilde alacaksın. Çevrende hedeflerinle alakalı olumsuz konuşanlar varsa dinlemiyorsun ve her daim kendini dinleyerek yoluna devam ediyorsun. Sabırlı ve metanetli olursan, umutsuz olmazsan şu hayatta yapamayacağın şey yok, inan bana.
Başarabileceğine, hayatını çok güzel bir düzene koyabileceğine inanıyorum. Sende kendine inan ve harekete geç. Hiçbir şey için geç değil, daha önünde uzun bir ömrün var. Gelecek hayatında sana başarılar diliyorum. Hayatında her şey gönlünce olsun.