Her ülke ihraç edemez. Her ülkenin ihraç dengesi, Türkiye kadar eşit veya fazla değil. Bazı ülkelerin ithalatı, ihracatından daha fazladır. Bazı ülkeler ise Türkiye gibi ya dengededir ya da ihracı fazladır.Her ülke ihraç ederse ne olacak peki? Ya aynı sektörlerde yarışacağız en iyi olan kazanacak ya da herkes birbirine bağımlı hale gelecek ve bir şeyler ters gittiği zaman bütün zincir tıkanacak.
Ben her şey ters gitse bile en azından kendi yağımızla kavrulabileceğimiz baz bir seviye oluşturulması gerektiğini düşünüyorum. Gıda, barınma, enerji, tekstil, teknoloji, savunma gibi alanlarda ne olursa olsun koruyabileceğimiz minimum bir seviye belirlenmeli ve sürdürülebilir olmalı bu. Bu seviye insanlara öğretilmeli. Eğer şartlar bizi bu seviyede yaşamaya itiyorsa, bu şartlara tabii ki şerefsizlik yapanlar (bkz. şu an ki durum) dahil değil, bireyler bunu kabullenerek ve iyileştirmeyi çabalayarak yaşamalı ancak tabii ki bu esnada insanlar sömürülmemeli.
1-2 cümleyle tartışılabilecek bir konu değil tabii ki yaklaşımım kabaca bu doğrultuda.
Koruyamazsın. Ancak kapitalin varsa varlık almak için iyi zamanlar olduğunu düşünüyorum. Senin için o varlığı işletecek ucuz iş gücü fırsatları dolu ne de olsa. Zenginsen tuzun kuru kısaca. Fakirsen şemsiye.
Cevap değil bu. Varsayım. Bilmiyorsun her ülkenin ihraç edip edemeyeceğini.Her ülke ihraç edemez. Her ülkenin ihraç dengesi, Türkiye kadar eşit veya fazla değil. Bazı ülkelerin ithalatı, ihracatından daha fazladır. Bazı ülkeler ise Türkiye gibi ya dengededir ya da ihracı fazladır.
Kendinle çelişiyorsunCevap değil bu. Varsayım. Bilmiyorsun her ülkenin ihraç edip edemeyeceğini.
Adamlar havadan sudan paranın değerini düşürürlerse böyle zırvaları duyarız yine.Yerli malı satın alınmalı mesela iPhone, Samsung filan alınca TL değeri hafif düşüyor. Bu durum sadece hükümetle ilgili değil ama hükümetle ilgili konular da var mesela adalet düzgün sağlanmalı ve herkes TL yükselmeli diyor ve gidiyor dolar euro sterlin filan alıyor.
Kendimle çelişmiyorum. Ben en kötü durumda bile çalışabilecek bir sistemden bahsediyorum. Sen ise "her ülke ihraç edemez" diye varsayımda bulunarak hareket ediyorsun. Bundan 50 sene sonra ne olacağını bilemezsin. Varsayımın eğer doğru olmayı bırakacaksa bir anlamı böyle bir sistemin. Çökmeye mahkum.Kendinle çelişiyorsun. Her ülkenin ihraç edip edemeyeceği belli değilse, sen de "her ülke ihraç ederse ne olacak?" diyemezsin. Bu da varsayımdır. Ayrıca uzmanlara göre, ihraça dayalı ekonomi; bir ülkenin ekonomisini şahlandırabilir.
Sen varsayımlarla konuşuyorsun, ben sana istatistik atacağım. Her ülke ihraç edemez, her ülkenin ekonomik durumu, iklim koşulları, işçi sayısı gibi bir sürü etkenler, ihracat ve ithalatı belirler.
Her ülkenin kendi mevcut durumundan kat kat fazla ihraç edebilme durumu varsa, bana istatistiklerle kanıtla ben de kabul edeyim. Küçük veya ekonomisi orta düzeyde olan ülkeler, ithalat yapma zorunluluğundadır.
Gelişmiş ülkelerin ithalat/ihracat dengesini incele. Ya ithalat/ihracat dengesi eşit olur, ya da az farklar olur. Örnek:
Almanya: İthalat = 128 Milyar $, İhracat = 134 Milyar $.
Japonya: İthalat = 634 Milyar $, İhracat = 641 Milyar $.
Amerika: İthalat = 3,4 Trilyon $, İhracat = 2.5 Trilyon $
Bir ülkenin ihraç edebileceği miktar az çok bellidir. İthalat belki tahmin edilemeyebilir fakat ihraç tamamen tahmin edilebilirdir. Ülkelerin kapasitesi bellidir, bir ülke 100 kumaş satıyorsa, gelecekte 150 kumaş satmanın planını ve programını yapmıştır. Ülkeler, varsayımlarla hareket etmez.Kendimle çelişmiyorum. Ben en kötü durumda bile çalışabilecek bir sistemden bahsediyorum. Sen ise "her ülke ihraç edemez" diye varsayımda bulunarak hareket ediyorsun. Bundan 50 sene sonra ne olacağını bilemezsin. Varsayımın eğer doğru olmayı bırakacaksa bir anlamı böyle bir sistemin. Çökmeye mahkum.
Ben nerede "50 sene sonra çökmeye mahrum" yazdım bir göstersene.Bir ülkenin ihraç edebileceği miktar az çok bellidir. İthalat belki tahmin edilemeyebilir fakat ihraç tamamen tahmin edilebilirdir. Ülkelerin kapasitesi bellidir, bir ülke 100 kumaş satıyorsa, gelecekte 150 kumaş satmanın planını ve programını yapmıştır. Ülkeler, varsayımlarla hareket etmez.
Ekonomistler, ihraça dayalı ekonominin, ekonomiyi şahlandırabileceğini söylüyorlar. Türkiye, ihraç konusunda şanslı bir ülke. Türkiye'nin satabileceği çok fazla ürünü var. Türkiye, bir Kore veya Japonya olamayabilir fakat onlara yaklaşabilir.
"Bundan 50 sene sonra ne olacağını bilemezsin" demek tamamen saçmalık safsatası. Ülkeler, geleceğin 100 yılını bile planlar ve programlar. Türkiye'nin 10, 20 sene sonra ne satacağı veya satmayacağı bellidir çünkü bu planlanmış ve programlanmıştır. İhraça dayalı bir ekonomi, Türkiye'yi şahlandırır.
Argüman bile sunmuyorsun, tek söylediğin anlamı olmayan "50 sene sonra çökmeye mahkum" varsayımı. Bu programın çökmeye mahkum olduğunu istatistikler ile kanıtla.
Adamlar havadan sudan paranın değerini düşürürlerse böyle zırvaları duyarız yine.
"Paranı değersizleştireceğiz" derlerken bana mı sordular? Hayır. Bireysel önlem almak benim en doğal hakkım.
Adamların ürünleri kaliteli olduğu için alınıyor, içi boş milliyetçilikle yerli üretim mal almam. Yediğin makarnanın buğdayını Ukrayna-Rusya'dan ithal ediyorlar, yerli malmış...
Konuya dönecek olursak; bireysel olarak yapabileceğin şey döviz-altın gibi şeyleri almakla sınırlı. Yatırım yapmak istersen adı üzerinde zaten.
Sorun da orada zaten; kimse üreticiyi umursamıyor.İşte kaliteli mal üretmek lazım.