ailem beni strese sokmuyorda dalga geçiyorlar benimle
babamdan pc istedim alırız dedi ama böyle harbiden alırız dedi 2 gün sonra taksit işine girismem dedi (istediğim pcde 5k taksitle aylik 450tl) gecen hafta 15k ya televizyon aldı olayı tartıştım işte dalga mi geçiyorsunuz falan sen gelecek vad etmiyorsun dediler
odama gittim sadece
sonra cildiyeden randevu aldım randevu günü geldi saati biraz erkendi annem uğraşmam dedi tek gittim
abim ve kardeşime karşı böyle değiller bana yapıyorlar sadece
Senin için hayat öykümün bir özetini yazdım uzun oldu ama okursan sana bir şeyler katacağını düşünüyorum.
Gelecek vaad etmiyorsun konuşmalarına lise dönemindeyken çok takılırdım fakat sonra bu lafların hep beni hırslandırmak icin olduğunu fark ettim buna takılma o yüzden sakın herkesin bir potansiyeli var. Yakınlarında şöyle bi konuşma duyarsan kulak vermeni tavsiye ederim “vay be salağın tekiydi küçükken simdi kendine ev araba almış” genelde küçükken biraz asosyal takılan insanlar sonrasında başarılı oluyorlar. Küçükken çok zorluklar cektim, aslında şuanki hastalıklarımın sebebi büyük oranda küçükken yaşadığım sıkıntılar, içe ata ata hastalık olarak dışarı vuruyor bir zaman sonra.
Maddi nedenlerden dolayı yaşıtlarımdan hep gerideydim. Lise döneminde yıl sonlarında arkadaşlar hadi avmye gidelim yemek yiyelim dediğinde benim evde işim var diyerek eve dönerdim. Okulumla ev arası 2 kilometreydi ve yürüyerek gidip dönüyordum. Lisede arkadaşların elinde s7 edge iPhone 6s varken ben daha s3 mini kullanıyorum.
Daha 12 yaşlarında iş hayatına atıldım haftalık 5 TL kazanıp onuda eve veriyordum cumartesi günleri. Orada 3 yaz dönemi çalıştıktan sonra amcamın yanında PVC işine girdim, iş öğretecekler sanıyorken hammallik yaptık kocaman kapı pencereleri mermerleri çimentoları kaç kat yukarı taşıyordum. Ustalar eski tahta pencerelerin camlarını kırıp yere atıyordu yerden süpürüp çuvala doldurup sırtıma atıp asagiya indiriyordum. Gün sonu kıyafetim beyaz çimento içerisinde tişörtüm kesikler icinde ve sırtım kanayarak eve dönüyordum. Patronun yeğeni olduğum icin ustaların beni hiç sevmemesi en kötü işleri bana vermeside cabası.
Yaş artık 18’i geçti lise bitti ve sonrasında üniversite hayatı başladı. Tam hatırlamıyorum 370 TL civarı bir bursum vardı 1 ay o parayla geçiniyordum aldığım parayı sadece sigara ve otobuse yetiyordu evden hiç para istemiyordum onları zor duruma düşürmemek için, çünkü kardeşim ilkokuldaydı ve dönem başlarken boya kalemleri vs bir ton istekleri oluyordu öğretmenlerin ve babamın emekli maaşıyla geçiniyorlardı. Burs sadece giderlerime yettiği için yiyecek şeyler almak için eksi bakiyeye düşüyordum sonrasında oda yetmeyince kredi kartindada borca girdim. Şöyle böyle universitede bitti.
Hayatımın dönüm noktası; Askeriyeye yedek subay/ yedek astsubay rütbeleri getirildi. 2 yıllık üniversite mezunu olduğun icin askerliğimi yedek astsubay olarak yapma başvurusuna hak kazandım şansımı denedim dua ettim ve yedek astsubaylığı kazandım. Hem askerliğimi yapıyordum hemde aylık 6300 TL ücret alıyordum. Sonrasında bu ücret ben bitireceğim döneme kadar 7300 TL’ye kadar çıktı Kıbrıs’ta olduğum icin 1000TL ada tazminatıda vardı bu ücretin içerisinde. Kıbrıs’ta biryerden biryere taksiyle gidildiği ve sadece çarşıya git gel ücretinin 100tl olduğu icin çarşıya çıkmıyordum arkadaşlar her çarşıya çıktığında minimum 500 TL harcayıp dönüyorlardı ve gereksiz boş harcamalar yapıyorlardı. Askerliğim bittiginde 50 bin TL para biriktirmiştim.
Şuanki başarım; babam birtane 1997 model Toyota Corolla almıştı benim üzerime kendisi koah hastasiydi vefat ettikten 1 ay sonra bende askere gitmiştim. Askerden döndükten sonra corollayi 40 bine satıp üzerine 30bin koyup 2001 model Honda civic aldım geri kalan paramla iphone 12 mini,casio edifice saat aldım. Askerden döndükten sonrada çalışarak Asus rog strix notebook aldım.
Sonuç; o sümüklü, arkadaşlarının ağzına bakan çocuk suan istediği her seye sahip. Fakat bunca yıldır çekilen dert sigaradan yitip giden kalp ve akciğer ellerimden kayıp gidiyor. O yüzden aileni boşver eğitimini bitirip is hayatına gir ve ne elde etmek istiyorsan bunu kendin başar. Babamın bir lafı vardı; başkasından iyilik bekleme kendi başını kendi tırnağınla kaşı. Evet icinde çocukluğunda oynayamadığı oyunların burukluğu kalacak, benim gibi 24 yaşında açıpta 12 yıl önce çıkmış Medal of Honor 2010’u oynayacaksın ama eninde sonunda başaracaksın. Ben sana inanıyorum.