Herkese selamlar.
Yüzyıllar boyunca insanlar rüyaların anlamını sorguladılar. İlk uygarlıklar rüyaları insanlarla tanrılar arasında bir araç olarak görüyordu.
Yunanlar ve Romalılar, hayallerin geleceği tahmin edebileceğini düşündüler.
Öncelikle bilinmesi gereken şey rüyaların tamamen kanıtlanmış bir nedene bağlı olmadığıdır. Bu konuda çok sayıda teori var.
Rüya, uykunun hızlı göz hareketi sırasında meydana gelir. RAM uykusu sırasında gözleriniz farklı yönlere hızla hareket eder. Genellikle, RAM uykusu siz uyuduktan 90 dakika sonra gerçekleşir. Beyniniz daha aktif olduğu için bu süre zarfında yoğun rüyalar görme eğilimindesiniz.
Günümüzün çoğunu düşünerek geçiriyoruz. Bu durum uyku halinde de geçerli.
Örneğin, Freud yıllar önce çok basit ama derin olan şu soruyu sordu;
"Bu insan neden bu rüyayı görüyor?"
Freud, rüyaların bastırılmış duyguları ortaya çıkardığını söylüyordu.
Yani, başkalarıyla paylaşamadığımız ya da uygulayamadığımız düşünce ve duyguları rüyalarda yaşıyorduk.
Yakın zamanda ortaya atılmış bir teoriye göreyse rüyaların hiçbir anlamı yok. Yani rüyalarınızda hatıralarınızdan değişik görüntüler görürsünüz. Uyandığınızda da rüyaların üstüne anlamsız imgelemeler yerleştirirsiniz.
Başka bir teoriye göreyse rüyaların ruh halinizle ilişkisi olduğuna dair.
Teoriye göre rüyalarınızda korkunç psikolojik veya fiziksel olaylarla yüzleşiyorsunuz.
Jung'un rüyalar teorisi bu konuda çok önemli olabilir.
Jung'a göre rüyalar çok önemliydi. Çünkü sizin kişiliğiniz hakkında çok fazla detay belirtebilirdi.
Tabii rüyaları anlamak çok zordu. Bunun başlıca sebebi rüyalarda düşüncelerin imgeler yoluyla ortaya çıkmasıydı.
Örneğin bir kadın rüyasında uzunca bir nehri geçmeye çalışıyor. Nehrin üstünde bir köprü yok, ancak taşla kaplı bir yol bulur. Tam geçmek üzereyken bir yengeç onu ayağından yakalar ve gitmesine izin vermez.
Bu rüyada çok sayıda imgeleme vardı. Nehir, yol, yengeç gibi.
Şimdi Jung'un rüyalardan nasıl anlamlar çıkardığına bakalım.
Jonah adında ofiste çalışan bir adam rüyasında iş arkadaşının karşısında oturduğunu görür.
İş arkadaşı "yanımda mı oturacaksın, yoksa orada iyi misin?" diye sorar. O sırada patron gelir ve “Jonah, seni ofisimde görebilir miyim?” der.
Jonah patronun ofisine girer ve deri bir kulüp koltuğu görür.
Yaklaştıkça, sandalyenin karıncalarla ve bal veya ağaç özü gibi yapışkan maddelerle dolu olduğunu fark ediyor.
"Bunun üzerine nasıl oturacağım? Önce bunu temizlemem gerekecek." diye düşünür ve sonra uyanır.
Bu rüyayı gören Jonah ertesi gün bir banka oturur ve aşağısının karıncalarla dolu olduğunu görür.
Peki Jonah'ın bilinçaltı bu rüyada ne anlatmaya çalışıyordu?
Gelin bu rüyayı Jung'un yöntemiyle inceleyelim:
Jonah rüyasında bir iş ortamında görünüyordu. Ancak işinden istifa etmişti.
Çalışma ortamı bir semboldü. Bir sanatçı olarak şu anki işini sembolize etmek için bilinçaltı eski muhasebe işi imajını ödünç aldı.
Diğer imgeye bakalım. Jonah'ın arkadaşı "Yanıma mı oturacaksın? Orada mı kalacaksın?" diye sormuştu.
Jonah'ın arkadaş zihninin yazar tarafını temsil ediyordu. Tam karşısına oturdu. Rüyanın gerçekten sorduğu şey,
"Hey Jonah, yazar olmak mı yoksa o işte mi kalmak mı istiyorsun?"
Deri kulüp koltuğu ise başarıyı, lüksü ve parayı simgeliyordu.
Hatırlarsanız başarıyı simgeleyen koltuk karıncalarla doluydu.
Rüyadan çıkarılan sonuç, deri koltukta simgelenen başarının mutluluktan ziyade acı getireceğidir.
Rüyalarınızı analiz etmek şu ana kadar anlamadığınız nevrotik, hassas şeyleri ortaya çıkarabilir. Dikkatli olmalısınız.
Şunu unutmayın ki rüyalarınızı yorumlamak ya da anlamlar çıkarmak her zaman doğru olmayabilir. Rüyalar kişiseldir ve size kesinlikle bir şeyler kanıtlama çabaları olmayabilir.
Kaynaklar: Jung and Dreams | Society of Analytical Psychology. How to Analyze a Dream Using Jungian Dream Analysis Carl Jung - Symbol Analysis. memories, dreams, reflections.
- C. G. Jung.
A dictionary of dream symbols: With an ıntroduction to dream psychology - C. G. Jung.
Yüzyıllar boyunca insanlar rüyaların anlamını sorguladılar. İlk uygarlıklar rüyaları insanlarla tanrılar arasında bir araç olarak görüyordu.
Yunanlar ve Romalılar, hayallerin geleceği tahmin edebileceğini düşündüler.
Öncelikle bilinmesi gereken şey rüyaların tamamen kanıtlanmış bir nedene bağlı olmadığıdır. Bu konuda çok sayıda teori var.
Rüya, uykunun hızlı göz hareketi sırasında meydana gelir. RAM uykusu sırasında gözleriniz farklı yönlere hızla hareket eder. Genellikle, RAM uykusu siz uyuduktan 90 dakika sonra gerçekleşir. Beyniniz daha aktif olduğu için bu süre zarfında yoğun rüyalar görme eğilimindesiniz.
Günümüzün çoğunu düşünerek geçiriyoruz. Bu durum uyku halinde de geçerli.
Örneğin, Freud yıllar önce çok basit ama derin olan şu soruyu sordu;
"Bu insan neden bu rüyayı görüyor?"
Freud, rüyaların bastırılmış duyguları ortaya çıkardığını söylüyordu.
Yani, başkalarıyla paylaşamadığımız ya da uygulayamadığımız düşünce ve duyguları rüyalarda yaşıyorduk.
Yakın zamanda ortaya atılmış bir teoriye göreyse rüyaların hiçbir anlamı yok. Yani rüyalarınızda hatıralarınızdan değişik görüntüler görürsünüz. Uyandığınızda da rüyaların üstüne anlamsız imgelemeler yerleştirirsiniz.
Başka bir teoriye göreyse rüyaların ruh halinizle ilişkisi olduğuna dair.
Teoriye göre rüyalarınızda korkunç psikolojik veya fiziksel olaylarla yüzleşiyorsunuz.
Jung'un rüyalar teorisi bu konuda çok önemli olabilir.
Jung'a göre rüyalar çok önemliydi. Çünkü sizin kişiliğiniz hakkında çok fazla detay belirtebilirdi.
Tabii rüyaları anlamak çok zordu. Bunun başlıca sebebi rüyalarda düşüncelerin imgeler yoluyla ortaya çıkmasıydı.
Örneğin bir kadın rüyasında uzunca bir nehri geçmeye çalışıyor. Nehrin üstünde bir köprü yok, ancak taşla kaplı bir yol bulur. Tam geçmek üzereyken bir yengeç onu ayağından yakalar ve gitmesine izin vermez.
Bu rüyada çok sayıda imgeleme vardı. Nehir, yol, yengeç gibi.
Şimdi Jung'un rüyalardan nasıl anlamlar çıkardığına bakalım.
Jonah adında ofiste çalışan bir adam rüyasında iş arkadaşının karşısında oturduğunu görür.
İş arkadaşı "yanımda mı oturacaksın, yoksa orada iyi misin?" diye sorar. O sırada patron gelir ve “Jonah, seni ofisimde görebilir miyim?” der.
Jonah patronun ofisine girer ve deri bir kulüp koltuğu görür.
Yaklaştıkça, sandalyenin karıncalarla ve bal veya ağaç özü gibi yapışkan maddelerle dolu olduğunu fark ediyor.
"Bunun üzerine nasıl oturacağım? Önce bunu temizlemem gerekecek." diye düşünür ve sonra uyanır.
Bu rüyayı gören Jonah ertesi gün bir banka oturur ve aşağısının karıncalarla dolu olduğunu görür.
Peki Jonah'ın bilinçaltı bu rüyada ne anlatmaya çalışıyordu?
Gelin bu rüyayı Jung'un yöntemiyle inceleyelim:
Jonah rüyasında bir iş ortamında görünüyordu. Ancak işinden istifa etmişti.
Çalışma ortamı bir semboldü. Bir sanatçı olarak şu anki işini sembolize etmek için bilinçaltı eski muhasebe işi imajını ödünç aldı.
Diğer imgeye bakalım. Jonah'ın arkadaşı "Yanıma mı oturacaksın? Orada mı kalacaksın?" diye sormuştu.
Jonah'ın arkadaş zihninin yazar tarafını temsil ediyordu. Tam karşısına oturdu. Rüyanın gerçekten sorduğu şey,
"Hey Jonah, yazar olmak mı yoksa o işte mi kalmak mı istiyorsun?"
Deri kulüp koltuğu ise başarıyı, lüksü ve parayı simgeliyordu.
Hatırlarsanız başarıyı simgeleyen koltuk karıncalarla doluydu.
Rüyadan çıkarılan sonuç, deri koltukta simgelenen başarının mutluluktan ziyade acı getireceğidir.
Rüyalarınızı analiz etmek şu ana kadar anlamadığınız nevrotik, hassas şeyleri ortaya çıkarabilir. Dikkatli olmalısınız.
Şunu unutmayın ki rüyalarınızı yorumlamak ya da anlamlar çıkarmak her zaman doğru olmayabilir. Rüyalar kişiseldir ve size kesinlikle bir şeyler kanıtlama çabaları olmayabilir.
Kaynaklar: Jung and Dreams | Society of Analytical Psychology. How to Analyze a Dream Using Jungian Dream Analysis Carl Jung - Symbol Analysis. memories, dreams, reflections.
- C. G. Jung.
A dictionary of dream symbols: With an ıntroduction to dream psychology - C. G. Jung.
Son düzenleyen: Moderatör:
