Şehir içinde pickup kullanılır mı?

Şimdi Amerika'da dodge RAM, Ford Raptor vs...
ABD ya da Kanada'ya hiç gittin mi bilmiyorum ama dikkatini çekmek istediğim bir konu var; orada yollar bize ve Avrupa şehirlerine göre çok daha geniş. Bir şeyler yüklemek için kullanılmayacaksa gereksiz.

Bu araçların arka süspansiyonları 2-3 istisna hariç bağımsız değil, makas sistemdir çünkü bağımsız tip süspansiyon ile o yükleme kapasitesini sağlamak daha yüksek maliyet demek. Bunun kötü tarafı ne? Araç boşken yol tutuşla ilgili (özellikle çukur/tümsekli yollarda) kullanım güvenliğini riske atabilecek kadar arka tarafta zıplama eğilimi olacak. Ayrıca makas sistemli süspansiyonlar konfor açısından çok kötüdürler. Tabii bağımsız süspansiyon setiyle gelen bir model de alabilirsin ancak onun da fiyatı biraz daha (Mercedes alırsan daha da) yüksek olacak.

Boyut kısmı da Türkiye ve Avrupa şehirleri gibi dar yollara sahip yerlerde büyük bir problem. Şehir içinde park edecek yer bulman çok zor olacak çünkü 5.1-5.2 metre uzunluğundaki aracını, bir HB (4 - 4.4 metre) ya da bir sedan (4.4 - 4.8 metre) aracın çıkacağı park yerlerine sığdırmaya çalışacaksın. Ayrıca dar sokak aralarında, özellikle de tam köşeye park etmiş arabalar varken dönüş yapman büyük sorun olacak. Bol bol dönüş için uygun sokak aramak için dolaşırsın.

Bir diğer kötü durum ise her ne kadar alımdaki ÖTV düşüklüğü nedeniyle kendini amorti etse de her yıl yüksek miktarlarda MTV ödemek zorunda kalacaksın çünkü o araçlardaki tork miktarları 1.5/1.6 litrelik motorlarla olmuyor. Aracın yüksek, geniş ve tavan çizgisi arkasında kasa üstünde türbülansa neden olacak hava nedeniyle bu araçların sürtünme katsayıları yüksek. Ağırlıklarının da yüksek olması nedeniyle yakıt giderlerin yüksek olacak. Bu araçların yıllık bakımları da düşük olmayacak. Alımda fiyatı makul sayılsa ve sen "sorun değil" desen de yürütme maliyetleri çok yüksek.

Yollardaki hız limitlerin de binek araçlarla aynı olmayacak, daha düşük yasal hız sınırların var. Bunun da üzerine her yıl muayene zorunluluğun var ve yanlış hatırlamıyorsam bazı modellerin aks mesafeleri nedeniyle İstanbul'da 1. ve 2. köprüyü kullanmalarıyla ilgili de kısıtlama vardı ama bu şu anda değişmiş de olabilir.

Sözün özü şehir içi kullanımda bu araçları mantıklı yapmayan bir sürü neden var, almak için de tek mantıklı neden var. İstiyor olman, senin bileceğin şey. Alacaksan da keyifle kullanırsın umarım.
 
Son düzenleme:
Türkiye'de kocaman pikapların girmeyeceği yerler var. Ayrıca yılda bir muayene falan da var. Yakıtları da çok yüksek. Dertli yani her anlamda. Yakınımda var bir tane Hilux. Çok konforlu zevkli falan ama şehir içinde iyi olmuyor. Benim 4 lastik değiştirdiğim paraya 1 tanesini alabiliyor adam. :D Şehir içi kullanım için en mantıklısı kullanıma göre A-B-C segment araçlar.
 
Ücretli işler yakıt bakım vs vs o konuları kendin de bildiğin için hiç girmiyorum. Araba kullanmak bir tutkudur. Büyük araçlar ise rafine bir zevktir. Benim de iş makinesi sevdam var ancak kullanmaya yönelik bir mesleğim yok. Ama ben dört tekerlekli her aracı keyif ve aşkla kullanıyorum. Bundan çok zevk alıyorum ve dar sokak, geniş cadde fark etmeksizin şoförlüğünü güvendiğim her yerde ehliyetimin yettiği her aracı kullanırım. Açıkçası tutkunuzun peşini bırakmayın derim,örneğin L200 veya Hilux ya da Ranger öyle RAM ya da Raptor kadar geniş ve büyük araçlar değil. Bunları şehir içinde sıkça görüyorum, ve aracınız için yeterli boşluk olduğuna inanıyorum dar sokaklarda. Trafik için konuşacak olursam bu araçlar eskiden dediğiniz gibi ağır ve hantal tanımlı işe dönük araçlardı. Artık teknoloji ve konfor açısından oldukça ileri taşındılar. Koltukları rahat, seyahat etmesi güzel ve tüm güvenlik asistanlarına sahipler. Amacınız aracın keyfini sürmekse size istediğiniz tatmini yaşatacaktır diye düşünüyorum. Gerek malzeme kaliteleri, iç döşeme ve iç yaşam alanı genişliği gerekse güç ve tork değerli sedan bir aile aracıyla yarışır durumda artık. Bu açılardan değerlendirerek ben eğer içinizden geçiyorsa almanız taraftarıyım.
 
ABD ya da Kanada'ya hiç gittin mi bilmiyorum ama dikkatini çekmek istediğim bir konu var; orada yollar bize ve Avrupa şehirlerine göre çok daha geniş. Bir şeyler yüklemek için kullanılmayacaksa gereksiz.

Bu araçların arka süspansiyonları 2-3 istisna hariç bağımsız değil, makas sistemdir çünkü bağımsız tip süspansiyon ile o yükleme kapasitesini sağlamak daha yüksek maliyet demek. Bunun kötü tarafı ne? Araç boşken yol tutuşla ilgili (özellikle çukur/tümsekli yollarda) kullanım güvenliğini riske atabilecek kadar arka tarafta zıplama eğilimi olacak. Ayrıca makas sistemli süspansiyonlar konfor açısından çok kötüdürler. Tabii bağımsız süspansiyon setiyle gelen bir model de alabilirsin ancak onun da fiyatı biraz daha (Mercedes alırsan daha da) yüksek olacak.

Boyut kısmı da Türkiye ve Avrupa şehirleri gibi dar yollara sahip yerlerde büyük bir problem. Şehir içinde park edecek yer bulman çok zor olacak çünkü 5.1-5.2 metre uzunluğundaki aracını, bir HB (4 - 4.4 metre) ya da bir sedan (4.4 - 4.8 metre) aracın çıkacağı park yerlerine sığdırmaya çalışacaksın. Ayrıca dar sokak aralarında, özellikle de tam köşeye park etmiş arabalar varken dönüş yapman büyük sorun olacak. Bol bol dönüş için uygun sokak aramak için dolaşırsın.

Bir diğer kötü durum ise her ne kadar alımdaki ÖTV düşüklüğü nedeniyle kendini amorti etse de her yıl yüksek miktarlarda MTV ödemek zorunda kalacaksın çünkü o araçlardaki tork miktarları 1.5/1.6 litrelik motorlarla olmuyor. Aracın yüksek, geniş ve tavan çizgisi arkasında kasa üstünde türbülansa neden olacak hava nedeniyle bu araçların sürtünme katsayıları yüksek. Ağırlıklarının da yüksek olması nedeniyle yakıt giderlerin yüksek olacak. Bu araçların yıllık bakımları da düşük olmayacak. Alımda fiyatı makul sayılsa ve sen "sorun değil" desen de yürütme maliyetleri çok yüksek.

Yollardaki hız limitlerin de binek araçlarla aynı olmayacak, daha düşük yasal hız sınırların var. Bunun da üzerine her yıl muayene zorunluluğun var ve yanlış hatırlamıyorsam bazı modellerin aks mesafeleri nedeniyle İstanbul'da 1. ve 2. köprüyü kullanmalarıyla ilgili de kısıtlama vardı ama bu şu anda değişmiş de olabilir.

Sözün özü şehir içi kullanımda bu araçları mantıklı yapmayan bir sürü neden var, almak için de tek mantıklı neden var. İstiyor olman, senin bileceğin şey. Alacaksan da keyifle kullanırsın umarım.
Evet hocam biliyorum unutmuşum onu da ekleyecektim zaten en önemli sebeplerinden biri zaten yolların çok geniş olması.

Hocam her bir paragrafınıza sonsuz katılıyorum elinize sağlık mükemmel olmuş. Bunların zaten farkındayım (teknik özellikleri, ötv mtv yakıt vergi muayene, hız merakım yok 70 ortalama sürüyorum, park etme viraj dönme...)

Dediğiniz gibi biliyorum şehir içinde mantıklı bir yönü yok, ama bu tür ağır araçları seviyorum yüksekte oluşu güvenli olması torku gücü vs...

Yani bir sedan alsam hem alçakta süreceğim bana göre keyifsiz hem de arkada üç koltuk ile sadece şehirde kullanacağım.
Ama pickup'ta aracı her şeyi ile kullanabileceğim arazide dağda, arakaya yeri geldiğinde ağır yük yüklemeye veya yakınların binmesine tatil piknik kamp vs...

Dediğim gibi yazdıklarınız gerçekten mantıklı katılmamak elde değil, şuan net karar veremiyorum sadece şehir içinde viraj alma konusundan dolayı. Sürekli alıp değişen bir şey de değil sedan alıp mutsuz olmakta var gönlüm Pickup'tan yana.
Ücretli işler yakıt bakım vs vs o konuları kendin de bildiğin için hiç girmiyorum. Araba kullanmak bir tutkudur. Büyük araçlar ise rafine bir zevktir. Benim de iş makinesi sevdam var ancak kullanmaya yönelik bir mesleğim yok. Ama ben dört tekerlekli her aracı keyif ve aşkla kullanıyorum. Bundan çok zevk alıyorum ve dar sokak, geniş cadde fark etmeksizin şoförlüğünü güvendiğim her yerde ehliyetimin yettiği her aracı kullanırım. Açıkçası tutkunuzun peşini bırakmayın derim,örneğin L200 veya Hilux ya da Ranger öyle RAM ya da Raptor kadar geniş ve büyük araçlar değil. Bunları şehir içinde sıkça görüyorum, ve aracınız için yeterli boşluk olduğuna inanıyorum dar sokaklarda. Trafik için konuşacak olursam bu araçlar eskiden dediğiniz gibi ağır ve hantal tanımlı işe dönük araçlardı. Artık teknoloji ve konfor açısından oldukça ileri taşındılar. Koltukları rahat, seyahat etmesi güzel ve tüm güvenlik asistanlarına sahipler. Amacınız aracın keyfini sürmekse size istediğiniz tatmini yaşatacaktır diye düşünüyorum. Gerek malzeme kaliteleri, iç döşeme ve iç yaşam alanı genişliği gerekse güç ve tork değerli sedan bir aile aracıyla yarışır durumda artık. Bu açılardan değerlendirerek ben eğer içinizden geçiyorsa almanız taraftarıyım.
Teşekkürler hocam şuan kafamda net oturmasa da, şehir içinde viraj alma konusundan dolayı, gönlüm Pickup'tan yana. Yazdıklarınıza katılıyorum elinize sağlık. Ama çok büyük ihtimal seçimim Pickup olacak.
 
Teşekkürler hocam şuan kafamda net oturmasa da, şehir içinde viraj alma konusundan dolayı, gönlüm Pickup'tan yana. Yazdıklarınıza katılıyorum elinize sağlık. Ama çok büyük ihtimal seçimim Pickup olacak.
Eğer alırsanız fotoğraflarını bekleriz 🙂 Şimdiden yeni aracınız hayırlı olsun kazasız, belasız sürüşler dilerim.
 
Türkiye'nin metropol, neredeyse günün her saatinde trafik yaşanan şehrinde yaşayıp da şehir içinde bu tarz araçlarla zevk alabileceğini düşünen arkadaşlara şaşırıyorum. Çoğu zaman yanındaki 0.9 motorlu Clio ile aynı hızda ilerleyip aynı dur kalkları yapacaksın. Ha etrafa biraz daha yüksekten bakarsın, o kadar. Bunu da isteyenler için C segment SUV alternatifi var zaten.

Vergi, bakım, yakıt külfetine girmiyorum bile. Türkiye ile ABD'nin hiçbir benzerliği yokken araç kültürünü de oradan uyarlayıp buraya yapıştırmayın bence. Türkiye'de hangi sıradan vatandaş yaşamından kısarak altına 5000 cc araçlar çekebiliyor :D Arabalar ucuz, yakıt ucuz, yollar güzel adamlar keyiflerine göre hareket edebiliyorlar ama onların aynısını yapmak için bu ülkede ''zengin olmak'' şart.

Ben D segment kullanıyorum, D segment bile şehir içinde yoruyor boyut yüzünden. Bence en ideali dolu paket bir C segment sedan/HB.
 
Bu araçların hakimiyet hissi daha fazla aslında. Yalnız şehir içinde park derdi öyle bir büyük ki, aklınız çıkar. Normal park yerlerine genelde sığmaz, kıçı başı dışarıda kalır, paralel park yapayım dersiniz ama hep park boşlukları normal araba boyunda olur. İki dakika duraklayım da işimi halledeyim diyemiyorsunuz. Birinin her zaman bu park olayından dolayı aracın başında beklemesi ya da siz işinizi halledene kadar o caddeyi turlayıp gelmesi gerekiyor. Yakıt tüketimleri, vergisi ve her yıl muayenesi de bence can sıkıcı noktalardan. Bir süre binip heves atarım diyorsanız bence alınabilir. Zaten siz de bıkarsınız bu tür şeylerden. A-B segmenti bir araç bile alabilirsiniz kafayı sıyırıp. :D İş yerinde, zaman zaman küçük araç bulamayınca D-MAX ve L200 kullanan biri olarak benim yorumlarım bunlardır.
 
Uyarı! Bu konu 5 yıl önce açıldı.
Muhtemelen daha fazla tartışma gerekli değildir ki bu durumda yeni bir konu başlatmayı öneririz. Eğer yine de cevabınızın gerekli olduğunu düşünüyorsanız buna rağmen cevap verebilirsiniz.

Technopat Haberler

Yeni konular

Geri
Yukarı