Verdiğiniz Elden Ring örneğinden yola çıkarak söylüyorum, gidiş şekliniz yanlış olmuş. Bende Souls-like türlerine çok aşina değildim ama işin içine girip deneyim kazandıktan sonra souls-like olmayan oyunlar çok basit gelmeye ve sarmamaya başladı. Yanlıştan kastım şu, Elden Ring açık dünyaya sahip bir souls-like. Ek olarak karakterinizi istediğiniz gibi şekillendirebiliyorsunuz ve güçlenip o kesemediğiniz bossa geri geliyorsunuz. Bahsettiğiniz atlı bossu oyunun başında kesememeniz çok normal, zaten oyun sizi o atlıyı kesemessen devam edemessin gibi bir kısıtlamaya sokmuyor. Oyunu çok iyi bilen yalayıp yutmuş kişiler bile oyuna sıfırdan başlasa o atlı bosste tek bir hasar yerlerse ölürler zaten.İllaki kesenler vardır ama bu bile zaman alır. Çünkü karakterin hiç bir gelişimi yok.
Ama Sekiro Elden Ring gibi değil. Yani Sekiroda oyun başında karşınıza çıkan ilk bossu bile biraz ölüp hareketlerini ezberledikten sonra çok rahatlıkla kesersiniz. Sekiroda farklı kılıçlar takayım ne bileyim elime bow takayım gibi şeyler yok daha tek düze lineer bir oynanışa sahip. İlerledikçe bazı geliştirmeler geliyor ama Elden Ring gibi kapsamlı değil. Zaten herhangi bir souls-like bitirirseniz ve alışırsanız genelinde ortak nokta ve mantık aynı ilerlediğinden hepsinde bir şekilde yolunuzu buluyorsunuz. Dodge atmak, deflect yapmak gibi.
Sonuç olarak souls-like oyunlarında bunları çözüp sizi belki saatlerce oyalayan bossu kesmenin sonunda aldığınız hissiyat çok tatmin edici ve yorucu. İnsanların souls like türlerini çok sevmesinin sebebide bu aslında.