Hepimizin bildiği gibi ziya Selçuk millî eğitim bakanı fakat bakanlığını bilmiyor. Günde 60.000 vaka varken hala okulları açma çabasında olmasına inanamıyorum. Yaklaşık 8 aylık bir nefretin sonucunda kafamda bazıları saçma da olsa Ziya'nın hedeflerini belirledim. Şimdi gelelim Ziya'nın hedeflerine:
1 - son derece saçma da olsa bir fikir:
Ziya bu kadar vaka varken okulları açıp bizi gönderiyor çünkü bize korona bulaştırıp öldürüp sonra da sadece yetişkinler için huzurlu bir ülke hazırlamak istiyor.
2 - bu da son derece saçma bir öncül ama bir olasılık:
Canı sıkıldığı için yapıyor olabilir.
Şimdi gelelim bir diğer konuya:
Türkiye'nin eğitim sisteminin çok saçma olduğunu düşünüyorum ve işsizliğin sebebi de bu. Evet söylüyorum: Her sınıf düzeyinde aynı dersler var değil mi? Matematik, Türkçe, İngilizce, tarih.
Bu 4 ana ders sınıf geçtikçe zorlaşır. Türkiye'de ne yapılıyor? Her sınıfta bu derslerden sınava giriyorsun. Diyelim her insanın baş belası olan matematikten hiç anlamıyorsun ve anlamadığın halde çalışıp yüksek not almak zorundasın aksi takdirde okuldan atılırsın işte en yanlış nokta burası. Daha sonra ortaokul 8. sınıfta LGS'ye girersin ve aldığın puana göre bir liseye gidersin. Diyelim ki 400 puan aldın, tercih yaparken 400 puana yakın bir puan isteyen okulları yazıyoruz değil mi? Fakat aralarında istemediğimiz okullar da oluyor her şey şansa bağlı. Diyelim ki senin ilgi alanın Türk edebiyatı, sen şiirler, makaleler yazmak, gazeteci olmak istiyorsun ama şansına çıkan okulun alanı fizik. İşte gıcık bir nokta daha sen uzaktan yakından alakan olmadığı dersle 4 yıl yaşamak zorundasın, ne kadar çalışırsan çalış anlamıyorsun, sınavlardan düşük alıyorsun ve sonucunda okuldan atılıyorsun. Sonra o gitmek istediğin liseye gidiyorsun söylüyorsun benim ilgi alanım bu dersler falan. Sana soruyorlar daha önce bir liseye gittin mi? Sen de diyorsun gittim ve ilgi alanım olmadığı için, yapamadığım için atıldım. Sonrasında seni başka bir okuldan atıldığın için o okula da almıyorlar. Sonucunda ne oluyor? Okuyamıyorsun ve işsiz kalıyorsun. İşte Türkiye'nin eğitim sistemi bu şekilde. Şimdi de olması gereken sistemi açıklayayım: İlk ve ortaokulda aynı ana dersleri görüp liseye gideceğin zaman sana ilgi alanını sormaları gerek diyelim ilgi alanın bilgisayar teknolojileri seni LGS'deki gibi ana derslerden değil, bilgisayar teknolojileri ile ilgili şeylerden sınava sokmalılar örneğin sorularda bilgisayarın bileşenleri, yazılımsal sorunların nasıl çözüleceği gibi konulardan sormalılar. Daha sonra doğru yaptığın soru sayısına göre seni bir bilgisayar lisesine yollamalılar ve görüldüğü gibi mesleğin hazır. Türkiye'nin eğitim sistemi aynen şuna benziyor: Küçücük bir delik var ve oradan geçmesi gereken birkaç eşya var: Sandalye, kitap, ayakkabı, dolap, kapı, bardak. Bu eşyaların küçük bir delikten geçmesi gerek ne olacak? Kitap, ayakkabı, bardak geçecek ama diğerleri kalacak. Geçen eşyalar istediği okula gidip başarılı olanlar geçemeyenler ise istediği okula gidemeyenler. Bu sisteme acil bir çözüm bulunması gerek.
23 Nisan 2021 tarihinde 60000 vaka olduğunu söylemiştim bugün 24 Nisan 2021 vakalar 40000 bu gerçekten böyle mi? Yoksa sınavları yapmak için düşük mü gösteriliyor? Benim tahminimse düşük gösteriliyor. Sınavlar canımızdan önemli mi? Ziya için önemli gibi duruyor ayrıca vaka sayısının az gösterilmesinin bir sebebi daha olabilir o da turizm sezonunun gelmiş olması. Turistlerin çok vaka olduğunu düşünüp gelmezlerse devlet para kaybedecek bu yüzden düşük gösterilmiş olabilir.