İnceleme Sons of The Forest

Merhaba :D Sons of The Forest'ı 30 saat oynamış biri olarak, oyun hakkında izlenimlerimden bahsedeceğim. Biliyorsunuz, bu oyun serinin ilk oyunu olan The Forest'in devamı niteliğinde gibi, bundan dolayı iki oyun arasında karşılaştırmalar yaparak ilerleyeceğim.

Hikaye

Oyunun hikayesi paralel evrenler üzerine kurulu, yani ilk oyundaki ada ile bu oyundaki ada aslında aynı ama başka bir paralel evrende olduğumuz için çoğu detay ve hikaye farklı. Oyunun hikayesi ilk oyundaki gibi detaylarda gizli. Hikayeyi özetlemek gerekirse; adaya geliş amacımız, zamanında bu adayı satın alan ve kendilerinden haber alınamayan Puffton ailesini adadan kurtarmak, tabii beraberinde başımıza birçok olay geliyor. Oyunun başında bindiğimiz helikopter düşüyor ve ardından parlak kıyafetli, ne olduğu belirsiz bir adam bizi bayıltıyor, daha sonrasında oyun kontrolü bize veriyor ve mağaraları, sığınakları keşfederek yavaş yavaş ilerliyoruz. Hikayenin ilerleyişinde ilk oyunda oyundaki baba (ilk oyundaki ana karakter) ve oğul da karşımıza çıkıyor. Oyunun sonunda gizemli bir küpe giriyoruz, ardımızdan bahsettiğim parlak kıyafetli adam da girmeye çalışıyor fakat giremiyor. Küpün içinde dünyanın çok ileriki bir zamandaki halini görüyoruz, küpten çıktığımızda parlak kıyafetli adamın bir mutanta dönüştüğünü görüyoruz ve kendisi bize saldırıyor, onu öldürdükten sonra iki seçenek geliyor. Adada kalmak mı? Helikopterle adadan kurtulmak mı? Bu seçim size kalmış, pek bir şeyi etkilemiyor. Hikayeyi tam olarak anlayabilmeniz için bütün haritayı dolaşıp, ipuçlarını toplayıp, anlamaya çalışmanız lazım. Kafa yormadığınız sürece hikayeyi tam anlamıyla anlamanız pek mümkün değil. Bu yüzden oyunu hikayeyi dert etmeden oynamanızı öneririm, oyun zaten hayatta kalma tarzında bir oyun olduğu için gayet zevkli, akıp gidiyor. Özellikle arkadaşlarınızla oynarsanız tadından yenmez. 3 kişi oynayarak oyunda 30 saati devirdik, öyle söyleyeyim. Benim tavsiyem oyunu oynayıp bitirdikten sonra şu videoları izlemeniz, güzel bir şekilde açıklamışlar hikayeyi.

Bu içeriği görüntülemek için üçüncü taraf çerezlerini yerleştirmek için izninize ihtiyacımız olacak.
Daha detaylı bilgi için, çerezler sayfamıza bakınız.

Bu içeriği görüntülemek için üçüncü taraf çerezlerini yerleştirmek için izninize ihtiyacımız olacak.
Daha detaylı bilgi için, çerezler sayfamıza bakınız.

Şunu da söylemeden geçmemeyim, oyunun hikayesi ilk çıktığı zamankiyle aynı değil. Eklemeler yapılmış haliyle böyle. İyi ki eklemeler yaptılar yoksa hikaye daha havada kalıyordu.

Atmosfer

Oyunun atmosferi ilk oyunla benzer, mağara tasarımları genel olarak aynı. İlk oyuna kıyasla sığınak tarzı yerler de eklenmiş oyuna. Haritası ilk oyundan 4 kat daha büyük. Oyunda ilk oyuna kıyasla mevsimler var, oynanışa etkisi olan bir unsur bu da. Oyundaki ilginç yamyam sesleri ve bağırmaları bu oyunda da var, sesler bazen gerçekten gerebiliyor insanı. Atmosferin mevsimler ve haritanın büyük oluşu dışında pek bir farkı yok ilk oyundan, çok benzerler.

Oynanış

İlk oyuna göre yaratık çeşitliliği daha fazla ve yaratıkların size karşı davranışı sizin agresifliğinize göre değişiyor. Daha agresif oynayıp önünüze gelen bütün yamyamları keserseniz onlar da size pek iyi yaklaşmayacaktır. Hayvan çeşitliliği azalmış, ilk oyunda domuz ve rakun gibi hayvanlar varken bu oyunda yok. NPC'lerin yapay zekası çok daha iyi, örnek vermek gerekirse ilk oyunda bir ceylanın yanına gidip direk kesebiliyorduk, hiç tepki bile vermiyordu çoğu zaman. Silah çeşitliliği fazla, ilk oyunda 1 tane ateşli silah varken -ki yapması da zor ve zaman alıcı- bu oyunda kolayca bulunabilen pek çok silah var ancak silahları çok kullanmanızı önermem, mermi zor bulunuyor çünkü. Silah çeşitliliğinin yanında birçok eşya da eklenmiş oyuna. İlk oyuna göre craft edilebilen eşya sayısı çok daha az, zaman geçtikçe bu tarz şeyler iyileştiriliyor ama bu yönden hala kötü olduğunu söyleyebilirim. Oyunda bize yoldaş olarak Kelvin eşlik ediyor, ayak işlerinizi ona yaptırabiliyorsunuz. Virginia adında mutant görünümlü bir kadın var, o da size yavaş yavaş alışıyor ve silah verebiliyorsunuz kendisine, sizi yaratıklardan koruyabiliyor. Bu tarz bize yardımcı olabilecek NPC'ler tek oyunculu oynayacaklar için gayet yararlı, ilk oyunda bunun sıkıntısını çekebiliyorduk. Build sistemi ilk oyuna göre daha gelişmiş, şablonlar dışında kendiniz odun, çubuk gibi şeyleri istediğiniz gibi yerleştirip yapılar yapabiliyorsunuz ama Build sistemi hala kötü, çok az hazır şablon var, istediğiniz şeyi kendiniz tek tek yapmanız lazım ve bu çok uzun sürüyor, şablonların daha çeşitli olması lazım. Oyun ilk çıktığı zamandan bugüne kadar güzel ilerleme katetti ama hala eksikleri var. Zaman geçtikçe düzeleceğini, daha iyi bir hale geleceğini düşünüyorum. Bunu The Forest'ta da görmüştük, oyunu sonradan tamamladılar.

Grafikler

Grafiklerin iyi olduğunu söyleyebilirim. Düşük ayarlarda oynadığım için pek yorum yapamayacağım maalesef.

Dil desteği

Oyunda Türkçe dil desteği var ama oyunun içinde herhangi bir diyalog, konuşma vb. geçmiyor, yani oyun deneyiminize hiçbir etkisi yok Türkçe olup olmamasının.

Optimizasyon ve hatalar

Optimizasyonu rezalet ötesi. En beğenmediğim yanının bu olduğunu söyleyebilirim. RTX 3050 mobil kullanıcısıyım, en düşük ayarlar ve DLSS performans ile 60 FPS anca alıyorum. RAM kullanımı da 15 GB'ı geçiyor çoğu zaman. 16 GB altında RAM'e sahipseniz oynamanızı önermem. GPU kullanımı da genel olarak 90'larda geziyor, tamamını kullanmıyor ekran kartının. Oyundan keyif alarak oynayabilmek için en az RX 6600/RTX 3060 gibi kartlar lazım, bunu bilerek alın derim.

Pek buga rastlamadım. Bu konuda iyi olduğunu söyleyebilirim.

Genel yorumum ve fiyat

Oyunu genel olarak beğendiğimi söyleyebilirim. Beğenmediğim yönü optimizasyonunun rezalet olması ve ilk oyundan çok da farklı bir deneyim sunmaması. The Forest'ı oynamadıysanız bu oyunu oynamanızı önermem. The Forest'ı oynayıp beğendiyseniz oynamanızı öneririm. 10 üzerinden 7 vereceğim bir oyun.

Steam dolara geçmeden önce fiyatı 220 TL'ye kadar düşüyordu. Dolara geçtikten sonra ise 12 dolara -yaklaşık 350 TL- düşmeye başladı, şu anda da 12 dolar fiyatı. The Forest ise 2.4 dolar. Bence şu anki fiyatını hak etmiyor. Bu fiyata hatta daha altına Epic'ten RDR2 gibi oyunları alabilirsiniz. Keşke Epic'te de olsaydı, 200 liranın altına alınabilirdi muhtemelen.

Okuduğunuz için teşekkürler! Oyun hakkında sorularınız varsa sorabilirsiniz.

İyi Sosyaller!
 
İyi bir inceleme olmuş, elinize sağlık oyunu bende aldım ama daha oynamak nasip olmadı. Oynamaya sabırsızlanıyorum, güzel oyuna benziyor.
 
1704014184313.png

1704014210253.png

1704014243202.png

wXGH4yxMFqVj55ZHhRLt29-1200-80.jpg
 
Detaylı ve güzel bir inceleme olmuş hocam. Elinize sağlık.
 
Merhaba :D Sons of The Forest'ı 30 saat oynamış biri olarak, oyun hakkında izlenimlerimden bahsedeceğim. Biliyorsunuz, bu oyun serinin ilk oyunu olan The Forest'in devamı niteliğinde gibi, bundan dolayı iki oyun arasında karşılaştırmalar yaparak ilerleyeceğim.

Hikaye

Oyunun hikayesi paralel evrenler üzerine kurulu, yani ilk oyundaki ada ile bu oyundaki ada aslında aynı ama başka bir paralel evrende olduğumuz için çoğu detay ve hikaye farklı. Oyunun hikayesi ilk oyundaki gibi detaylarda gizli. Hikayeyi özetlemek gerekirse; adaya geliş amacımız, zamanında bu adayı satın alan ve kendilerinden haber alınamayan Puffton ailesini adadan kurtarmak, tabii beraberinde başımıza birçok olay geliyor. Oyunun başında bindiğimiz helikopter düşüyor ve ardından parlak kıyafetli, ne olduğu belirsiz bir adam bizi bayıltıyor, daha sonrasında oyun kontrolü bize veriyor ve mağaraları, sığınakları keşfederek yavaş yavaş ilerliyoruz. Hikayenin ilerleyişinde ilk oyunda oyundaki baba (ilk oyundaki ana karakter) ve oğul da karşımıza çıkıyor. Oyunun sonunda gizemli bir küpe giriyoruz, ardımızdan bahsettiğim parlak kıyafetli adam da girmeye çalışıyor fakat giremiyor. Küpün içinde dünyanın çok ileriki bir zamandaki halini görüyoruz, küpten çıktığımızda parlak kıyafetli adamın bir mutanta dönüştüğünü görüyoruz ve kendisi bize saldırıyor, onu öldürdükten sonra iki seçenek geliyor. Adada kalmak mı? Helikopterle adadan kurtulmak mı? Bu seçim size kalmış, pek bir şeyi etkilemiyor. Hikayeyi tam olarak anlayabilmeniz için bütün haritayı dolaşıp, ipuçlarını toplayıp, anlamaya çalışmanız lazım. Kafa yormadığınız sürece hikayeyi tam anlamıyla anlamanız pek mümkün değil. Bu yüzden oyunu hikayeyi dert etmeden oynamanızı öneririm, oyun zaten hayatta kalma tarzında bir oyun olduğu için gayet zevkli, akıp gidiyor. Özellikle arkadaşlarınızla oynarsanız tadından yenmez. 3 kişi oynayarak oyunda 30 saati devirdik, öyle söyleyeyim. Benim tavsiyem oyunu oynayıp bitirdikten sonra şu videoları izlemeniz, güzel bir şekilde açıklamışlar hikayeyi.

Bu içeriği görüntülemek için üçüncü taraf çerezlerini yerleştirmek için izninize ihtiyacımız olacak.
Daha detaylı bilgi için, çerezler sayfamıza bakınız.

Bu içeriği görüntülemek için üçüncü taraf çerezlerini yerleştirmek için izninize ihtiyacımız olacak.
Daha detaylı bilgi için, çerezler sayfamıza bakınız.

Şunu da söylemeden geçmemeyim, oyunun hikayesi ilk çıktığı zamankiyle aynı değil. Eklemeler yapılmış haliyle böyle. İyi ki eklemeler yaptılar yoksa hikaye daha havada kalıyordu.

Atmosfer

Oyunun atmosferi ilk oyunla benzer, mağara tasarımları genel olarak aynı. İlk oyuna kıyasla sığınak tarzı yerler de eklenmiş oyuna. Haritası ilk oyundan 4 kat daha büyük. Oyunda ilk oyuna kıyasla mevsimler var, oynanışa etkisi olan bir unsur bu da. Oyundaki ilginç yamyam sesleri ve bağırmaları bu oyunda da var, sesler bazen gerçekten gerebiliyor insanı. Atmosferin mevsimler ve haritanın büyük oluşu dışında pek bir farkı yok ilk oyundan, çok benzerler.

Oynanış

İlk oyuna göre yaratık çeşitliliği daha fazla ve yaratıkların size karşı davranışı sizin agresifliğinize göre değişiyor. Daha agresif oynayıp önünüze gelen bütün yamyamları keserseniz onlar da size pek iyi yaklaşmayacaktır. Hayvan çeşitliliği azalmış, ilk oyunda domuz ve rakun gibi hayvanlar varken bu oyunda yok. NPC'lerin yapay zekası çok daha iyi, örnek vermek gerekirse ilk oyunda bir ceylanın yanına gidip direk kesebiliyorduk, hiç tepki bile vermiyordu çoğu zaman. Silah çeşitliliği fazla, ilk oyunda 1 tane ateşli silah varken -ki yapması da zor ve zaman alıcı- bu oyunda kolayca bulunabilen pek çok silah var ancak silahları çok kullanmanızı önermem, mermi zor bulunuyor çünkü. Silah çeşitliliğinin yanında birçok eşya da eklenmiş oyuna. İlk oyuna göre craft edilebilen eşya sayısı çok daha az, zaman geçtikçe bu tarz şeyler iyileştiriliyor ama bu yönden hala kötü olduğunu söyleyebilirim. Oyunda bize yoldaş olarak Kelvin eşlik ediyor, ayak işlerinizi ona yaptırabiliyorsunuz. Virginia adında mutant görünümlü bir kadın var, o da size yavaş yavaş alışıyor ve silah verebiliyorsunuz kendisine, sizi yaratıklardan koruyabiliyor. Bu tarz bize yardımcı olabilecek NPC'ler tek oyunculu oynayacaklar için gayet yararlı, ilk oyunda bunun sıkıntısını çekebiliyorduk. Build sistemi ilk oyuna göre daha gelişmiş, şablonlar dışında kendiniz odun, çubuk gibi şeyleri istediğiniz gibi yerleştirip yapılar yapabiliyorsunuz ama Build sistemi hala kötü, çok az hazır şablon var, istediğiniz şeyi kendiniz tek tek yapmanız lazım ve bu çok uzun sürüyor, şablonların daha çeşitli olması lazım. Oyun ilk çıktığı zamandan bugüne kadar güzel ilerleme katetti ama hala eksikleri var. Zaman geçtikçe düzeleceğini, daha iyi bir hale geleceğini düşünüyorum. Bunu The Forest'ta da görmüştük, oyunu sonradan tamamladılar.

Grafikler

Grafiklerin iyi olduğunu söyleyebilirim. Düşük ayarlarda oynadığım için pek yorum yapamayacağım maalesef.

Dil desteği

Oyunda Türkçe dil desteği var ama oyunun içinde herhangi bir diyalog, konuşma vb. geçmiyor, yani oyun deneyiminize hiçbir etkisi yok Türkçe olup olmamasının.

Optimizasyon ve hatalar

Optimizasyonu rezalet ötesi. En beğenmediğim yanının bu olduğunu söyleyebilirim. RTX 3050 mobil kullanıcısıyım, en düşük ayarlar ve DLSS performans ile 60 FPS anca alıyorum. RAM kullanımı da 15 GB'ı geçiyor çoğu zaman. 16 GB altında RAM'e sahipseniz oynamanızı önermem. GPU kullanımı da genel olarak 90'larda geziyor, tamamını kullanmıyor ekran kartının. Oyundan keyif alarak oynayabilmek için en az RX 6600/RTX 3060 gibi kartlar lazım, bunu bilerek alın derim.

Pek buga rastlamadım. Bu konuda iyi olduğunu söyleyebilirim.

Genel yorumum ve fiyat

Oyunu genel olarak beğendiğimi söyleyebilirim. Beğenmediğim yönü optimizasyonunun rezalet olması ve ilk oyundan çok da farklı bir deneyim sunmaması. The Forest'ı oynamadıysanız bu oyunu oynamanızı önermem. The Forest'ı oynayıp beğendiyseniz oynamanızı öneririm. 10 üzerinden 7 vereceğim bir oyun.

Steam dolara geçmeden önce fiyatı 220 TL'ye kadar düşüyordu. Dolara geçtikten sonra ise 12 dolara -yaklaşık 350 TL- düşmeye başladı, şu anda da 12 dolar fiyatı. The Forest ise 2.4 dolar. Bence şu anki fiyatını hak etmiyor. Bu fiyata hatta daha altına Epic'ten RDR2 gibi oyunları alabilirsiniz. Keşke Epic'te de olsaydı, 200 liranın altına alınabilirdi muhtemelen.

Okuduğunuz için teşekkürler! Oyun hakkında sorularınız varsa sorabilirsiniz.

İyi Sosyaller!

Çok güzel bir inceleme olmuş hocam, elinize sağlık.
 
Son düzenleyen: Moderatör:

Geri
Yukarı