bilgisayar noobu
Kilopat
- Katılım
- 25 Ocak 2018
- Mesajlar
- 738
Zamanında sırf WhatsApp mesajlarımı göstermediğim için telefonumu parçaladı ve beni dövdü. Klasik, çağa ayak uyduramayan bir mağara adamı gibi.
Her gece sinirden ağlıyordum. Duvara yumruklar atıyordum. Hala daha atıyorum. Bundan dolayı olmasa da bazı şeyler değişmiyor. Kendine fiziksel acı vermek çok saçma bir şey fakat sinirimi dindirmek için yapabileceğim bir aktivite aklıma gelmiyor.
Düşüncelerim diğerleri gibi olmadığı için dayak yediğim de oldu, azar işittiğim de.
Asla ama asla boyun eğme. Bir süre sonra öz güven ve asosyallik problemi başlıyor çünkü.
Dışarıya çık. Evi terk etmiştim bundan birkaç ay önce, aynı olayı geçen aylarda misafirlikte de yapmıştım. Çık, hava al, yürü, müzik dinle ve düşün. Geleceğini, hayallerini, sevdiklerini düşün. Ve o anı sonuna kadar hisset. Nefes alıp vermeni bile hisset. Sonra rahatlamaya başlıyorsun zaten.
Son olarak kendini sürekli meşgul et. Ben işe başladım 3 hafta önce. O günden beri bazı şeyleri daha az kafaya takıyorum. Çünkü kafaya takmak için vaktim olmuyor.
Yürürken bunu dinleyebilirsiniz bence çok hoş bir parça genelde dinlediğim zaman pozitif oluyorum;Geçmiş olsun. İstiyorum özellikle sınavlar bittiği gibi çıkıp yurüycem müzik dinleyerek biraz kafamı açmak istiyorum zaten pazartesi matematik sınavım var 10. sınıf da çok zor bir de bunun sresi var.
Öncelikle geçmiş olsun.
Bol bol böyle arkadaşım vardı. Öncelikle okuldayken, evi unutmanız ve anı yaşamanız gerekiyor. Ne kadar az takarsanız o kadar iyi. Dediklerini duymamazlıktan gelmeniz ve başınızı biraz eğmeniz gerekiyor. Çünkü hak etmeseniz bile ona göre siz ona "ne olursa olsun" saygı göstermesi gereken birisiniz. Bu bir yere kadar doğru ama bence çok saçma. Her neyse, sizi düşünüyor ama kendisinin gördüğü "sevgi eksikliğinden" dolayı size düşündüklerini doğru anlatamıyor. Bu bizden önceki jenerasyonun en büyük sorunlarından birisi. Babalarından ne gördülerse onu alıyorlar ve eğer ortalama zekanın üzerinde değillerse bunu hiç geliştirmiyorlar. 18 yaşına gelene kadar onların dediklerini yapmak zorundasınız gibi. Reşit olduğunuz zaman kendi yolunuza gitmek isterseniz gidebilirsiniz. Türkiye'de aktif ebeveyn sisteminden nefret ediyorum. Çocuğu bir robot gibi büyütmek gerçekten saçma. Aile bireylerinizle muhatap olmamanızı öneririm. Çünkü çocuğunu bile anlamayan birisi, dinlemeyen birisinin konuşalacak birisi olduğunu düşünmüyorum. Gezin tozun, arkadaşlarınızla takılın. Abinizle sohbet edin. Bunun tercih meselesi olduğunu ailenize anlatmayı deneyebilirsiniz. Anlayacaklarsa tabii.
@Erdemtgl aslında 10. sınıf en basit sınıftır. Zor olduğuna inandırma kendini. Arkadaşlarınla bol bol vakit geçir. Üniversiteye geçmeme rağmen hala konuştuğum arkadaşlarım var. Onlar olmasaydı kafayı yerdim büyük ihtimal.
3 saatlik uyku ile okula gidiyorum
Bu bir yontem degil. Boyle yapinca ailesine boyun egmis havasi ciziyor. Ailenin tam dikine de gitme, asiri sosyal olmaya da calisma. Senin yapinda yoksa imkansiz zaten.Derslerinize biraz ara verin. Dışarıda dolaşın. Bence aile bireylerinizle fazla muhatap olmayın.
Toplumumuzun geleceği bilim ve teknolojiden geçiyor ve bu konular ile ilgili olmayanlar veya bu alanda çalışmalar yapmayan insanlar hayatlarında ciddi anlamda hem maddi hem de manevi olarak sıkıntılar yaşayacaklar. Z Kuşağı, öyle bir zamanda geldi ki teknolojinin gelişmesinin hızlanmaya başladığı ve eski-yeni çatışmasının tam ortasında geldi. Hem kendiniz hem de birçok Z Kuşağına dahil birey(ben de dahil) kendini anlatma ve açıklama konusunda sıkıntılar yaşıyor. Geleceğin inşaatçısı bizler olacağımız için ve teknolojinin gelişimi de buradan sonra hızlanacağı için aradaki geçişin etkilerini bu şekilde hissedeceğiz. Dayanmak gerekli. Aldırış etmeyin, bir şeyler açıklamaya çalışmayın. Bu yaştan sonra birisinin önüne 1001 mucize gösterilse bile bir fikri değiştirilemez.
Kendinizi her yönden geliştirmeye ve yaşlı insanlara karşı üç maymunu oynamaya bakın. Bazı insanlar birçok atasözü veya deyim söyleyebilir veya önceki deneyimleriyle yargılayabilir ancak zamanın ve değişimin çok hızlı değiştiği bir çağdayız. Dünümüz ve bugünümüz bile çok farklı iken deneyimlerin ve sözlerin geçerliliğini koruması imkansız. Bu sözleri söyleyen kişiler Atatürk gibi çok fazla kişiyle temasa girmiş, her kafadan fikri bilen ve çok okumuş biri dahi olsa belli bir yere kadar öngörebilir ve ondan sonrasını ancak sallayabilir. Güzel bir geleceğin bizi beklediğini düşünüyorum, biraz daha sabır.
Suçlu arıyoruz da suç ne? Diyelim ki bir suç var, ailenizi de dinlemek lazım. Bu tip tek yanlı yakınmalardan bir şey çıkarmak çok zor.
Misal;
Bu çok gerçekçi değil de hadi diyelim oldu. Neden 3 saatlik uyku ile okula gidiyorsunuz?
Kendinizi kayırmayınız. İnsan, önce kendini bilmeli.