Süleymaniye ve Külliyesi

Katılım
2 Haziran 2015
Mesajlar
14.196
Makaleler
110
Çözümler
120
_MG_0018.jpg


Caminin yapımına 1550 senesinde başlanmış 1557 senesinde bitirlmiştir. Cami, Klasik Osmanlı Mimarisinin en önemli örneklerinden biridir. Dört fil ayağı üzerine oturan caminin kubbesi 53 m. yüksekliğinde ve 27,5 m çapındadır. Bu ana kubbe, Ayasofya'da da görüldüğü gibi, iki yarım kubbe ile desteklenmektedir. Kubbe kasnağında 32 pencere bulunmaktadır. Cami avlusunun dört köşesinde birer minare bulunmaktadır. Bu minarelerin camiye bitişik iki tanesi üçer şerefeli ve 76 m. yüksekliğinde, cami avlusunun kuzey köşesinde soncemaat yeri giriş cephesi duvarının köşesinde bulunan diğer iki minare ise ikişer şerefeli ve 56 m. yüksekliğindedir. 28 revakın çevrelediği cami avlusunun ortasında dikdörtgen şeklinde bir şadırvan bulunmaktadır.

Osmanlı külliyeleri içinde Fatih külliyesinden sonra ikinci büyük külliye Süleymaniye külliyesidir. Külliye İstanbul yarımadasının Haliç, Marmara, Topkapı Sarayı ve Boğaziçi'ni gören ortadaki en yüksek tepesinde inşa edilmiştir. Cami, medreseler, darüşşifa (bir tür hatane), darülhadis, çeşme, darülkurra, darüzziyafe (Fakir halkın doyurulduğu, yolcuların yemek ve barınma ihtiyacının karşılandığı yapı), imaret (yoksullara yardım amacıyla oluşturulan hayır kurumları ), hamam, tabhane (evsizlerin ve yoksulluların barındığı hayır kurumları), kütüphane ve dükkânlardan meydana gelen külliyede Mimar Sinan'ın türbesi dış avlu duvarlarının karşısında mütevazı küçük bir yapıdır.


Başlığa sadece cami demedim zira günümüze ulaşamasa da, yapı camiden fazlasını içermekteydi. Bugün maasef rant, bakımsızlık, ilgisizlik, çarpık yapılaşma gibi faktörler yüzünden yukarıda "külliye" başlığıyla saydığım birçok yapı günümüze gelememiştir. Tabii bir fotoğrafçı olarak İstanbul'a baktığım zaman, bu yapının korunması bile mucize sayılabilir. Zira son 50 senedir tarih tahribatı ciddi eserleri yok etti ve maalesef yok etmeye devam ediyor.

Özellikle kütüphanesi yapıldığı döenmeden itibaren büyük bir önem arzetmiştir ki bu önem, Cumhuriyet sonrası daha da artmıştır. Cumhuriyetin ilanı sonrası bir tür yazma eserler kütüphanesine çevrilmiştir. Şu an içinde yaklaşık 70.000 cilt kadar yazma ve 120.000 basma eser bulunmaktadır.

20200126_080731.jpg


20200126_082240.jpg


20200126_081049.jpg


Karantina boyunca böyle bir kaç tarihi konu açmayı düşünüyordum, bu iyi bir başlangıç olur umarım. İstanbul, şu haliyle bile fotoğraflanarak bitirilemeyecek bir yer.

Aklımda Bizans dönemi ile alakalı konular açmak da var. Zira bu konuda da cidi eserler var.

--------------------------------------------

Bu konuyu açma gereği duydum zira bir fotoğrafımın altına gelen yorum beni cidden üzdü.

Özellikle bu fotoğrafın altına gelmesi ve yapının, yapıldığı dönemki yapılış mantığının, külliye olarak işlevinin yukarıda bahsettiğim unsurlar olması Süleymaniye'yi önemli kılıyor.

kulliye.PNG
 
Son düzenleme:
Kurufasulye istiyor insanin cani. Cok guzel bir yer Suleymaniye, her sene gidiyorum en az bir defa. Osmanli sanat tarihine ilginiz varsa sizi orada saatlerce oyalayacak materyal ve sembolizm var.
Evet hemen yanındaki kurufasulyecilerden kurufasulye yemenin tadı başka oluyor. :)

Sanatın zirveye ulaştığı ama insanı boğmayan bir yapı Süleymaniye. Sanatsal olarak, mimari olarak ustaca incelikler barındırıyor.

Tabii bunun yanında insanı merkeze alan bir eser. Yani dönemim padişahının kudretini gösterme amacı fonksiyonunu bir kenara alırsak, yanında yapılan imaretleriyle senelerce insanlara faydası dokunmuş.

Vezneciler'e her gittiğimde uğramaya çalışırım ben de. Sirkeci'den çıkmak zor oluyor ama metroyla gitmek daha rahat.

Ama çevresi korunamamış maalesef. Çarpık yapılaşma, tahribat, düzensiz büyüyen iş yerleri derken kala kala cami ve kütüphanenin bir bölümükalmış. Camiye de zararlar verilmiş. Özellikle havalandırma fonksiyonunu kesecek şeyler yapmışlar zamanında, restorasyondan önce.
 
Evet hemen yanındaki kurufasulyecilerden kurufasulye yemenin tadı başka oluyor. :)

Sanatın zirveye ulaştığı ama insanı boğmayan bir yapı Süleymaniye. Sanatsal olarak, mimari olarak ustaca incelikler barındırıyor.

Tabii bunun yanında insanı merkeze alan bir eser. Yani dönemim padişahının kudretini gösterme amacı fonksiyonunu bir kenara alırsak, yanında yapılan imaretleriyle senelerce insanlara faydası dokunmuş.

Vezneciler'e her gittiğimde uğramaya çalışırım ben de. Sirkeci'den çıkmak zor oluyor ama metroyla gitmek daha rahat.

Ama çevresi korunamamış maalesef. Çarpık yapılaşma, tahribat, düzensiz büyüyen iş yerleri derken kala kala cami ve kütüphanenin bir bölümükalmış. Camiye de zararlar verilmiş. Özellikle havalandırma fonksiyonunu kesecek şeyler yapmışlar zamanında, restorasyondan önce.

Turkiye'yi ziyaret eden arkadaslarima gosterirken utaniyorum ben. Etrafindaki yapilar hic yakismiyor oraya.
 
Bir Süleymaniye’yi bir de Yerebatan Sarnıcı’nı görmeyi çok istiyorum açıkçası. Ayasofya ve Galata kulesini de görmek istiyorum ama önündeki kuyruk yüzünden hep vazgeçiyorum:)

Çok güzel çekimler olmuş bu arada.
 
Emek dolu olduğu, uzaktan belli olan bir konu. Elinize sağlık. :)
 
Uyarı! Bu konu 5 yıl önce açıldı.
Muhtemelen daha fazla tartışma gerekli değildir ki bu durumda yeni bir konu başlatmayı öneririz. Eğer yine de cevabınızın gerekli olduğunu düşünüyorsanız buna rağmen cevap verebilirsiniz.

Yeni konular

Geri
Yukarı