Promethea
Centipat
- Katılım
- 13 Ekim 2024
- Mesajlar
- 1.905
- Çözümler
- 7
Daha fazla
- Cinsiyet
- Erkek
Merhaba. Bugün ilk incelemem olacak şekilde yeni piyasa sürülen CoD Black Ops 6'nın singleplayer / hikaye modu için incelemesini yapacağım.
Spoıler içermektedir!
konu ve hikaye: oyun 1991 yılındaki körfez savaşı sırasında "Pantheon" adındaki bir yapılanma ile "the cradle" yani beşik adı verilen bir biyolojik silah arasındaki ilişkiyi konu alıyor. Nasıl ki 2. Dünya Savaşı konseptinde Paris dönemini konu alan the saboteur gibi oyunlar varsa da 1991 yılındaki dünya çapındaki önemli bir savaş olarak körfez savaşı varsa konuyu biraz oraya dayandırmaya "çalışmışlar" ancak konunun körfez savaşı veya saddam Hüseyin ile pek de bir alakası yok. Oyun birkaç bölüm Irak topraklarında geçse de ana hikayesi yine biyolojik silah ve genelde Yunan mitolojisi üzerine odaklı isimlerin verildiği (Cold War'daki perseus gibi) bir örgüt yapılanmasına dayalı.
Hikaye burada üzülerek söylemek gerekiyor ki önceki oyunlarda kullandıkları Nova 6, CIA mk Ultra beyin yıkama programına benzer şekilde dizayn edilmiş ve haliyle sizi sarmıyor.
Pantheon CIA içinde bir yapılanma ve aynı zamanda da saddam Hüseyin ile iş birliği içinde olan bir örgüt. Bu örgüt CIA yapılanmasındaki bir örgüt olsa da bir süre sonra kendi metotlarının da ağır olmasından ötürü CIA'deki üst yetkililerin de tasvip etmediği bir yapılanmaya dönüşüyor. Hikayenin odağı olan konuda ise Pantheon CoD Cold War oyununun geçtiği 1981 yılı civarında "the cradle" biyolojik silahın geliştirlmesi sırasında da aktif görev alan bir grup.
1991 yılına gelindiğinde ise Pantheon avalon adı verilen hayali bir şehirdeki suç örgütleri ve saddam Hüseyin gibi diktatör liderlerle çalışarak gerek teknoloji, silah gerekse de asker sayısı olsun güçlü bir paramiliter güce sahip oluyor ve hatta kendilerinin de CIA içinde adamlarının olduğunu öğreniyoruz. Pantheon öyle bir güçlü yapıya dönüşüyor ki ABD'nin başkentinde u. S capitol (kongre binası) a saldırı düzenleyebilecek kadar etkin bir hale geliyor.
--Pantheon, the cradle biyolojik silahı kullanmak ve CIA'in yapılanmasını çökertip kendilerinin kontrol ettiği birisiyle (hikayedeki ana kötü olan jane harrow) devam edip tabiri caizse devrim, darbe girişimi yapmaya çalışıyor konu aslında özetle bu.
Hikayeyi CoD Black Ops 2'deki olaylara ve menendez e bağlamak için her ne kadar çabalasalar da o hissiyatı size aktaramıyor. Alex mason ve hudson ikilisinin Black Ops 2'deki olaylarda Panama da öldürüldüğünü ve frank Woods'un ise aynı olaylarda tekerlekli sandalyeye mahsur kaldığı durum oyunda sadece birkaç konuşma dışında işlenmiyor bile sadece Adler'in CIA içindeki "köstebek" olduğu üzerine düşülmeye çalışılmış.
Hikaye ne oyun başında ne de oyun sonunda sizi asla tatmin etmiyor çünkü Nova 6, mk Ultra gibi deneyler ile perseus, cortis die gibi örgütsel yapılanmalara dayalı bir senaryoyu tekrar önüne ısıtıp koyduğundan ötürü bıkkınlık veriyor. Senaryoda fanların ilgisini çekebilmek için de vorkuta gibi yerleri de koymaları senaryonun içine daha da toprak atıyor. O biyolojik silah neden Vorkuta'da mesela bunu asla anlamıyorsunuz.
Hikaye özetle kötü ve birbirinden kopuk. Olay örgüsü diye bir kavram yok. Şöyle bir grup var şöyle bir silah geliştirilmiş ve bu da Black Ops oyunu haliyle işin içinde CIA, deneyler olacak bir de 1991 yılında olduğumuz için Saddam'ı ekleyelim diye çorba edilen boş manasız bir hikaye.
Hikayeye puanım 10 üzerinden 4.
Karakterler: oyunda daha önceki oyunlardan aşina olduğumuz F. Woods karakteri ile birlikte Black Ops Cold War oyunuyla seriye eklenen r. Adler, helen park, Sims gibi karakter mevcut ancak r. Adler dışında hiçbirinin senaryo üzerinde bir ağırlığı yok. Oyuna yeni eklenen TROY Marshall, sevati "sem" dumas, felix neumann ve kendi bakış açısından oynadığımız "case" kod adlı karakterimiz oyunun senaryosunun çok kopuk olmasından ötürü sizlerde herhangi bir etki bırakmaktan çok uzaktalar. Oyunun sonunda bu karakterlerden birisi ölse dahi umursama imkanınız olmuyor.
Sp oyunu iyi yapan şey hikayesi kadar oradaki karakterlerin ağırlığıdır. Bundan dolayı Borderlands 2'nin ana kötü karakteri oyunun iyi hikayesini üst seviyeye taşımakta. Ancak aynısı BO6 için değil. Oyunun ana kötü karakteri bütün CoD serilerindeki en silik kötü karakterlerden. Karakter kendi içinde mücadele veriyor bir iyi bir kötü vs. derken gram haz etmediğiniz ve oyun sonundaki öldü mü kaldı mı belirsizliğinde bile sizi merak ettirmiyor.
Ancak oyuna yeni eklenen TROY Marshall karakterinden ötürü puanı bir tık fazla veriyorum.
Karakterler 10 üzerinden 6.
Görevler: oyunda görevler maalesef CoD MW3 ve Black Ops Cold War birleşmesi gibi olmuş ancak çok daha kötü bir şey eklemiş. Cold War'daki safehouse dizaynı bu oyunda da yerini korumuş. Ekibe sürekli yeni karakterler ekleyip bir safehouse da planlar yaparak, panodan yeni göreve geçiş yapıyoruz.
Daha kötüsü ise oyun MW3'teki Warzone görevleri gibi sizi bir yere bırakıp şuraya bomba kur, şurada şu loot u al görevlerini geri getirmesinin yanı sıra zombi kavramını da getirmiş. Oyunda 3-4 görevde zombiler, mankenler var evet yanlış duymadınız CoD serisi bir oyun Resident Evil gibi bir hale bürünmüş.
Oyunda biyolojik silahın etkisini deliren, çıldıran hastalar yerine hayalinizdeki zombileşme gibi absürt ve saçma bir hale dönüştürerek zaten sunulan zombie modunu singleplayera da eklemişler ve gerçekten saçma olmuş. Oyunda ara sıra küçük çapta gerilim yaşasanız da zombi ve halüsinasyon hali o görevlerdeki ana konudan kopmanıza neden oluyor.
Halüsinasyon demişken bu durum öyle bir hal almış ki Far Cry görevlerindeki gibi hayali ve soyut bir yerde anlamsız, saçma nesneleri toplayıp, birleştirme, puzzle ile karakterin arka planına ve içindeki duygulara inmeye çalışma hali oyunda fazlasıyla var ve hiç de başarılı değil. Bazı görevlerde ne yapmaya çalışıyorsunuz yani buradan ne çıkacak oyun bittiğinde dahi anlamıyorsunuz.
Bu kadar kötülemeye rağmen capitol ve casino görevleri oldukça zevkli ve size alternatif şeyler sunan kaliteli görevler olduğundan ötürü görevlerin çıtası bir tık yükselmiş.
Görevlere puanım 10 üzerinden 5.
Oynayış: oyunda vuruş hissiyatı gerçekten çok başarılı hatta benim oyunda en sevdiği detay oldu. Susturuculu tabanca ile düşmanın kafasına sıktığınız zaman keyifli bir hissiyat veriyor oyunu Stealth oynamanıza teşvik ediyor neredeyse. Oyunda Sniper kullanımı da oldukça zevkli. Hafif Slow Motion eşliğinde Sniper Elite havasında atış yapmak güzel.
Oyunda MW3 de eklenen loot sistemi mevcut. İşte karakterinize Armor PLA'te kullanabiliyorsunuz, oyunda görevlerde çevreden bulduğunuz paralar ile karakterinizi geliştirebiliyorsunuz gibi elementler "şahsımca" oyunu CoD havasından çıkarıyor. Karakterinizin nişan alırken daha hızlı almasını sağlamak işte atıyorum patlayıcılardan aldığı hasarı azaltmak için para-skill gibi şeyler kullanmak oyunu bildiğimiz CoD serisinden alıp Far Cry seviyesine götürmüş.
Puzzle kısmı ise bence keyifli. Hepsi basit, keyifli ve sizi strese sokmuyor bundan dolayı artı puan veriyorum.
Etrafta ise bol bol miktarda el bombası, flashbang, atılabilir bıçak, mühimmat var hatta öyle bir seviyeye geliyor ki kısa bir görevde bile bir sürü ammo bag bulabilirsiniz. Bu da oyunu önüne gelene sık, tara fikrini size dayatıyor gidip ya şu silahı alayım, değiştireyim, mermiyi dikkati kullanayım derdine hiç girmiyorsunuz. Ayrıca oyuna bol bol zırhlı düşman eklemişler ve bu da oyunu yine CoD serisinden alıp taşıyor ancak bu sefer Wolfenstein serisine evrilmesine neden oluyor.
Oynayışa puanım 10 üzerinden 5.
Atmosfer, grafik ve sesler: Black Ops 6 bu konuda başarılı. Gerek ABD de geçen görevler olsun gerekse de Irak da geçen görevler olsun oyun bulunduğu mekanın dinamiklerine uygun şekilde dizayn edilmiş. Örneğin Saddam'ın sarayındaki sığınağa indiğiniz zaman Saddam'ın Türk dizilerine bile fazlasıyla konu olmuş olan serveti, tablo gibi şeylere düşkünlüğünü oyun size aktarabiliyor veya kongre binası görevinde oranın 1980-90'lardaki Hollywood filmlerine benzer bir ağırlığının olduğunu, casino görevinde ise oradaki ortamın gerçek bir casino gibi olduğunu hissetmek oldukça güzel. Oyun atmosfer ve grafik konusunda başarılı. En iyi grafiklere sahip denilemez ancak 2024 yılına yeterli grafiklere sahip.
Seslere gelirsek sesler default olarak oyuna başlarsanız oyundaki diğer efektleri biraz baskılıyor buna dikkat ederek kısmanızı öneririm. Sesler atmosfere uygun ve güzel eşlik ediyor. Zombie temalı görevlerde tıpkı önceki oyunların zombie modlarında olduğu tarzda hareketli bir müzik size eşlik ederken Irak semalarında ise orta doğu vibe ı veren yöresel müziğin aksiyona yedirilmesi hoş bir detay.
Atmosfer, grafik ve ses konusunda oyuna puanım 10 üzerinden 8.
Oynayış süresi: oyun bir önceki MW3 kadar kısa olmasa da yine zombie, halüsinasyon ile beraber ittire ittire size 6-7 saatlik bir oynayış sürüyor. Eğer open görevlerde biraz daha vakit harcarsanız oynayış süresini bir tık daha arttırabilirsiniz ancak muhtemelen sıkılacaksınız gerek de duymayacaksınız.
Süreye puanım ise 10 üzerinden 6. Yapay zekaya pek değinmedim çünkü dar ve belli bir bakış açısının olduğu sadece sık ve ilerleye dönmüş biraz oyun yapay zeka kötü de çok etki etmiyor iyi olsa puanı yükselmeyecekti.
CoD Black Ops 6 ya genel olarak vereceğimiz puan 10 üzerinden 6.
Kişisel yorumum olarak ben Black Ops 6'yı şahsen çok sevmedim. Cold War'dan sonra beklentim vardı hele ki MW3 gibi bir fiyaskodan sonra FPS ve senaryo odaklı bir oyunu fazlasıyla bekliyordum. Ne senaryo ne karakterler ağzımızda o tadı bırakmadı. Tabii ki oynanırlığı var bitirirken belki sıkılmayacaksınız ama asla CoD 4, waw, Black Ops 1-2 tadı beklemeyin o tadı bulamazsınız.
Spoıler içermektedir!
konu ve hikaye: oyun 1991 yılındaki körfez savaşı sırasında "Pantheon" adındaki bir yapılanma ile "the cradle" yani beşik adı verilen bir biyolojik silah arasındaki ilişkiyi konu alıyor. Nasıl ki 2. Dünya Savaşı konseptinde Paris dönemini konu alan the saboteur gibi oyunlar varsa da 1991 yılındaki dünya çapındaki önemli bir savaş olarak körfez savaşı varsa konuyu biraz oraya dayandırmaya "çalışmışlar" ancak konunun körfez savaşı veya saddam Hüseyin ile pek de bir alakası yok. Oyun birkaç bölüm Irak topraklarında geçse de ana hikayesi yine biyolojik silah ve genelde Yunan mitolojisi üzerine odaklı isimlerin verildiği (Cold War'daki perseus gibi) bir örgüt yapılanmasına dayalı.
Hikaye burada üzülerek söylemek gerekiyor ki önceki oyunlarda kullandıkları Nova 6, CIA mk Ultra beyin yıkama programına benzer şekilde dizayn edilmiş ve haliyle sizi sarmıyor.
Pantheon CIA içinde bir yapılanma ve aynı zamanda da saddam Hüseyin ile iş birliği içinde olan bir örgüt. Bu örgüt CIA yapılanmasındaki bir örgüt olsa da bir süre sonra kendi metotlarının da ağır olmasından ötürü CIA'deki üst yetkililerin de tasvip etmediği bir yapılanmaya dönüşüyor. Hikayenin odağı olan konuda ise Pantheon CoD Cold War oyununun geçtiği 1981 yılı civarında "the cradle" biyolojik silahın geliştirlmesi sırasında da aktif görev alan bir grup.
1991 yılına gelindiğinde ise Pantheon avalon adı verilen hayali bir şehirdeki suç örgütleri ve saddam Hüseyin gibi diktatör liderlerle çalışarak gerek teknoloji, silah gerekse de asker sayısı olsun güçlü bir paramiliter güce sahip oluyor ve hatta kendilerinin de CIA içinde adamlarının olduğunu öğreniyoruz. Pantheon öyle bir güçlü yapıya dönüşüyor ki ABD'nin başkentinde u. S capitol (kongre binası) a saldırı düzenleyebilecek kadar etkin bir hale geliyor.
--Pantheon, the cradle biyolojik silahı kullanmak ve CIA'in yapılanmasını çökertip kendilerinin kontrol ettiği birisiyle (hikayedeki ana kötü olan jane harrow) devam edip tabiri caizse devrim, darbe girişimi yapmaya çalışıyor konu aslında özetle bu.
Hikayeyi CoD Black Ops 2'deki olaylara ve menendez e bağlamak için her ne kadar çabalasalar da o hissiyatı size aktaramıyor. Alex mason ve hudson ikilisinin Black Ops 2'deki olaylarda Panama da öldürüldüğünü ve frank Woods'un ise aynı olaylarda tekerlekli sandalyeye mahsur kaldığı durum oyunda sadece birkaç konuşma dışında işlenmiyor bile sadece Adler'in CIA içindeki "köstebek" olduğu üzerine düşülmeye çalışılmış.
Hikaye ne oyun başında ne de oyun sonunda sizi asla tatmin etmiyor çünkü Nova 6, mk Ultra gibi deneyler ile perseus, cortis die gibi örgütsel yapılanmalara dayalı bir senaryoyu tekrar önüne ısıtıp koyduğundan ötürü bıkkınlık veriyor. Senaryoda fanların ilgisini çekebilmek için de vorkuta gibi yerleri de koymaları senaryonun içine daha da toprak atıyor. O biyolojik silah neden Vorkuta'da mesela bunu asla anlamıyorsunuz.
Hikaye özetle kötü ve birbirinden kopuk. Olay örgüsü diye bir kavram yok. Şöyle bir grup var şöyle bir silah geliştirilmiş ve bu da Black Ops oyunu haliyle işin içinde CIA, deneyler olacak bir de 1991 yılında olduğumuz için Saddam'ı ekleyelim diye çorba edilen boş manasız bir hikaye.
Hikayeye puanım 10 üzerinden 4.
Karakterler: oyunda daha önceki oyunlardan aşina olduğumuz F. Woods karakteri ile birlikte Black Ops Cold War oyunuyla seriye eklenen r. Adler, helen park, Sims gibi karakter mevcut ancak r. Adler dışında hiçbirinin senaryo üzerinde bir ağırlığı yok. Oyuna yeni eklenen TROY Marshall, sevati "sem" dumas, felix neumann ve kendi bakış açısından oynadığımız "case" kod adlı karakterimiz oyunun senaryosunun çok kopuk olmasından ötürü sizlerde herhangi bir etki bırakmaktan çok uzaktalar. Oyunun sonunda bu karakterlerden birisi ölse dahi umursama imkanınız olmuyor.
Sp oyunu iyi yapan şey hikayesi kadar oradaki karakterlerin ağırlığıdır. Bundan dolayı Borderlands 2'nin ana kötü karakteri oyunun iyi hikayesini üst seviyeye taşımakta. Ancak aynısı BO6 için değil. Oyunun ana kötü karakteri bütün CoD serilerindeki en silik kötü karakterlerden. Karakter kendi içinde mücadele veriyor bir iyi bir kötü vs. derken gram haz etmediğiniz ve oyun sonundaki öldü mü kaldı mı belirsizliğinde bile sizi merak ettirmiyor.
Ancak oyuna yeni eklenen TROY Marshall karakterinden ötürü puanı bir tık fazla veriyorum.
Karakterler 10 üzerinden 6.
Görevler: oyunda görevler maalesef CoD MW3 ve Black Ops Cold War birleşmesi gibi olmuş ancak çok daha kötü bir şey eklemiş. Cold War'daki safehouse dizaynı bu oyunda da yerini korumuş. Ekibe sürekli yeni karakterler ekleyip bir safehouse da planlar yaparak, panodan yeni göreve geçiş yapıyoruz.
Daha kötüsü ise oyun MW3'teki Warzone görevleri gibi sizi bir yere bırakıp şuraya bomba kur, şurada şu loot u al görevlerini geri getirmesinin yanı sıra zombi kavramını da getirmiş. Oyunda 3-4 görevde zombiler, mankenler var evet yanlış duymadınız CoD serisi bir oyun Resident Evil gibi bir hale bürünmüş.
Oyunda biyolojik silahın etkisini deliren, çıldıran hastalar yerine hayalinizdeki zombileşme gibi absürt ve saçma bir hale dönüştürerek zaten sunulan zombie modunu singleplayera da eklemişler ve gerçekten saçma olmuş. Oyunda ara sıra küçük çapta gerilim yaşasanız da zombi ve halüsinasyon hali o görevlerdeki ana konudan kopmanıza neden oluyor.
Halüsinasyon demişken bu durum öyle bir hal almış ki Far Cry görevlerindeki gibi hayali ve soyut bir yerde anlamsız, saçma nesneleri toplayıp, birleştirme, puzzle ile karakterin arka planına ve içindeki duygulara inmeye çalışma hali oyunda fazlasıyla var ve hiç de başarılı değil. Bazı görevlerde ne yapmaya çalışıyorsunuz yani buradan ne çıkacak oyun bittiğinde dahi anlamıyorsunuz.
Bu kadar kötülemeye rağmen capitol ve casino görevleri oldukça zevkli ve size alternatif şeyler sunan kaliteli görevler olduğundan ötürü görevlerin çıtası bir tık yükselmiş.
Görevlere puanım 10 üzerinden 5.
Oynayış: oyunda vuruş hissiyatı gerçekten çok başarılı hatta benim oyunda en sevdiği detay oldu. Susturuculu tabanca ile düşmanın kafasına sıktığınız zaman keyifli bir hissiyat veriyor oyunu Stealth oynamanıza teşvik ediyor neredeyse. Oyunda Sniper kullanımı da oldukça zevkli. Hafif Slow Motion eşliğinde Sniper Elite havasında atış yapmak güzel.
Oyunda MW3 de eklenen loot sistemi mevcut. İşte karakterinize Armor PLA'te kullanabiliyorsunuz, oyunda görevlerde çevreden bulduğunuz paralar ile karakterinizi geliştirebiliyorsunuz gibi elementler "şahsımca" oyunu CoD havasından çıkarıyor. Karakterinizin nişan alırken daha hızlı almasını sağlamak işte atıyorum patlayıcılardan aldığı hasarı azaltmak için para-skill gibi şeyler kullanmak oyunu bildiğimiz CoD serisinden alıp Far Cry seviyesine götürmüş.
Puzzle kısmı ise bence keyifli. Hepsi basit, keyifli ve sizi strese sokmuyor bundan dolayı artı puan veriyorum.
Etrafta ise bol bol miktarda el bombası, flashbang, atılabilir bıçak, mühimmat var hatta öyle bir seviyeye geliyor ki kısa bir görevde bile bir sürü ammo bag bulabilirsiniz. Bu da oyunu önüne gelene sık, tara fikrini size dayatıyor gidip ya şu silahı alayım, değiştireyim, mermiyi dikkati kullanayım derdine hiç girmiyorsunuz. Ayrıca oyuna bol bol zırhlı düşman eklemişler ve bu da oyunu yine CoD serisinden alıp taşıyor ancak bu sefer Wolfenstein serisine evrilmesine neden oluyor.
Oynayışa puanım 10 üzerinden 5.
Atmosfer, grafik ve sesler: Black Ops 6 bu konuda başarılı. Gerek ABD de geçen görevler olsun gerekse de Irak da geçen görevler olsun oyun bulunduğu mekanın dinamiklerine uygun şekilde dizayn edilmiş. Örneğin Saddam'ın sarayındaki sığınağa indiğiniz zaman Saddam'ın Türk dizilerine bile fazlasıyla konu olmuş olan serveti, tablo gibi şeylere düşkünlüğünü oyun size aktarabiliyor veya kongre binası görevinde oranın 1980-90'lardaki Hollywood filmlerine benzer bir ağırlığının olduğunu, casino görevinde ise oradaki ortamın gerçek bir casino gibi olduğunu hissetmek oldukça güzel. Oyun atmosfer ve grafik konusunda başarılı. En iyi grafiklere sahip denilemez ancak 2024 yılına yeterli grafiklere sahip.
Seslere gelirsek sesler default olarak oyuna başlarsanız oyundaki diğer efektleri biraz baskılıyor buna dikkat ederek kısmanızı öneririm. Sesler atmosfere uygun ve güzel eşlik ediyor. Zombie temalı görevlerde tıpkı önceki oyunların zombie modlarında olduğu tarzda hareketli bir müzik size eşlik ederken Irak semalarında ise orta doğu vibe ı veren yöresel müziğin aksiyona yedirilmesi hoş bir detay.
Atmosfer, grafik ve ses konusunda oyuna puanım 10 üzerinden 8.
Oynayış süresi: oyun bir önceki MW3 kadar kısa olmasa da yine zombie, halüsinasyon ile beraber ittire ittire size 6-7 saatlik bir oynayış sürüyor. Eğer open görevlerde biraz daha vakit harcarsanız oynayış süresini bir tık daha arttırabilirsiniz ancak muhtemelen sıkılacaksınız gerek de duymayacaksınız.
Süreye puanım ise 10 üzerinden 6. Yapay zekaya pek değinmedim çünkü dar ve belli bir bakış açısının olduğu sadece sık ve ilerleye dönmüş biraz oyun yapay zeka kötü de çok etki etmiyor iyi olsa puanı yükselmeyecekti.
CoD Black Ops 6 ya genel olarak vereceğimiz puan 10 üzerinden 6.
Kişisel yorumum olarak ben Black Ops 6'yı şahsen çok sevmedim. Cold War'dan sonra beklentim vardı hele ki MW3 gibi bir fiyaskodan sonra FPS ve senaryo odaklı bir oyunu fazlasıyla bekliyordum. Ne senaryo ne karakterler ağzımızda o tadı bırakmadı. Tabii ki oynanırlığı var bitirirken belki sıkılmayacaksınız ama asla CoD 4, waw, Black Ops 1-2 tadı beklemeyin o tadı bulamazsınız.
Son düzenleme:
