Zaten akademisyeni iyi olduğu için yüksek puanlı oluyor. Tabi şehir faktörüde var ama daha çok akademisyen etkili.
1983 ve 1992 öncesi çok az üniversite vardı, hatta bu az sayıdaki üniversitenin bir kısmı resmiyette üniversite bile değildi, akademiydi (hocaları, doktoralı olmak zorunda değildi mesela). Bu az sayıdaki üniversitenin/akademinin hocaları; doktoraları olmayanlar da dahil olmak üzere Türkiye'deki az sayıda iyi eğitim almış olan, hatta yurt dışında lisans eğitimi görmüş öğrencilerdi ya da piyasada mesleğini icra etmiş mühendislerdi. Dolayısıyla pratikte mesleğini iyi bilen kişilerdi, çoğunlukla. Bu kişilerin görev yaptığı üniversiteler/akademiler, günümüzde köklü hale geldiler ve markalaştılar, zaten köklü olanları yerini iyice sağlamlaştırdı. Yıllar geçtikçe de buralara hoca olacak olan öğrencilerin kalitesi düşse de belli bir standart hep korundu, Türkiye ortalamasının üstünde kaldılar. Bu öğrenciler; bu okulları, akademisyen kalitesine bakarak seçmediler. Ya yıllar yılı süregelen bir sıralamaya riayet ederek puanlarına göre tercih yaptılar ya da şehre göre tercih yaptılar. "Şurada şu hoca varmış, ben orayı tercih edeyim." şeklinde bir tercih yapıldığını sanmıyorum. Hocası iyi olduğu için yüksek puanlı değil; yüksek puanlı olduğu için, köklü/büyük/rüştünü ispat etmiş olduğu için yüksek puanlı yani.
Hele bir de tercih yaparken doçent sayısına bakılmalı, profesör sayısına bakılmalı diyenler var ki onlar, çoğunlukla 5 yıl doçent olarak görev yaptıktan sonra profesör kadrosuna hak kazanıldığını bile bilmiyorlar, muhtemelen.
Ben, lisans düzeyinde mühendislik tercihi yapıyor olsam, birkaç seçenek arasında kalsam ve bu tercihi, öğretim elemanı kalitesine bakarak nihayete erdirecek olsam özel sektör tecrübesine ve/veya endüstri meslek lisesi geçmişlerine dikkat ederdim.
Taşra üniversitesiyle büyükşehirlerdeki köklü bir üniversite zaten kıyaslanmamalı.
Lisansüstünde direkt olarak hocayla çalışacağınız için hoca önemli tabii ki.