En azından boş vaktim ve kendimi geliştirecek zamanım ve bunları doldurmak için kamera alıp yayınlara başlamayı düşünüyorum. En azından bir şeyler yapmış olurum. Mantıklı mı?
Haklısınız hocam diğer konuda da katılmıştım bu konuda da katılıyorum sizlere. Zaten aynı şeyler yazılmış ben de yine aynı şeyleri yazmayayım.
Türkiye'de adı sanı duyulmamış üniversite kazanmaktansa, okumaktansa gider ticarete atılırım veya başka bir meslek yaparım daha iyi. Çünkü zattırı züttür üniversitesinin bilmem ne bölümünden mezun olman sana hiçbir şey katmaz. Sadece zaman kaybı.
Bunlar geçici çabalar ve uzun vadede pişmanlık duyacağın kesin. Türkiye gibi bir ülkedeysen ve bu ülkede gelecek planlamıyorsan en azından gider diplomanı alırsın, üstüne o konuda kendini uzunca süre geliştirirsin ve başvuru yapar gidersin. "bakın kardeşim bende şunlar şunlar var, bu konuda uzmanım alın bu da diplomam" diyebilmen lazım. Kısa süreli hevesler için geleceğini mahvetme. "üniversiteye git, kendini geliştir meslek bul, 35-40 sene kadar köle gibi işe git gel, işe git gel, evlen çocuk yap öl." diye bahsettiğin şey hayatın ta kendisi. Eğer girdiğin işte elle tutulur bir şey gösterip uzmanlığını kanıtlarsan başkası senin için 35 yıl köle gibi çalışır.
İyi düşün diploma ne olursa olsun her işte yıldız takar. İster bilgisayar mühendisi ol Casper veya Vatan Bilgisayarda vb. iş bul çalış, istersen ilaç firmasinda çalış tanitim yap. Bu 4 yıllık üniversite diploması ve ehliyet istiyor. Burada para ekmek diploma ve ehliyette var!Şöyle ki PC mühendisi 2 sınıfa yeni başlayan birinin kaldı ki apartman üniversitesinde Ankara'da mezun olduktan sonra iş olanaklarının ve o kadar verilen emek, kendini geliştirmek için verdiğin çaba, mezun sonrası aynı lise gibi boşa geçmiş 4 yıl denileceğine şimdiden bırakıp başka şeylere erkenden yönelmek mantıklı olmaz mı? Aile tarafından klasik hayat yolunun sana zorla dayatılıyor. Bu yol üniversiteye git, kendini geliştir meslek bul, 35-40 sene kadar köle gibi işe git gel, işe git gel, evlen çocuk yap öl.
Çok saçma değil mi arkadaşlar? Bir insan dünyaya sırf böyle yaşamak için gelmiş olamaz. Başka şeyler yapılmalı. Asıl amaç bu herkesin göremediği fare yarışından çıkmaya çalışmak, özgür olmaya çalışmak ve bunun aileye anlatınca ne kadar kendini yalnız olduğunu anlıyorsun çünkü ailen bile seni anlamıyor. Umarım birisi gelir buraya beni anlayan birisi ve güzelce anlaşırız, çünkü şunu anladım ki, (bu farkındalık sayesinde, bir iyilik mi kötülük mü bilmiyorum), anlattığın şeylerin başkası tarafından anlaşılmaması o kadar acı veren bir şey ki ve insan kendi içinde kendini yiyor çünkü görüyorsun ki asıl yapmak istediğin şey bu değil ve bunun farkında olmana rağmen içindeki derdi, sıkıntıyı birine anlatınca anlaşılmamak en kötü şey.
Neden PC mühendisliği çünkü uzaktan çalışma imkanı ver ve bir yere bağlı olmadan çalışabiliyorsun ki bana zorla üniversiteye gidip standart bu fare yarışına zorla sokulunca en cazip fikrin özgürlük bakımından bu olduğunu düşündüm. Bana kalırsa üniversite zaten zaman kaybı ve birçok örneğini gördüğümüz gibi üniversiteye gitmeyen insanların gerek olsun içerik üreterek, farklı platformlarda canlı yayın açarak veya ticaret yaparak bir şeyler yaptığını görüyoruz. Ebeveynlerin peki hala kafasının (bir işe gir, evlen, çalış köle gibi ve öl) mantalitesi hala devam ediyor ve hala bunun en doğru yol olduğunu düşünüyorlar ki bu devirde artık bu da gerçekliğini yitirdi çünkü birçok farklı şekilde para kazanma olsun başka şeyler olsun, farklı meslekler var. Yani bu paradoksun içinde olmanın verdiği acı ile yazıyorum belki birilerinden bir tavsiye gelir ya da benimle aynı fikirde olanlarda buraya kendi düşüncelerini yazarlar, çok mutlu olurum. Bu yazının mottosu -farkındalık ve özgürlük- olsun.
Şöyle ki PC mühendisi 2 sınıfa yeni başlayan birinin kaldı ki apartman üniversitesinde Ankara'da mezun olduktan sonra iş olanaklarının ve o kadar verilen emek, kendini geliştirmek için verdiğin çaba, mezun sonrası aynı lise gibi boşa geçmiş 4 yıl denileceğine şimdiden bırakıp başka şeylere erkenden yönelmek mantıklı olmaz mı? Aile tarafından klasik hayat yolunun sana zorla dayatılıyor. Bu yol üniversiteye git, kendini geliştir meslek bul, 35-40 sene kadar köle gibi işe git gel, işe git gel, evlen çocuk yap öl.
Çok saçma değil mi arkadaşlar? Bir insan dünyaya sırf böyle yaşamak için gelmiş olamaz. Başka şeyler yapılmalı. Asıl amaç bu herkesin göremediği fare yarışından çıkmaya çalışmak, özgür olmaya çalışmak ve bunun aileye anlatınca ne kadar kendini yalnız olduğunu anlıyorsun çünkü ailen bile seni anlamıyor. Umarım birisi gelir buraya beni anlayan birisi ve güzelce anlaşırız, çünkü şunu anladım ki, (bu farkındalık sayesinde, bir iyilik mi kötülük mü bilmiyorum), anlattığın şeylerin başkası tarafından anlaşılmaması o kadar acı veren bir şey ki ve insan kendi içinde kendini yiyor çünkü görüyorsun ki asıl yapmak istediğin şey bu değil ve bunun farkında olmana rağmen içindeki derdi, sıkıntıyı birine anlatınca anlaşılmamak en kötü şey.
Neden PC mühendisliği çünkü uzaktan çalışma imkanı ver ve bir yere bağlı olmadan çalışabiliyorsun ki bana zorla üniversiteye gidip standart bu fare yarışına zorla sokulunca en cazip fikrin özgürlük bakımından bu olduğunu düşündüm. Bana kalırsa üniversite zaten zaman kaybı ve birçok örneğini gördüğümüz gibi üniversiteye gitmeyen insanların gerek olsun içerik üreterek, farklı platformlarda canlı yayın açarak veya ticaret yaparak bir şeyler yaptığını görüyoruz. Ebeveynlerin peki hala kafasının (bir işe gir, evlen, çalış köle gibi ve öl) mantalitesi hala devam ediyor ve hala bunun en doğru yol olduğunu düşünüyorlar ki bu devirde artık bu da gerçekliğini yitirdi çünkü birçok farklı şekilde para kazanma olsun başka şeyler olsun, farklı meslekler var. Yani bu paradoksun içinde olmanın verdiği acı ile yazıyorum belki birilerinden bir tavsiye gelir ya da benimle aynı fikirde olanlarda buraya kendi düşüncelerini yazarlar, çok mutlu olurum. Bu yazının mottosu -farkındalık ve özgürlük- olsun.
Bu durumda kalmanı anlıyorum, hangi üniversitede okuduğunu merak ettim açıkçası. Zira, en dandik kabul edilen üniversitelerden dahi bilişim ve ilgili alanlarında pek tabii nitelikli ve kaliteli elemanlar çıkması son derece normal bir durum. Kendini yeterince geliştirirsen, birikim ve nitelik kazanırsan, kendine uygun bir hedef doğrultusunda derinlik kazanırsan okuduğun üniversitenin geçmişin, niteliklerin ve tecrübelerinin yanında gölge düşüren bir etmen olmadığını düşünüyorum.Şöyle ki PC mühendisi 2 sınıfa yeni başlayan birinin kaldı ki apartman üniversitesinde Ankara'da mezun olduktan sonra iş olanaklarının ve o kadar verilen emek, kendini geliştirmek için verdiğin çaba, mezun sonrası aynı lise gibi boşa geçmiş 4 yıl denileceğine şimdiden bırakıp başka şeylere erkenden yönelmek mantıklı olmaz mı? Aile tarafından klasik hayat yolunun sana zorla dayatılıyor. Bu yol üniversiteye git, kendini geliştir meslek bul, 35-40 sene kadar köle gibi işe git gel, işe git gel, evlen çocuk yap öl.
Gerçekten hayatında hiç tam zamanlı profesyonel bir işte çalıştın mı merak ediyorum? Çalıştıysan da nasıl bir işte ne kadar süre çalıştın? İstemeyen kimse senin 'Hayatın ta kendisi' diye adlandırdığın şeyi yaşamak zorunda değil. İnsanların farklı istekleri ve hedefleri olması kadar doğal bir şey yok kanımca. Bahsettiğin yolu izleyen hiç kimse için bir başkasının değil 35 yıl, 35 gün bile köle gibi çalışacağını zannetmiyorum. Bana kalırsa, sadece bu yaşına kadar çevrenden duyduklarını aktarıyorsun.Bunlar geçici çabalar ve uzun vadede pişmanlık duyacağın kesin. Türkiye gibi bir ülkedeysen ve bu ülkede gelecek planlamıyorsan en azından gider diplomanı alırsın, üstüne o konuda kendini uzunca süre geliştirirsin ve başvuru yapar gidersin. "Bakın kardeşim bende şunlar şunlar var, bu konuda uzmanım alın bu da diplomam" diyebilmen lazım. Kısa süreli hevesler için geleceğini mahvetme. "üniversiteye git, kendini geliştir meslek bul, 35-40 sene kadar köle gibi işe git gel, işe git gel, evlen çocuk yap öl." diye bahsettiğin şey hayatın ta kendisi. Eğer girdiğin işte elle tutulur bir şey gösterip uzmanlığını kanıtlarsan başkası senin için 35 yıl köle gibi çalışır.
Hocam tavsiyenize, tecrübenize ve fikirlerinize saygı gösteriyorum fakat hangi iş ilanıymış bu paylaşırsanız, biz de faydalanabilirsek sevinirim.iş ilanlarına bir bak:
"İleri seviye Excel bilen bilgisayar mühendisi"; ücret: 25.000TL
Bu durumda kalmanı anlıyorum, hangi üniversitede okuduğunu merak ettim açıkçası. Zira, en dandik kabul edilen üniversitelerden dahi bilişim ve ilgili alanlarında pek tabii nitelikli ve kaliteli elemanlar çıkması son derece normal bir durum. Kendini yeterince geliştirirsen, birikim ve nitelik kazanırsan, kendine uygun bir hedef doğrultusunda derinlik kazanırsan okuduğun üniversitenin geçmişin, niteliklerin ve tecrübelerinin yanında gölge düşüren bir etmen olmadığını düşünüyorum.
Gelelim asıl meseleye, eğer ki bu işi sevmiyorsan, hayatının geri kalanında devam ettirmek istemiyorsan, yapmaktan keyif almıyorsan, sırf başkalarının zoruyla okuyorsan ve kendi görüşlerinde gerçekten eminsen bence kendi isteklerinin peşinden git. Başkaları için yaşamıyorsun neticede. Ancak şunu da belirteyim, okumaya alternatif olarak önerdiğin içerik üreticiliği, yayıncılık gibi işler bana bir tutkudan ziyade geçici bir heves gibi geldi. Gerçekten sonuna kadar gideceksen ve bu işleri seviyorsan yapabilirsin ancak medya sektörünün zorlu ve acımasız olduğunu da aklından çıkartma. Sadece ünlü ve tanınmış kişileri görüyorsun ve onların ne zorluklar çektiğini, ne aşamalardan geçtiğini, her gün neler yaşadıklarını bilmiyorsun. Şu anda, en azından Türkiye'de, sosyal medya ünlülerinin çoğunluğunun da ya eskiden başlamış olmanın verdiği ilk hamle avantajıyla ya da her ne kadar çok gösterilmese bile farklı destekler ve büyütmelerle piyasada olduğunu da göz ardı etme lütfen.
Bilgisayar mühendisliğine gelince, istediğin kadar iyi nam salmış bir okulu bitir mezun olunca hiçbir işverenin seni almak için kapışacağını, havada kapılacağını falan zannetmiyorum. Kanımca, her iş alanında olduğu gibi okul bittikten sonraki süreç, hem iş bulma hem çalışma şartları hem de kazanç bakımından biraz zorlu olacaktır. Sonrasında da çok rahat olur musun, bir anda acayip bir yükseliş yaşar mısın bilemem ama diğer alanlara kıyasla yazılım alanında üst pozisyonlara erişmen bir nebze daha hızlı olur bence. Kariyer basamaklarını daha hızlı tırmanabilirsin belki ama şunu da unutma ki, yazılım ve ilgili alanlarına dair çok yaygın birkaç yanlış anlaşılma var bence: Birincisi, Full-Remote iş bulmak o kadar yaygın ve sektörün normali bir şey değil. Yurt dışında çalışmış bir arkadaşım bunun genelde kurumsal alanda çalışan geliştiriciler için hayal olduğunu söylemişti. İkincisi ise, yazılım sektörü anlatılanın aksine öyle aman aman gelirlerin olduğu, zengin olacağın, kolay ve hızlı para kazanacağın bir alan bence değil. Ülke genelindeki ortalama beyaz yaka iş alanlarına göre daha fazla kazanıyor olabilir ancak dediğim gibi bu kazançlar bence kimseyi üst gelir grubuna dahil etmez yalnızca averaj üstü bir beyaz yakalı olunur.
Rica ediyorum, bu yazdıklarımı fazla büyütme ve gereğinden fazla ciddiye alma. Yanlış bildiğim, yanlış aksettirdiğim şeyler olabilir, edindiğim tecrübe ve duyumlar başkalarının yaşantılarıyla uyuşmayabilir. Bu da son derece normaldir. Herkesin yaşamı ve yaşadıkları kendine özgüdür, benim yaşadığımı sen yaşamayabilirsin, benim doğru dediğime öteki yanlış diyebilir. Ben bu konuda kesinlikle bir karar mercii, bilirkişi, yaşam koçu vs. değilim. Seni de tanımıyorum, nasıl birisi olduğunu, neler yapmaktan hoşlandığını, nelerle uğraştığını bilmiyorum. Bu nedenle de söylediklerimi kesinlikle bir tavsiye olarak görme. İleri hayatını etkileyecek önemli bir karar alırken sana yanlış bir kılavuz olmak ve vebaline girmek istemem, bu sebeple bunları sana özellikle belirtiyorum. Hayatı yaşayan sensin, nihai karar da elbette sana ait. Hiç kimse seni senden iyi bilemez, hiç kimse senin adına karar veremez, hiç kimse de senin hayatını yaşamayacak.
Umarım kendin için en doğru kararı verirsin. Hayatta başarılar dilerim.
Bu arada PC mühendisliği nedir hocam ya. Sadece kişisel bilgisayar mı geliştiriyorsunuz?
Gerçekten hayatında hiç tam zamanlı profesyonel bir işte çalıştın mı merak ediyorum? Çalıştıysan da nasıl bir işte ne kadar süre çalıştın? İstemeyen kimse senin 'Hayatın ta kendisi' diye adlandırdığın şeyi yaşamak zorunda değil. İnsanların farklı istekleri ve hedefleri olması kadar doğal bir şey yok kanımca. Bahsettiğin yolu izleyen hiç kimse için bir başkasının değil 35 yıl, 35 gün bile köle gibi çalışacağını zannetmiyorum. Bana kalırsa, sadece bu yaşına kadar çevrenden duyduklarını aktarıyorsun.
Hocam tavsiyenize, tecrübenize ve fikirlerinize saygı gösteriyorum fakat hangi iş ilanıymış bu paylaşırsanız, biz de faydalanabilirsek sevinirim.
Yurtdışına açılmak bir amaç veya nihai hedef olmamalı bana kalırsa. Zaten Türkiye'de alınmış herhangi bir üniverste eğitiminin yabancı işveren nezdinde hükmü neredeyse yok. Ayrıca yurtdışı deyince herkes Apple, Oracle, Amazon gibi büyük firmalarda hemen işe gireceğini falan zannediyor. Gerçekte ise böyle değil. Çoğu kişinin yurtdışında gidebileceği en iyi şirketler genelde işin çok, bütçenin az, şartların zor olduğu start-up'lar oluyor. Bir heves yurtdışına gidip 1+0 stüdyo dairede maaşının yarısıyla ev tuttuğun, geri kalanının da büyük çoğunun hesapta olmayan giderlere, devletin zorunlu tuttuğu ödemelere, temel ihtiyaçlara, yasal giderlere vs. gittiği, üstüne üstlük kültürel olarak yabancılık ve sosyal dışlanmışlık yaşadığın, günün sonunda ise tek kazancının aynı model cep telefonunu Türkiye'dekinden biraz daha uyguna elde etmek olduğu bir hayatı yaşamak için yıllarca sevmediğin bir işin bölümüyle, stajıyla uğraşıp durmak ise istediğin ona karışamam. Bana kalırsa yurtdışına gitmek bir 'Megali Idea' olmak yerine, uygun olduğu takdirde daha iyi hayat şartları, kültürel pozisyon ve gelir elde edebilmek adına bir basamak olmalı.Dediğim şey çok basit, yazılımla veya her neyle ilgileniyorsan o konu üzerine diplomanı alıp, üstüne kendini geliştirip yurt dışına açılabilirsin.
Yayın yapmanın daha iyi bir fikir olmadığını, barındırdığı riskleri zaten belirttim. Yazdıklarımı okuduğunuza emin misiniz?Yayın yapmak daha mı iyi bir fikir?