Üniversiteyi bırakmak

En azından boş vaktim ve kendimi geliştirecek zamanım ve bunları doldurmak için kamera alıp yayınlara başlamayı düşünüyorum. En azından bir şeyler yapmış olurum. Mantıklı mı?

Bunlar geçici çabalar ve uzun vadede pişmanlık duyacağın kesin. Türkiye gibi bir ülkedeysen ve bu ülkede gelecek planlamıyorsan en azından gider diplomanı alırsın, üstüne o konuda kendini uzunca süre geliştirirsin ve başvuru yapar gidersin. "Bakın kardeşim bende şunlar şunlar var, bu konuda uzmanım alın bu da diplomam" diyebilmen lazım. Kısa süreli hevesler için geleceğini mahvetme. "üniversiteye git, kendini geliştir meslek bul, 35-40 sene kadar köle gibi işe git gel, işe git gel, evlen çocuk yap öl." diye bahsettiğin şey hayatın ta kendisi. Eğer girdiğin işte elle tutulur bir şey gösterip uzmanlığını kanıtlarsan başkası senin için 35 yıl köle gibi çalışır.
 

Bırakmayı düşünüyorum zaten ama aileden gelecek tepki balyoz gibi olacak vebilirsin öğrenilmiş çaresizlik vardır. Yayın açıp, içerik üretmeye başlamak nasıl olur, mezun olana kadar geçireceğin zamanında bomboşş, eline avucuna sığmayan teorikte kalan şeyler yapıp, iş garantisi olmayarak mezun olunca ah o geçen senelerim dememek için bu çırpnışı veriyorum. Öğle değil miydi? Oraokul oku, lise oku, boş geçen seneler, üniversite oku, bu zamanlarda bir meslşek öğrensen veya bir içerik kanalı açıp 7,8 sene geçirmiş olsan zaten belli bir kitlen ve gelişmişlik düzeyine sahip olmaz mıydın? Bunun için çok geç kalmamak adına böyle düşünüyorum. N e kadar doğrudur, keşke gelecekten bir TV olsa da bizim için ne doğru olduğunu söylese değil mi?


Doğru haklısın ama senin dediğin gibi geliştir uzmanlaş başvur vs. yaşın oluyor 30 ve elde ne var hiç. O kadar verdiğin emek çaba, kendini geliştirmek için harcadığın vakitvs. Boşa gitmiş olmaz mı? Bu yolda harcayıp elde bir şeyin olmayacağını düşündüğünde, bir de diğer yandan içerik üretmeyi seviyorum bu arada, ve yabancı insanlarında tavsiyesi bu yönde, çağımız içerik tüketme çağı ve ne kadar erkenden bir içerik üretmeye başlarsanız o kadar başarılı tecrübe sahibi biri olursunuz bu konuda deniyor. Ayrıca, maddi, manevi, tatminlik olsun ve en önemlisi özgürlük açısından, 1,2 yılda içerik üretip belli bir yere gelmişleri görünce de, bu yolun daha mantıklı olduğu gerçeği doğru değil mi?
 
Son düzenleme:
Hocam dediğin çok doğru. Lise vs. bomboş bunlar modern köleliğe işçi yetiştirme aşaması. Tabii ben uzun zamandır yurt dışında üniversite için çabalıyorum ki şu anda benim için yurt dışına çıkmanın en kolay yollardan biri bu. Yani hedefim olursa yurt dışında okumak. Ne olursa olsun kesin gideyim filan demiyorum ama imkan olursa gitmek isterim. Önce şu ayrımı yapmak lazım bu bahsettiğiniz modern kölelik dünyanın her yerinde var ama bu ülkede çok çok daha fazla. İnsanların hepsi aynı şeyin peşinde mesela geçen okulda sordular ne olmak istiyorsunuz diye herkes ya doktor ya mühendis diyor. Senin konuya gelince influencer, YouTuber vs. olarak çok daha rahatça çok daha fazla para kazanılabilir fakat şunu unutmamalısın üniversiteden ayrıldığın an ailen seni boşta görecek baskı uygulayacak ek olarak hemen YouTuber vs. olacak başaracaksın diye bir şey de yok yani anlatmak istediğim bir yandan aile baskısı bir yandan da insan hayatının parçası olan başarısızlıklar beraber olunca çok baskı altında kalırsın. Üniyi bırakmadan içerik işini halledip ufak bir başarı elde etsen daha rahat edersin.
 
İyi düşün diploma ne olursa olsun her işte yıldız takar. İster bilgisayar mühendisi ol Casper veya Vatan Bilgisayarda vb. iş bul çalış, istersen ilaç firmasinda çalış tanitim yap. Bu 4 yıllık üniversite diploması ve ehliyet istiyor. Burada para ekmek diploma ve ehliyette var!
 

Şimdi;
Hayat kimseye kolay değil.
Ülke içinde her yerde üniversite açıldığını, bunların büyük kısmında eğitimler okutmanlar eşliğinde olduğunu hepimizi biliyoruz. Maddi imkanlar sebebi ile birçok genç farklı il-deki üniversitelere kayıt bile yaptıramıyor. Kayıt yaptırsa bile part time çalışmak zorunda kalıyor.

Üniversiteler sana konu hakkında teknik/temel eğitimleri vermek zorundadır. Her üniversitede çok fazla mühendislik bölümü olması da çok büyük bir sorun. Ülkede mühendis kalmadığı halde.
Üniversiteye kayıt olmadan önce, mesleki hedefinizi ve yapacaklarınızı planlamanız gerekiyordu.
Kayıt sonrası ise, bir yandan derslere devam ederken, bir yandan da seçiminiz için sizi geliştirecek çalışmaları yapmanız gerekiyor.

Örnek olarak;
Coder olacaksanız; bu konuda okul harici bireysel veya grup çalışmaları yapıp bunları paylaşmanız gerek. Kullananların yorumlarını almanız lazım.

Tasarım için farklı.
Support için farklı.

Hedefinize uygun tecrübeli kişiler ile iletişime geçip, tecrübeleri - yaşadığı zorluklar - öneriler edinmeniz gerekiyor. Ki ben bunu yapmamış, dayımın ablamın önerisi ile seçmiş idim.
Sayılar ile aram iyi idi ama onları harmanlamayı daha çok seviyordum. Olmadı.
Arada oldu aslında. Maliyet muhasebesi ve satış analizlerinde kullandım az da olsa.

Ülke içindeki ismi dünyaca ünlü fakülteden mezun olup işsiz gezenler de var. Okutmanlar eşliğinde 4-5 yıl dirsek çürütüp, diploma sonrası çok büyük firmalarda işe girebilenler de var. Bu tamamen sizin mesleğiniz için kişisel gelişimiz ile alakalı.

2 kardeş örneği vereyim.
Birincisi ODTÜ'den mezun olup, ülke içinde hatırı sayılır kamu firmasında tasarımcı mühendis olarak işe girdi. Beraberinde yüksek/dr'ını da dışarıdan yaptı.
İkinci kiardeş, Bilkent'den mezun oldu. Abisi gibi aynı kurumda işe başladı ama yüksek için İsviçre'ye Fransızca eğitime gitti. Kendisine eğitimini İngilizce aldın nasıl Fransızca eğitime gideceksin dediğimde, Fransızca benim için 1-2 aylık konu dedi. Ve gitti.
Daha sonra bu ikisi de Hollanda'da farklı lokasyondaki firmalarda işe girdi.
Karaman gibi taşra bir lokasyonda ilk-orta eğitimini almış kişiler.

Tarih bölümünden mezun, osmanlıca ve Farsça ayrımını yapamadığı gibi harflerini ayırt edemeyen; kişisel olarak üniversitede zorunlu olan kaynaklar dışında hiçbir araştırma kitab okumayan ama gazetelerde hikayeler anlatan sayısız kişi görürsün.

İlahiyatçılara buradan çok şey söylerdim ama mod-lardan süresiz uzaklaştırma alabilirim diye vaz geçiyorum.

Eğitim fakültelerinden mezun ama eğitim psikolojisi bilmeyen, ufak çocukları sevmediği - iletişim kurmasını bilmediği halde, çocuklarımızı - gençlerimizi okuldan eğitimden soğutan sayısız öğretmen sıfatındaki iki ayaklıları biliyorum.
gerçek öğretmenleri tenzih ediyorum.

Bir başka örnek ise, senin gittiğin gibi bir üniversiteden mezun ama coder olarak kişisel gelişimini yaptı. Şu an ülkenin en oturaklı bankasının mobil yazılımlarını yapan firmada üst seviye yazılımcı olarak çalışıyor. Bu arada silikon vadisindekiler ile iletişime geçip yazdığı kodlardan örnek vererek kadro aldı. Kısmet ise yakında o da gidici.

Üniversiteler maalesef sayısı aşırı fazla.
Akademisyen adındaki okutmanların diploma ve konu hakkındaki bilgileri soru işareti.

Ben üniversitede okurken; amfiye bir prof haricinde herkes kitap ve notlar ile gelirdi. Adamın elinde bir adet yoklama kağıdı ile amfiye girer, en öndeki öğrenciye verir. Konu hakkında özet verdikten sonra formülleri yazmaya başlar. Ara ara amfiye döner, konu hakkında açıklama ve soru cevap şeklinde ilerlerdi.

Son dönemde Prof'luk için gerekli şartlar değiştirildi ve puanlar/yeterlilik düşürüldü.

SEN bir yola girmişsin.
Tercihin doğru veya yanlış olduğuna kişisel olarak karar vermen gerekiyor. Daha sonra ailen ile konuşup alternatifleri kararlaştırman gerek.

iş ilanlarına bir bak:
"İleri seviye Excel bilen bilgisayar mühendisi"; ücret: 25.000TL

Selamlar.
 
Son düzenleme:
Senin üniversiteyi bitirmen mantıksız değil, muhtemelen 5 yıla kalmadan komple gereksiz bir şey olarak görünmeye başlayacak ancak senin şu an bulunduğun durum için bunu söyleyemem.
 
Bu durumda kalmanı anlıyorum, hangi üniversitede okuduğunu merak ettim açıkçası. Zira, en dandik kabul edilen üniversitelerden dahi bilişim ve ilgili alanlarında pek tabii nitelikli ve kaliteli elemanlar çıkması son derece normal bir durum. Kendini yeterince geliştirirsen, birikim ve nitelik kazanırsan, kendine uygun bir hedef doğrultusunda derinlik kazanırsan okuduğun üniversitenin geçmişin, niteliklerin ve tecrübelerinin yanında gölge düşüren bir etmen olmadığını düşünüyorum.

Gelelim asıl meseleye, eğer ki bu işi sevmiyorsan, hayatının geri kalanında devam ettirmek istemiyorsan, yapmaktan keyif almıyorsan, sırf başkalarının zoruyla okuyorsan ve kendi görüşlerinde gerçekten eminsen bence kendi isteklerinin peşinden git. Başkaları için yaşamıyorsun neticede. Ancak şunu da belirteyim, okumaya alternatif olarak önerdiğin içerik üreticiliği, yayıncılık gibi işler bana bir tutkudan ziyade geçici bir heves gibi geldi. Gerçekten sonuna kadar gideceksen ve bu işleri seviyorsan yapabilirsin ancak medya sektörünün zorlu ve acımasız olduğunu da aklından çıkartma. Sadece ünlü ve tanınmış kişileri görüyorsun ve onların ne zorluklar çektiğini, ne aşamalardan geçtiğini, her gün neler yaşadıklarını bilmiyorsun. Şu anda, en azından Türkiye'de, sosyal medya ünlülerinin çoğunluğunun da ya eskiden başlamış olmanın verdiği ilk hamle avantajıyla ya da her ne kadar çok gösterilmese bile farklı destekler ve büyütmelerle piyasada olduğunu da göz ardı etme lütfen.

Bilgisayar mühendisliğine gelince, istediğin kadar iyi nam salmış bir okulu bitir mezun olunca hiçbir işverenin seni almak için kapışacağını, havada kapılacağını falan zannetmiyorum. Kanımca, her iş alanında olduğu gibi okul bittikten sonraki süreç, hem iş bulma hem çalışma şartları hem de kazanç bakımından biraz zorlu olacaktır. Sonrasında da çok rahat olur musun, bir anda acayip bir yükseliş yaşar mısın bilemem ama diğer alanlara kıyasla yazılım alanında üst pozisyonlara erişmen bir nebze daha hızlı olur bence. Kariyer basamaklarını daha hızlı tırmanabilirsin belki ama şunu da unutma ki, yazılım ve ilgili alanlarına dair çok yaygın birkaç yanlış anlaşılma var bence: Birincisi, Full-Remote iş bulmak o kadar yaygın ve sektörün normali bir şey değil. Yurtdışında çalışmış bir arkadaşım bunun genelde kurumsal alanda çalışan geliştiriciler için hayal olduğunu söylemişti. İkincisi ise, yazılım sektörü anlatılanın aksine öyle aman aman gelirlerin olduğu, zengin olacağın, kolay ve hızlı para kazanacağın bir alan bence değil. Ülke genelindeki ortalama beyaz yaka iş alanlarına göre daha fazla kazanıyor olabilir ancak dediğim gibi bu kazançlar bence kimseyi üst gelir grubuna dahil etmez yalnızca averaj üstü bir beyaz yakalı olunur.

Rica ediyorum, bu yazdıklarımı fazla büyütme ve gereğinden fazla ciddiye alma. Yanlış bildiğim, yanlış aksettirdiğim şeyler olabilir, edindiğim tecrübe ve duyumlar başkalarının yaşantılarıyla uyuşmayabilir. Bu da son derece normaldir. Herkesin yaşamı ve yaşadıkları kendine özgüdür, benim yaşadığımı sen yaşamayabilirsin, benim doğru dediğime öteki yanlış diyebilir. Ben bu konuda kesinlikle bir karar mercii, bilirkişi, yaşam koçu vs. değilim. Seni de tanımıyorum, nasıl birisi olduğunu, neler yapmaktan hoşlandığını, nelerle uğraştığını bilmiyorum. Bu nedenle de söylediklerimi kesinlikle bir tavsiye olarak görme. İleri hayatını etkileyecek önemli bir karar alırken sana yanlış bir kılavuz olmak ve vebaline girmek istemem, bu sebeple bunları sana özellikle belirtiyorum. Hayatı yaşayan sensin, nihai karar da elbette sana ait. Hiç kimse seni senden iyi bilemez, hiç kimse senin adına karar veremez, hiç kimse de senin hayatını yaşamayacak.
Umarım kendin için en doğru kararı verirsin. Hayatta başarılar dilerim.

Bu arada PC mühendisliği nedir hocam ya. Sadece kişisel bilgisayar mı geliştiriyorsunuz?

Gerçekten hayatında hiç tam zamanlı profesyonel bir işte çalıştın mı merak ediyorum? Çalıştıysan da nasıl bir işte ne kadar süre çalıştın? İstemeyen kimse senin 'Hayatın ta kendisi' diye adlandırdığın şeyi yaşamak zorunda değil. İnsanların farklı istekleri ve hedefleri olması kadar doğal bir şey yok kanımca. Bahsettiğin yolu izleyen hiç kimse için bir başkasının değil 35 yıl, 35 gün bile köle gibi çalışacağını zannetmiyorum. Bana kalırsa, sadece bu yaşına kadar çevrenden duyduklarını aktarıyorsun.

iş ilanlarına bir bak:
"İleri seviye Excel bilen bilgisayar mühendisi"; ücret: 25.000TL
Hocam tavsiyenize, tecrübenize ve fikirlerinize saygı gösteriyorum fakat hangi iş ilanıymış bu paylaşırsanız, biz de faydalanabilirsek sevinirim.
 

Dediğim şey çok basit, yazılımla veya her neyle ilgileniyorsan o konu üzerine diplomanı alıp, üstüne kendini geliştirip yurt dışına açılabilirsin. Yayın yapmak daha mı iyi bir fikir?

Kararlar ve sonuçlar arkadaşım. Kafanıza göre takılın benim hayatım değil sonuçta.
 
Dediğim şey çok basit, yazılımla veya her neyle ilgileniyorsan o konu üzerine diplomanı alıp, üstüne kendini geliştirip yurt dışına açılabilirsin.
Yurtdışına açılmak bir amaç veya nihai hedef olmamalı bana kalırsa. Zaten Türkiye'de alınmış herhangi bir üniverste eğitiminin yabancı işveren nezdinde hükmü neredeyse yok. Ayrıca yurtdışı deyince herkes Apple, Oracle, Amazon gibi büyük firmalarda hemen işe gireceğini falan zannediyor. Gerçekte ise böyle değil. Çoğu kişinin yurtdışında gidebileceği en iyi şirketler genelde işin çok, bütçenin az, şartların zor olduğu start-up'lar oluyor. Bir heves yurtdışına gidip 1+0 stüdyo dairede maaşının yarısıyla ev tuttuğun, geri kalanının da büyük çoğunun hesapta olmayan giderlere, devletin zorunlu tuttuğu ödemelere, temel ihtiyaçlara, yasal giderlere vs. gittiği, üstüne üstlük kültürel olarak yabancılık ve sosyal dışlanmışlık yaşadığın, günün sonunda ise tek kazancının aynı model cep telefonunu Türkiye'dekinden biraz daha uyguna elde etmek olduğu bir hayatı yaşamak için yıllarca sevmediğin bir işin bölümüyle, stajıyla uğraşıp durmak ise istediğin ona karışamam. Bana kalırsa yurtdışına gitmek bir 'Megali Idea' olmak yerine, uygun olduğu takdirde daha iyi hayat şartları, kültürel pozisyon ve gelir elde edebilmek adına bir basamak olmalı.
İyi hayat standartlarına sahip olmanın sadece ve doğrudan iyi nam salmış bir üniversiteden yüksek ortalamayla mezun olmaya bağlanması bana göre oldukça saçma ve gerçek dışı.
Tek başına bunun doğru bir karar olmadığını ve her zaman istenilen sonuçları getirmeyebileceğini düşünüyorum.
Anlatmak istediklerimi daha detaylı bir biçimde threadde belirttim zaten, tekrar okuyabilirsiniz. Üstte de belirttiğim gibi, söylediklerim sadece tecrübe ve duyumlarıma dayanan kişisel görüşlerimdir. Hiçbir yönden tavsiye niteliği taşımamaktadır.

Yayın yapmak daha mı iyi bir fikir?
Yayın yapmanın daha iyi bir fikir olmadığını, barındırdığı riskleri zaten belirttim. Yazdıklarımı okuduğunuza emin misiniz?
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için çerezleri kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…