Merhaba,
Bir çok arkadaşımızın merak konusu olan yabancı dil öğrenmek konusunda naçizane fikirlerimi ve tavsiyelerimi paylaşacağım. Başlıkta belirttiğim gibi, yabancı dil öğrenmek olarak attığımız başlığı kelimesi kelimesine incelediğimizde şu sonuca varıyoruz; her dilin kendine ait bir öğrenimi vardır. İngilizceyi, Rusça öğrendiğiniz gibi ya da Almancayı, Çince öğrendiğiniz gibi öğrenemezsiniz. Ama çok iyi İngilizce bilgisine sahipseniz Almanca, Flemenkçe, İsveççe, Norveççe öğrenmek sizi hiç zorlamaz çünkü hepsi aynı Germen Dil ailesinin alt üyeleridir. Bu diğer dilleri bilenler için de geçerlidir. Öğrenme daha kolaydır çünkü etimolojik olarak aynıdırlar. Bu genelleme Latin dilleri olan Fransızca, İtalyanca, Romence, İspanyolca için de geçerlidir. Siz de fark edeceksiniz ki bir dili öğrenmeye başladıktan sonra diğerini öğrenmek çok daha kolay olacaktır. Çünkü kelimeler birbirinin aynısıdır. Diller birbirinden kelimeler ödünç almıştır.
Ön bir açıklamadan sonra İngilizce öğrenimi konusuna gelelim. İngilizce öğrenmek artık çok basite indirgenmiş olsa da tam anlamıyla İngilizce konuşmak çok zordur. Yani günlük olarak konuştuğumuz İngilizce hep aynı kalıplar arasında aynı kelimelerle kurulur ve basite indirgenir. Bundan kaçınmalıyız. Buna tamamen karşıyım. Sıfırdan İngilizce öğrenmek için de şöyle bir sıralama yapabiliriz.
İşe her zaman dil bilgisi konusundan başlamalıyız. (Kuralcı, dört dörtlük bir İngilizce konuşmak, yazmak isteyenler) yoksa "I will gonna buy a ticket"(hatalı cümle) demeniz başkasının anlayacağı İngilizceden bir şeyler almaz.
Ah yok canım ne dil bilgisi derseniz hemen para biriktiriyoruz ve direkt olarak kendimizi yurt dışına dil okuluna atıyoruz. Çok uygun rakamlara çok güzel dil okulları var bunlarla ilgili çok detaylı bir araştırma yapıp farklı bir konu açacağım. Dil okuluna gittiğinizde yaşamak için mecbur derdinizi anlatacağınız için sizin için öğrenme çok etkin ve kolay olacaktır. Bu kategori ise Sosyal Öğrenme alanına girdiğinden öğrenme daha hızlı ve eğlencelidir.
Ama ben yurt dışına çıkamam yeterli param yok ya da biriktirmem derseniz de yurt içinde özel dersler alabilir ya da özel kurslara gidebilirsiniz. Özel ders almanızı tavsiye ederim ve bunu yapabiliyorsanız üniversite öğrencilerinden özellikle son sınıf öğrencilerinden alın derim. Hem onlara destek olmuş hem de bire bir öğrenme şansı yakalarsınız.
Her şeye başlamadan önce öncelikle dil bilgisi, kurallar ve detaylar öğrenilmeli, kelimelerle güçlendirilmeli ve sonra konuşma aşamasına geçmeli yoksa konuştuğunuzdan da anladığınızdan da memnun kalmazsınız. Dil bilgisi öğrenmek en kolay iştir. Tıpkı bir mimar gibi hangi tuğlanın nereye konulması gerektiğini seçersiniz ve cümlelerinizi oluşturursunuz. Siz cümleler oluşturdukça bunlar arka planda beyninize işler ve kodlanır. İngilizce konuşmak çok emek isteyen bir şey olup öyle bir videoda çözülecek bir şey değildir. Bazı simsarlar bu işi her ne kadar ticarete dökmüş olsalar da böyle değildir. Sizlere seve seve her konuda yardımcı olmak isterim. Bir lisan bir insan.
Dil bilgisini oluştururken kelimelere odaklanacak ve aktif öğrenmeye başlamış olacağız. Bir kelimenin yazılışı ve okunuşu birbirinden farklı olacağı gibi aynı yazılıp farklı okunan kelimeler de mevcuttur. Kelimeleri en etkin nasıl öğrenirim ? Bu sorunun cevabı ise yazmaktır. Yazarak öğrenmek çocukken alfabeyi nasıl öğrendiğiniz ile aynıdır. Yazarak ve tekrarlayarak. Önce İngilizcesi sonra Türkçesi. Bu sizi yoracaktır ama en etkili yöntem bu. En azından başlangıç için bu size yeter de artar bile. Bu aşamayı geçtikten sonra sırada kelimelerin anlamlarını bulmak var. Hiç görmediğiniz, duymadığınız bir kelimenin anlamını nasıl anlarız ? Anlam çıkarma ise tamamen sizin becerilerinize kalmış. Bunun ile ilgili beceriler geliştirilebilir ve yöntemler edinebilirsiniz. Genelde paragraflardan anlam çıkarma kelime bulma işlemi yapılır ya da bir önceki bir sonraki cümlede anlatılmak istenilen ortaya çıkarılır ve bilinmeyene bir yorum katılır. Kattığınız yorum genelde doğrudur ama yanlış olma olasılığı da var. Diğer bir yöntem ise başta bahsettiğim gibi kelimenin köküne bakmak olacaktır. İngilizcede çok fazla türemiş sözcük vardır. Örneğin, acquire, acquistion, acquaint, acquaintance gibi.
Dinleme konusunda hepimiz çok şanslıyız ki çok zeki bir milletiz gördüklerimizi, duyduklarımızı hiç unutmuyoruz. Şansımıza ki ne kadar çok dinler ve görürsek o kadar iyi oluruz. Aktif dinleme nasıl yapılır ? Bu konuda bir çok görüş bir çok bilimsel açıklama mevcut mümkünse her şeyi İngilizce olarak okumaya çalışın ve elinizden geldiğince sözlüğü kullanmayın. Dinlemek sizlere çok şey katacaktır. İlla dizi izlemek film izlemek zorunda değilsiniz. Bir konuşmacıyı da dinleyebilirsiniz, bir çocuğu da, haberleri de, kitabı da. Evet doğru duyduk. Audio book. Bol bol dinleyin. Anlamasanız bile dinleyin. Beynimiz edinimde o kadar muhteşem ki her şeyi arka plana atıyor ve siz onu istemeseniz de bir sonraki gördüğünüzde tanıyor, hatırlıyor hatta biliyorsunuz. O yüzden dinleme yapacağız hem de bol bol, ama etkin yapacağız, aktif yapacağız, etkili yapacağız.
Telaffuz, hepimizin zorlandığı konulardan biri çünkü dilimiz Türkçe " labiodental " dişsel-dudaksal bir dildir. Bundan dolayı kelimelerin telaffuzu üzerinde çok çalışmak ve tekrar etmek gerekiyor. Bir ayna alın karşınıza ve ağız hareketlerinizi izleyin. Kelimenin ağzınızdan nasıl çıktığını anladığınız zaman telaffuz konusunda iyileşme olduğunu göreceksiniz. " Apple " yazdığımızda elma olan " apple " çok doğru bir telaffuz ile "/ˈæp.əl/" (aepıl) okunur."I" harfi bastırılmaz. Bu çok basit bir örnektir ve çok daha detaylı, karmaşık olanları vardır. Telaffuz (Pronunciation) çok ilgi, tekrar ve çalışmak gerektiren bir konudur. Bence en eğlenceli detaylardan biridir.
Konuşmak ise tamamen pratiğe dayalıdır. Ne kadar çok pratik o kadar iyi değil. Ne kadar çok pratik o kadar gelişme. Konuşma gelişimi utanacağınız çekineceğiniz bir şey değildir. Vakit buldukça kurabildiğiniz kadar cümle kurun, kendinizle konuşun. Çünkü konuştukça gelişecek, geliştikçe iyileşecek, iyileştikçe mükemmelleşeceksiniz. Hep deneyeceksiniz, yanlış cümleler de kuracaksınız belki doğru kelimeyi bulmak için düşüneceksiniz ama unutmayın her zaman alternatif bir yol vardır ! Konuşmak, yazmak, okumak, telaffuz etmek hepsi birbiri ile ilintilidir. Bir yerden başladıktan sonra elbet onun sonu da gelecektir. Anlıyorum ama konuşamıyorum demeyin ! Konuşuyorsunuz işte. Utanmayın. Konuşmakta utanacak bir şey yoktur. Lisedeki, ortaokuldaki arkadaşlarım çok güzel bir fırsat var elinizde, öğretmenleriniz. Fırsat buldukça onlarla konuşmaya çalışın yanlışlarınızı en güzel onlar düzeltirler. Doğrularınızı en güzel onlar överler.
Dil bilmeye çok ihtiyacımız var. Kodlamaya, yazılıma ve bir sürü şeye... Ve hep geçerli bir bilgelik dil bilmek...
Başarılar, sevgiler...
Bir çok arkadaşımızın merak konusu olan yabancı dil öğrenmek konusunda naçizane fikirlerimi ve tavsiyelerimi paylaşacağım. Başlıkta belirttiğim gibi, yabancı dil öğrenmek olarak attığımız başlığı kelimesi kelimesine incelediğimizde şu sonuca varıyoruz; her dilin kendine ait bir öğrenimi vardır. İngilizceyi, Rusça öğrendiğiniz gibi ya da Almancayı, Çince öğrendiğiniz gibi öğrenemezsiniz. Ama çok iyi İngilizce bilgisine sahipseniz Almanca, Flemenkçe, İsveççe, Norveççe öğrenmek sizi hiç zorlamaz çünkü hepsi aynı Germen Dil ailesinin alt üyeleridir. Bu diğer dilleri bilenler için de geçerlidir. Öğrenme daha kolaydır çünkü etimolojik olarak aynıdırlar. Bu genelleme Latin dilleri olan Fransızca, İtalyanca, Romence, İspanyolca için de geçerlidir. Siz de fark edeceksiniz ki bir dili öğrenmeye başladıktan sonra diğerini öğrenmek çok daha kolay olacaktır. Çünkü kelimeler birbirinin aynısıdır. Diller birbirinden kelimeler ödünç almıştır.
Ön bir açıklamadan sonra İngilizce öğrenimi konusuna gelelim. İngilizce öğrenmek artık çok basite indirgenmiş olsa da tam anlamıyla İngilizce konuşmak çok zordur. Yani günlük olarak konuştuğumuz İngilizce hep aynı kalıplar arasında aynı kelimelerle kurulur ve basite indirgenir. Bundan kaçınmalıyız. Buna tamamen karşıyım. Sıfırdan İngilizce öğrenmek için de şöyle bir sıralama yapabiliriz.
İşe her zaman dil bilgisi konusundan başlamalıyız. (Kuralcı, dört dörtlük bir İngilizce konuşmak, yazmak isteyenler) yoksa "I will gonna buy a ticket"(hatalı cümle) demeniz başkasının anlayacağı İngilizceden bir şeyler almaz.
Ah yok canım ne dil bilgisi derseniz hemen para biriktiriyoruz ve direkt olarak kendimizi yurt dışına dil okuluna atıyoruz. Çok uygun rakamlara çok güzel dil okulları var bunlarla ilgili çok detaylı bir araştırma yapıp farklı bir konu açacağım. Dil okuluna gittiğinizde yaşamak için mecbur derdinizi anlatacağınız için sizin için öğrenme çok etkin ve kolay olacaktır. Bu kategori ise Sosyal Öğrenme alanına girdiğinden öğrenme daha hızlı ve eğlencelidir.
Ama ben yurt dışına çıkamam yeterli param yok ya da biriktirmem derseniz de yurt içinde özel dersler alabilir ya da özel kurslara gidebilirsiniz. Özel ders almanızı tavsiye ederim ve bunu yapabiliyorsanız üniversite öğrencilerinden özellikle son sınıf öğrencilerinden alın derim. Hem onlara destek olmuş hem de bire bir öğrenme şansı yakalarsınız.
Her şeye başlamadan önce öncelikle dil bilgisi, kurallar ve detaylar öğrenilmeli, kelimelerle güçlendirilmeli ve sonra konuşma aşamasına geçmeli yoksa konuştuğunuzdan da anladığınızdan da memnun kalmazsınız. Dil bilgisi öğrenmek en kolay iştir. Tıpkı bir mimar gibi hangi tuğlanın nereye konulması gerektiğini seçersiniz ve cümlelerinizi oluşturursunuz. Siz cümleler oluşturdukça bunlar arka planda beyninize işler ve kodlanır. İngilizce konuşmak çok emek isteyen bir şey olup öyle bir videoda çözülecek bir şey değildir. Bazı simsarlar bu işi her ne kadar ticarete dökmüş olsalar da böyle değildir. Sizlere seve seve her konuda yardımcı olmak isterim. Bir lisan bir insan.
Dil bilgisini oluştururken kelimelere odaklanacak ve aktif öğrenmeye başlamış olacağız. Bir kelimenin yazılışı ve okunuşu birbirinden farklı olacağı gibi aynı yazılıp farklı okunan kelimeler de mevcuttur. Kelimeleri en etkin nasıl öğrenirim ? Bu sorunun cevabı ise yazmaktır. Yazarak öğrenmek çocukken alfabeyi nasıl öğrendiğiniz ile aynıdır. Yazarak ve tekrarlayarak. Önce İngilizcesi sonra Türkçesi. Bu sizi yoracaktır ama en etkili yöntem bu. En azından başlangıç için bu size yeter de artar bile. Bu aşamayı geçtikten sonra sırada kelimelerin anlamlarını bulmak var. Hiç görmediğiniz, duymadığınız bir kelimenin anlamını nasıl anlarız ? Anlam çıkarma ise tamamen sizin becerilerinize kalmış. Bunun ile ilgili beceriler geliştirilebilir ve yöntemler edinebilirsiniz. Genelde paragraflardan anlam çıkarma kelime bulma işlemi yapılır ya da bir önceki bir sonraki cümlede anlatılmak istenilen ortaya çıkarılır ve bilinmeyene bir yorum katılır. Kattığınız yorum genelde doğrudur ama yanlış olma olasılığı da var. Diğer bir yöntem ise başta bahsettiğim gibi kelimenin köküne bakmak olacaktır. İngilizcede çok fazla türemiş sözcük vardır. Örneğin, acquire, acquistion, acquaint, acquaintance gibi.
Dinleme konusunda hepimiz çok şanslıyız ki çok zeki bir milletiz gördüklerimizi, duyduklarımızı hiç unutmuyoruz. Şansımıza ki ne kadar çok dinler ve görürsek o kadar iyi oluruz. Aktif dinleme nasıl yapılır ? Bu konuda bir çok görüş bir çok bilimsel açıklama mevcut mümkünse her şeyi İngilizce olarak okumaya çalışın ve elinizden geldiğince sözlüğü kullanmayın. Dinlemek sizlere çok şey katacaktır. İlla dizi izlemek film izlemek zorunda değilsiniz. Bir konuşmacıyı da dinleyebilirsiniz, bir çocuğu da, haberleri de, kitabı da. Evet doğru duyduk. Audio book. Bol bol dinleyin. Anlamasanız bile dinleyin. Beynimiz edinimde o kadar muhteşem ki her şeyi arka plana atıyor ve siz onu istemeseniz de bir sonraki gördüğünüzde tanıyor, hatırlıyor hatta biliyorsunuz. O yüzden dinleme yapacağız hem de bol bol, ama etkin yapacağız, aktif yapacağız, etkili yapacağız.
Telaffuz, hepimizin zorlandığı konulardan biri çünkü dilimiz Türkçe " labiodental " dişsel-dudaksal bir dildir. Bundan dolayı kelimelerin telaffuzu üzerinde çok çalışmak ve tekrar etmek gerekiyor. Bir ayna alın karşınıza ve ağız hareketlerinizi izleyin. Kelimenin ağzınızdan nasıl çıktığını anladığınız zaman telaffuz konusunda iyileşme olduğunu göreceksiniz. " Apple " yazdığımızda elma olan " apple " çok doğru bir telaffuz ile "/ˈæp.əl/" (aepıl) okunur."I" harfi bastırılmaz. Bu çok basit bir örnektir ve çok daha detaylı, karmaşık olanları vardır. Telaffuz (Pronunciation) çok ilgi, tekrar ve çalışmak gerektiren bir konudur. Bence en eğlenceli detaylardan biridir.
Konuşmak ise tamamen pratiğe dayalıdır. Ne kadar çok pratik o kadar iyi değil. Ne kadar çok pratik o kadar gelişme. Konuşma gelişimi utanacağınız çekineceğiniz bir şey değildir. Vakit buldukça kurabildiğiniz kadar cümle kurun, kendinizle konuşun. Çünkü konuştukça gelişecek, geliştikçe iyileşecek, iyileştikçe mükemmelleşeceksiniz. Hep deneyeceksiniz, yanlış cümleler de kuracaksınız belki doğru kelimeyi bulmak için düşüneceksiniz ama unutmayın her zaman alternatif bir yol vardır ! Konuşmak, yazmak, okumak, telaffuz etmek hepsi birbiri ile ilintilidir. Bir yerden başladıktan sonra elbet onun sonu da gelecektir. Anlıyorum ama konuşamıyorum demeyin ! Konuşuyorsunuz işte. Utanmayın. Konuşmakta utanacak bir şey yoktur. Lisedeki, ortaokuldaki arkadaşlarım çok güzel bir fırsat var elinizde, öğretmenleriniz. Fırsat buldukça onlarla konuşmaya çalışın yanlışlarınızı en güzel onlar düzeltirler. Doğrularınızı en güzel onlar överler.
Dil bilmeye çok ihtiyacımız var. Kodlamaya, yazılıma ve bir sürü şeye... Ve hep geçerli bir bilgelik dil bilmek...
Başarılar, sevgiler...
