Küçüklükten itibaren çok sevdiğiniz ve hayalini kurduğunuz bir meslekse o meslekten mezun olunca, seçtiğiniz meslek de iyi bir seçimse başarısız veya işsiz kalma durumu kesinlikle olamayacaktır. Ben aslında herhangi bir seçim zorluğu yaşanıp rastgele seçilebilen mühendislik dallarını tam olarak da kastetmiştim, bunu sakın yanlış olarak da değerlendirmeyiniz . Elbette ki çok sevilerek yapılan, örneğin; lokantacılık, toptancılık, reklamcılık, sigortacılık, araç rot-balans/akü-lastik satışı ana bayii, araç kiralama benzeri mühendislik dışındaki mesleklerde de çok başarılı olmak ve çok paralar kazanmak yine büyük olasılıklar dahilindedir. Bu mesleklerde de başarı, bu mesleği babadan oğula devralma ve onu çok sevmeye (küçüklükten itibaren olursa daha etkili olur) doğrudan bağlıdır. Serbestçe kendi işini kurabilen tüm meslek sahipleri için bu geçerlidir.
Benim babam hukukçu (hakimliği, avukatlığı ve noterliği de yaptı) olmasına karşın ben makine mühendisliğini, onun bu konudaki ısrarıyla, bu konulara benim küçüklükten itibaren çok eğildiğimi (Gerçek kamyonların altına girip onları iyice incelediğimi) görüp kendi tavsiyesiyle, meslek seçimimde asıl sıralamayı onun yapmasıyla seçmiş bulundum, işin açıkçası. Ama bu mesleği gerçekten de seviyordum. Çok sevilen bir mesleği yapmak demek, o meslekte yükselmeye, çok başarılı olmaya ve çok para kazanmaya doğrudan eşittir, kendi öz görüşüme göre. Yazılım (Bilgisayar programcılığı) ve bilgisayar, bilişim mühendisliği çok seviliyorsa buna dahildir.
Toplumun, sanayinin veya endüstrisinin güncellenen ihtiyaçlarına göre yeni mühendislik dalları güncellenerek karşımıza çıktılar. Robotik, yazılım, malzeme, mekatronik mühendisliği bunlardan sadece birkaçıdır, örneğin.
Seksenli yıllarda (benim mezun olduğum zamanlarda) çok iyi hatırlıyorum, elektrik mühendisliği ve makine mühendisliği en seçkin ve en güncel mühendislikti. Ancak makina ve elektronik aksama, bir de bilgisayarlar ve mikrodenetleyici devreler bunların yazılımlarının da eklendiği (uydu alıcı cihaz yazılımları gibi) bugünlere gelindiğinde, artık sadece makina ve elektrik-elektronik mühendisliğinin de yeterli olamadığı bu sektörlerde hepsini içine alan tek bir mühendislik birimi olan mekatronik mühendisliğinin de artık en güncel mühendislikler arasında yerini almaya başladığını görürüz.
Dördüncü sanayi devrimi denilen yapay zeka ve robotların makinaların tüm denetimini ve bazı işçilerin yerini de almış olduğu en son dönem olarak kabul ediliyor. Bu dönemde hiç şüphesiz yazılımsız bir donanımın, ne evlerde, ne de sanayide, ne de endüstriyel uygulamalarda (akıllı ve sürücüsüz araçlar, İHA'lar, akıllı buzdolabı, endüstriyel robotlar gibi) hiçbir işe yaramayacağı, denetimden ve otomasyondan çok uzakta kalabileceğini çok iyi takdir edersiniz sanırım.
Yani artık yazılım bizim bir lüksümüz değil, olmazsa olmaz bir enstrümanımız durumuna gelmiş durumdadır. Bunu kabul ve idrak etmek zorundayız, şu son dönem olarak içinde yaşadığımız 4. sanayi devriminde. Hindistan örneğini verirsek eğer, bu konuda sıfır bir yatırımla (maliyetle) çok fazla getiriyi yazılımdan (Yazılım mühendisleri sayesinde) direk sağlayan ülkeler arasında olmuştur, hiç şüphesiz. Kolay gelsin.