Daha fazla
- Cinsiyet
- Erkek
- Meslek
- Öğrenci
Zaten bu tarz Sony oyunlarına oyun demek doğru değil. Çünkü bunlar oyun değil, interaktif film. Oynaması kolay olduğu için ve film gibi olduğu için direkt editörler tarafından yüksek puanlar çakılıyor. Film olarak değerlendirirsek çok iyi, oyun olarak değerlendirirsek ortalama kalır.RDR2 kadar abartılan bir oyun görmedim. Yabancılarda da bu durum böyle mi acaba yoksa bizim Türk milletin GTA sever yapısı mı merak ediyorum açıkçası.
RDR2, bir vahşi batı simülasyonu. Grafikleri, animasyonları, dünya etkileşimleri inanılmaz derecede gerçekçi yapılmış, oturun keyifli zaman geçirin, kendinizi o dünyada hissedin diye yapılmış bir oyun.
Ama RDR2, son zamanlarda ciddi anlamda konuşulan, "oyunlar bir sanat eseri midir?" tezi göz önünde bulundurulduğunda, yeni nesil oyun anlayışından ziyade, eski nesil oyun anlayışına uyan bir yapım. Dolayısıyla bu gibi ödüllerde her zaman geride kalacak bir yapım tipinde bana göre.
Biraz daha anlatayım. Artık özellikle de PlayStation Exclusive oyunlarında izlenen yol, oyuncuya aralıksız olarak bir hikaye, bir oyun deneyimi sunmak. Uzatılmış bir film gibi, her saniyesi özenle oyuncuya bir şeyler hissettirmek üzerine kurulu oyunlar yapılıyor artık. Bakın burası önemli, "her saniyesi". God of War, TLoU, Ghost of Tsushima gibi oyunlar, oynarken aynı bir kitap okuyor, film izliyor gibi bir deneyimi, size oyun oynayarak yaşatıyor. Oyun mekanikleri, sunulan hikayeyi pekiştirmek için kullanılıyor. Dolayısıyla yaşadığınız her an sizin hislerinize hitap ediyor, anılarınızda yer ediyor.
Diğer taraftan RDR2'de vurgu, oyunun mekaniklerinde. Bir simülasyon mantığıyla, size vahşi batıda yaşama imkanı sunuyor oyun. Tipik bir vahşi batı dünyasında yaşayabileceğiniz şeylerle bolca keyifli vakit geçirmeniz mümkün. Ama her ne kadar geçirdiğiniz zaman inanılmaz gerçekçi ve oldukça keyifli olsa da, RDR2'de yaşadığınız tecrübe, yeni nesil oyunlarda aktarılan deneyimin çok uzağında birçok açıdan. Hikayenin sonları ve Arthur çok etkileyici yazılmış da olsa, oyunun çok ciddi saatleri, herhangi bir hikayeden uzakta, sadece oyuncuya keyifli vakit geçirtmek üzerine kurulu. At sürün, avlanın, kanun kaçaklarını yakalayın, banka soyun vs. 200 saat oynayıp 1 sayfa kitap okumuş kadar hikaye tecrübe etmemeniz çok mümkün RDR2'de. Hakkını yemeyelim elbette, yan hikayelerinin bir kısmı ve ana hikayenin sonunda yer alan ufak bir bölüm gerçekten oldukça etkileyici yazılmış, insanı duygulandıran çok güzel bir oyun RDR2. Ancak bir bütün olarak bakıldığında, yeni nesil oyun anlayışını tam yakalayamamış, büyük ihtimalle yakalama niyeti de olmayan bir yapım.
Günün sonunda bu iki yapımı karşılaştırdığınızda, biri size oynadığınız 20-30 saat boyunca eşsiz hisler yaşatan ve bunu çok iyi mekanikler ile sunan, hiçbir dakikası boş geçmeyen GoW; diğeri ise oynadığınız 100 saatin 10-15'inde güzel hisler yaşadığınız, kalanında ise detayları mükemmelleştirilmiş bir oyun oynayarak keyif aldığınız RDR2. Böyle bir karşılaştırmada, benim açımdan hiçbir şansı yok RDR2'nin. Oyun otoriteleri ve oyuncu kitlesinin çoğunluğu da benzer düşünüyor olacak ki, zamanında ödül GoW'un olmuş.