Gitmek istediğin ülkede bunulan bir ajans ile bu işleri daha rahat halledersin tek başına red yersin bir kere red yedikten sonra da onay alman zor.
4000 euro bedava bir para. Ben onun kabaca 15 katına okuyorum. Zor mu dersen ne kadar ingilizcebilirsen bil bu iş biraz hırpalıyor insanı. Hırpalıyor dediysem, tamam belki gündemden uzaklaşıyorsun ancak gözünün feri de gidiyor burada ayakta kalmaya çalışırken. Başına bir şey geldiğinde de yalnızsın ki olur da gelirse çok çekersin. Kendimden biliyorum.
Turizmden ise birisini bulmak ile Rus ruleti oynamak aynı şey. Çoğu senin ona gebe olduğunun bilincinde bu işe giriyor ki o teyzeler de öyle erkek diye ölen uçuk akıllı kişiler değiller. Dışarıdaki pirince giderken evdeki bulgurdan olursun hayatın da rezil rüsva olur o teyze bulma yoluna girersen. İşini bilen adama yakışacak bir davranış değil.
IELTS 6.0 üzeri genellikle yeterlidir. Yine de sıkıntı çekeceksin demek bu. Gittiğin yerde herkes IELTS 6 konuşmuyor. Adam İngilizce doğmuş sen onu 50 haftalık eğitimle yakalayamıyorsun tabii. Üniversite için vizen çıkmayacak gibi hissedersen ya da ajansın bunu sezip seni uyarırsa dil için başvurursunuz orada dil okurken hesapta para gösterir üniversiteye geçmek istediğini beyan edersin ardından vizen daha rahat çıkar. Adam seni bir sefer kumar oynayıp ülkesine almış bakmış vukuatın da yok, üniversite okuman hoşuna gidecektir zira sağdıkça sağmak isterler onlar da babalarının hayrına girmiyorlar bu kadar topa.
Niyet mektubu, varsa sponsor, CV, IELTS ve sabıka kaydı esas şartlar. Süreç içerisinde birçok kez evrak istenecek. Pasaportu ayrı, parmak izi ayrı. Aile sabıka dökümü ayrı. Onları saymıyorum.
Gelecek 3 seneni eksiksiz bol bol yanılma payı ekleyerek hesaplamazsan gittiğinden daha çulsuz dönersin, gitmek değil kalmak esas mesele bilgine. Başına her şey gelecek orada çünkü. Her şey gönlünce olsun.