Hüseyin Nihal Atsız'ın Atatürk Hakkındaki Düşünceleri Nelerdi?

Seviyordu ve saygı duyuyordu Instagram'da 2-3 anti Kemalist'lerin atsız postlarını görüp buraya sevmiyordu yazanları takmayın.
Aynen kardeşim benim, İnstagram'da 2-3 post gördük ondan söylüyoruz. Hayatında Atsız okumamış, boş boş konuşup geliyorsunuz şuraya.
1711738029066.png
 
Aynen kardeşim benim, İnstagram'da 2-3 post gördük ondan söylüyoruz. Hayatında Atsız okumamış, boş boş konuşup geliyorsunuz şuraya.
Eki Görüntüle 2153839
sonradan uydurulmuş hakaretlerdir.

mektup 1944 öncesine ait olmasına rağmen 1944 yargılamalarında böyle bir mektup yok ve mahkemede gündeme gelmiyor. fakat dönemin emniyet genel müdürü olan osman sabri adal, aradan 20 yıl geçtikten sonra 1962 yılında mecliste yaptığı bir konuşmada durduk yere böyle bir mektubu gündeme getiriyor. bir insanın eşine yazdığı özel mektubu meclis kürsüsünde ortalığa saçıyor. bu kişi başta atsız olmak üzere türkçülere yapılan işkencelerin sorumlularından biridir. mektup atatürk ve dönemine ilişkin eleştiriler içerse de, mektubun değiştirilmiş olduğu ve eklemeler yapıldığı anlaşılıyor.

atsız’ın kardeşi nejdet sançar mektup hakkında şöyle diyor:

“1944 davalarında çeşitli mektuplar okundu ve dosyalara girdi, neticede bunların hepsinden atsız tamamen beraat etti. ama bunların hiçbirisinde osman sabri adal’ın okuduğu metin yoktu. bu metin nereden çıkarıldı? büsbütün uyduruldu mu, yoksa muhtelif kimselerin şuna buna yazdığı çeşitli mektuplardan parçalar birbirine mi eklenerek böyle bir mektup yapıldı?” (altan deliorman, tanıdığım atsız, orkun yayınları, ilâveli 2. basım, istanbul, 2000, s. 198-201)

nihal atsız, yeni istanbul gazetesi’ne açıklama yaparak mektup hakkında şöyle diyor:

“bu mektup baştanbaşa yalan ve uydurmadır. 1945’te zevcim talebe müfettişi değildi ve almanya’da bulunmuyordu. ikimiz de istanbul’da hapishanede idik. osman sabri adal, o zaman emniyet umum müdürü idi. ırkçı-turancı sanıklara istanbul emniyet müdürlüğünde tabutluk işkenceleri yapılırken bu hadise meclis’e aksetmiş ve zamanın dâhiliye vekili, osman sabri adal’ı bu işin tahkikine memur etmişti. osman sabri adal, istanbul’a geldi, işkencelerin doğru olup olmadığını emniyet müdür muavini kâmuran çuhruh’dan sordu. halbuki, işkenceleri yaptıran kâmuran’ın kendisi idi ve tabii osman sabri adal da bunu pekâlâ biliyordu. doğru bir adam olsaydı bu işi işkenceyi yapana değil, işkenceye maruz kalanlara sorardı. bu hareketinden dolayı, sıkıyönetim mahkemesi’ndeki müdafaalarımızda ona şiddetle hücum ettik. elbette bu hücumların ağırlığının tesirini hâlâ hissediyor ki, durup dururken 20 yıl sonra, büsbütün başka bir mesele konuşulurken bunu ortaya koyuyor. böyle bir mektup varsa çıkarıp ortaya koysun. bir de şu var ki, hususi mektupları ele geçirmek dahi kanun bakımından suçtur. osman sabri adal, şecaat arz ederken yaptığı hırsızlığı anlatan çingene’nin durumuna düşmüştür. ve böylece, o devrin anayasası da ortaya çıkmıştır. osman sabri adal’a başsağlığı dilerim.” (yeni istanbul gazetesi, atsız, osman sabri’yi ispata dâvet ediyor, 05.03.1962, s. 1,5 - serkan akgöz, basında atsız, bozkurt yayınları, istanbul, 2016, s. 219)

[Alıntıdır]
 
Atsız'ın bazı eserlerinde Atatürk'ü öven ifadeler kullanmış olsa da, zaman zaman Atatürk'ü eleştiren ve onun devrimlerini sorgulayan yazılar kaleme almıştı. Özellikle Türk milliyetçiliği ve İslamcılık arasında bir denge kurmaya çalışan bir düşünce yapısına sahipti ve bu bağlamda Atatürk'ün laiklik politikalarını sorgulamıştı.
 
sonradan uydurulmuş hakaretlerdir.

mektup 1944 öncesine ait olmasına rağmen 1944 yargılamalarında böyle bir mektup yok ve mahkemede gündeme gelmiyor. fakat dönemin emniyet genel müdürü olan osman sabri adal, aradan 20 yıl geçtikten sonra 1962 yılında mecliste yaptığı bir konuşmada durduk yere böyle bir mektubu gündeme getiriyor. bir insanın eşine yazdığı özel mektubu meclis kürsüsünde ortalığa saçıyor. bu kişi başta atsız olmak üzere türkçülere yapılan işkencelerin sorumlularından biridir. mektup atatürk ve dönemine ilişkin eleştiriler içerse de, mektubun değiştirilmiş olduğu ve eklemeler yapıldığı anlaşılıyor.

atsız’ın kardeşi nejdet sançar mektup hakkında şöyle diyor:

“1944 davalarında çeşitli mektuplar okundu ve dosyalara girdi, neticede bunların hepsinden atsız tamamen beraat etti. ama bunların hiçbirisinde osman sabri adal’ın okuduğu metin yoktu. bu metin nereden çıkarıldı? büsbütün uyduruldu mu, yoksa muhtelif kimselerin şuna buna yazdığı çeşitli mektuplardan parçalar birbirine mi eklenerek böyle bir mektup yapıldı?” (altan deliorman, tanıdığım atsız, orkun yayınları, ilâveli 2. basım, istanbul, 2000, s. 198-201)

nihal atsız, yeni istanbul gazetesi’ne açıklama yaparak mektup hakkında şöyle diyor:

“bu mektup baştanbaşa yalan ve uydurmadır. 1945’te zevcim talebe müfettişi değildi ve almanya’da bulunmuyordu. ikimiz de istanbul’da hapishanede idik. osman sabri adal, o zaman emniyet umum müdürü idi. ırkçı-turancı sanıklara istanbul emniyet müdürlüğünde tabutluk işkenceleri yapılırken bu hadise meclis’e aksetmiş ve zamanın dâhiliye vekili, osman sabri adal’ı bu işin tahkikine memur etmişti. osman sabri adal, istanbul’a geldi, işkencelerin doğru olup olmadığını emniyet müdür muavini kâmuran çuhruh’dan sordu. halbuki, işkenceleri yaptıran kâmuran’ın kendisi idi ve tabii osman sabri adal da bunu pekâlâ biliyordu. doğru bir adam olsaydı bu işi işkenceyi yapana değil, işkenceye maruz kalanlara sorardı. bu hareketinden dolayı, sıkıyönetim mahkemesi’ndeki müdafaalarımızda ona şiddetle hücum ettik. elbette bu hücumların ağırlığının tesirini hâlâ hissediyor ki, durup dururken 20 yıl sonra, büsbütün başka bir mesele konuşulurken bunu ortaya koyuyor. böyle bir mektup varsa çıkarıp ortaya koysun. bir de şu var ki, hususi mektupları ele geçirmek dahi kanun bakımından suçtur. osman sabri adal, şecaat arz ederken yaptığı hırsızlığı anlatan çingene’nin durumuna düşmüştür. ve böylece, o devrin anayasası da ortaya çıkmıştır. osman sabri adal’a başsağlığı dilerim.” (yeni istanbul gazetesi, atsız, osman sabri’yi ispata dâvet ediyor, 05.03.1962, s. 1,5 - serkan akgöz, basında atsız, bozkurt yayınları, istanbul, 2016, s. 219)

[Alıntıdır]
Asıl bunlar palavracı. Adamın kendi başyazarlığını yaptığı dergisinde yazısı var Atatürk ile alakalı.
1711796016938.png
 
Asıl bunlar palavracı. Adamın kendi başyazarlığını yaptığı dergisinde yazısı var Atatürk ile alakalı.
Eki Görüntüle 2154323

Aga atsız 1940'a kadar Atatürk'e karşı bakışı olumluydu fakat 3 Mayıs davasından sonra fikirleri olumsuz oldu 1950'den sonra zaten yine Atatürk'e karşı fikirleri olumluydu 1973'te yücel halaçoğluna yazdığı mektuptada zaten görebilirsin.(Türkçü veya kemalist değilim, liberalim)
 
Türk ordusunun askerini bu denli seven ve yücelten adam neden zamanında kara harp okulundan mezun olup 7 cihana karşı ülkesini korumuş ve kurtarmış bir adamı sevmesin ki? Sevmiyorsa da sevmek zorunda değil arkadaşlar. Mesela ben de şeyh Said'i sevmiyorum. Karşımda olsa halat fırlatırdım kendisine sırf uyuz olsun diye.
 

Geri
Yukarı