14 yaşında biri dava açabilir mi?

Teorik olarak illa merak ediyorsanız eğer, çok kısa bir açıklama yapmak gerekirse şahsınıza ait bir hak olmadığı için hayır, bu davayı kendiniz açamazsınız. Velinizin açması gerekiyor.

Yanlış bilgi - kasten yaralama suçu, Türk ceza kanunun "özel hükümler" başlıklı 2. kitabının, "kişilere karşı suçlar" başlıklı 2. kısmının, "vücut dokunulmazlığına karşı suçlar" başlıklı 2. bölümü içerisinde 86. maddede düzenlenmiştir. Konuda bahsedilen şekli basit tıbbi müdahale gerektiren hal (tck m. 86/2) olduğundan her ne kadar erişkin insanlar için takibi şikayete bağlı olsa da çocuklar için durum biraz karışık. Eğer ilgili kişi tck m.86/3-b'de düzenlenen kişilerdense takibi şikayete bağlı değildir ve o zaman CMK 160 ve diğer maddelerdeki esas ve usullere göre soruşturması ve kovuşturması savcılık tarafından yürütülür. Konu sahibi 14 yaşında olduğu ve yargıtay 2. ceza dairesinin 2008/18844 sayılı kararında 12 yaşındaki çocuk m. 86/3-b'de olup olmadığı değerlendirilmesi yapılaması gerekliliğini isterken, yargıtay 3. ceza dairesinin 2019/17220 sayılı kararında tek başına 15 yaşın m.86/3-b'de yer almaya yeterli bulmamış, ayrıca rapor istemiştir. Konu sahibi, 14 yaşındaki çocuğun nerede yer aldığı ancak beden ve ruh sağlığı bakımından kendini savunamayacak durumda olup olmadığına dair bir rapor ile tespit edilmesi ile anlaşacağından takibi şikayete bağlı mıdır, değil midir söylemesi zor. Ancak her halükarda yanlış bilgi. Konu sahibinin "velisinin açmasına" gerek yok. Özünde zaten ceza hukukuna aykırılık kamu düzeni ve güvenliğine aykırı olduğundan kamu davasını savcı açar ancak şikayete gerek var mıdır yoksa ona bile gerek olmaksızın açılabilir mi onun tartışmasını yukarıda ilettim.
 
Son düzenleme:
Selam. İyi sosyaller arkadaşlar. 1 saat önce parkta ablamla yürürken e. U. İ şahsı bana deist p** dedi ve karnıma yumruk attı. Bu şahsa dava açabilir miyim? Kendisi de 14 yaşında.
Ya hocam suratına bir tane vursaydınız keşke, arkadaşın dediği gibi bazen adalet sokakta'dır, kolay gelsin.
 
kasten yaralama suçu, Türk ceza kanunun "özel hükümler" başlıklı 2. kitabının, "kişilere karşı suçlar" başlıklı 2. kısmının, "vücut dokunulmazlığına karşı suçlar" başlıklı 2. bölümü içerisinde 86. maddede düzenlenmiştir.
Bizatihi sınırlıyı ilgilendiren bir dava olması, münhasıran şahsa bağlı olması ya da olmamasıyla ilgili değildir ki. Zaten bu veya buna benzer her türlü durumda ilgili kişi çocuk yahut vasi atanmış biri oluyor. Burada önemli olan şey davayı açma hakkının kimde olduğu. Örneğin malpraktis davasında zarar gören taraf, bir diğer deyişle konumuzdaki çocuk/kısıtlı adına velisi/vasisi dava açmak zorundadır.

Ek olarak münhasıran şahsa bağlı olsa dahi çocuk için adliyelerde bu konuda teorinin tersinde bir uygulama var günümüzde. Buna örnek olarak ise bir ad değiştirme davasında bile veli ile muhatap olunuyor, halbuki münhasıran hakkı çocuğun. Yani gerek dava hakkı çocukta olsun, ki değil, gerek olmasın velisinin açması gerekmekte davayı.
 
@Gökkayahan
İhbar ve şikâyet Madde 158 – (1) Suça ilişkin ihbar veya şikâyet, Cumhuriyet Başsavcılığına veya kolluk makamlarına yapılabilir.....

Bir suçun işlendiğini öğrenen Cumhuriyet savcısının görevi Madde 160 – (1) Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına kararıvermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar....

Kamu davasını açma görevi Madde 170 – (1) Kamu davasını açma görevi, Cumhuriyet savcısı tarafından yerine getirilir....

Ceza mahkemelerinde dava açma yetkisi kimdedir?

Takibi Şikayete Bağlı Suçlarda Şikayet Yetkisi Olanlar

Şikâyet, kovuşturma için şikâyet şartı aranan eylemlerde mağdurun, suçtan zarar görenin ya da yetkili temsilcilerinin; fiili ve faili öğrendiği tarihinden itibaren altı ay içerisinde, kanunda belirtilen yetkili makamlara yazılı veya tutanağa geçirilmek üzere sözlü olarak yaptığı, failin yahut fiilin cezalandırılması amacı taşıyan başvurusudur. Şikayete yetkili kimse, suçtan doğrudan doğruya zarar gören kimsedir. Buna göre, suçtan doğrudan doğruya zarar görmeyen kimsenin şikayet hakkı bulunmamaktadır. Suç tanımının koruduğu hak ve menfaatin sahibi olan kimse birden fazla ise, bunlardan her birinin ayrı ayrı ve birlikte şikayet hakları vardır. Bir kimse 18 yaşını doldurmuş ve fiil ehliyetini kısıtlayan her hangi bir sebep kendisinde bulunmamakta ise, bu kişi şikayet hakkını kendisi kullanır.

Ayırt etme gücüne sahip kimseler yalnız başlarına şikayet hakkını kullanabilirler. Yargıtay uygulamasına göre, 15 yaşını tamamlamamış olan ayırt etme gücüne sahip kimsenin şikayet hakkını kullanma yetkisine sahip olması, velinin de bu yetkiyi kullanamayacağı anlama gelmez, bu durumda her biri diğerinden bağımsız olarak şikayet hakkını kullanabilir. Ancak suçtan zarar gören kimse, yaşının küçüklüğü, akıl hastalığı, akıl zayıflığı gibi nedenlerle ayırtım gücüne sahip değillerse, şikayet hakla veli veya vasileri tarafından kullanılır.

Mağdur 15 yaşından büyük ise veya 15 yaşından küçük olmakla birlikte ayırtım gücüne sahip ise, şikayette bulunması da, şikayetten vazgeçmesi de geçerlidir. Yine 15 yaşımı doldurmamış küçüğün velisi tarafından yapılan şikayet de, şikayetten vazgeçme de geçerli sayılır....
-----------------------------------------------------------
Dili çok ağır olduğu için tam anlamadığım ama sanırım benim lehime olan bir mahkeme kararı görseli :D kaynak ;
-----------------------------------------------------------

TMK m.16: 3. Ayırt etme gücüne sahip küçükler ve kısıtlılar, yasal temsilcilerinin rızası olmadıkça, kendi işlemleriyle borç altına giremezler. Karşılıksız kazanmada ve kişiye sıkı sıkıya bağlı hakları kullanmada bu rıza gerekli değildir.
Dolayısla kişiye sıkı sıkıya bağlı hak olan, tmk m26 ve m27'de düzenlenen Ad üzerindeki hakları sınırlı dava ehliyetine sahip olanlar; davacı veya davalı olarak davada (dava açma, davayı yürütme ve sona erdirme gibi) her türlü yargılama işlemini kimseden izin veya onay almaya gerek kalmaksızın tek başına yapma hakkını haizdir. Bu kişiler (çocuklar), belirtilen istisnai hallerde dilerlerse davalarını kendilerinin tayin edecekleri avukat aracılığı ile de takip ettirebilirler; yani, bu davalarda avukat (vekil) tayin edebilirler....
Bu açıda, anilan kişiler (çocuklar) örneğin manevi tazminat davası, evlenmenin butlanlığı davası, (nafaka talebi bulunmayan) boşanma davası, nesebiin reddi gibi davaları bizzat açabilirler;... Kaynakça(8. sayfa):

velhasıl kelam Bay (A);14 yaşındaki çocuk karnına yumruk darbesi yer ve "deist *!?&" diye hakarete maruz kalırsa, veli/vasi'sinden bağımsız şekilde savcılığa şikayette bulunabileceğini, manevi tazminat davası açabileceğini düşünüyorum. Savcı gerekli görürse kamu davasını açmaya yetkili makam olarak kamu davasını açabilir. Eğer ki 14 yaşındaki çocuk tck 86/3-b kapsamındaysa ne ala, biz bile savcılığa ihbarda bulunabiliriz . Ad değiştirme uygulamasının, teoriden aykırı bir şekilde hukuka aykırı yöntemlerle işletildiğini söylediğinize göre merak ediyorum. Bu işlerin içeresinde misiniz? Mesleğiniz nedir? Ben sadece hukuk fakültesi mezunuyum o yüzden pratikteki hukuka aykırılıkları bilmemekle, belki yukarıdaki cevabımda bilgi yanlışlığı içeresindeyimdir. Eğer öyleyse daha açıklayıcı bir şekilde ve kaynakları ile cevaplarsanız çok sevinirim. Teşekkürler! Ayrıca forum kurallarına daha uygun olması için başka bir başlık ile kafamı karıştıran bir hukuki sorunu da, altına sizi de etiketleyerek, paylaşacağım. Zamanınız varsa o konuda da düşüncelerinizi paylaşabilir misiniz, teşekkürler!
1691967127390.png


@Gökkayahan başka bir paylaşım girmeyeceğim, fikrimi değiştirdim. Azmettirme madde 38, suç işlemeye tahrik madde 214 ve halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama madde 216 kıyaslandığı, örnekler üzerinden soru çözümü yapıldığı ayrı bir paylaşım girecektim ama derdimi anlatabilmek için bile daha onlarca sayfa okumam gerektiğini görünce ve hukuktan artık bıktığım için vazgeçtim.
 
Son düzenleme:

Yeni konular

Geri
Yukarı