Özgür irade gerçekten var mı?

İkisinin bileşkesi. Ama sizi örseleyen ya da şekle sokan da başka bir iradenin tesiri olması sebebiyle; olayın temelinde, yine irade veya tercihler söz konusu. Özgürlük denilen ise yanılsamalardan ibaret.
 
Matrix filminde geçen diyolog benzeridir. Aslında her şey belirli, sadece biz seçimlerimizi, deneyimlerimizi yaşarız. Bu yaşama hissi tamamen gerçek gibidir ki bu yüzden özgürmüş gibi hissediyoruz. Bu his o kadar gerçek gibi hissettiriyor ki alışkanlıklarımızı değiştirebilmek konusunda çok işlevi vardır. Yani özgür irade yok diyerek yaşayınca tembellik (astrolojiye inananların kendisini etkileyen gezegenler sebebiyle böyle olduğunu düşünüp hiçbir şekilde elinde değilmiş gibi kontrol etmeye çalışmamak gibi) doğuyor, var diyerek yaşayınca kendimizi daha çok kontrol etmeye yönelebiliyoruz. Bu yüzden mantıken özgür iradenin olmadığını bilip, özgür irade varmış gibi yaşamalıyız. Fala inanma, falsız kalma gibi de düşünülebilir.
Bu görüş Spinoza'nın ahlak görüşündeki özgür irade görüşüne benzer. Daha fazla bu konu hakkında bilgi, farkındalık için felsefeye giriş ve felsefe tarihi kitaplarını okuyabilirsiniz. Ahmet Arslan'ın Felsefeye Giriş kitabında Ahlak Felsefesi bölümünde 4 sayfada işlediği Özgürlük başlığını okuyabilirsiniz, en kısa özetlerdendir. Ahmet Cevizci'nin Felsefenin Kısa Tarihi, Ahmet Arslan'ın İlkçağ Felsefe Tarihi kitabı, sonrasında da filozoflara ait kendi kitaplarını okumanızı tavsiye ederim. Bunlar insanın mantığını ve düşüncesini çok geliştirir (mantık demişken "Klasik Mantık - Necati Öner" ve "Mantık - Doğan Özlem" okuyup mantığı öğrenmek, gelişmek için altın kadar değerli). Biraz merak gidermek için bahsettiğim Ahmet Cevizci'nin kitabından Spinoza bölümünün bir kısmını ekliyorum:
Etiği: Spinoza'nın metafiziği ve bilgi teorisiyle çok yakından ilişkili olan etiği, bir özgürlük ve kendini gerçekleştirme etiğidir. Zira o, insanların, tutkular tarafından yönetilmek yerine, nedenlerin bilgisiyle belirlenen özgürlüğe ne ölçüde ulaşabileceklerini göstermeye çalışmıştır.
Önemli olan yaşamaktan ziyade, iyi yaşamaktır ve bu da bilgiyle olur. Bu yüzden, Spinoza'nın etik anlayışı entelektüalist bir etik olup, bilgi, onda ikili bir rol oynar. Bilgi beşeri tutkulara karşı mücadelede çok önemli bir silah olmak durumundadır; zira tutkularımızı ve onlara yol açan nedenleri bildiğimiz ölçüde tutkular üzerinde belli bir egemenlik tesis edebiliriz. Öte yandan, özgürlüğümüz ancak aklın faaliyeti ve bilgiyle söz konusu olabildiği için, bilgi iyi hayatın yaratılmasında önemli bir rol oynar.

Klasik fiziğe baktığımızda bu böyle fakat işler kuantum fiziğinde değişiyor. Yani fakat biz kendi irademizi klasik fizikle mi yoksa kuantum fiziğiyle mi gözlemleyeceğiz onu bilmiyoruz. Ek olarak kuantum fiziği hakkında pek bilgim yok, burada dediğim şey mantıklı mı ondan da emin değilim.
 
Deterministik nedir ilk kez duyuyorum? Bence var ama yok. Yani kalbine dur deyince durmuyor gibi düşün.
Her şeyin önceden belirlenmiş olması ve insanların bu sınırların dışına çıkamaması.

Örneğin deterministik bir anlayışa göre sizin bu mesajı göndermeniz zorunluydu ve başka hiçbir ihtimal yoktu. Bu mesajı tam olarak şu an göndereceğiniz evrenin başlangıcında dahi belliydi.
 
Her şeyin önceden belirlenmiş olması ve insanların bu sınırların dışına çıkamaması.

Örneğin deterministik bir anlayışa göre sizin bu mesajı göndermeniz zorunluydu ve başka hiçbir ihtimal yoktu. Bu mesajı tam olarak şu an göndereceğiniz evrenin başlangıcında dahi belliydi.
Vay be. İlginçmiş. Hatta garip geldi şuan.
 

Yeni konular

Geri
Yukarı