Tevrat Yaratılış Bölümündeki Çelişki

Darxenos

Femtopat
Katılım
11 Şubat 2024
Mesajlar
91
Arkadaşlar size Tevrat'taki Yaratılış Bölümünü aşağıya veriyorum, anlayın çelişki olup olmadığını.

•••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••

Dünyanın Yaratılışı

1] Başlangıçta Tanrı göğü ve yeri yarattı.

2] Yer boştu, yeryüzü şekilleri yoktu; engin karanlıklarla kaplıydı. Tanrı'nın Ruhu suların üzerinde dalgalanıyordu.

3] Tanrı, "Işık olsun" diye buyurdu ve ışık oldu.

4] Tanrı ışığın iyi olduğunu gördü ve onu karanlıktan ayırdı.

5] Işığa "Gündüz", karanlığa "Gece" adını verdi. Akşam oldu, sabah oldu ve ilk gün oluştu.

6] Tanrı, "Suların ortasında bir kubbe olsun, suları birbirinden ayırsın" diye buyurdu.

7] Ve öyle oldu. Tanrı gökkubbeyi yarattı. Kubbenin altındaki suları üstündeki sulardan ayırdı.

8] Tanrı kubbeye "Gök" adını verdi. Akşam oldu, sabah oldu ve ikinci gün oluştu.

9] Tanrı, "Göğün altındaki sular bir yere toplansın ve kuru toprak görünsün" diye buyurdu ve öyle oldu.

10] Kuru alana "Kara", toplanan sulara "Deniz" adını verdi. Tanrı bunun iyi olduğunu gördü.

11] Tanrı, "Yeryüzü bitkiler, tohum veren otlar ve türüne göre tohumu meyvesinde bulunan meyve ağaçları üretsin" diye buyurdu ve öyle oldu.

12] Yeryüzü bitkiler, türüne göre tohum veren otlar ve tohumu meyvesinde bulunan meyve ağaçları yetiştirdi. Tanrı bunun iyi olduğunu gördü.

13] Akşam oldu, sabah oldu ve üçüncü gün oluştu.

14-15] Tanrı şöyle buyurdu: "Gökkubbede gündüzü geceden ayıracak, yeryüzünü aydınlatacak ışıklar olsun. Belirtileri, mevsimleri, günleri, yılları göstersin." Ve öyle oldu.

16] Tanrı büyüğü gündüze, küçüğü geceye egemen olacak iki büyük ışığı ve yıldızları yarattı.


17-18] Yeryüzünü aydınlatmak, gündüze ve geceye egemen olmak, ışığı karanlıktan ayırmak için onları gökkubbeye yerleştirdi. Tanrı bunun iyi olduğunu gördü.

19] Akşam oldu, sabah oldu ve dördüncü gün oluştu.


20] Tanrı, "Sular canlı yaratıklarla dolup taşsın, yeryüzünün üzerinde, gökte kuşlar uçuşsun" diye buyurdu.

21] Tanrı büyük deniz canavarlarını, sularda kaynaşan bütün canlıları ve uçan varlıkları türlerine göre yarattı. Bunun iyi olduğunu gördü.

22] Tanrı, "Verimli olun, çoğalın, denizleri doldurun, yeryüzünde kuşlar çoğalsın" diyerek onları kutsadı.

23] Akşam oldu, sabah oldu ve beşinci gün oluştu.

24] Tanrı, "Yeryüzü türlü türlü canlı yaratıklar, evcil ve yabanıl hayvanlar, sürüngenler türetsin" diye buyurdu. Ve öyle oldu.

25] Tanrı türlü türlü yabanıl hayvan, evcil hayvan, sürüngen yarattı. Bunun iyi olduğunu gördü.

26] Tanrı, "İnsanı kendi suretimizde, kendimize benzer yaratalım" dedi, "Denizdeki balıklara, gökteki kuşlara, evcil hayvanlara, sürüngenlere, yeryüzünün tümüne egemen olsun."

27] Tanrı insanı kendi suretinde yarattı. Böylece insan Tanrı suretinde yaratılmış oldu. İnsanları erkek ve dişi olarak yarattı.

28] Onları kutsadı ve, "Verimli olun, çoğalın" dedi, "Yeryüzünü doldurun ve denetiminize alın; denizdeki balıklara, gökteki kuşlara, yeryüzünde yaşayan bütün canlılara egemen olun.

29] İşte yeryüzünde tohum veren her otu ve tohumu meyvesinde bulunan her meyve ağacını size veriyorum. Bunlar size yiyecek olacak.

30] Yabanıl hayvanlara, gökteki kuşlara, sürüngenlere - soluk alıp veren bütün hayvanlara - yiyecek olarak yeşil otları veriyorum." Ve öyle oldu.

31] Tanrı yarattıklarına baktı ve her şeyin çok iyi olduğunu gördü. Akşam oldu, sabah oldu ve altıncı gün oluştu.

•••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••

Altını çizdiğim cümlelere iyi dikkat edin. İlk başta ışık yaratılıyor, sonra o ışığı karanlıktan ayırıyor. Sonrası bitkiler ortaya çıkıyor. Ondan sonra Güneş, Ay ve yıldızlar yaratılıyor. Şimdi madem Güneş, Ay ve yıldızlar ortada yokken bu bitkiler nasıl bir şekilde fotosentez yapabilsin? İkincisi bunlardan önce ilk yaratılmış olan ışık neydi? Hani canlılar olarak ilk su canlıları ve kuşlar yaratılıyor, sonra karada yaşayan hayvanlar yaratılıyor. Buna okeyim ben çünkü ilk omurgasız canlılar ortaya çıkıyor, sonra omurgalılar. Burda bir evrim söz konusu olabilir sonuçta. Ben altını çizdiğim cümleleri bir türlü çözemedim. Bu arada bu Yaratılış bölümüne göre Dünya basbayağı düz.
 
Tevrat bana göre en çok çelişki barındıran kutsal kitaptır. Ciddiye alınacak bir yanı yoktur. Hoş bir masal yahut destandır. Ve masal ve destanlarda mantık hatalarını önemsemeyiz.

Konuya hiç cevap verilmemiş.
Sanırım bunun iki sebebi var:
İnananlar: "Ulan değiştirilmiş kitaptan ne beklersin ki?" diyerek cevap yazma ihtiyacı hissetmediler.
İnanmayanlar ise zaten Yahudilik ile ilgilenmezler. Çünkü doğdukları toplumda egemen din İslam. Yahudilik zaten yanlış onlara göre. Üstüne düşünülecek bir fin varsa o da İslamdır. Zira anaları babaları müslüman ve bir sorgulama yaparken İslamiyet üzerinden yapıyorlar.
Yahudilik yalnızca İslam'ın geçmişini anlamak için biraz inceleniyor o kadar. Çok ciddiye alarak Yahudiliği inceleyen çok az insan var ülkemizde. He bence bu bakış açısı mantıklı mı?
Yani merak meselesi. Merak eden inceler.
 
Konuya hiç cevap verilmemiş.
Sanırım bunun iki sebebi var:

Hayir, dini bir kitabi/ogretiyi mantiksal zemine oturtma cabasinin anlamsizligi konuyu ( benim acimdan en azindan) tartismaya kapatiyor.

Sanki celiski olmayabilen din var olabilecekmis gibi. Ya kendi icinde, ya gunumuz bilimsel verileriyle ya da yarinin bilimsel verileriyle celisecek.
 
Altını çizdiğim cümlelere iyi dikkat edin. İlk başta ışık yaratılıyor, sonra o ışığı karanlıktan ayırıyor. Sonrası bitkiler ortaya çıkıyor. Ondan sonra Güneş, Ay ve yıldızlar yaratılıyor. Şimdi madem Güneş, Ay ve yıldızlar ortada yokken bu bitkiler nasıl bir şekilde fotosentez yapabilsin? İkincisi bunlardan önce ilk yaratılmış olan ışık neydi?
Ortada tanrı kuvveti varken bir şeyin nasıl olduğunu sormak saçma bence. Tanrı öyle buyurursa olur, tabi Tevrat'ın tanrısı öyle her şeye gücü yeten bir tanrı değil(Ben demiyorum, Tevrat'ta geçiyor. Melekler tanrıdan habersiz iş çeviriyor fln. Umarım dava edilmem) ama bitki yetiştirmeye gücü yetmiş herhalde. Işığın ne olduğunu ben de bilmiyorum fakat her dini metinde ışık motifini görebilirsiniz. Sabahı, aydınlığı veya iyiliği temsil ediyor olabilir.
 
Bence saçmalamışlar.

İlk olarak bazı cümlelerin sonunda ''Tanrı bunun iyi olduğunu gördü'' diye söylüyor. Bu aklıma şu soruyu getiriyor; Tanrı öğrenebilir bir varlık mı? bu kadar yaratma gücüne sahipken neden bir şeyin iyi olduğunu görüyor, deneyim ediyor sonra yaratmaya devam ediyor. Tanrının bunu zaten bilmesi gerekmez mi?

İkincisi ise bu kitapta neden Tanrı tümevarım yöntemiyle ilerliyor? Yani parçaları bir yapbozmuş gibi yerleştiriyor. Küçükten büyüğe gidiyor. Sanki bir konu üzerinde gelişen çırak gibi. Kitapta bahsedilenin aksine ''Tanrı bunun iyi olmadığını gördü'' deseydi ne olacaktı? Hırsızın kapıyı çalıp ben hırsızım demesi kadar saçma olurdu.

Ayrıca son cümlelerde Tanrı bundan tatmin oluyormuş gibi bahsedilmiş, Tanrı neden evrende hayal edilemeyecek kadar küçük olan bir gezegeni için bu kadar sevinsin? tanrı bunlarla tatmin olabilecek kadar basit bir varlık mı? bence değil. Hadi tatmin olabilir bir varlık diyelim, neden bu duygularını yarattığı canlılarla paylaşıyor, duygularını paylaşabilen bir varlık mı? veya duyguları var mı mesela? Bence Tanrı duygularını bizim gibi ufacık canlılarla paylaşabilecek bir varlık değil. Üstüne üstlük Tanrının duyguları olduğunu düşünmüyorum, hani var olduğunu sayarsak diye dedim. Biz sadece onun sınavına giren öğrencileriyiz.
 
Son düzenleme:
Hayir, dini bir kitabi/ogretiyi mantiksal zemine oturtma cabasinin anlamsizligi konuyu ( benim acimdan en azindan) tartismaya kapatiyor.

Sanki celiski olmayabilen din var olabilecekmis gibi. Ya kendi icinde, ya gunumuz bilimsel verileriyle ya da yarinin bilimsel verileriyle celisecek.
İslam'da çelişki yoktur. Hiçbir zaman olmamıştır. Bilimsel veri aksini söylüyorsa bilimsel veri hatalı demektir. Birçok yazılan tezlerin, makalelerin ciddi eksiklikler barındırdığı, temelinin sağlam olmadığı açıktır. Bugün doğru kabul ettiğimiz bilimsel veri, yarın tamamen yanlış çıkabiliyorken herhangi bir bilimsel veri İslam ile çelişiyor diye İslam kesinlikle çelişkili bir dindir diyemeyiz.

Ek olarak belirtmek isterim ki İslam'ı hakkıyla anlamış kişi bilimden kopamayacağını anlamış kişidir. Bu sebeple birçok önemli bilim insanının İslam Devletlerinde yetişmiş olması da şaşırtıcı değildir. İslam, bireyi her açıdan olgunlaştıran kusursuz bir dindir.

Günümüz Tevratlarının değiştirildiğine inandığım için konuya yorum yapamayacağım. @Durmazzali47 bu konuda haklı. Kendi dinimi sorgulayıp öğrenmek, bunun yanında bilimle uğraşmak ciddi vakit isterken başka bir dini sorgulamak çok zor. İnananlara saygı duyuyorum. Yorum yapmıyorum.
 
İlk olarak bazı cümlelerin sonunda ''Tanrı bunun iyi olduğunu gördü'' diye söylüyor. Bu aklıma şu soruyu getiriyor; Tanrı öğrenebilir bir varlık mı? bu kadar yaratma gücüne sahipken neden bir şeyin iyi olduğunu görüyor, deneyim ediyor sonra yaratmaya devam ediyor. Tanrının bunu zaten bilmesi gerekmez mi?
Dediğim gibi Tevrat ta tanrı İslam dinindeki tanrıyla benzeşmiyor. Her şeyi bilen/ her şeye gücü yeten bir tanrı değil.
Ayrıca son cümlelerde Tanrı bundan tatmin oluyormuş gibi bahsedilmiş, Tanrı neden evrende hayal edilemeyecek kadar küçük olan bir gezegeni için bu kadar sevinsin? tanrı bunlarla tatmin olabilecek kadar basit bir varlık mı? bence değil. Hadi tatmin olabilir bir varlık diyelim, neden bu duygularını yarattığı canlılarla paylaşıyor, duygularını paylaşabilen bir varlık mı? veya duyguları var mı mesela? Bence Tanrı duygularını bizim gibi ufacık canlılarla paylaşabilecek bir varlık değil. Üstüne üstlük Tanrının duyguları olduğunu düşünmüyorum, hani var olduğunu sayarsak diye dedim. Biz sadece onun sınavına giren öğrencileriyiz.
Tevrat'ı biraz okursan tanrının bir şey yapmaktan tatmin olduğu birçok örnek var zaten(Ben öyle biliyorum siz yine de araştırın).
 
Dediğim gibi Tevrat ta tanrı İslam dinindeki tanrıyla benzeşmiyor. Her şeyi bilen/ her şeye gücü yeten bir tanrı değil.
Her şeye gücü yetmese de gezegen yaratabilen, güneş sistemini yaratabilen bir varlık bunun çalışıp çalışmadığını nasıl bilemez. Deneyip öğrenmesi Tanrı kavramına uymuyor. Yine kendiyle çelişiyor.
 
İslam'da çelişki yoktur. Hiçbir zaman olmamıştır. Bilimsel veri aksini söylüyorsa bilimsel veri hatalı demektir. Birçok yazılan tezlerin, makalelerin ciddi eksiklikler barındırdığı, temelinin sağlam olmadığı açıktır. Bugün doğru kabul ettiğimiz bilimsel veri, yarın tamamen yanlış çıkabiliyorken herhangi bir bilimsel veri İslam ile çelişiyor diye İslam kesinlikle çelişkili bir dindir diyemeyiz.
Tam olarak hangi tezler, makalelerin temelleri sağlam değil örnek verir misiniz? Ayrıca hangi bilimsel veri yarın TAMAMEN yanlış çıkıyor?
 
Tam olarak hangi tezler, makalelerin temelleri sağlam değil örnek verir misiniz? Ayrıca hangi bilimsel veri yarın TAMAMEN yanlış çıkıyor?
"Birçok tez" in öyle olduğunu açıkça belirttim. Buraya tez yığmam gerekmiyor. Tezlerin birçoğunun kısıtlı ortamlarda kısıtlı koşutlarda yapıldığı gayet açık. Benim bahsettiğim tezler İslam ile çelişmeye müsait tezler. Galyum Nitrat hakkında yazılmış bir tezden bahsetmediğimi anlamış olmanız gerekiyor.
 

Yeni konular

Geri
Yukarı