İyilik her ne kadar göreceli olsa da insanın kendini iyi ya da kötü olarak sınıflandırabileceğini düşünüyorum. Bence ben iyiyim.
İnsanları kandırmıyorum, aldatmıyorum, yalan kullanmıyorum, açık sözlüyüm ve objektifim; göründüğü gibi olmayan, sürekli yalan söyleyen, insanları aldattığına şahit olduğum insanlarla arkadaşlık kurmuyorum; arkadaşken bu durumlarla karşılaşırsam da arkadaşlığımı emin olduktan sonra kesiyorum.
Çevreyi kirletmiyorum, kimseyi kasti olarak rahatsız etmiyorum, mümkün olduğunca dünyaya yararlı olmaya çalışıyorum, tanımadığım insanlara yardımcı oluyorum, kan bağışında bulunuyorum, param olsa hiç düşünmeden maddi bağışlarda da bulunurum...
Geçmiş ilişkilerimde ve dostluklarımda sürekli aldatıldığım/kazık yediğim için artık çevremdekilerin en ufak hareketlerinde bile şüphe duyuyorum. Bu yüzden kendime kız arkadaş adayı olarak gördüğüm insanların bile en ufak yanlış hareketlerinde soğuyorum, ilişki başlamadan bitiyor. Kırk yılda bir ilişkim olduğunda da en basit kötülüğüne şahit olduğumda veya duyduğum güçlü şüphelerde paranoyaklaşıyorum ve ilişki berbat bir hal alıp bitiyor.
Anlayacağınız bana yapılsa da yapılmasa da yanlışlara ve kötülüklere karşı tahammülsüzüm.
Ayrıca açık sözlü olduğumu dile getirmiştim, ona açıklık getirmek istiyorum. Yalana ve yalakalığa başvuramıyorum. Denediğimde bile pot kırıyordum. Ben dürüst bir insanım, olduğu gibi söylerim her şeyi. İtilaf edeceksem utanmam ederim, yaptığı yanlışı yüzüne vuracaksam çekinmem vururum.
Bu yüzden ailem ve beni tanıyan birkaç arkadaşım tarafından yalnız kalacağım, yalnız öleceğim ithamlarına maruz kalıyorum. Cevabım ise net bir şekilde "biliyorum" oluyor. Sırtımı yaslayamayacağım insanlarla arkadaşlık kurup sahte samimiyet göstermekten ve görmektense yalnız kalmayı tercih ediyorum.
Bir yandan da anlamsız geliyor. Milyarlarca insanın yaşadığı dünyada milyonlarca insanın yaşadığı şehrimde binlerce insanın yaşadığı semtimde kendim gibi insanlarla karşılaşmamış / karşılaşmayacak olmak anlamsız geliyor.
Şimdi düşününce fark ediyorum da her yıl hayatıma giren insan sayısı düşmüş, hayatımdan çıkan insan sayısı artmış. İlkokulda tüm sınıfla kucaklaşırken zamanla bu sayı onlara daha sonra ise birkaç kişiye düşmüş durumda. Şu an üniversitede ise gerçekten arkadaşım diyebileceğim kimse yok. Sosyalliğim işim düştüğünde iletişim kurduğum birkaç kişiden ibaret.
Hayatımı sonlandırmak gibi fikirlere de kapılıyorum bazen. Pek inançlı biri sayılmam, belki bu yüzden kolay görünüyordur. Ama bunu da tam anlamıyla istemiyorum çünkü hep yarını merak eden biriyim.
Günün birinde kendim gibi insanlarla karşılaşmayı umuyorum. Ama karşılaşmama ihtimalimin daha yüksek olduğunu kabullendim. Çevremdekilerin söylediği gibi yalnız ölme potansiyelim artacak ve eninde sonunda ailem de gittiğinde yalnız kalacağım. Sizce bu koskoca dünyada birinin gerçekten yalnız kalması mümkün mü? Ve sizce bu çok mu kötü bir şey? Ben şu an o kadar da kötü bir şey değil gözüyle bakıyorum ancak gerçekten yalnız kaldığımda ne düşünürüm nasıl hissederim onu kestiremiyorum. Açıkçası yalnızlıktan hem korkuyorum hem de kendimi her yeni yaşımda buna hazırlıyormuşum gibi hissediyorum. Siz ne düşünüyorsunuz? Tavsiyeniz var mı? Ve biraz garip bir soru olacak ama aranızda böyle hisseden var mı? Varsa benimle iletişime geçebilir.