Bu yazı kendi blog adresimde de yayımlanmıştır.
Değerli okuyucularım,
Yaklaşık bir aydan fazla süre gerek yerel medya olsun, yabancı medya olsun haberleri ve makaleleri takip etmekteyim. Ülkemizin değerli hocalarının görüşlerinide dinliyorum.
Çoğu herkes Wuhan´da bir laboratuvarda meydana geldiğinde hemfikir. Kimi insanlarda Tanrı´nın bir cezası olduğu görüşünde. Benim fikrime göre, Wuhan kaynaklı olan bu virüs, bir avuç aptal laboratuvar çalışanı tarafından yanlışlıkla sızdırıldı.
Laboratuvar yakınlarında olan hayvan pazarı ise bu tezimi doğruluyor. Tabii ben bilim adamı değilim. Bu konular pek umurumda değil açıkçası. Ben bu salgının ekonomik ve psikolojik yönüyle ilgileniyorum. İşini kaybeden insanlar için çok üzülüyorum. Tabii tüm ülkeden bahsediyorum. Zaten borç içerisinde olan ülkemiz bu krizi nasıl atlatacak şüpheliyim.
Covid-19 sonrası dünya için neler düşündüğümü yazmak istiyorum.
Herkes daha iyi bir dünya olacağı görüşünde. Ben ise bu hayalperestliğe kapılmıyorum. Bu salgından sonra daha çetin ve daha zor bir dünyanın bizi beklediğine inanıyorum. Buna rağmen ise kişisel harcamalarımızda daha kontrollü, tasarruflu olacağımızı düşünüyorum. İnsanlar bir araya gelmeye çekinecekler. Virüs bittiğinde akraba ziyaretleri çok olsa da, uzun vadede insanlar birbirlerinden kaçacaklar. Belli bazı kültürlerin yok olacağını öngörüyorum. Tokalaşmak, sarılmak, öpüşmek vb gibi.
Daha asosyal, eve kapanan bir dünya olacak. Eve kapanmaya alıştık sonuçta. Ekonomik krizden çıkan şirketler daha da büyüyecekler. İnsanları sömürmeye devam edecekler. Sonuçta biri bizi sömürmeli değil mi?
Ülkeler birbirlerine küstüler bu krizde. Baktılar gelen yardım yok, giden yardım yok. Bunun sonucunda küreselleşmenin işi bitecek ve mutlaka millileşme galip gelecek. Her koyunun kendi bacağından asılacağı bu olayla peak noktasına ulaşmıştır. Kendi solunum cihazını, kendi otomobilini üretiyorsan güçlüsün.
Türkiye gibi üretim anlayışı olmayan ülkeler bu krizde daha az zarar görecek. Neden mi? Azdan az çoktan çok gider mantığı. Zaten ürettiğimiz bir şey yok ki kaybedecek bir şeyimiz olsun. Düşüncem bu.
Bu süreçten sonra mutlaka pozisyonunuzu koruyun. Yeni dünya düzeni daha tehlikeli olacaktır. Hazırlıklı olmalısınız. Mutlaka nakit yatırımınız olsun. Paranızı çar çur etmeyiniz. Bu krizden karlı çıkmak istiyorsanız home-office şartları altında kendinizi geliştirmeye devam ediniz.
Sağlıcakla kalın.
Değerli okuyucularım,
Yaklaşık bir aydan fazla süre gerek yerel medya olsun, yabancı medya olsun haberleri ve makaleleri takip etmekteyim. Ülkemizin değerli hocalarının görüşlerinide dinliyorum.
Çoğu herkes Wuhan´da bir laboratuvarda meydana geldiğinde hemfikir. Kimi insanlarda Tanrı´nın bir cezası olduğu görüşünde. Benim fikrime göre, Wuhan kaynaklı olan bu virüs, bir avuç aptal laboratuvar çalışanı tarafından yanlışlıkla sızdırıldı.
Laboratuvar yakınlarında olan hayvan pazarı ise bu tezimi doğruluyor. Tabii ben bilim adamı değilim. Bu konular pek umurumda değil açıkçası. Ben bu salgının ekonomik ve psikolojik yönüyle ilgileniyorum. İşini kaybeden insanlar için çok üzülüyorum. Tabii tüm ülkeden bahsediyorum. Zaten borç içerisinde olan ülkemiz bu krizi nasıl atlatacak şüpheliyim.
Covid-19 sonrası dünya için neler düşündüğümü yazmak istiyorum.
Herkes daha iyi bir dünya olacağı görüşünde. Ben ise bu hayalperestliğe kapılmıyorum. Bu salgından sonra daha çetin ve daha zor bir dünyanın bizi beklediğine inanıyorum. Buna rağmen ise kişisel harcamalarımızda daha kontrollü, tasarruflu olacağımızı düşünüyorum. İnsanlar bir araya gelmeye çekinecekler. Virüs bittiğinde akraba ziyaretleri çok olsa da, uzun vadede insanlar birbirlerinden kaçacaklar. Belli bazı kültürlerin yok olacağını öngörüyorum. Tokalaşmak, sarılmak, öpüşmek vb gibi.
Daha asosyal, eve kapanan bir dünya olacak. Eve kapanmaya alıştık sonuçta. Ekonomik krizden çıkan şirketler daha da büyüyecekler. İnsanları sömürmeye devam edecekler. Sonuçta biri bizi sömürmeli değil mi?
Ülkeler birbirlerine küstüler bu krizde. Baktılar gelen yardım yok, giden yardım yok. Bunun sonucunda küreselleşmenin işi bitecek ve mutlaka millileşme galip gelecek. Her koyunun kendi bacağından asılacağı bu olayla peak noktasına ulaşmıştır. Kendi solunum cihazını, kendi otomobilini üretiyorsan güçlüsün.
Türkiye gibi üretim anlayışı olmayan ülkeler bu krizde daha az zarar görecek. Neden mi? Azdan az çoktan çok gider mantığı. Zaten ürettiğimiz bir şey yok ki kaybedecek bir şeyimiz olsun. Düşüncem bu.
Bu süreçten sonra mutlaka pozisyonunuzu koruyun. Yeni dünya düzeni daha tehlikeli olacaktır. Hazırlıklı olmalısınız. Mutlaka nakit yatırımınız olsun. Paranızı çar çur etmeyiniz. Bu krizden karlı çıkmak istiyorsanız home-office şartları altında kendinizi geliştirmeye devam ediniz.
Sağlıcakla kalın.