Gangster Film Janrının En İyilerinden: CASINO

casino-technopat-3.jpg
İtiraf etmek isterim ki, gangster filmlerine epey meraklı olmama karşın, Casino filmini daha önce izlememiştim. Belki de çok küçükken, televizyonda bu filme denk gelmişimdir fakat filmi izlediysem bile, aklımda hiçbir sahnenin kalmadığı kesin.

Geçtiğimiz hafta sonu, 3 saatlik bir film maratonunu göze alarak; Martin Scorsese’nin yönettiği, başrollerini Robert de Niro ve Joe Pesci ile, 1992 yapımı Temel İçgüdü sayesinde hafızalarımıza kazınan aktris Sharon Stone’un paylaştığı Casino’yu izlemeye karar verdim.

Yönetmenlik kariyerinde neredeyse 60 yılı devirmek üzere olan Martin Scorsese, 2019 yılında, mafya filmlerinin kemikleşmiş kadrosunu oluşturan aktörler de Niro, Pesci ve Al Pacino ile The Irishman’i çekerek, seyircilere bir nevi jübilesini yaptığının sinyallerini vermişti.

İtalyan kökenli Amerikalı yönetmen, The Irishman öncesinde de Niro ve Pesci ile Raging Bull, Goodfellas ve Casino gibi unutulmaz filmlerde bir araya gelmişti.

1974’te The Godfather Part 2’de oynadığı genç Don Corleone rolü ve iki sene sonrasında, Scorsese’nin çektiği ve yine muhteşem bir performans sergilediği Taxi Driver ile de Niro, sinema sektöründe gittikçe aranan bir aktör hâline gelmiştir.

Peki, yine bir gangster filmi olan Goodfellas’tan 5 yıl sonra aynı yönetmen tarafından çekilen ve Pesci ile de Niro’yu tekrar bir arada gördüğümüz Casino filminin konusu nedir?

*Yazının devamı, filmi henüz izlemeyenler için spoiler (sürpriz bozan) içermektedir.

Casino, 1970’lerin Amerika’sında, Las Vegas, Nevada’daki Tangiers Oteli’nin (gerçekte Stardust) kumarhanesini yöneten ve organize suç örgütleri ile bağlantısı olan Frank Lawrence "Lefty" Rosenthal’ı anlatmaktadır. De Niro’nun canlandırdığı Rosenthal’ın filmdeki adı Sam "Ace" Rothstein’dir.

casino-technopat-1.jpg


Rothstein, bir kumar ve bahis uzmanıdır. Gerçek yaşamdaki Rosenthal’ın babasının yarış atları vardır ve küçük yaştan itibaren spor bahisçiliği ile uğraşmaktadır.

Ace, bağlantılı olduğu İtalyan-Amerikan organize suç örgütü Chicago Outfit* tarafından, Tangiers kumarhanesine, oradaki yasa dışı operasyonların takibi için gönderilir. Zira, “yukarıdaki” mafya babaları, kumarhanenin gelirlerinden büyük kâr payı almaktadır ve Rothstein, bu devasa meblağları garantilemek ve korumak için oradadır.

casino-technopat-5.jpg


Bir süre sonra Sam’in çocukluk arkadaşı ve mafya örgütünün infazcısı olan Nicky Santoro (gerçek adıyla Anthony John Spilotro), patlamaya hazır bir bomba olan mizacı ve bozuk sicili sonucu yetkililer tarafından kara listeye alındığından, Sam tarafından kumarhaneden uzaklaştırılır. Sam’in halihazırda kumarhane yönetme ruhsatı yoktur, bir de Nicky’nin ateşli ve pervasız tavırları nedeniyle, kanunla başının belaya girmesini istemez. Bu durum, ikilinin arasındaki çatışmanın fitilini ateşler.

Nicky’nin, Sam’in karısı Ginger McKenna ile birlikte olması, ikilinin arasındaki kavganın büyümesine neden olur. Öte yandan McKenna, en başından beri Sam’e, onu sevmediğini ve onunla yalnız parası ve mücevherleri için birlikte olduğunu söyleyecek kadar dürüsttür. Fakat eski sevgilisi Lester Diamond’ı unutamaması, içki ve uyuşturucu bağımlılığı bardağı taşıran son damla olacaktır.

Bir gün, işini mükemmellik ve titizlikle yürütmeye çalışan Sam Rothstein, ihmalkârlığı nedeniyle adamlardan birini işten kovar fakat adamın akrabası, bölge komisyon üyesi çıkar ve Sam’in ruhsatsız bir şekilde kumarhane yönettiğini yetkililere çıtlatır.

Mafya patronları ise, burnunun dikine giden Nicky’nin, Ginger ile yasak aşk yaşamasından rahatsızdır ve dahası, saldırgan tutumları nedeniyle polislerin dikkatlerini örgütün üzerine çekmesinden bıkmıştır.

Tüm ipuçlarını bir araya getiren FBI, örgütün *underboss’larından birini gizlice dinlemeye başlar ve Sam’in kumarhanesindeki yasa dışı operasyonları bir bir öğrenir.

Peki davranışlarıyla izleyiciye Don Corleone’nin kanı kaynayan oğlu Sonny’yi anımsatan Nicky’nin, zeki ve kurnaz olmasına rağmen, Ginger’ın karşısında daima yelkenleri suya indiren Sam’in, maddiyat için sevmeden evlendiği bir adam ile aylak ve parazit eski erkek arkadaşı arasında kalan Ginger’ın sonu ne olacaktır? Ya yaşlı fakat perde arkasında ipleri ellerinde tutan ve gövdelerinden beklenmeyen bir çeviklikle, menfaatlerine çomak sokanların infazını gözlerini kırpmadan emreden mafya babalarının akıbeti?

casino-technopat-4.jpg


En iyisi filmi izleyin ve bu soruların cevabını kendiniz öğrenin. Filmin uzun sürmesi gözünüzü hiç korkutmasın. Açıkçası, Casino’yu izlerken 3 saat boyunca hiç sıkılmadığımı söylemek isterim. Özellikle son yarım saatte, Tarantino filmlerindeki gibi ekrana bolca kan sıçrıyor ve olaylar hızlı bir şekilde sonuca doğru koşuyor.

Sharon Stone’un bu filmdeki oyunculuğuna hayran kalmamak elde değil. Stone, rol arkadaşları de Niro ve Pesci tarafından film boyu epey hırpalanıyor. Büründüğü Ginger rolü, gerçekten de nefes alan, kanlı canlı bir karakter ki Stone, bu rolle, En İyi Aktris dalında Oscar’a aday gösterilerek, bize ne kadar iyi olduğunu kanıtlıyor zaten.

casino-technopat-2.jpg


Scarface ve The Godfather yazılarımızdan hatırlarsınız; Casino filminin geçtiği 1970’lerde, İtalyan kökenli Amerikalılara “Greaseball” deniyor, Rothstein gibi Musevi kökenlilere de “Hebe” tarzı argo, ırkçı ifadeler kullanılıyor.

Filmin, İngiliz Rock grubu The Animals’ın seslendirdiği The House of the Rising Sun ve Amerikalı Rock grubu Devo’nun coverladığı Rolling Stones eseri I Can't Get No Satisfaction parçalarını içeren güzel bir soundtrack’i bulunuyor.

Hafızada Kalan Alıntılar:

  • Ace Rothstein: [voice over] For guys like me, Las Vegas washes away your sins. It's a morality car wash. It does for us what Lourdes does for humpbacks and cripples.
  • (Benim gibi adamlar için, Las Vegas, günahlardan arınma şehridir. Bunu ahlâki bir temizlik gibi düşünebilirsiniz. Lourdes’in (Bakire Meryem’e atfedilen bir unvan) kambur ve sakatlar için yaptığı iyilikler gibi…)
  • Ace Rothstein: [voice-over] In the casino, the cardinal rule is to keep them playing and to keep them coming back. The longer they play, the more they lose, and in the end, we get it all.
  • (Kumarhanenin temel kuralı, kumarbazları sürekli masada tutmak ve onların yine kumarhaneye gelmesini sağlamaktır. Ne kadar uzun süre oynarlarsa, o kadar çok kaybederler ve sonunda, ellerinden her şeyi alırız.)
  • Ginger: I should have never married him. He's a Gemini. A triple Gemini - duality. Gemini's the snake. You know you can't trust the snake. I mean it.
  • (Onunla hiç evlenmemeliydim. Adam, ikizler burcu. Güneşi, ayı, yükseleni ikizler. Çift karakterli. İkizler, yılandır. Bir yılana güven olur mu? Cidden.)
  • Nicky Santoro: If a guy fucking tripped over a banana peel, they'd bring me in for it.
  • (Herifin biri muz kabuğuna basıp, kaysa ve düşse, bu yetkililer, suçu bana atar yine.)
  • Nicky Santoro: [voice-over] A lot of holes in the desert, and a lot of problems are buried in those holes. But you gotta do it right. I mean, you gotta have the hole already dug before you show up with a package in the trunk. Otherwise, you're talking about a half-hour to forty-five minutes worth of digging. And who knows who's gonna come along in that time? Pretty soon, you gotta dig a few more holes. You could be there all fuckin' night.
  • (Nevada çölünde çok fazla çukur vardır ve o çukurlarda baş belası insanlar gömülüdür. Ancak bunu doğru düzgün yapman lazım. Demek istediğim, cesedi arabanın bagajına koyup gelmeden önce, çölde bir çukur kazman lazım. Aksi takdirde, yarım saat ilâ 45 dakika arasında bir kazma süresini göze almalısın. O sırada çölden kimler gelip geçecek bilemezsin. Bir süre sonra, fazladan birkaç çukur daha kazman gerekir. O kadar çukuru kazmak, tüm geceni alır lan.)
İlginç Bilgiler:

  • Casino, yönetmen Scorsese ve aktör De Niro’nun birlikte çalıştığı 8. filmdir.
  • Amerikalı yazar ve senarist Nicholas Pileggi, Casino’nun senaryosunu Scorsese ile yazmıştır. Film, Pileggi’nin 1995 yılında çıkardığı Casino: Love and Honor in Las Vegas kitabından uyarlanmıştır.
  • Pileggi, 1990 yapımı Goodfellas filminin senaryosunda da Scorsese ile çalışmıştır.
  • Senarist, ayrıca The Irishman filminin prodüktörlüğünü yapmıştır.
  • *Chicago Outfit’in 1920’lerdeki en önemli liderlerinden biri Scarface lakaplı, İtalyan Amerikan gangster Al Capone’dur.
  • Filmde Lester Diamond rolünü oynayan Amerikalı aktör James Woods, bir başka gangster filmi olan Once Upon a Time in America’da de Niro ile başrol oynamıştır. Filmi, İyi, Kötü ve Çirkin efsanesinden tanıdığımız, Sergio Leone yönetmiştir.
  • *Underboss, bir mafya örgütünde babanın, yönetimce bir kademe aşağısındadır. Genellikle bir aile üyesi veya babanın, öldüğünde örgütün başına geçecek olan oğludur. The Godfather’da, Michael yeni Don olduğunda kardeşi Fredo bir underboss olarak kalmıştır.
  • Frank Lawrence "Lefty" Rosenthal’a “Lefty” lakabı, solak olduğu için verilmiştir.
  • Rosenthal, filmin çoğunlukla gerçekleri anlattığını kabul etmiş fakat kumarhaneden mafya örgütüne yasa dışı şekilde para aktardığını inkâr etmiştir.

Yorumlar

Gösterilecek yorum bulunamadı.

Blog girdisi detayları

Ekleyen
Beyza Güngör
Okuma süresi
5 dakika okuma
Görüntüleme
1.311
Son güncelleme
Yazar değerlendirmesi
4,00 yıldız

Eğlence kategorisindeki diğer girdiler

Beyza Güngör adlı kullanıcının diğer girdileri

Bu girdiyi paylaş

Geri
Yukarı