Merhaba arkadaşlar, bu satırlarımızda "Biz veya başkaları haksızlığa uğradığında neden sesimizi çıkartmalıyız?" sorusunun cevabını olabildiğince kısa bir biçimde vermeye çalışacağım, ne kadar kısa olur bilinmez tabi 
Öncelikle birisinin hakkını savunmadan önce kendi hakkınızı savunabildiğinizden emin olun.
Kendi evini söndürmeden milletin evine koşmanın bir anlamı yok.
Çok basit bir örnekten başlayacağız arkadaşlar. Kış olduğu için montlar ile otobüse binersiniz, sorumsuz şoförün teki sıcak havayı bir güzel püfletir, iyice bir alev alırız, ağzımın yüzümüz yanar hani
Kel ve parlak alınlardan damlamaya başlar sabır terleri. İçeride 81 milyon insan vardır ancak 1 kişide bile sesini yükseltecek cesaret yoktur. Çünkü o anki ortamdan ötürü hakkınızı aramaya korkarsınız.
Bunca insan susuyor, ben de susayım dersiniz, pişmeyi göze alırsınız, hakkınızı kurtlara yedirirsiniz, koyun olur "meee" lemeye başlarsınız.
Ancak aranızdan bir kişi "Kaptan, içeriye mısır atsan patlayacak yahu, klimaları açmayı akıl edemiyor musun?" dese, arkasındaki 80,999 aptal insana çok büyük bir iyilik etmiş olur, 80 milyon aptal insanın duygularına tercüman olmuş olur. Çok mu zor arkadaşlar? Kaptan klimaları açar mısın demek çok mu zor?
Bunu örnek olarak veriyorum çünkü bu kendimize değer vermenin başlangıç noktasıdır, önce kendimizi düşünürüz, arkamızdakiler faydalanır. Daha sonra ise arkamızdakileri düşünecek hale gelmeye başlarız.
Bu yüzden şoför beyciğinizden klimaları açmasını rica edin, eğer çakallık yapıp yalnızca fanları çalıştırırsa tekrar ikaz edin. Lanet birer koyun olmadığınızın farkına varın, farkına vardırın.
Karşınızdaki kişi bir firmanın emri altında çalışan birisi ile çok şanslısınız, gerçekten çok şanslısınız.
Çünkü gider müdürüne amirine efendice şikayet edersiniz, 2-3 defadan sonra cezasını yer oturur.
Peki ya haksızlığı yapan müdürü veya amiri ise? Size yapılan bu haksızlığa bile sesinizi çıkartamıyorken bir başkası için neden koltuğunuzu sallandıracaksınız ki?
Haksız mıyım arkadaşlar? Kim ister tanımadığı biri yüzünden işin olmak veya benzeri şeyleri?
İşte haksızlığa sesiniz çıkıyor mu yoksa çıkmıyor mu burada çok iyi anlarsınız.
Kaptana klimayı aç demek falan çok düşük seviye şeyler arkadaşlar. Bunlar haksızlığa karşı koymak değildir, aptal olmamaktır. Klimayı aç diyemiyorsan da sen ölmüşsün demektir zaten. Neden yaşadığının, değerinin farkında bile değilsin demektir.
Bunlarla başa çıkamayan adam amiri ile hiç başa çıkamaz. Bu yüzden, eğer başlamadıysanız hemen yarın başlayın sesinizi çıkartmaya. Yarın bir gün daha büyük haksızlıklara uğrayınca o dilinizi keserler, hiç konuşamazsınız bir daha.
Ve son olarak da kimsenin gazına gelmeyin, şuan ben sizi çok fena gaza getirdim
Aranızda yarın şoför beye dayılanıp ağzının payını alacak olanlar bile olabilir
Sorgulamadan hareket etmeyin arkadaşlar, ben bu adama bunu dersem bana nasıl bir karşılık verir? Bunu düşünün arkadaşlar. Ben o adama ne yapabilirim, o adam bana ne yapabilir bunu düşünün.
Ben mi onu kapının önüne koyarım, yoksa o mu beni kapının önüne koyar bunu iyi hesaplayın.
İETT şoförü terletir ancak patronunuz aç bırakır arkadaşlar Aç kalmamak için mantıklı hareket etmek gerekir.
Öncelikle birisinin hakkını savunmadan önce kendi hakkınızı savunabildiğinizden emin olun.
Kendi evini söndürmeden milletin evine koşmanın bir anlamı yok.
Çok basit bir örnekten başlayacağız arkadaşlar. Kış olduğu için montlar ile otobüse binersiniz, sorumsuz şoförün teki sıcak havayı bir güzel püfletir, iyice bir alev alırız, ağzımın yüzümüz yanar hani
Kel ve parlak alınlardan damlamaya başlar sabır terleri. İçeride 81 milyon insan vardır ancak 1 kişide bile sesini yükseltecek cesaret yoktur. Çünkü o anki ortamdan ötürü hakkınızı aramaya korkarsınız.
Bunca insan susuyor, ben de susayım dersiniz, pişmeyi göze alırsınız, hakkınızı kurtlara yedirirsiniz, koyun olur "meee" lemeye başlarsınız.
Ancak aranızdan bir kişi "Kaptan, içeriye mısır atsan patlayacak yahu, klimaları açmayı akıl edemiyor musun?" dese, arkasındaki 80,999 aptal insana çok büyük bir iyilik etmiş olur, 80 milyon aptal insanın duygularına tercüman olmuş olur. Çok mu zor arkadaşlar? Kaptan klimaları açar mısın demek çok mu zor?
Bunu örnek olarak veriyorum çünkü bu kendimize değer vermenin başlangıç noktasıdır, önce kendimizi düşünürüz, arkamızdakiler faydalanır. Daha sonra ise arkamızdakileri düşünecek hale gelmeye başlarız.
Bu yüzden şoför beyciğinizden klimaları açmasını rica edin, eğer çakallık yapıp yalnızca fanları çalıştırırsa tekrar ikaz edin. Lanet birer koyun olmadığınızın farkına varın, farkına vardırın.
Karşınızdaki kişi bir firmanın emri altında çalışan birisi ile çok şanslısınız, gerçekten çok şanslısınız.
Çünkü gider müdürüne amirine efendice şikayet edersiniz, 2-3 defadan sonra cezasını yer oturur.
Peki ya haksızlığı yapan müdürü veya amiri ise? Size yapılan bu haksızlığa bile sesinizi çıkartamıyorken bir başkası için neden koltuğunuzu sallandıracaksınız ki?
Haksız mıyım arkadaşlar? Kim ister tanımadığı biri yüzünden işin olmak veya benzeri şeyleri?
İşte haksızlığa sesiniz çıkıyor mu yoksa çıkmıyor mu burada çok iyi anlarsınız.
Kaptana klimayı aç demek falan çok düşük seviye şeyler arkadaşlar. Bunlar haksızlığa karşı koymak değildir, aptal olmamaktır. Klimayı aç diyemiyorsan da sen ölmüşsün demektir zaten. Neden yaşadığının, değerinin farkında bile değilsin demektir.
Bunlarla başa çıkamayan adam amiri ile hiç başa çıkamaz. Bu yüzden, eğer başlamadıysanız hemen yarın başlayın sesinizi çıkartmaya. Yarın bir gün daha büyük haksızlıklara uğrayınca o dilinizi keserler, hiç konuşamazsınız bir daha.
Ve son olarak da kimsenin gazına gelmeyin, şuan ben sizi çok fena gaza getirdim
Aranızda yarın şoför beye dayılanıp ağzının payını alacak olanlar bile olabilir
Sorgulamadan hareket etmeyin arkadaşlar, ben bu adama bunu dersem bana nasıl bir karşılık verir? Bunu düşünün arkadaşlar. Ben o adama ne yapabilirim, o adam bana ne yapabilir bunu düşünün.
Ben mi onu kapının önüne koyarım, yoksa o mu beni kapının önüne koyar bunu iyi hesaplayın.
İETT şoförü terletir ancak patronunuz aç bırakır arkadaşlar
Aç kalmamak için mantıklı hareket etmek gerekir.
