Tam olarak nereden geliyoruz?

Peki mucizeleredemi inanmıyorsun peygamberlerin mucizeleri kurandaki mucizeler suların karışmadığının bilgisinin 600'lü yıllarda bildirilmiş biride dünyanın geoit şeklinde olduğu o dönem çoğu kişi yuvarlak olduğunu iddia ediyordu ama tam olarak geoit şeklinde olduğu kuranda bildirildi böyle yüzlerce mucize var.
Su karışmama olayı yalandan ibaret diyebilirim. Biraz araştırırsan o suların birbirine karıştığını görebilirsin. Bunu bilmiyorsan sen dinini ve kendini hiç sorgulamamışsın demektir.
 
Su karışmama olayı yalandan ibaret diyebilirim. Biraz araştırırsan o suların birbirine karıştığını görebilirsin. Bunu bilmiyorsan sen dinini ve kendini hiç sorgulamamışsın demektir.
Din konusuna girersek çıkamayız hocam çünkü iki kilit soru var tanrı nasıl oluştu ve evrenin patlamasına sebep olan parçacıklar nasıl oluştu.

En sonda kendimizi şöyle bir tartışma da bulabiliriz.
Bu içeriği görüntülemek için üçüncü taraf çerezlerini yerleştirmek için izninize ihtiyacımız olacak.
Daha detaylı bilgi için, çerezler sayfamıza bakınız.
 
Evren ışık hızından bile daha hızlı genişliyor. Evrenin sonunu bulmamız şu anın teknolojisi ile imkansız.
Evrenin sonunu değil, başlangıcını, şu anki konumuna gebe olanı arıyoruz.
Gebe olanın bile bizim bir parçamız olduğunu anlıyabiliyoruz. Kimileri arka planda olan algıya yaratıcı demek istiyor. Ben ise asıl olanımız diyorum, bizim parçamız. Ordan geliyorsak, orası biziz zaten. Buradaysak, burası da biziz. Devamında gideceğimiz yerlerde biziz. Hepsi biziz, birin parçalarıyız.

Burası da farklı bir tiyatro alanı..
 
Evrenin sonunu değil, başlangıcını, şu anki konumuna gebe olanı arıyoruz.
Gebe olanın bile bizim bir parçamız olduğunu anlıyabiliyoruz. Kimileri arka planda olan algıya yaratıcı demek istiyor. Ben ise asıl olanımız diyorum, bizim parçamız.

Burası da farklı bir tiyatro alanı..
Eee o zaman teoriler konuşsun. Bence arı peteğinden oluştuk. 😀
 
Hayatta basarilar
Okudum, yazdım, çizdim ve tatmin etmedi. Her konuyu, felsefeyi ele aldım ve son olarak dinlerden koptum. Sonra her şeyden kopup olayları en baştan kendimce ele aldım. Devamında bu görüşleri oluşturuyorum.

Sana da tavsiye ederim, gerekli bakış açısına sahipsen kitaplardan bağımsız her şeyin üstesinden gelebilirsin..
başarılar diliyorum size. Yalnızca okumakla bitmez. Yasamak lazim. 26 yaşıma kadar bir hic olarak yaşadığımı fark ettim. Eski hayatimdan daha farklı bir hayat yaşıyorum ve cok daha mutluyum. Eskiden her açıdan bir hictim. 5 senede işim eşim arabam ve dahası istedigim her sey oldu. Olmaya devam ediyor.
 
Hayatta basarilar.

Başarılar diliyorum size. Yalnızca okumakla bitmez, yasamak lazim. 26 yaşıma kadar bir hic olarak yaşadığımı fark ettim. Eski hayatimdan daha farklı bir hayat yaşıyorum ve cok daha mutluyum. Eskiden her açıdan bir hictim. 5 senede işim, eşim, arabam ve dahası istedigim her sey oldu. Olmaya da devam ediyor.
Öncelikle teşekkür ederim. Aynı şekil hayatında başarılar dilerim..
 
Bilim zamana ihtiyaç duyar. Bunun dışında yeterli teknolojik donanım da gerektirir. Bu tür soruların cevaplarını ne zaman bulabileceğimizi bilmemiz tam olarak mümkün değil. Ayrıca bir cevabı olması ya da bu cevabın bulunabilir olması da zorunlu değil. Evrenin anlaşılabilir olma zorunluluğu ve bilimin de tüm dinci sayıklamalarına cevap verme görevi yoktur. Bilim, bilimdir. Bu kadar basit.

Dincilerin mumu da, ancak bilimsel gelişmeler yaşanana kadar yanar. Bilimin genişlemesiyle birlikte dincilerin çoğu argümanı da yok olmuştur. Evrenin kökeni ile ilgili, eğer ki, net cevaplar bulunmaya başlandığında şu "Madem biliminiz var, hadi cevaplayın bakalım!" diye sayıklanan argümanların hepsi yok olacak. Bunları sayıklayanlar da çil yavrusu gibi dağılacak.

Bu arada mesajımdan bilimi, dinin zıttı gibi gösterdiğimi zannetmeyin. Bilimin, dine karşı bu denli bir zıt, bir rakip gibi görülmesinin sebebi bilimden dolayı değil, bizzat dincilerden dolayıdır.
 
Bu sorunun tam bir net cevabı yok. Bilim insanları buna boşluk, yani hiçlik diyor. Geldiğimiz, var olmamıza sebep olan yer hiçlik..

İçinden bir sürü olasılığı dışarı salan bir şeyin hiçlik olması sizce ne kadar mantıklı? Bana göre mantıksızlığın daniskası.. Hiçlik diye anlamlandırdığımız şey bana göre bizim algılayamadığımız bir gerçeklik.. Buna ben gerçeklik demek zorundayım..

Bana kalırsa geldiğimiz yer tamamen insan bedeninin, zihninin algılayamıyacağı bir yer... Orası öyle bir yer ki onun ne olduğu hakkında hiçbir fikrimiz yok. Bana kalırsa orası dünyadan bağımsız olarak zaman ve yaratıcılık kavramın olmadığı bir yer. Yani asıl olanın yeri... Orası birleştiğimiz, burası da parçalandığımız yer. Bir illüzyonun içindeyiz. Her şey canlı bir mekanizma ve bu mekanizmalar aslında birin parçası..

Mesela bir yaratıcı var diyelim... O yaratıcı kendi etinin bir parçasını koparıp kendi oluşturduğu aksiyonun içine bırakıyor. Sonra o aksiyonun içindeki kendi parçasına ben sizin yaratıcınızım diyor.. Bu ne kadar mantıklı? Asıl olanın parçası, yani kendine nasıl ben sizin yaratıcınızım diyebilir? Mantıksız..
Kendi bedeninden, kendi algısından çıkan enerjiye ben sizin yaratıcınızım demek mantıksızlıktır.. Yani anlayacağınız sizler birin parçalarısınız, bir olanın parçasısınız.. Yani aslında her şeyin asıl başladığı yer dünyamız veya evrenimiz değil. Buraya asıl gebe olan başka bir algı, gerçeklik...

Hiçbir şeyin kendi kendine var olamayacağını, bir enerjinin buna sebebiyet vereceğini biliyoruz. Öyleyse boşluk, yani hiçlik diye adlandırdığımız yer bir illüzyon.. Bir tek olanın parçasıyız, hepimiz biriz. Sadece farklı bir senaryoda tiyatro oynuyoruz... Benim felsefem bu kadar...

Sadece bir bakış açısı...
Kendinle çelişiyorsun, hiçlik bizim algılayamadığımız bir gerçeklik deyip ki buna ben de katılıyorum ama sonrasında ora mantıklı şura mantıksız demen mantıksız. Ayrıca yaratıcı varsa, yarattığının mantığına göre yaratmaz bence.
 

Geri
Yukarı