"O, yeryüzünde sarsılmamanız için dağlar, yolunuzu bulmanız için nehirler ve yollardan izler bıraktı." (16:15)
"Yerin insanları sarsmaması için oraya dağlar yerleştirdik. Maksatlarına ermeleri için orada geniş yollar, geçitler yaptık." (21/31).
Yere de sizi sarsmaması için, ağır baskılar, dağlar koydu" (31:10)
Ayetlerden de gördüğün üzere hep yerin sarsılmaması için dolayısıyla bizim de sarsılmamamız için dağların yaratıldığı söylenmiş ama depremden korumak için yaratıldığıyla ilgili tek ayet yok fakat attığın iddiada depremlerin olmaması için yaratıldığını iddia ettin oysa ki Arapçada depremin karşılığı "zelzele" dir "zelzele" kelimesi geçseydi depremden bahsediyor diyebilirdil ama tüm ayetlerden de gördüğün üzere yerin sarsılmaması için dağların yere kazıklayıcı görevi olduğunu söylemiştir bu da gerçekten bilimsel bir hata değil, bilimsel bir mucizedir bu etkiye İzostatik etki (denge) denir.
Dağların kendinden daha fazla uzun dağ kökleri sayesinde manto üzerinde yüzen yer kabuğunu kaymaması ve sarsılmaması için sabitler Kur'an'da da aynen böyle yerin sarsılmaması için dağların kazıklayıcı görevi olduğunu söylemiştir yani Kur'an'da bir bilimsel hata yok, aksine mükemmel bir bilimsel mucize var ve dağların sıradan bir çıkıntı olarak algılandığı dönemde dağların kazıklayıcı (78:7) görevinin olduğu bilip ve yerin sarsılmasından bizleri koruduğunu bir insanın bilmesi imkansızdır yine görüyoruz ki Kur'an yine hata yapmıyor ve o çağlarda bilinemeyecek bilgileri söyleyerek bizlere mucizelerini gösteriyor.
Konunun daha iyi anlaşılması için İzostatik denge ve dağlarla ilgili bilim insanlarının sözlerini de şöyle bırakayım; İzostatik dengenin sağlanması sarsılmaları azalttığı gibi, volkanik dağ oluşum mekanizmaları da yer sarsıntılarının azaltılmasında ve absorbe edilmesin de etkilidir. Volkanik dağlar, yer altında sıkışan ve yer kabuğuna basınç uygulayan magmanın dışarı çıkmasını sağlayarak basıncı hafifletir. Yani bir sübap görevi görür ve sarsıntıları azaltır. (Segall, 2010; Hill, 2002)
Ayrıca eğer yer kabuğunun manto tabakasının üzerine uyguladığı basınç belirli bir seviyeden itibaren eşitlenmemiş olsaydı, tektonik plakalar, hafif ve ağır uçlarından dolayı mevcut durumdan daha fazla dalgalanmalar yaşayacak, dengede yüzemeyecekti. Böylece deprem ve sarsıntılar çok daha artacaktı. (Eakin 2018)" Kıtaların daha kalın olduğu dağlık bölgelerde yer kabuğu mantoya derinlemesine saplanır. Peki izostatik denge ile dağlar ve yer kabuğunda ki kökleri oluşmasa idi ne olurdu. Yerin hafif, ve daha az yoğun kısımlarında bükülmeler, kırılmalar ve faylar meydana gelirdi. (Meinesz, 1931)