Bir Matmazel
Kilopat
HOGWARTS LEGACY / ZLATA MELEKOV'UN İNCELEME GÜNLÜĞÜ
Arkadaşlar sonunda oyunu bitirdim. Bitirir bitirmez bu şaheser için zaten oynarken de düşündüğüm üzere bir inceleme yazmaya karar verdim. Öncelikle bu oyunu oynarken bir Harry Potter hayranı olmadığımı, Harry Potter kitaplarını okumadığımı ve filmlerini ise yarım yamalak izlediğimi belirtmek istiyorum. Oyunu oynayan ve seven sevmeyen herkesin ortak noktası şu olmuş ki 'Evet bu oyun Harry Potter evrenini yansıtıyor'. Ben bu durumu konuya hakim olmadığım için detayları ile bilemem ama Hogwarts'ın içi dışı o kadar güzel ki. Öğrencilerin koridorlarda gezmesi, derslere katılmak derslerden sonra yeni büyüler öğrenmek.. Hogwarts koridorlarında adım adım gezmek beni mest etti resmen. Oyunun doğası, atmosferi gerçekten sizi içine çekiyor. Her baktığınız yerin manzarası ile büyülenebiliyorsunuz. Bu oyunda grafikler gerçekten göze hitap ediyor.
Oyuna kendi karakterinizi yaratarak başlıyorsunuz. Bu karakterle bu harika evrene girip, Hogwarts'ta dolaşıyor, arkadaşlarınızla buluşuyor, Hogsmeade'e gidip alışveriş yapıyor, büyü yeteneklerinizi geliştiriyorsunuz. Oyunda irili ufaklı birçok yerleşim yeri ve bu yerleşim yerlerinde bulunan birtakım küçük görevler var. Ancak bu görevler aynı Witcher 3'teki gibi sürpriz şekilde detaylı ve şaşırtıcı görevler de olabiliyor. Zaten oyunun temeline baktığımız zaman iki ana başarılı oyunu detaylandırarak içerisinde barındırdığını görebiliyorsunuz : Witcher 3 ve God of War. Şimdi Witcher 3'ün o sade ve başarılı arayüzünü hatırlayın. İşte bu oyunda da çok benzer bir arayüz ile karşılaşacaksınız. 'J' tuşu ile girdiğiniz Görev menüsü ve dizaynı Witcher 3 ile çok benzer.
Karakter gelişim ekranı, bazı yan görevlerin işleniş şekli, menü arası geçişler, teçhizat geliştirme gibi daha birçok benzerlik bulabileceksiniz Witcher 3 ile alakalı. God of War kısmına gelecek olursak, spoiler vermeden konuşayım God of War ile ana görev şekli, dizaynı ve ilerleyişi ile son derece benzer bir yapım Hogwarts Legacy. Diğer yandan çatışma mekanikleri ve çeşitli oynanış mekanikleri bakımından da God of War'dan izler taşıyor.
Ana görevlerin hatta çoğu görevin yer altında, mağarada, Hogwarts'ta geçmesi bence oyun için çok büyük bir handikap. Çünkü bu oyunun doğası gerçekten keşfedilmeye ve görülmeye değer şekilde. Çıkın büyücü karakterinizle 'c' tuşuna basın ve gezinin.
Büyücü karakteriniz demişken sizi kendimle tanıştırayım. Ben evrenin en mükemmel ve öz yetenekli, yardımsever, hayvan ve doğasever, süpürgesinin rüzgarından fırtınalar çıkartan büyücüsü Ravenclaw'dan Zlata Melekov! Tanıştığımıza memnun oldum.
Ana hikaye çoğu oyun sever tarafından yetersiz bulunmuş fakat ben genel anlamda beğendiğimi söyleyebilirim. Sadece biraz klasikleşmiş bir hikayeye sahip. Zaten genel olarak oyun yorumcuları da oyunun evrenine, görsellerine ve tarihi değerine yakışmayacak bir hikaye diye bahsetmiş. Açık söyleyeyim bu sevmeme durumu tamamen 'beklenti - hayal kırıklığı' durumu. Yani ortada büyük bir iş var ve bu işten beklenen durum öylesine büyük ki ne çıksa beğenmeyecek insanlar.
Her neyse biz yolumuza bakalım. İnanın bu oyun için söylenecek çok şey var saatlerce konuşabiliriz üstüne. Ana hikaye de iki adet kötü karakter var ve bu kötü karakterlerle olan mücadelemiz söz konusu. Hogwarts'a yeni katılan bir öğrenci olarak birtakım özel yeteneklerimizle beraber büyücülere karşı hain planlar yapan bu kötü adamlara karşı bir mücadele veriyoruz. Ana görev genel olarak birkaç karakterle bizim etrafımızda dönüyor. Hogwarts'ın eski profesörleri, Isidora, Profesör Fig ve ben Zlata Melekov arasında geçen bir macera bu. Kötü karakterlerimiz ise bir goblin ve bir büyücü. Evet maalesef bir büyücü.
Oyunun karakterleri ise bence gayet güzel ayarlanmış. Ben Zlata, en yakın arkadaşım Poppy Sweeting ile beraber oyun evreninin canavarlarını, ejderhalardan küçük pofuduk arkadaşlara kadar hepsini çıkarmak için koşturduk durduk. Canavarlarla ilgili verilecek olan eğitimde tanıştığım Poppy ile geçirdiğim her vakit çok eğlenceli ve faydalıydı. Genel olarak mağara içlerinde değil de doğanın içinde gezinmiş olmamız da ayrı bir güzeldi.
En yakın arkadaşım Poppy. Poppy çevresi geniş olan biri değil. Hayvanları ve canavarları çok sever. Onun dışında çok arkadaşı yok onunla yakın dost olmak benim için çok güzel oldu. Hayvanlar demişken oyunda 3 adet binek seçeneğimiz mevcut. Bunlardan biri tabii ki süpürge ve üç adet geliştirmesi var. Geliştirmek için önce belli bir ücret ödüyor daha sonra yarışa katılıyorsunuz. Evet oyunda süpürge ile uçmak çok zevkli! Bu evrende bir büyücü olmak bu evrenin bir parçası olmak gerçekten çok güzel.
Bineklerden bir diğeri Yüksek Kanat. Bu canlı hem uçabiliyor. Hem de sizi istediğiniz yere koşarak ya da yürüyerek götürebiliyor. Bir nevi at görevi görüyor. Özellikle oyunun doğasını keşfetmek isterseniz Yüksek Kanat ile birlikte yolculuk yapmanız sizin için iyi olur. Ben Zlata, öyle yaptım genel olarak. Ha bu arada Yüksek Kanatla uçmak ve gökyüzünde süzülmek ise bence süpürge ile uçmaktan çok daha zevkli. Onun görselini de belki bu inceleme/macera defterime eklerim.
Son olarak Sahilin Efendisi var. Onunla da özellikle düşmanları tekmeleyebilirsiniz ve yine aynı Yüksek Kanat gibi doğada gezinebilirsiniz. Ancak çok minnoş bir canlı olmaması beni onunla vakit geçirmekten genellikle alıkoydu. Tercihim genellikle hep Yüksek Kanat ya da hızlı hareket etmem durumunda süpürge oldu.
Diğer karakterlere bakacak olursak bir de Sebastian var. Sebastian'ın oyun içinde yan görev niteliğinde ekstra bir hikayesi var. Ben bu hikayenin içinde bulunmaktan genel olarak çok mutlu olmadım. Çünkü burada çok fazla mantık dışılık ve duygusallık söz konusu. Genel olarak hikayenin gidişatına müdahale edemiyorsunuz ama en sonunda bir karar verebiliyorsunuz. Bu size kalmış.
Sebastian'ın en yakın arkadaşı Ominis ile tanışmam da pek uygun bir zamanda olmamıştı. Hikayenin ilerleyen zamanlarında Ominis'i dışlayıp Sebastian ile takılmayı seviyordum hatta belki flört bile etmeyi düşünmedim değil ama daha sonra Sebastian'dan soğuyup sürekli ağlamsık konuşan arkadaş Ominis'i sevmeye başladım. Tabii karakter olarak, buradan bize bir fölrt çıkmaz. Sebastian'ın hikayesi kısaca kardeşi Anne'ye yardım etmek üzerine kurulu. Spoiler yok, kendi maceranızda görürsünüz ve belki de Sebastian'ı daha çok seversiniz.
Bir diğer arkadaşımız ise Natty. Hogwarts günlerimin hemen başında tanıştığım Natty ile okulda birlikte vakit geçirdik daha sonra harika kaymakbirasının bulunduğu ve oyun içi müziklerin zirveye ulaştığı her türlü ihtiyacımıza ulaşabildiğimiz Hogsmeade'e gittik. Hogsmeade'de aradığınız birçok şeyi bulabilirsiniz özellikle profesörlerin size vermiş olduğu görevler için aradığınız ürünleri burada bulabilir, saçınızı başınızı, makyajınızı düzenleyebilir, yeni kıyafetler alabilir ve buradan aldığınız çeşitli ürünlerle kendinizi İhtiyaç Odasında geliştirebilirsiniz.
Bu arada İhtiyaç Odasını istediğiniz gibi dizayn edebilir, burada bitkiler yetişirebilir, iksirler üretebilir ve kurtardığınız hayvanları besleyip onlardan faydalanabilirsiniz. Çok güzel düşünülmüş bir detay bence bu oda. Evrenin yoğunluğundan bunaldığım her an kendimi buraya attım ve biraz dekorasyon biraz bitkiler derken sık sık kafamı dinledim burada.
Natty'e gelecek olursak Natty benim Poppy'den sonraki en sevdiğim arkadaşım oldu. Hogwarts günlerimin henüz başında tanıştığım için ona karşı içimde ayrı bir sevgi var. Yardıma ihtiyacı olduğu her an yanı başında bulundum. Oyun içindeki hikayesinde de hep yanındaydım. Natty'nin de benim için yaptığı çok önemli fedakarlıklar da söz konusu. Kendi maceranızda bunu daha net görür ve yaşarsınız.
Oyun ile ilgili söylenecek daha o kadar çok şey var ki.. Belki ilerleyen zamanlarda yine burada ya da başka yerlerde konuşuruz. Bu oyun benim dünyamda gerçekten çok özel bir yeri şimdiden edindi bile. Yaşadığım anılar, tanıdığım insanlar, gezdiğim mezralar, gördüğüm hayvanlar ve nicesi... Bu evrende bir büyücü olmak gerçekten harika.
Red Dead Redemption 2'den uzun bir süre sonra ilk kez bir oyunun evreninde saatlerce kayboldum. Bu oyun, fizik, oyun motoru ve birçok anlamda RDR 2 gibi olamasa da evrensel anlamda ve kendi yarattığın karakterle çeşitli hikayelere girme anlamında RDR 2'nin önüne geçmeyi başarıyor. Son olarak oyunda karşılaştığınız (özellikle de derste) diğer arkadaşlarınızla daha küçük çaplı görevler ya da oyun evrenine yayılan görevler de yapabilirsiniz. Örneğin Astronomik keşifler gibi. Buradan Amit'i de selamlıyorum.
Son olarak Zlata Melekov olarak evren konusunda hoşuma gitmeyen şeyleri sizinle paylaşmak istiyorum : Oyunda düşman çeşitliliği inanılmaz az. Bu benim için çok büyük bir sorun teşkil etmese de böylesi bir oyun için çok büyük bir eksiklik. Bazı görevleri yapmadan oyundaki bazı odalara ulaşamıyorsunuz. Bu odalara ulaşmak istiyor ama o görevleri de yapmak istemiyorsunuz. Bu yüzden bir tür çatışma - çatışma yaşayabiliyorsunuz. Tüm bunların dışında ufak tefek sorunlar da var yok diyemem. Ben Denuvo yüzünden zaman zaman FPS düşüşleri yaşadım ama gözle görülür ve oyunu etkileyen büyük bir bug da yaşamadım.
Son Değerlendirme : 96/100
Hikaye : 93
Atmosfer : 98
Karakterler : 95
Mekanikler/Oynanış : 95
Grafikler : 97
Sesler : 97
Müzikler/Şarkılar : 98
Sanat Seviyesi : 98
Finali : 93
Tekrar Oynanabilirlik :90
Hogwarts Legacy'nin benim genel oyun sıralamamdaki yeri :
1. Red Dead Redemption 2 -99
2. Mafia 2 - 99
3. GTA 4 - 97
4. Hogwarts Legacy - 96
5. Death Stranding - 96
şeklinde oldu.
Ben Zlata Melekov, hepinizi selamlıyorum, Flipendo! (kara büyüye karşıyız)
Oyun içinden diğer bazı görsellerimi de günlüğüme/inceleme ekliyorum...
Dosya Ekleri
Son düzenleme: