Kefaret cezası Kur'an'da hükmü belirlenmiş bir husustur. Mücadele Suresi, 4. ayette bir örneği mevcuttur. Belirli durumlarda inmiş hükümler, başka durumlarda da uygulanabilir. Teşri hükmü.
Mücâdele Suresi 1-4. Ayet Tefsiri
kuran.diyanet.gov.tr
Ayrıca birden çok bağımsız hadis kaynaklarınca da bu hüküm sabittir. Bu kadar birbiriyle örtüşen ve sahih olarak bilinen hadis kaynağını yalanlayanlar varsa zaten art niyetlidir benim gözümde.
Orucu kasten bozmanın hükmü nedir?
kurul.diyanet.gov.tr
Zamanın kolaylığı veya zorluğu önemli değildir, din evrenseldir ve tüm zamanlara yönelik gönderilmiştir. Günümüzde seferilik olarak bilinen 90 km (buraya bir parantez açmak istiyorum seferilik sadece orucu değil genel olarak kapsar ibadetleri) kolay katedilebilir bir mesafe olabilir ama riskleri halen aynıdır. Ölebilirsin, uyurken iltiham olabilirsin, kusabilirsin, hastalanabilirsin. Hepsi mümkündür.
O zamanlarda okul olmasa bile, benzer şekilde tüm gün yapılan işler mevcuttu ve insanlar çok daha zor koşullarda yaşıyorlardı. Bu durumlarda bile dikkat edersen ölecek seviyeye gelmedikçe orucunu bozmana izin veren bir ruhsat söz konusu değil.
Abdesti sadece maddi bir ibadet olarak kabul edersen dediğin doğru, fakat Allah'ın bizim temizlenmemize ihtiyacı olmadığını ve temizliğe bizim ihtiyacımız olduğunu anlardan iş o noktada değişiyor.
Abdest yalnızca maddi değil manevi de bir ibadettir. Maddi imkanın yoksa teyemmüm ile manevi olarak Allah'ın emrini yerine getirmekle mutmain olursun.
Kaza mecburiyet durumunda gerçekleşir, mecburiyetin yoksa yalnızca kaza tutamazsın. Kefaretini tutar, üzerine kazanı tutarak ibadetini tamamlamış olursun.