Üniversitelere öğretim üyesi yerleştirmesi nasıl yapılıyor?

Önce ALES (Türkçe ve matematik sınavı) ve gerekliyse YÖKDİL puanlarını alıyorlar ardından not ortalamalarını da yüksek tutarak yüksek lisansa başvuruyorlar. Mülakat süreçleri vs. oluyor ve alınıyorlar. Yüksek lisansta bir konuda tez yazıyorlar, ek dersler alıyorlar. Ardından yine puanlarını kullanarak bir alanda 4-5 yıl doktora yapıyorlar ve tez yazıyorlar, ek dersler alıyorlar. Kongreler ve seminerler gibi şeylere de katılıyorlar. Makaleler, kitap bölümleri vs. yayınlıyorlar. Sonra kadro kovalıyorlar. Kadro açılırsa (ki bazı bölümlerde neredeyse hiç açılmıyor) yine bir mülakat süreci vs. oluyor ve alım yapılıyor. Bu kısımda torpil de döndüğü iddia edilir. Ardından doçentliğe ve profesörlüğe yükselmek isterlerse daha fazla yayın yapıp daha fazla katkıda bulunmaları gerekir. Öyle işte.
 
Önce bir kadro açılması(ve torpil ayarlanması) lazım. Geri kalanı basit. ALES ile YÖKDİL puanı ve diploma puanlarına bakılır. Öğretim üyesi için doktora tamamlamış olanlar alınır. Öğretim görevlisi için böyle şart aranmaz. Onlar sonradan öğretim üyeliğine geçmezlerse akademik kariyer yapamaz ve öğretim üyelerinin ders yüklerini azaltmak için giriş seviyesi yada ortak olan derslere verilirler.

Ben de iki hafta önce yapılan son ALES sınavına girdim. Bacağım kırıldığı için yeterlilik aşamasına geçemeden doktoraya ara verdim. Fırsat kolluyorum. Nasip olursa bir araştırma görevlisi olup kariyere başlayacağım.

Not: ALES ve YÖKDİL bence ÖSYM'nin yaptığı en kolay sınavlar. Sadece ALES için biraz zaman sıkıntısı oluyor. Ancak stratejik yaklaşımlarla kendine uygun soruları seçersen 90+ puan almak kolay.
 
Kongreler ve seminerler gibi şeylere de katılıyorlar.
Makaleler, kitap bölümleri vs. yayınlıyorlar.
Bu en sağlam üniversitelere(ODTÜ, İTÜ ve Boğaziçi) girenler için daha çok geçerli sanırım.
Bu kısımda torpil de döndüğü iddia edilir.
Yukarıda yazdığım üniversitelere öyle girebilenler var mı?

Not: ALES ve YÖKDİL bence ÖSYM'nin yaptığı en kolay sınavlar. Sadece ALES için biraz zaman sıkıntısı oluyor. Ancak stratejik yaklaşımlarla kendine uygun soruları seçersen 90+ puan almak kolay.
Nitelikli üniversitelere girmek bu kadar basit mi?
 
Bu en sağlam üniversitelere (ODTÜ, İTÜ ve Boğaziçi) girenler için daha çok geçerli sanırım.
Hayır, değil. Yayınlamak zorundalar yoksa vasıfsız olurlar ve doktor olarak kadro alamazlar. Doçentlik ve profesörlük için de yayın kriterleri var atıyorum profesör olmak için 3-5 kitap yayınlamış olmak falan gerek. Ve zorunlu olarak katılmak zorunda oldukları seminerler falan var.
Yukarıda yazdığım üniversitelere öyle girebilenler var mı?
İyi üniversitelere torpille daha başarısız kişileri alıp üniversitenin kalitesini ya da bölümün kalitesini düşürmeyi genel olarak istemezler. O yüzden nispeten daha azdır. Kriterleri de yükseliyor ama mesela YÖKDİL ile değil TOEFL gibi sınavlar ile yüksek lisansa öğrenci kabul ediyorlar. Hoca olmak için gerekeni sen düşün. Tabii hocalar çok okumuş, çok yayın yapmış olabilir fakat öğrenciye bilgilerini aktarmayı beceremeyebilir. Onlar da bizim gözümüzde kötü hocalar oluyor.
Nitelikli üniversitelere girmek bu kadar basit mi?
Değil. Dediğim gibi, ODTÜ TOEFL kabul ediyor YÖKDİL'i kabul etmiyor mesela. Farklı farklı koşulları oluyor. Ayrıca bölüme öğrenci kabul edilmeden önce yazılı sınav ve mülakat aşaması daha zor oluyor. Çok şey bilmen gerek, hani Kars'taki üniversiteden mezun oldum gidip ODTÜ'de yüksek lisans yapayım demek zor. Çünkü orada aldığın eğitim senin gelişimine pek katkı sağlamıyor eğer kendini geliştirmezsen giremezsin.
 
Bölümün hocalarını bu kadar dert etmenize gerek yok zaten o üç üniversiteden birine girerseniz nispeten kendiniz kurtarmış oluyorsunuz, mesele oraya girebilmek. İlk 1500'e girdikten sonra kolay kolay harcamazlar, ülkenin durumu değişebilir tabi belli olmaz. Siz çalışın, gerisi Allah'a emanet. 🙂
 

Technopat Haberler

Geri
Yukarı