İngiliz aksanı mı Amerikan aksanı mı?

  • Konuyu başlatan 864199
  • Başlangıç Tarihi
  • Mesaj 46
  • Görüntüleme 2.387
Açıkçası söylediklerinizin saçma olduğunu belirtmekle başlayayım. İngilizce konuşulan ortamlarda iletişimi zayıf olan birisi İngilizceyi tam manasıyla bilmiyor demektir. Bugün baktığımızda Pakistanlılar, Filipinliler bile ne dedikleri belli olmamasına rağmen kendi aksanlarıyla gayet iyi iletişim kurabiliyorlar. Yurt dışında doğan kişiler elbette zamanla oraya ayak uyduracak benim buna lafım yok. Burada sadece dilde değil genel olarak yaşam tarzındada bir benzerlik söz konusu oluyor zaten.
Üniversitede mühendisler için konuşma klüplerinde bulundum. Neredeyse hepsi yazılı ingilizceyi türkçe gibi iyi biliyor, ancak konuşmaya gelince hepsi aksansız, türkçe gibi okumaya başlıyor ve birbirlerini anlamakta zorlanıyorlar.
Bahsettiğiniz Pakistanlılar, Filipinliler ortamlarında da bulundum, hepsi, akışı bozuk olsa bile, anlaşılabilir bir şekilde, iletişim kurabiliyor dış kesim ile.
Bana sorarsanız bunun olmasının sebebi daha çok, bu milletlerin insanlarının, ingilizce konuşan ülkelerde daha uzun süre tarihi olması, savaş ve ekonomik göçlerden dolayı. Bu da doğal olarak, ingilizcede, milli bir aksanın oluşmasını sağlıyor.
Türklerin ingilizce öğrenme tarihine gelirsek, bizim ingilizce konuşan ülkelere büyük bir göçümüz olmadı, genel kesime ingilizce öğretiminin zorunlu kılınması, 90'ların sonunda yaşandı, ve eğitim halen berbat. Yani 30 sene bile olmamış.

Kaldı ki bir kişinin zevkini tahmin etmeye çalışıp ortada bir problem aramaya çalışmak en büyük saçmalıktır. Türk olup, Türkiyede büyüyüp, ana dili Türkçe olan ve kendini Amerikalı sanıp Amerikan aksanı ile konuşmaya çalışan kişiler gayet itici geliyor. Burada yok "problem sizdedir" yok o bilmiyordur falan mevzusu değil.
Kendiniz dediniz, "konuşmaya çalışan". Bir kişi ingilizceyi ve bir aksanı kavradıysa konuşmaya çalışmaz, konuşur. Buna karşılık "konuşmaya çalışan" biri, daha önce belirttiğim gibi, dili veya aksanı kavrayamamıştır.
 
Üniversitede mühendisler için konuşma klüplerinde bulundum. Neredeyse hepsi yazılı ingilizceyi türkçe gibi iyi biliyor, ancak konuşmaya gelince hepsi aksansız, türkçe gibi okumaya başlıyor ve birbirlerini anlamakta zorlanıyorlar.
Bahsettiğiniz Pakistanlılar, Filipinliler ortamlarında da bulundum, hepsi, akışı bozuk olsa bile, anlaşılabilir bir şekilde, iletişim kurabiliyor dış kesim ile.
Bana sorarsanız bunun olmasının sebebi daha çok, bu milletlerin insanlarının, ingilizce konuşan ülkelerde daha uzun süre tarihi olması, savaş ve ekonomik göçlerden dolayı. Bu da doğal olarak, ingilizcede, milli bir aksanın oluşmasını sağlıyor.
Türklerin ingilizce öğrenme tarihine gelirsek, bizim ingilizce konuşan ülkelere büyük bir göçümüz olmadı, genel kesime ingilizce öğretiminin zorunlu kılınması, 90'ların sonunda yaşandı, ve eğitim halen berbat. Yani 30 sene bile olmamış.


Kendiniz dediniz, "konuşmaya çalışan". Bir kişi ingilizceyi ve bir aksanı kavradıysa konuşmaya çalışmaz, konuşur. Buna karşılık "konuşmaya çalışan" biri, daha önce belirttiğim gibi, dili veya aksanı kavrayamamıştır.
Mühendislerin birbirlerini anlamakta zorlandığını siz iddia ediyorsunuz, herhangi bir kanıt yok. Kanıt yok diye şu yüzden diyorum, kendim şahsen bulunmadım, deneyimlemedim. Sizin iddianız üzerine olduğu için bir şey söylemeyeceğim.
Pakistan ve Filipinlilerin dışarıyla olan etkileşimi farketmiyor. Sonuçta burada bir aksandan bahsediyoruz. Aksan olarak adamlar İngiliz veya Amerikan aksanına çok uzaklar bunu kabul ediyorsunuz sanırım. Fakat buna rağmen dış Dünyayla iletişim kurabiliyorlar. Örneğin Avustralyada çok yaygın derecede Orta Doğulu berber var. Aksan olarak aşırı uzak olmalarına rağmen iletişim sağlanabiliyor. Dilin ana amacı iletişimdir zaten. Kaldı ki Türklerin İngilizce öğrenmesi için göç olmasına gerek yok. Benim bahsetmeye çalıştığım şeyi siz tam olarak anlayamadınız sanırım.
Örneğin Ruslar, İtalyanlar, Yunanlar, Fransızlar İngilizce konuşurken kendilerine özgü bir aksan ortaya koyar ve bu şekilde konuşur. Türkler ise İngilizceden ziyade aksan öğrenme peşinde.

Bu arada ben "konuşmaya çalışan" demedim. "Aksan yapmaya çalışan" dedim ki arada fark var. Burada benim itici bulduğum, İstanbul'da doğup büyüyüp, ana dili Türkçe olan birinin ekstra bir çabayla aksan yapmaya çalışması. Ki bu benim şahsi zevkimdir. Bu konu tartışmaya açık değildir çünkü şahsi zevktir.
 
Herkes bir şeyler yazmış, %99'u yanıltıcı.

- Hepinizin yaş kemale ermiş, ilkokul öncesi yaşayarak maruz kalmadığınız bir yabancı dili o dilin herhangi bir orijinal aksanı ile konuşamazsınız. İngilizceyi konuşacağınız aksan Türk aksanıdır, İsteseniz de istemeseniz de.

- Türkler İngilizceyi "aksansız" konuşmazlar. Eğer çocukluklarında oralarda yaşayarak öğrenmedilerse Türk aksanıyla konuşurlar. Çevrenizde duymaya alışkın olduğunuz için sizin kulağınıza aksansız gibi gelen konuşma tarzı diğer bütün İngilizce konuşan Türk olmayanların kulağında Türk aksanıdır.

- "İngiliz aksanı" diye bir şey yoktur. Birleşik krallıkta her 50 km yol gittiğinizde aksan değişir. Londra aksanı denilenin bile biri diğerini tutmaz. Amerikan aksanı da aynı şekilde, bir değildir, birden çok daha fazladır. Kanada, Avustralya, Güney Afrika Cumhuriyeti'ne hiç girmeyelim.

- Yabancı dil ile iletişimde aksan eğer casus falan değilseniz olabilecek en önemsiz faktördür. İtalyan, Fransız, Alman, Kuzey Avrupalı, İspanyol, Türk, Arap, Paki, Hint, İspanyol... hepsi kendi aksanları ile konuşur, ama herkes (orijinal Amerikalı ve İngilizler de dahil olmak üzere) birbirini hiç sıkıntısız anlar. Tabi ki olması gereken seviyede ve akıcı konuşabilmeniz koşuluyla. İskoç, bazı İrlanda ve koyu Midlands (Black Country) aksanları biraz anlaşılması zordur yalnız (ana dili İngilizce olanlar için bile). Özellikle Black Country aksanını konuşabilen İngilizler bunun şakasını bile yaparlar, ben iki dil konuşuyorum, İngilizce ve Black Country diye.

Yukarıdakilerin tamamı yaşam/iş hayatı tecrübesi olup, hiçbir teorik bilgiye yer verilmemiştir.
 
Örneğin Ruslar, İtalyanlar, Yunanlar, Fransızlar İngilizce konuşurken kendilerine özgü bir aksan ortaya koyar ve bu şekilde konuşur. Türkler ise İngilizceden ziyade aksan öğrenme peşinde.
Yorumumda belirttiğim gibi, bunun sebebi, bence, gözlemlerime dayalı olarak, Türklerin, ingilizcede, milli kimlik aksanının olmamasından dolayı. Biz, bu bahsettiğiniz diğer ülkelere karşılık, 20. yüzyılın 2. yarısını, ekonomik sorunlardan veya savaşlar yüzünden, ülkemizin dışında, veya manda altında geçirmedik. İngilizce konuşan ülkelere, göçümüz hiçbir zaman patlamadı.
Normal halli, devlet eğitimi görmüş, çoğunluğu oluşturan, orta ve düşük gelir kısımlı türk insanı, ingilizce öğrenmeye, son 25-30 içinde başladı.

Buna karşılık, daha anlaşılan, milli kimlik aksanı sayılabilecek, genel bir Türk Almanca aksanı var, çünkü Türklerin Almanca öğrenme tarihi, 70 sene öncelerine kadar dayanıyor.

Yazdıklarım biraz yüzleşici ve kaba geldiyse özür dilerim, bir saat öncesine kadar dönem tezimi bitirmekle uğraşıyordum, biraz yazışımın yüzleşici geldiğini şimdi anladım.

Herkes bir şeyler yazmış, %99'u yanıltıcı.

- Türkler İngilizceyi "aksansız" konuşmazlar. Eğer çocukluklarında oralarda yaşayarak öğrenmedilerse Türk aksanıyla konuşurlar. Çevrenizde duymaya alışkın olduğunuz için sizin kulağınıza aksansız gibi gelen konuşma tarzı diğer bütün İngilizce konuşan Türk olmayanların kulağında Türk aksanıdır.
Diğer dediklerinize bir miktar katılsam da, buna katılmıyorum. İngilizceyi, kendi dili gibi okuyan, bir yabancı aksanı duymadım. Evet her anadili ingilizce olmayan insanın, kendi anadilinden aksanına kattığı bir özellik vardır, veya konuşmasının akışı ana dillerine benzer olabilir, ancak gerçekten kendi anadilini okurmuş gibi ingilizceyi okuyan bir millet daha görmedim, varsa da şu an aklıma gelmiyor.

Şimdi bu özelliği de bir aksan olarak görebilirsiniz, bu da farklı bir bakış açısı olur, doğru. Ancak bana sorarsanız, önceki yorumlarda belirttiğim gibi, milletimizin çoğunluğunun ingilizce öğrenme geçmişi, gerçekten kısa ve ikinci dil sayılabilecek kadar konuşabilecek insan sayısı, fazla değil. Ve bu yüzden, Türkler için genelleme bir aksan kimliği yapılamaz, ingilizce konuşma açısından. Türklerin, ingilizce konuşma bakımından, aksanı, hala gelişmekte.
 
Son düzenleme:
Yorumumda belirttiğim gibi, bunun sebebi, bence, gözlemlerime dayalı olarak, Türklerin, ingilizcede, milli kimlik aksanının olmamasından dolayı. Biz, bu bahsettiğiniz diğer ülkelere karşılık, 20. yüzyılın 2. yarısını, ekonomik sorunlardan veya savaşlar yüzünden, ülkemizin dışında, veya manda altında geçirmedik. İngilizce konuşan ülkelere, göçümüz hiçbir zaman patlamadı.
Normal halli, devlet eğitimi görmüş, çoğunluğu oluşturan, orta ve düşük gelir kısımlı türk insanı, ingilizce öğrenmeye, son 25-30 içinde başladı.

Buna karşılık, daha anlaşılan, milli kimlik aksanı sayılabilecek, genel bir Türk Almanca aksanı var, çünkü Türklerin Almanca öğrenme tarihi, 70 sene öncelerine kadar dayanıyor.

Yazdıklarım biraz yüzleşici ve kaba geldiyse özür dilerim, bir saat öncesine kadar dönem tezimi bitirmekle uğraşıyordum, biraz yazışımın yüzleşici geldiğini şimdi anladım.
Estağfurullah, bu arada bende şimdi okuduğumda kendi konuşmalarımı sert buldum, sizde o şekilde bulduysanız ben özür dilerim.

İngilizce aksanı oluşturmak için İngiltereyle bir şekilde temasta bulunmuş olunması gerektiğine katılmıyorum. Az önce Alman, Fransız, Yunan, Rus ırklarından Almanlar ve Fransızlar Avrupada olduğu için her türlü etkileşimde olmuş olabilir fakat Yunanların ve Rusların İngiltere ile gerçek manada bir etkileşimi yok. Bu arada belki vardır ben bilmiyorumdur bu da olabilir. Onun dışında İngilizce bilme oranı yüksek olan ve İngilizler tarafından işgal edilmeyen nadir ülkelerden olan İsveç'in vatandaşlarının da İngilizce aksanı farklı. Burada anlatmak istediğim milletler dili kendisine nasıl uygun geliyorsa o şekilde yorumlar. Dil belli bir kalıp değildir, konuştukça şekillenir. Bunun en büyük örneği bizim yüzlerce yıl önceki Türkçeyi anlayamamız. Şimdi kalkıp herkesin Londra aksanıyla İngilizce konuşması beklenemez ki bence bir aksan öğrenmeye çalışmak doğru da değil. İngilizceyi yeteri kadar bilen birisi zaten kendi aksanıyla rahatlıkla iletişime geçebilir. Buna en büyük olarakta az önceki gibi Pakistanlılar ve Filipinliler gösterilebilir.
 
Diğer dediklerinize bir miktar katılsam da, buna katılmıyorum. İngilizceyi, kendi dili gibi okuyan, bir yabancı aksanı duymadım. Evet her anadili ingilizce olmayan insanın, kendi anadilinden aksanına kattığı bir özellik vardır, veya konuşmasının akışı ana dillerine benzer olabilir, ancak gerçekten kendi anadilini okurmuş gibi ingilizceyi okuyan bir millet daha görmedim, varsa da şu an aklıma gelmiyor.

Şimdi bu özelliği de bir aksan olarak görebilirsiniz, bu da farklı bir bakış açısı olur, doğru. Ancak bana sorarsanız, önceki yorumlarda belirttiğim gibi, milletimizin çoğunluğunun ingilizce öğrenme geçmişi, gerçekten kısa ve ikinci dil sayılabilecek kadar konuşabilecek insan sayısı, fazla değil. Ve bu yüzden, Türkler için genelleme bir aksan kimliği yapılamaz, ingilizce konuşma açısından. Türklerin, ingilizce konuşma bakımından, aksanı, hala gelişmekte.

Bunu neye dayanarak söylediğinizi bilmiyorum. Bu konu bence "bana göre sana göre" konusu da pek değil. Ancak ilginç bir teori, dayandırdığınız bir kaynak varsa gerçekten incelemek isterim.

Ben teorik bir şey yazmadım. Uzun yıllarca iletişim dilinin İngilizce olduğu uluslararası projelerde tabiri caiz ise 72 milletten adamla çalıştım. Yazdıklarımın hepsi kendi kulaklarımla duyduğum, kendi gözlerimle gördüğüm, bizzat yaşadığım şeyler.

Adına aksan dersiniz ya da başka bir şey dersiniz (niye ki?), ama Türk olmayanlar, daha önce Türkler ile çalışmışlarsa, konuşmanızdan Türk olduğunuzu anlarlar. Türklerin aksanı iddiası benim değil, birlikte çalıştığım farklı ülke vatandaşı çok sayıda insanın iddiası. Bir İtalyan, Alman, ya da Fransız nasıl kendini anında belli ediyorsa İngilizce konuşurken ve hemen nereli olduğunu anlıyorsak, onlar da bizi anlıyorlar. Bütün bunlar bir yana ben de yüzünü görmesem, adını duymasam bile sadece İngilizce konuşmasından birinin Türk olduğunu direk söyleyebilirim. Bir tek Kuzey Avrupa ülkelerini biraz ayrı tutarım (özellikle Hollanda), onların aksanları biraz daha nötr.
 
Açıkçası söylediklerinizin saçma olduğunu belirtmekle başlayayım. İngilizce konuşulan ortamlarda iletişimi zayıf olan birisi İngilizceyi tam manasıyla bilmiyor demektir. Bugün baktığımızda Pakistanlılar, Filipinliler bile ne dedikleri belli olmamasına rağmen kendi aksanlarıyla gayet iyi iletişim kurabiliyorlar. Yurt dışında doğan kişiler elbette zamanla oraya ayak uyduracak benim buna lafım yok. Burada sadece dilde değil genel olarak yaşam tarzındada bir benzerlik söz konusu oluyor zaten.

Kaldı ki bir kişinin zevkini tahmin etmeye çalışıp ortada bir problem aramaya çalışmak en büyük saçmalıktır. Türk olup, Türkiye'de büyüyüp, ana dili Türkçe olan ve kendini Amerikalı sanıp Amerikan aksanı ile konuşmaya çalışan kişiler gayet itici geliyor. Burada yok "problem sizdedir" yok o bilmiyordur falan mevzusu değil.

İnsanların fikirlerine ve olmayan bir Türk aksanını bu kadar savunurken ne kadar saçmaladığınızı söylerken sürekli saçmalık demeniz gerçekten saçmalık. Bilmiyorum nativelerle ne kadar iletişime geçtiniz ama tutarsız bir İngilizce konuşma eğilimi olan Türkler komik durumlara düşüyor. Verdiğiniz örneklerdeki ülkelerde neredeyse herkes İngilizce biliyor ve oralarda bir aksan oluşması normal ama okullarda British kitapları okutulup, sürekli Amerikan kültürüne maruz kalıp, seslerin çoğunu yanlış çıkaran bizim milletimizin henüz karşı tarafın bir aksan kabul edip de bizi anlayabileceği bir durumda değiliz. Bu durum Almanca için geçerli mesela çünkü Almanca konuşan toplumlar tarafından kabul görmüş bir Türk aksanı var ve sonradan öğrenen Türkler genelde o aksanla konuşuyor.
İngilizce'de hiçbirimiz Amerikalı taklidi yapmaya çalışmıyoruz, sadece karşımızdaki tarafından anlaşılabilir olmak için onların çıkardığı sesleri çıkarmaya çalışıyoruz. Bir Hintliyi rahatlıkla anlayabiliyorum ve nativeler de anlıyor çünkü tutarlı bir aksanları var, ne demek istediklerini hangi sesleri çıkaramadıklarını biliyoruz. Karşıdaki tarafından anlaşılmadığınız ve İngilizcem iyiydi aslında benim dediğiniz zaman belki de “problem bendedir” dersiniz ileride bir gün.
Gidin yıllardır TR'de yaşayan Japon Yoshi ve Kore'li Chabby yi dinleyin birini dinlerken ekstra kendinizi zorlayıp anlamak için verdiğiniz dikkati diğerinde hissediyor musunuz bakın.

Saygılar
 
Son düzenleme:
- Türkler İngilizceyi "aksansız" konuşmazlar. Eğer çocukluklarında oralarda yaşayarak öğrenmedilerse Türk aksanıyla konuşurlar. Çevrenizde duymaya alışkın olduğunuz için sizin kulağınıza aksansız gibi gelen konuşma tarzı diğer bütün İngilizce konuşan Türk olmayanların kulağında Türk aksanıdır.
Teknik olarak aksansız çünkü telaffuz ile aksan farklı şeyler. Eğer ingilizce gibi harflerin alfabedeki haliyle okunmadığı bir dili, Türkçe gibi harfleri alfabedeki haliyle okunduğu bir dil ile konuşmaya çalışırsanız telaffuz hatası yaparsınız ki bu ortada aksan olmamasına neden olur çünkü aksan telaffuzu değiştirmez. Evet bütün Türkler "Kamera" yerine "Camera" diye okumuyor yada "Doktor" yerine "Doctor" diye okumuyor ama kelime ufak bir şekilde kompleksleşince çuvallıyorlar ve anlaşılması zor oluyor çünkü telaffuz değişiyor. Dilin fonetik olması bunu etkiler başka dillerde mutlaka bu vardır.

Türklerin ingilizce öğrenme tarihine gelirsek, bizim ingilizce konuşan ülkelere büyük bir göçümüz olmadı, genel kesime ingilizce öğretiminin zorunlu kılınması, 90'ların sonunda yaşandı, ve eğitim halen berbat. Yani 30 sene bile olmamış.
Bence o biraz dilden kaynaklanıyor mesela Arapların kendi alfabeleri var ve ingilizce öğrenmeleri gerektiğinde sıfırdan yeni bir alfabeyi öğreniyorlar bu yüzden aksanları olur ama telaffuz hatası genelde olmaz.
 
İnsanların fikirlerine ve olmayan bir Türk aksanını bu kadar savunurken ne kadar saçmaladığınızı söylerken sürekli saçmalık demeniz gerçekten saçmalık. Bilmiyorum nativelerle ne kadar iletişime geçtiniz ama tutarsız bir İngilizce konuşma eğilimi olan Türkler komik durumlara düşüyor. Verdiğiniz örneklerdeki ülkelerde neredeyse herkes İngilizce biliyor ve oralarda bir aksan oluşması normal ama okullarda British kitapları okutulup, sürekli Amerikan kültürüne maruz kalıp, seslerin çoğunu yanlış çıkaran bizim milletimizin henüz karşı tarafın bir aksan kabul edip de bizi anlayabileceği bir durumda değiliz. Bu durum Almanca için geçerli mesela çünkü Almanca konuşan toplumlar tarafından kabul görmüş bir Türk aksanı var ve sonradan öğrenen Türkler genelde o aksanla konuşuyor.
İngilizce'de hiçbirimiz Amerikalı taklidi yapmaya çalışmıyoruz, sadece karşımızdaki tarafından anlaşılabilir olmak için onların çıkardığı sesleri çıkarmaya çalışıyoruz. Bir Hintliyi rahatlıkla anlayabiliyorum ve nativeler de anlıyor çünkü tutarlı bir aksanları var, ne demek istediklerini hangi sesleri çıkaramadıklarını biliyoruz. Karşıdaki tarafından anlaşılmadığınız ve İngilizcem iyiydi aslında benim dediğiniz zaman belki de “problem bendedir” dersiniz ileride bir gün.
Gidin yıllardır TR'de yaşayan Japon Yoshi ve Kore'li Chabby yi dinleyin birini dinlerken ekstra kendinizi zorlayıp anlamak için verdiğiniz dikkati diğerinde hissediyor musunuz bakın.

Saygılar
Mesela koskoca paragraf boyunca "yerli" yerine "native" yazmanız bile az çok fikir sahibi olmama yardımcı oldu. Kaldı ki söylediklerime saçma deyip diğer arkadaşların dediğinden farklı en ufak şey demediğiniz için ve bu sayede vaktimi boşa harcadığınız için özür dilemeniz gerekli.
 
Mesela koskoca paragraf boyunca "yerli" yerine "native" yazmanız bile az çok fikir sahibi olmama yardımcı oldu. Kaldı ki söylediklerime saçma deyip diğer arkadaşların dediğinden farklı en ufak şey demediğiniz için ve bu sayede vaktimi boşa harcadığınız için özür dilemeniz gerekli.
Dostum ben zaten Türkçe’yi kullanmaya kullanmaya unutuyorum burada da bir fikir belirtmeye çalışıyorum, sen kendi saçma fikrinin kölesi olmuşken konuyu dağıtıp suni gündem ile İngilizce kelime kullanımına takılıp kendini aklamaya çalışma. İnsanların fikirlerine saygı duymayıp oturduğun yerden sadece boş boş konuşup insanlar hakkında fikir edinebilecek bir durumda da değilsin. Sen oturup kendini avutmaya devam et. Üslup, bilgi, tecrübe, bilgi, beyan her şeyiniz falso. Hayatta etrafınızdaki insanlara başarılar.
Dip not:
Kaldı ki native ile yerli aynı kelime anlamda bile değil sadece yakın anlamlısı native speaker tamlaması için, Türkçe’de tam bir kelime karşılığı yok.
 
Son düzenleyen: Moderatör:

Technopat Haberler

Yeni konular

Geri
Yukarı