Depresif ev gençliği

Katılım
12 Nisan 2020
Mesajlar
7.532
Makaleler
1
Çözümler
28
Daha fazla  
Cinsiyet
Erkek
Ne eğitimde ne istihdamda bulunan genç sayısı 5 milyon. Yani Türkiye'de 5 gençten biri ne okuyor ne de çalışıyor. Buna hem karşılığı alınamayan üniversite eğitimi hem özel sektörün denetimsizliği ve zorlu şartları körüklüyor. Genç nüfusun büyük kısmı KPSS hazırlığında. Kira fiyatları maaşlara denk olunca ve sıkı enflasyonist ortamla beraber çalışmanın herhangi bir amacı kalmıyor. Bir asgari ücretli 2000 model arabayı bile 1-1-5 senelik çalışma sonucu elde ediyor. Hele konut almak için yaklaşık 10 sene paraya hiç dokunmadan altın yatırımı ile birikim yapmak gerekiyor. Hayat şartları maalesef çok zorlaştı. Kırmızı et tüketimi bile belli gelirin altındaki insanlar için lüks durumda.

 
Ben uyumuyorum hocam gece vardiyasında çay molasındayım. .d
Ben o alanın bir tık dışındayım diyorsun yani :d .Konuya döner isek bu gruba girenlerin içinde ben de olduğum için bunun nedenini "bence" biliyorum, Ertelemek. Yarın yaparım ,yarın öğrenirim, seneye çalışırım, daha çok zaman var diye diye kendimizi kandırıp sonra vakti geldiğinde ufak bir depresyona girmek. İnsanın yapabileceği en büyük enayiliktir bu döngü. Ama işte yapılıyor ,verilerde bunu gösteriyor. Çok geç kaldım diyerek yapmıyoruz çoğu şeyi halbuki başlamak için en iyi zaman dündü ,ikinci en iyi zaman ise bugün.
 
Ne eğitimde ne istihdamda bulunan genç sayısı 5 milyon. Yani Türkiye'de 5 gençten biri ne okuyor ne de çalışıyor. Buna hem karşılığı alınamayan üniversite eğitimi hem özel sektörün denetimsizliği ve zorlu şartları körüklüyor. Genç nüfusun büyük kısmı KPSS hazırlığında. Kira fiyatları maaşlara denk olunca ve sıkı enflasyonist ortamla beraber çalışmanın herhangi bir amacı kalmıyor. Bir asgari ücretli 2000 model arabayı bile 1-1-5 senelik çalışma sonucu elde ediyor. Hele konut almak için yaklaşık 10 sene paraya hiç dokunmadan altın yatırımı ile birikim yapmak gerekiyor. Hayat şartları maalesef çok zorlaştı. Kırmızı et tüketimi bile belli gelirin altındaki insanlar için lüks durumda.


Ülkeyi nereden tutarsan tut elinde kalıyor.
Hadi biri vasıfsız bir iş yapıyorsa asgari ücret alır ama o asgari ücretle biriktirsen bile ne yapılabilirki bu ekonomide çalışsada aynı çalışmasada aynı, yani bir şey sahibi olamaz.
İşverenlerdede suç var, nasıl olsa çalışan bulunur diye heerkesi köle düzeninde çalıştırıyorlar. Çalışanların çoğu haftada 6 gün yasal olmayan sürelerde çalışıyor ve ödenmeyen mesai ücretleride cabası.
İşi bıraktığım eski işimde bayramlarda ve tüm resmi tatillerde çalışıyordum insan sömürmek kolay çünkü.
 
Ben o alanın bir tık dışındayım diyorsun yani :d .Konuya döner isek bu gruba girenlerin içinde ben de olduğum için bunun nedenini "bence" biliyorum, Ertelemek. Yarın yaparım ,yarın öğrenirim, seneye çalışırım, daha çok zaman var diye diye kendimizi kandırıp sonra vakti geldiğinde ufak bir depresyona girmek. İnsanın yapabileceği en büyük enayiliktir bu döngü. Ama işte yapılıyor ,verilerde bunu gösteriyor. Çok geç kaldım diyerek yapmıyoruz çoğu şeyi halbuki başlamak için en iyi zaman dündü ,ikinci en iyi zaman ise bugün.
Hocam pek ertelemek de değil bu. Gençlerin çoğu hayattan soğumuş durumda yarın yaparım demek de yok artık. İyice karadeliğe dönen bir mevzu. Ya iyice hayattan soğumuş ya da 27 yaşına kadar KPSS çalışıyorlar. Özel sektördeki işin zaten herhangi bir karşılığı yok. Temel hayat amaçlarından ne ev ne araba vadediyor. Düzgün bir ev araba ikilisi için çok uzun seneler parayı yemeden biriktirmek gerekiyor. En başat aktör ekonomi ama malum kişiler gelir düştükçe çocuk sayısı artıyor gibi saçma açıklamalarda bulunuyor. 20-30 yaş arası maalesef ülkenin en karadelik zamanına denk geldiler. 9-5 işleri kötüleyen motivasyoncular da herkesin algoritmasına düşüyorlar. Evet bence de kötü ama insanın hayata bir yerden başlaması lazım maalesef.

Ülkeyi nereden tutarsan tut elinde kalıyor.
Hadi biri vasıfsız bir iş yapıyorsa asgari ücret alır ama o asgari ücretle biriktirsen bile ne yapılabilirki bu ekonomide çalışsada aynı çalışmasada aynı, yani bir şey sahibi olamaz.
İşverenlerdede suç var, nasıl olsa çalışan bulunur diye herkesi köle düzeninde çalıştırıyorlar. Çalışanların çoğu haftada 6 gün yasal olmayan sürelerde çalışıyor ve ödenmeyen mesai ücretleride cabası.
İşi bıraktığım eski işimde bayramlarda ve tüm resmi tatillerde çalışıyordum insan sömürmek kolay çünkü.
Özel sektör kesinlikle denetlenmiyor devlet hiçbir şekilde özel sektör istihdamındaki kişilerin hayatına olumlu şekilde dokunma girişiminde bulunmuyor. Hele ki hardcore düzende ilerleyen 3 vardiya işler... Bizim burada birkaç bölüm Sabah-Öğlen-Gece düzeninde ilerliyor. Öğlen vardiyasından hafta tatilinden önceki gün gece 12'de çıkıyorsun işten çıktığın günün gecesi saat 12'de tekrar işbaşı yapıyorsun. Bunu geç 12 16 saat çalıştıran hafta tatili vermeyen işletmeler var. Özel sektörde bunca zorlu şart varken üstüne 14 gün yıllık izin hakkın var. Devlet memurlarında bir yıllık eleman bile 20 gün yıllık izin hakkına sahip. Bu düzende çalışıp mutlu olmak mümkün değil. Üstüne hiçbir şekilde karşılığını alamıyorsun. İnsan bu şartlarda çalışıp bir sene sonunda yemese içmese bile nasıl ancak Doğan alacak para elde edebilir?
 
Son düzenleme:
Elbette ülkemizdeki ekonomik sıkıntılar bir hayli fazla. İnsanların geçimi zor, ev - araba sahibi olması zor. Bunun yanında kredi çekip ev - araba alayım dese faizler çok yüksek. Fakat ortada şöyle de bir durum var ki; hiçbir şey için çabalamayan milyonlarca genç var. Bir şey sahibi olmak veya olamamak değil mesela. Kendini herhangi bir alanda geliştirmeyen, hiçbir alana ilgisi olmayan, sadece evde oturup tüm vaktini evde geçiren milyonlarca genç.
Bir meslek öğrenmek, bir okul okuyup altlardan başlayıp yükselmek gibi bir gayesi yok bu insanların büyük çoğunluğunun.
Bir insanın asgari ücrete çalışması elbette çok kötü bir durum. Fakat birazda iş veren tarafından bakıldığında, vasıfsız bir işçiliğe ne kadar maaş verebilir ki?
Bana kalırsa gençlerin asgari ücrete market, fast food restoranı gibi yerlerde kalıcı çalışması büyük bir kaçış. Eline bir meslek almak varken, kalıcı şekilde vasıfsız işçilik yaptıklarında kimse onlara güzel bir yaşam sağlayamaz.
Ülkenin ekonomik şartları belli, şu anda bu bahsettiğimiz gençlerin oy vermek dışında yapabilecekleri bir şey yok. Herkes kendini kurtarmaya, kendi hayatını iyileştirmeye bakmalı.
Uzun lafın kısası, asıl en büyük sorun bu gençlerin hiçbir şey için çabalamıyor olması.
 
Ne eğitimde ne istihdamda bulunan genç sayısı 5 milyon. Yani Türkiye'de 5 gençten biri ne okuyor ne de çalışıyor. Buna hem karşılığı alınamayan üniversite eğitimi hem özel sektörün denetimsizliği ve zorlu şartları körüklüyor. Genç nüfusun büyük kısmı KPSS hazırlığında. Kira fiyatları maaşlara denk olunca ve sıkı enflasyonist ortamla beraber çalışmanın herhangi bir amacı kalmıyor. Bir asgari ücretli 2000 model arabayı bile 1-1-5 senelik çalışma sonucu elde ediyor. Hele konut almak için yaklaşık 10 sene paraya hiç dokunmadan altın yatırımı ile birikim yapmak gerekiyor. Hayat şartları maalesef çok zorlaştı. Kırmızı et tüketimi bile belli gelirin altındaki insanlar için lüks durumda.


Kartellerle anlaştım 29 Mayıs buradaki son günüm hepinizi kurtaracağım kardeşim.
 
Elbette ülkemizdeki ekonomik sıkıntılar bir hayli fazla. İnsanların geçimi zor, ev - araba sahibi olması zor. Bunun yanında kredi çekip ev - araba alayım dese faizler çok yüksek. Fakat ortada şöyle de bir durum var ki; hiçbir şey için çabalamayan milyonlarca genç var. Bir şey sahibi olmak veya olamamak değil mesela. Kendini herhangi bir alanda geliştirmeyen, hiçbir alana ilgisi olmayan, sadece evde oturup tüm vaktini evde geçiren milyonlarca genç.
Bir meslek öğrenmek, bir okul okuyup altlardan başlayıp yükselmek gibi bir gayesi yok bu insanların büyük çoğunluğunun.
Bir insanın asgari ücrete çalışması elbette çok kötü bir durum. Fakat biraz da iş veren tarafından bakıldığında, vasıfsız bir işçiliğe ne kadar maaş verebilir ki?
Bana kalırsa gençlerin asgari ücrete market, Fast food restoranı gibi yerlerde kalıcı çalışması büyük bir kaçış. Eline bir meslek almak varken, kalıcı şekilde vasıfsız işçilik yaptıklarında kimse onlara güzel bir yaşam sağlayamaz.
Ülkenin ekonomik şartları belli, şu anda bu bahsettiğimiz gençlerin oy vermek dışında yapabilecekleri bir şey yok. Herkes kendini kurtarmaya, kendi hayatını iyileştirmeye bakmalı.
Uzun lafın kısası, asıl en büyük sorun bu gençlerin hiçbir şey için çabalamıyor olması.

Bir asgari ücret 2 + 1 sıradan bir evin kirasını ödeyemiyorsa o ülke bitmiştir.
 
Bir asgari ücret 2 + 1 sıradan bir evin kirasını ödeyemiyorsa o ülke bitmiştir.
Bu kurduğunuz cümle çok saçma. Benim yazdığım uzun yazının bu konuyla hiçbir ilgisi ve alakası yok. Beni yanıtlayıp böyle bir mesaj yazmanız çok garip.

Diğer saçma tarafı ise asgari ücretin, büyük şehirler dışında yaşayan yerlerde yeterli bir para olması. Hatta muhtemelen İstanbul dışında bu kurduğunuz cümlede Türkiye'yi kapsayan bir durum yok. 16 milyon kişinin yaşadığı bir şehirde ucuza kirada oturmak gibi bir durum Dünya'nın hiçbir yerinde yok.

Ekonomi ve piyasa tamamen kendi dengesine göre kuruluyor. 16 milyonun yaşadığı şehir yüzölçümü olarakta aşırı büyük bir yer değilse elbette ki kiraları pahalı olacak.
 

Technopat Haberler

Yeni konular

Geri
Yukarı