Üniversite hangi ülkede okunmalı?

  • Konuyu başlatan Estas
  • Başlangıç Tarihi
  • Mesaj 28
  • Görüntüleme 733
Çok teşekkürler. Peki oraya gidince hemen bir iş bulup sadece kendi kazandığımızla geçinebiliyor muyuz?
Rica ederim. Ülkeye göre değişiyor fakat Fransa için sosyal güvenlik numaranızı almanız ve oturma izninizi doğrulamanız gerekiyor. Çok pahalı bir şehir seçmezseniz:
  • Konaklama için faturalar dahil ayda €300-450 ödersiniz. Devlet de yaklaşık aylık €100-200 yardım yapabiliyor.
  • Telefon faturanız €10-20 olur.
  • Temel sağlık sigortası ücretsiz ama hiç para ödemek istemezseniz ayda €5-20 civarında ek sigortalar mevcut.
  • Gıda masrafları maksimum €200 tutar. Markette €50'luk sepet yaptığınızda eve getirmeniz bile çok zor oluyor. Üniversite yemekhanesinde de bir öğün yemek €3,30. Bursunuz varsa veya gelir seviyenize göre istisna sağlandıysa €1.
  • Ulaşım için ayda yaklaşık €30 verip sınırsız toplu taşıma kullanabilirsiniz. Araba alırsanız ayda minimum €40 sigorta ödersiniz ve ayda tam depo harcadığınızı düşünürsek €60 akaryakıt parası verirsiniz.
  • Bir restorana giderseniz minimum €10 ödeniyor. McDonald's ekonomik menüleri €5-6 civarında.
  • Spor salonu ve gezmek gibi giderler size kalmış.
Bir işte çalışırsanız saatlik minimum €9,40 ödüyorlar. Üniversite dersleriniz varken çalışmanız zor olabilir ama yaz tatilinde çalışabilirsiniz. Sadece dikkat etmeniz gereken şu ki en azından B2 seviyesinde Fransızcanızın olması çok önemli.
 
Siber güvenlik istiyorsan Fransa, Almanya vb. ülkelerden uzak durmalısın. Avrupa hem akademik olarak hem de şirketler bakımından siber güvenlik tarafında yeterli konumda değil. Rusya'da veya ABD'de okuyabilirsin.
Siber güvenlik değil ama veri güvenlik uzmanlığı düşünüyorum, olmazsa siber güvenlik. Yine aynı yerleri mi önerirsiniz? Doğu Asya nasıl olur mesela ya da?
 
Siber güvenlik değil ama veri güvenlik uzmanlığı düşünüyorum, olmazsa siber güvenlik. Yine aynı yerleri mi önerirsiniz? Doğu Asya nasıl olur mesela ya da?
Veri bilimi ve uzmanlığı tarafında Avrupa üniversiteleri başarılıdır. Veri güvenliği uzmanlığı ise daha çok teknikten ziyade regülatif kalan bir alan, yani regülasyonları, genel yapılandırmaları öğrendiğin bir bölüm. Ben çok tavsiye etmem okumanı. Asya tarafı hakkında bilgim yok, oralara seyahat etme ve görüşmeler yapma imkanım olmadı.
 
Ülke seçimi olarak Amerika olsa neyse de Japonya veya İspanya'da okumak için dil bilmek gerekmiyor mu? yani dil bilmediğimizi varsayarsak yine de okuyabiliyor muyuz?
 
Yurtdışında okuyacaksan bence en önemli şeylerden biri yerel halkın İngilizce bilgisi. Japonya tarzı ülkelerde zor durumda kalabilirsin. Anladığım kadarıyla Fransa'da yaşayan bir arkadaşımız kendi bilgisi dahilinde fikir ve deneyimlerini aktarmış. Her ülkenin iyi ve kötü yanları var. Politikalarını da her zaman tek bir bakış açısından değerlendirmemek lazım çünkü bugünlerde her ülke sadece ama sadece kendi çıkarlarını düşünüyor.

Genelleme yaparsak akrabalarımın çoğu (%75 civarı demek yanlış olmaz diye düşünüyorum) yurt dışında yaşıyor. Bu ülkelerden bazıları: Amerika, Almanya, Hollanda, Belçika, Fransa, İngiltere, İsviçre, Japonya, Çin, Birleşik Arap Emirlikleri ve Katar. Daha da ülke var ancak bu kadarını söylemek yeterli diye düşünüyorum. Ben de hayatımın kayda değer bir kısmını İngitere'de geçirdim ve 30 civarı ülke gördüm. Akraba ziyaretlerinden pek hoşlanmadığım için gittiğim ülkelerdeki ziyaretlerim şehir merkezinden 1 saat uzaktaki villasında yaşayan akrabanın evinde 1 hafta kalmak tarzında değildi. Gerçekten bana her anlamda değer katan ve en önemlisi de yerel halkı gözlemleme fırsatı veren geziler yaptım. Sadece balkanlarda 2,5 ay gezdim ve bir 2,5 ay daha doya doya gezilir diye düşünüyorum. Kısaca özet geçmek gerekirse Küba'sından Amerika'sına kadar çeşit çeşit ülkede bulundum ve yaşam stilleriyle birlikte kültürlerini de gözlemleme fırsatım oldu.

Şimdi bunu neden anlattın diye merak etmiş olabilirsin yalnızca yurt dışı ve yabancılar hakkında ne kadar tecrübeli olduğumu anlamanı istedim. Bana kalırsa üniversiteni seçerken her türlü maddi ve manevi durumu gerçekçi bir şekilde değerlendirmen gerekiyor. Bunlardan en önemlisi de maddi durum ne yazık ki. Hiçbir şeyi en dipten ve en ucuzundan hesaplama çünkü ne yaparsan yap sana daha pahalıya patlayacak. Belki hiç beklemediğin bir masraf çıkacak belki de iş bulurum ne de olsa diye üzerinde çok durmadığın harçlık durumu iş bulamadığın için seni zora sokacak.

Özellikle eğer mezuniyet sonrası yurt dışında yaşamaya devam etmek istiyorsan buna uygun bir ülke seçmen de senin fazlasıyla hayrına olur. Mesela bildiğim kadarıyla İrlanda'ya dil okulu ile giden Türklerin için orada legal olarak kalmaları ve devamında vatandaşlığa kadar giden yol pek zorlu değil. İlaveten yerel dilin İngilizce olması da adaptasyonu kolaylaştırabilir. Eğer yerel dil İngilizce değilse ve senin de orada kalma niyetin varsa ne yapıp edip o dili olabildiğince erken öğrenmeye çalışmalısın. Bu yalnızca iş bulmak için değil aynı zamanda senin kendini geliştirmen ve kendini oralı hissetmen için de fazlasıyla önemli bir durum.

İngiltere pahalı üniversite ücretleri ve düşük burs imkanları ile biliniyor ve bu fazlasıyla da doğru ama diplomanı bir pasaport olarak düşünürsen buradaki kaliteli bir üniversiteden alacağın diploma senin elini epeyce rahatlatacaktır. Yalnız anladığım kadarıyla senin için üniversite ücretinin düşük olduğu veya hiç olmadığı ülkeler daha uygun.

Kozmopolit şehirler her zaman uluslararası öğrenciler için bir avantaj diye düşünüyorum. Orada yaşayan yerli halkın diğer ülkelerden gelen kişilere genel olarak alışkın olması bir yana network ve iş imkanları bakımından da elini güçlendirecektir. Unutma ki hiç beklemediğin kişiler hiç beklemediğin kapılar açabilir.

İstediğiniz bölümün hangi ülkelerde ne kadar ücret karşılığında okunduğunu araştırıp bulmak sizin işiniz. Ardından aileniz ile gerçekçi bir analiz yapıp bütün üniversite eğitiminiz boyunca maddi durumunuzun nasıl etkileneceğini gözden geçirin. Seçtiğiniz ülkelerin olumlu ve olumsuz yönlerini çıkarın ve karşılaştırma yapın. Unutmayın ki en pahalı seçenek her zaman en iyisi olmadığı gibi en ucuz seçenekte ileride pişman edebilir.

Fransa için de en azından kendi deneyimleri göz önünde bulundurarak birkaç şey söylemek istiyorum. Fransız arkadaşlarım gerçekten çok sıcakkanlı ve samimi kişiler. En sevdiği yemek Beyti olan bir arkadaşım bile var. Gene de Fransa'da tatsız olaylar yaşamadım değil. Bir soru sorduğumda inadına benimle Fransızca konuşan mı dersin, Türk olduğumu öğrenince deveye binmek üzerinden aşağılayanı mı? Bir millet için genelleme yapmak doğru olmaz zaten orada çok nazik ve kibar kişilerle de karşılaştım. Afrika'dan gelmiş göçmenler ise bence gözlemlediğim kadarıyla kural tanımazlıkları ile yerli Fransızları da rahatsız ediyorlar. Fransa'da üniversite okunur okunmasına da orada gerçekten hayatını devam ettirmek ister misin bilemiyorum. Sıra Fransa'ya gelene kadar daha çok ülke sayılır. Ancak en önemlisi hangisinin senin için en uygun olduğu.

Eğer yurtta kalacaksan (bu yalnızca Fransa için değil her yer için geçerli) kesinlikle yüksek memnuniyet oranı olan bir yerde kal yoksa sıcak suyundan tahtakurusuna çok uğraşabilirsin. Birde her zaman ne olursa olsun sana destek olabilecek bir Türk (gurbetçi değil) bul. Bu tarz bir kişiye gerçekten çok ihtiyacın olduğunda beni daha iyi anlarsın. Sen de gene onların yanında ol ki birbirinize sahip çıkabilesiniz.

Son olarak küçük bir tavsiye de vermek gerekirse Avrupa'daki çoğu ülkenin ne kadar medeni ve demokrasi aşığı oldukları düşüncesine inanarak kendini kandırmamanı öneririm. Medeniyetleri ve demokrasi sevdaları genellikle kendi çıkarlarını günümüz koşullarında korumak için kullandıkları mükemmel bir kılıftır.

Umarım dilediğin gibi bir üniversite hayatı yaşarsın.
 
Mesela bildiğim kadarıyla İrlanda'ya dil okulu ile giden Türklerin için orada legal olarak kalmaları ve devamında vatandaşlığa kadar giden yol pek zorlu değil.
İrlanda, vaktinde yapılan bir anlaşma sebebiyle kısmi zamanlı çalışan Türklere bile tam zamanlı çalışma izni verebiliyor. O açıdan kalmak kolay olabiliyor ama üniversite ücretleri senelik 20000 eurodan başlıyor ve Dublin gibi bir şehirde €2000 altı kira ve €750 altı bir oda bulmak çok zor. Konu sahibi kendi başına geçinecekse neredeyse imkansız oluyor. Ekonomik açıdan İtalya, İspanya ve Fransa gibi ülkeler daha mantıklı ama yerel dili öğrenmesi gerekli.
Yurt dışında okuyacaksan bence en önemli şeylerden biri yerel halkın İngilizce bilgisi.
Yerleşme planı varsa bence pek önemli değil. İspanya’da otururken İspanyolca öğrenmiştim ve hiç İngilizce konuşmamıştım. Hollanda ve İsveç gibi herkesin İngilizce bildiği ülkelerde bile yerel dil çok önemli ve kültürlerine saygı oluyor. İş bulurken de önemli.
Belki hiç beklemediğin bir masraf çıkacak belki de iş bulurum ne de olsa diye üzerinde çok durmadığın harçlık durumu iş bulamadığın için seni zora sokacak.
Bu yüzden ilk sene vize için bir senelik para ya da sponsor görmek istiyorlar. İlk iki senelik birikim yaparsa o sürede çalışırken de zorluk çekeceğini sanmıyorum.
Fransız arkadaşlarım gerçekten çok sıcakkanlı ve samimi kişiler.
Evet, öyleler. Bazen cidden şaşırıyorum. Tramvayda yanıma bir kağıt koyduğumda birisi bana seslenmişti. Koltuğu kapattığı için çekmemi isteyeceğini sandım ama inince belgeyi orada unutmamam için kucağıma koymamı önermişti. :)
Bir soru sorduğumda inadına benimle Fransızca konuşan mı dersin,
Size denk gelen kişiyi bilmiyorum ama genellikle İngilizce konuşmaktan utandıkları/dil bilgileri yeterli olmadığı için bu şekilde yapıyorlar. Bir de kültürlerine uyacak şekilde soru sormadıysanız da sinirlenebilirler.
Türk olduğumu öğrenince deveye binmek üzerinden aşağılayanı mı?
Bu tipler her ülkede var. Yerliler de böyle tipleri sevmiyor açıkçası.
Afrika'dan gelmiş göçmenler ise bence gözlemlediğim kadarıyla kural tanımazlıkları ile yerli Fransızları da rahatsız ediyorlar.
Afrika’dan gelmiş şeklinde gruplamak pek hoş değil bence. Bazı elektronik derslerinde %50 Afrika’dan gelme insanla birlikte ders görüyordum ve hepsi çok iyi insanlardı. Kuryeler de genellikle Afrika’dan geliyor ama gerçekten kibarlar. Tabii ki Fransızlara kıyasla eğitimsiz olanları kötü olabiliyor.
 
İrlanda, vaktinde yapılan bir anlaşma sebebiyle kısmi zamanlı çalışan Türklere bile tam zamanlı çalışma izni verebiliyor. O açıdan kalmak kolay olabiliyor ama üniversite ücretleri senelik 20000 eurodan başlıyor ve Dublin gibi bir şehirde €2000 altı kira ve €750 altı bir oda bulmak çok zor. Konu sahibi kendi başına geçinecekse neredeyse imkansız oluyor. Ekonomik açıdan İtalya, İspanya ve Fransa gibi ülkeler daha mantıklı ama yerel dili öğrenmesi gerekli.
Katılıyorum, zaten İrlanda’yı o yüzden dil okulu üzerinden örnek verdim. Üniversite ücretleri genel olarak pahalı bir ülke.

Yerleşme planı varsa bence pek önemli değil. İspanya’da otururken İspanyolca öğrenmiştim ve hiç İngilizce konuşmamıştım. Hollanda ve İsveç gibi herkesin İngilizce bildiği ülkelerde bile yerel dil çok önemli ve kültürlerine saygı oluyor. İş bulurken de önemli.
Ben bunu daha çok Japonya gibi halkın genel olarak İngilizce ile uzaktan yakından alakası olmadığı ülkeler için söylemiştim.

Size denk gelen kişiyi bilmiyorum ama genellikle İngilizce konuşmaktan utandıkları/dil bilgileri yeterli olmadığı için bu şekilde yapıyorlar. Bir de kültürlerine uyacak şekilde soru sormadıysanız da sinirlenebilirler.

Bu tipler her ülkede var. Yerliler de böyle tipleri sevmiyor açıkçası.
Benim başıma gelen durumda İngilizce olarak soru sormuştum ve sorduğum soruyu gayet iyi anladı ondan eminim. Daha sonrasında cevabı Fransızca şekilde verdi. Ben tekrar soruyu sorup neden İngilizce konuşmadığını sorunca artık küfür mü etti ne dedi bilemiyorum bir şeyler dedi ardından da söylene söylene uzaklaştı. Sorduğum soru da Paris sokaklarındaki fare sorunun neden çözülemediği ile ilgili bir şeydi. Tanışma faslını falan gayet iyi aksanlı bir İngilizce ile yapmıştı. Bunun dışında birkaç kez garsonlar inadına Fransızca konuştu eminim. Hoşgeldin falan derken bile sadece Fransızca konuştular. Menüdeki yemek hakkında bir şey soruyorum uzun uzun Fransızca açıklıyor mesela 😅.

Deve konusunu ise direkt geçiyorum bu tarz bir sürü insan var ve sadece Fransa’da değiller.

Afrika’dan gelmiş şeklinde gruplamak pek hoş değil bence. Bazı elektronik derslerinde %50 Afrika’dan gelme insanla birlikte ders görüyordum ve hepsi çok iyi insanlardı. Kuryeler de genellikle Afrika’dan geliyor ama gerçekten kibarlar. Tabii ki Fransızlara kıyasla eğitimsiz olanları kötü olabiliyor.
Evet, hepsini aynı şekilde gruplamak gibi bir amacım yok zaten haksızlıkta olur. Dünyanın bir çok yerinde (örneğin İngiltere ve Amerika) ne yazık ki bu ırktan kişilerin (özellikle sizin de bahsettiğiniz gibi daha eğitimsiz olanların) düzeni bozmaya eğilimli olduğunu deneyimledim. Bu diğerleri düzeni bozmaya çalışmıyor demek değil ama artık algıda seçicilik diyebiliriz sanırım.
 

Technopat Haberler

Geri
Yukarı