İngilizce fonetik alfabe önemli mi?

Afrika'dan göçmen olarak gelen siyahiler ingilice yüklü olarak gelmiyor. Onlar da sonradan öğreniyor ve iyi de konuşuyorlar.Ben hayatımda fonetik alfabe çalışmadım ama herkes konuştuğumu anlıyor. Bırakın bu doğru telafuz kasıntılığını. Herkes ingilizceyi ingiliz gibi konuşmasına gerek yok.
Kimsenin bir şey dayattığı yok ortada ya da kasıntı olacak bir durum da yok. İlk başından beri kendini geliştirmekten bahsediyorum. Konuşmasanız bile anlaşılır çoğu şey. Yazma işareti yaparsınız kalem ya da kağıt anlaşılır. Burada önemli olan şey kendini iyi ifade edebilmektir. Sokak arasında bir pideciye gittiğinizdeki garsonun sizle konuşması ile michelin ödüllü ya da lüks bir restorandaki garsonun konuşması çok farklıdır. İkisi de Türkçe konuşuyor ama. Buradaki olay size kalmış. Bir yerden kola zero istersiniz. Garson direkt zero diye okur diğeri zirou diye okur. Buradaki mevzu çok basit aslında. Amerikadaki siyahilerle falan da alakası yok. Toplum ne yapıyorsa ya da zaten herkes böyle yapıyor ben de öyle yaparım diyorsanız bu sizin tercihiniz. Burada önemli olan şey ne olmak istediğinizdir. Konuyu açan arkadaş belki de telaffuz konusunda çok iyi olmak istiyordur. Bir hintilinin ya da bir afro amerikalının konuşutuğu ingilizce onun için yeterli değildir. O yüzden herkesin standartları farklıdır. Kimse de kimseye bir şey dayatmaya çalışmıyor.

Hüseyin demirtaşın videosunu izlemişdim fonetik alfabeyle ilgili, kendi sitesinde nasıl telaffuz olunduğuyla ilgili videolar vardı (YT videoları) videolara baktıkdan sonra kafam karışdı bazı videolarda cambridge de gördüyüm ifadeleri telaffuz ediyorlar bazılarında ise farklı ifadeler var. bakmak istersen link ata bilirim.
kafanı karıştıran nedir? Attığım BBC videoları gayet basit ve anlaşılır aslında. Oradan da bakabilirsin
 
Kimsenin bir şey dayattığı yok ortada ya da kasıntı olacak bir durum da yok. İlk başından beri kendini geliştirmekten bahsediyorum. Konuşmasanız bile anlaşılır çoğu şey. Yazma işareti yaparsınız kalem ya da kağıt anlaşılır. Burada önemli olan şey kendini iyi ifade edebilmektir. Sokak arasında bir pideciye gittiğinizdeki garsonun sizle konuşması ile Michelin ödüllü ya da lüks bir restorandaki garsonun konuşması çok farklıdır. İkisi de Türkçe konuşuyor ama. Buradaki olay size kalmış. Bir yerden kola Zero istersiniz. Garson direkt Zero diye okur diğeri zirou diye okur. Buradaki mevzu çok basit aslında. Amerika'daki siyahilerle falan da alakası yok. Toplum ne yapıyorsa ya da zaten herkes böyle yapıyor ben de öyle yaparım diyorsanız bu sizin tercihiniz. Burada önemli olan şey ne olmak istediğinizdir. Konuyu açan arkadaş belki de telaffuz konusunda çok iyi olmak istiyordur. Bir hintilinin ya da bir afro Amerikalı'nın konuşutuğu İngilizce onun için yeterli değildir. O yüzden herkesin standartları farklıdır. Kimse de kimseye bir şey dayatmaya çalışmıyor.

Kafanı karıştıran nedir? Attığım BBC videoları gayet basit ve anlaşılır aslında. Oradan da bakabilirsin.

Sizin attğınız videoyu demiyorum bu sitedeki videolardan bahs ediyorum. İngilizce Sesler ve Telaffuzları - IPA - Uluslararası Fonetik Alfabe
 
İngilizce öğrenmeye yeni başladım.
(1)- fonetik alfabe önemli mi?
(2)- mutaka öğrenilmeli mi?
(3)- öğrenilmesse sonra telaffuz konusunda sıkıntı yaşar mıyım?

Telaffuz, listening ile çok rahat yapabileceğin bir şey. Fonetik alfabe işin detayıdır. Detaylarda çok boğulmaya gerek yok diye düşünüyorum. İngilizceyi hallettikten sonra bakmak istersen bakacağın bir şeydir.

Amacın, maruz kalmak olsun. Sadece gramer öğrenmek ile İngilizce öğrenilmez. Reading ve listening yapmadığın sürece alt yapını dolduramazsın, bu da speaking yapamayacağın anlamına gelir. Listening yaptığın sürecede hangi kelime nasıl telaffuz edilir öğrenmiş olursun.

Kaldı ki birçok telaffuz şekli var, siz hangisini istiyorsanız o aksanda konuşulan içerikleri tüketirseniz otomatik olarak o aksanın telaffuzuna alışmış olacaksınız. Amerikan aksanı istiyor iseniz Amerikan içeriklerine maruz kalmanız gerek. British ise british aksanına. Bu kadar.
 
Benim attığım videolar daha basit ve anlaşılır gibi. Onlardan takip edebilirsiniz. Sizin baktığınız videolar da iyi aslında ama bazıları karışıklık yaratabilir sizin için.

Videolara bakacağım, yardımcı olduğun için teşekkür ederim.

Telaffuz, listening ile çok rahat yapabileceğin bir şey. Fonetik alfabe işin detayıdır. Detaylarda çok boğulmaya gerek yok diye düşünüyorum. İngilizceyi hallettikten sonra bakmak istersen bakacağın bir şeydir.

Amacın, maruz kalmak olsun. Sadece gramer öğrenmek ile İngilizce öğrenilmez. Reading ve listening yapmadığın sürece alt yapını dolduramazsın, bu da speaking yapamayacağın anlamına gelir. Listening yaptığın sürecede hangi kelime nasıl telaffuz edilir öğrenmiş olursun.

Kaldı ki birçok telaffuz şekli var, siz hangisini istiyorsanız o aksanda konuşulan içerikleri tüketirseniz otomatik olarak o aksanın telaffuzuna alışmış olacaksınız. Amerikan aksanı istiyor iseniz Amerikan içeriklerine maruz kalmanız gerek. British ise british aksanına. Bu kadar.

Bende reading listening yapıyorum temel oluşturmak için, fakat fonetik alfabeni anlamak istememin sebebi şudur ki bazı kelimeleri defalarca dinleyip telaffuz etsemde doğru telaffuz edemiyorum bazı kelimelerde var ki sesi dinlediğimde nasıl söylemem gerektiğini anlamıyorum.
 
Son düzenleme:
Bende reading listening yapıyorum temel oluşturmak için, fakat fonetik alfabeni anlamak istememin sebebi şudur ki bazı kelimeleri defalarca dinleyip telaffuz etsemde doğru telaffuz edemiyorum bazı kelimelerde var ki sesi dinlediğimde nasıl söylemem gerektiğini anlamıyorum.
Dostum ingilzce öğrenmeye yeni başlamışsın. Bir bebeği düşün sadece 1.5-2 sene dinleme yaparak altyapısını dolduruyor. Sonra çat pat konuşuyor ve hatta çoğu kelimeye dili dönmüyor. 4-5 sene sonra anca herşey yerli yerine oturuyor. Türkçeyi sen de bu şekilde öğrendin. Bir şeylerin çabuk olmasını bekleme.

Bu zaman ve sabır meselesi biraz çalıştım dinledim ama dilim dönmüyor demekle olmuyor. Sabırlı ve disiplinli olmaya çalış. Ben IT.ciyim network alanında bir konuyu hintliden öğreniyorum. section'a seksen diyo adam. zero ya ciro diyor. Takılma telaffuza, telaffuz dediğim gibi listening ile olan bir şey.

Fonetiği öğrenmeye ayıracağın zamanı daha çok kitap okumaya veya dinlemeye ayırman daha çok işine yarar.
 
Dostum ingilzce öğrenmeye yeni başlamışsın. Bir bebeği düşün sadece 1.5-2 sene dinleme yaparak altyapısını dolduruyor. Sonra çat pat konuşuyor ve hatta çoğu kelimeye dili dönmüyor. 4-5 sene sonra anca her şey yerli yerine oturuyor. Türkçeyi sen de bu şekilde öğrendin. Bir şeylerin çabuk olmasını bekleme.

Bu zaman ve sabır meselesi biraz çalıştım dinledim ama dilim dönmüyor demekle olmuyor. Sabırlı ve disiplinli olmaya çalış. Ben ıt. Ciyim network alanında bir konuyu hintliden öğreniyorum. Section'a seksen diyor adam. Zero'ya ciro diyor. Takılma telaffuza, telaffuz dediğim gibi listening ile olan bir şey.

Fonetiği öğrenmeye ayıracağın zamanı daha çok kitap okumaya veya dinlemeye ayırman daha çok işine yarar.

İşinde başarılar peki senin İngilizcen nasıl ve de İngilizce öğrenirken fonetik alfabeye zaman ayırdın mı?
 
Hala edinme aşamasındayım, 1-1,5 sene önce çalışmaya başladım. (günde 5-10 sy kitap okumak ve dinleme yapmak) ve başladığımda A1 seviye kitap okuyamıyordum (o zamanlar da gramer seviyem B1 idi. İnternetteki sınavlarda B1 çıkıyordum), şu an 300 sayfalık bir kitap okuyorum (ismi wonder) elbette %100'ünü anlamıyorum ama %70'ini anlıyorum. Anlamadığım yerlerde çeviri kullanıyorum. Şu an dediğim gibi ingilizce kanaldan eğitim alıyorum, eğitim dili ingilizce konusu network ile alakalı. Konuşmayada hiç çalışmıyorum. Amacım sadece maruz kalmak. Ve Fonetik de çalışmadım.

Ben B2'yim C1'im gibi şeyler söylemiyorum çünkü bunlar sadece gramer ile alakalıdır. Gramer bilgin olsada okuduğunu anlamayabilirsin dinlediğini anlamayabilirsin. Türkçede demiyorsan bunda da demeye gerek yok. Mesele okuduğunu dinlediğini anlamak ve konuşabilmek.
Ama input olmadan output olmaz.

Reading ve listening input, speaking ve writing outputdur.. Okuduğunu dinlediğini ana dilin gibi anlamaya başladığında -ki bundan çok daha önce çat pat konuşabilir olacaksın- konuşmayada başlayacaksın ve kendiliğinden konuşacaksın ekstra bir çaba ile uğraşmayacaksın.
 
Hala edinme aşamasındayım, 1-1, 5 sene önce çalışmaya başladım. (günde 5-10 sy kitap okumak ve dinleme yapmak) ve başladığımda A1 seviye kitap okuyamıyordum (o zamanlar da gramer seviyem B1 idi. İnternetteki sınavlarda B1 çıkıyordum), şu an 300 sayfalık bir kitap okuyorum (ismi wonder) elbette %100'ünü anlamıyorum ama %70'ini anlıyorum. Anlamadığım yerlerde çeviri kullanıyorum. Şu an dediğim gibi İngilizce kanaldan eğitim alıyorum, eğitim dili İngilizce konusu network ile alakalı. Konuşmayada hiç çalışmıyorum. Amacım sadece maruz kalmak. Ve Fonetik de çalışmadım.

Ben B2'yim C1'im gibi şeyler söylemiyorum çünkü bunlar sadece gramer ile alakalıdır. Gramer bilgin olsa da okuduğunu anlamayabilirsin dinlediğini anlamayabilirsin. Türkçede demiyorsan bunda da demeye gerek yok. Mesele okuduğunu dinlediğini anlamak ve konuşabilmek.
Ama input olmadan output olmaz.

Reading ve listening input, speaking ve writing outputdur. Okuduğunu dinlediğini ana dilin gibi anlamaya başladığında -ki bundan çok daha önce çat pat konuşabilir olacaksın- konuşmayada başlayacaksın ve kendiliğinden konuşacaksın ekstra bir çaba ile uğraşmayacaksın.

Öncelikle işindede İngilizce öğreniminde de başarılar dilerim bende yeni başladım çalışmaya, kitap yerine news in levels gibi sitelerden reading yapıyorum sonra reading yapdığım metnlerle listening yapıyorum.
 

Technopat Haberler

Geri
Yukarı