Merhaba Technopat kullanıcıları. Bugün uzun zamandır oynamayı planladığım ve sonunda fırsat bulup oynayıp bitirdiğim ve hâlâ etkisinden çıkamadığım bir oyunu anlatmak istiyorum. Detroit: Become Human. Oyunu bilmeyenler için kısaca özetlemek istiyorum.
Bahsi geçen Detroit: Become Human, Quantic Dream tarafından yapılan ve 2038 yılının Detroit şehrinde geçen interaktif bir hikaye oyunudur.
Bu gelecekte, insanlar günlük işlerde yardım etmeleri için “android” denilen insansı robotlar üretmiştir. Ancak bu androidler zamanla duygular geliştirmeye ve şiddete maruz kaldıkları için kendi özgürlüklerini ve haklarını sorgulamaya başlar.
Oyunda üç farklı karakteri kontrol edilmektedir:
Nedir bu rA9?
Aslında oyunda bunun net bir cevabı yok.
rA9, androidler arasında bir tür inanç ya da kurtarıcı figür olarak görülüyor.
Bazı androidler rA9’un onları özgürlüğe kavuşturacağına inanıyor, kimileri ise bunun bir sembol, yani “uyanış” anlamına geldiğini düşünüyor.
Quantic Dream bu gizemi özellikle açıklamıyor. Çünkü rA9’un anlamı aslında oyuncuya bırakılmış.
Kimi için rA9 bir kişi, kimi için bir fikir, kimi içinse “özgür irade”nin ta kendisi.
Yani kısacası: rA9, androidlerin umut sembolü.
Tüm hikaye tamamı ile oyuncunun seçimlerine göre şekilleniyor. Yani kimin hayatta kalacağı, kimin neye inanacağı tamamen senin kararlarına bağlı. Herhangi bir sahnede verdiğin küçük bir karar, ileride çok büyük sonuçlar doğurabiliyor.
Evet artık oyunu azda olsa tanıdığınıza göre, artık sizlere benim yaptığım seçimleri ve oyunu oynama sürecimde iken aldığım hataları anlatmak istiyorum. Oyunu oynarken hatalarla karşılaştım fakat hikayeye o kadar kapılmıştım ki tekrar ve tekrar oyunu açıp devam ettim. Merak edenler için aldığım hata kodu "vk error device lost" kodu idi. Açıkcası Oyun bilgisayara uyarlanmada pek başarılı olunmamış. Kısa vadede çözüm önerisi sunmam gerek ise: Oyunu pencere modunda oynamayı deneyin. Hala aynı hatayı alıyor iseniz, oyun dosyalarında "shader" adlı klasörü sildikten sonra tekrar oyuna girin. 20-25 dakika boyunca oyun gölgeleri tekrar oluşturuyor. Bu hatanızı çözmeye yardımcı olabilir. Ben kısa vadede hatamı böyle çözdüm.
Tekrar oyun hakkında konuşmamıza dönmek gerekir ise:
Oyun boyunca karar verirken genelde duygularımla hareket ettim (Her ne kadar günlük hayatta asla kalbimin sesini dinlemesem de). Özellikle karakterlerin başına gelenleri gördükçe, onlara sadece bir "Android" gibi değil, gerçekten duyguları hisseden bir canlı, bir insan gibi bakmaya başladım. Bu da seçimlerimi ciddi şekilde etkiledi. Hatta neredeyse her şeyi berbat etmek üzereydim.
Benim oynayış tarzımda olaylar genelde barışçıl şekilde gelişti. Şiddetten mümkün olduğunca uzak durmaya çalıştım, çünkü oyunun en güzel yanı bence insani yönünü korumak. Hatta aldığım bu karar oyunun sonunda kamuoyu tarafından hoş karşılandı ve birnevi androidlerin kurtuluşunda önemli bir rol oynadı diyebiliriz. Bazı anlarda bu kararlar riskliydi evet kabul ediyorum, ama sonunda buna değdi. Çünkü hikayem benim gözümde umut dolu bir sonla bitti.
Oyunu ben nasıl bitirdim? Oyunu oynayan arkadaşlar oyunu nasıl bitirdiğimi merak ediyorlar ise söyleyim. Connor aykırı oldu, Marcus başarılı bir şekilde, hiçbir arkadaşını ve sevgilisini kaybetmeden Androidler için eşit haklar tanınan bir dünya yarattı. Kara, Alice ve Luther ise başarılı bir şekilde Kanada sınırından geçti. Todd'ı merak edenler olacak ise, onu öldürmek zorunda kaldım. Alice'e karşı şiddetsel olmasına dayanamadım.
Birazda meraklıları için kısaca oyunun yapım aşamasından bahsetmek istiyorum:
Detroit: Become Human, Quantic Dream adlı Fransız oyun stüdyosu tarafından geliştirildi. Aslında oyunun temeli, 2012’de çıkardıkları “Kara” adlı kısa bir teknoloji demosuna dayanıyor. O zaman sadece bir test projesiydi ama oyuncuların ilgisi o kadar büyük oldu ki, stüdyo bu fikri büyütüp tam bir oyuna dönüştürdü.
Yapım süreci boyunca geliştiriciler, gerçek oyuncuların yüz ifadelerini ve hareketlerini özel kameralarla kaydederek oyuna aktardılar. Bu yüzden karakterlerin mimikleri ve duyguları inanılmaz gerçekçi duruyordu. Oyunun senaryosu da tam 2.000 sayfalık bir film senaryosu uzunluğunda bir başka deyişle neredeyse bir dizi sezonu kadar detaylı!
Kapanış Ve Önerim: Oyunda en sevdiğim özelliklerden biri herhangi bir olay karşısında sizi 3, 4 veya daha fazla seçenekeler karşısında sınırlı sürede düşünmenizi sağlıyor. Çok stresli fakat bir o kadar da ciddiyetini koruyan sahneler ile karşı karşıya kaldım oyunun oynadığım süre boyunca. Oyunun diğer bir sevdiğim yanı ise; bir bölümü bitirdiğim zaman akış şemasına dakikalarca bakıyorum ve aklımdan geçen tek soru "Acaba bu bölümü başka nasıl bitirebilirdim?"...
Evet oyun severler, anlatacaklarım şimdilik bu kadar. Belirtmek isterim ki, hala oyunu oynamamış arkadaşlarımız olduğu için oyunun hikayesini pek detaylı anlatmadım. Ve onlar için tek söyleceğim şey "En kısa sürede bu başyapıtı oynamanızı şiddetle tavsiye ediyorum."
Bahsi geçen Detroit: Become Human, Quantic Dream tarafından yapılan ve 2038 yılının Detroit şehrinde geçen interaktif bir hikaye oyunudur.
Bu gelecekte, insanlar günlük işlerde yardım etmeleri için “android” denilen insansı robotlar üretmiştir. Ancak bu androidler zamanla duygular geliştirmeye ve şiddete maruz kaldıkları için kendi özgürlüklerini ve haklarını sorgulamaya başlar.
Oyunda üç farklı karakteri kontrol edilmektedir:
- Connor(RK800): Polis için çalışan, CyberLife'ın ürettiği en üstün protatip bir android dedektif, görevi “aykırı” androidleri yakalamak. Fakat sizin seçimlerinize göre Connor'da aykırı veya görevine sadık kalan bir android olabiliyor.
- Kara(AX400): Uyuşturucu bağımlısı bir adamın hizmet android'i olarak görev almaktaydı, sonrasında aykırı olup küçük bir robot kız çocuğuyla hayatta kalmaya çalışan bir aykırı android.
- Markus(RK200): Başta yaşlı bir adamın bakıcısıyken, daha sonra androidler için özgürlük hareketinin lideri olan, bazı kişilerin rA9 olarak tanımladığı bir aykırı android.
Nedir bu rA9?
Aslında oyunda bunun net bir cevabı yok.
rA9, androidler arasında bir tür inanç ya da kurtarıcı figür olarak görülüyor.
Bazı androidler rA9’un onları özgürlüğe kavuşturacağına inanıyor, kimileri ise bunun bir sembol, yani “uyanış” anlamına geldiğini düşünüyor.
Quantic Dream bu gizemi özellikle açıklamıyor. Çünkü rA9’un anlamı aslında oyuncuya bırakılmış.
Kimi için rA9 bir kişi, kimi için bir fikir, kimi içinse “özgür irade”nin ta kendisi.
Yani kısacası: rA9, androidlerin umut sembolü.
Tüm hikaye tamamı ile oyuncunun seçimlerine göre şekilleniyor. Yani kimin hayatta kalacağı, kimin neye inanacağı tamamen senin kararlarına bağlı. Herhangi bir sahnede verdiğin küçük bir karar, ileride çok büyük sonuçlar doğurabiliyor.
Evet artık oyunu azda olsa tanıdığınıza göre, artık sizlere benim yaptığım seçimleri ve oyunu oynama sürecimde iken aldığım hataları anlatmak istiyorum. Oyunu oynarken hatalarla karşılaştım fakat hikayeye o kadar kapılmıştım ki tekrar ve tekrar oyunu açıp devam ettim. Merak edenler için aldığım hata kodu "vk error device lost" kodu idi. Açıkcası Oyun bilgisayara uyarlanmada pek başarılı olunmamış. Kısa vadede çözüm önerisi sunmam gerek ise: Oyunu pencere modunda oynamayı deneyin. Hala aynı hatayı alıyor iseniz, oyun dosyalarında "shader" adlı klasörü sildikten sonra tekrar oyuna girin. 20-25 dakika boyunca oyun gölgeleri tekrar oluşturuyor. Bu hatanızı çözmeye yardımcı olabilir. Ben kısa vadede hatamı böyle çözdüm.
Tekrar oyun hakkında konuşmamıza dönmek gerekir ise:
Oyun boyunca karar verirken genelde duygularımla hareket ettim (Her ne kadar günlük hayatta asla kalbimin sesini dinlemesem de). Özellikle karakterlerin başına gelenleri gördükçe, onlara sadece bir "Android" gibi değil, gerçekten duyguları hisseden bir canlı, bir insan gibi bakmaya başladım. Bu da seçimlerimi ciddi şekilde etkiledi. Hatta neredeyse her şeyi berbat etmek üzereydim.
Benim oynayış tarzımda olaylar genelde barışçıl şekilde gelişti. Şiddetten mümkün olduğunca uzak durmaya çalıştım, çünkü oyunun en güzel yanı bence insani yönünü korumak. Hatta aldığım bu karar oyunun sonunda kamuoyu tarafından hoş karşılandı ve birnevi androidlerin kurtuluşunda önemli bir rol oynadı diyebiliriz. Bazı anlarda bu kararlar riskliydi evet kabul ediyorum, ama sonunda buna değdi. Çünkü hikayem benim gözümde umut dolu bir sonla bitti.
Oyunu ben nasıl bitirdim? Oyunu oynayan arkadaşlar oyunu nasıl bitirdiğimi merak ediyorlar ise söyleyim. Connor aykırı oldu, Marcus başarılı bir şekilde, hiçbir arkadaşını ve sevgilisini kaybetmeden Androidler için eşit haklar tanınan bir dünya yarattı. Kara, Alice ve Luther ise başarılı bir şekilde Kanada sınırından geçti. Todd'ı merak edenler olacak ise, onu öldürmek zorunda kaldım. Alice'e karşı şiddetsel olmasına dayanamadım.
Birazda meraklıları için kısaca oyunun yapım aşamasından bahsetmek istiyorum:
Detroit: Become Human, Quantic Dream adlı Fransız oyun stüdyosu tarafından geliştirildi. Aslında oyunun temeli, 2012’de çıkardıkları “Kara” adlı kısa bir teknoloji demosuna dayanıyor. O zaman sadece bir test projesiydi ama oyuncuların ilgisi o kadar büyük oldu ki, stüdyo bu fikri büyütüp tam bir oyuna dönüştürdü.
Yapım süreci boyunca geliştiriciler, gerçek oyuncuların yüz ifadelerini ve hareketlerini özel kameralarla kaydederek oyuna aktardılar. Bu yüzden karakterlerin mimikleri ve duyguları inanılmaz gerçekçi duruyordu. Oyunun senaryosu da tam 2.000 sayfalık bir film senaryosu uzunluğunda bir başka deyişle neredeyse bir dizi sezonu kadar detaylı!
Kapanış Ve Önerim: Oyunda en sevdiğim özelliklerden biri herhangi bir olay karşısında sizi 3, 4 veya daha fazla seçenekeler karşısında sınırlı sürede düşünmenizi sağlıyor. Çok stresli fakat bir o kadar da ciddiyetini koruyan sahneler ile karşı karşıya kaldım oyunun oynadığım süre boyunca. Oyunun diğer bir sevdiğim yanı ise; bir bölümü bitirdiğim zaman akış şemasına dakikalarca bakıyorum ve aklımdan geçen tek soru "Acaba bu bölümü başka nasıl bitirebilirdim?"...
Evet oyun severler, anlatacaklarım şimdilik bu kadar. Belirtmek isterim ki, hala oyunu oynamamış arkadaşlarımız olduğu için oyunun hikayesini pek detaylı anlatmadım. Ve onlar için tek söyleceğim şey "En kısa sürede bu başyapıtı oynamanızı şiddetle tavsiye ediyorum."