Hocam, "The Last of Us"tan sonra artık oyunlardan zevk almamamın sebebi, oyundaki mesajların çok fazla ve derin olması. Yani sadece "bir cordyceps bir kıza bulaşmış ve bağışıklık kazanmış" denebilecek basit bir oyun değil. Oyun bittikten sonra kendini sorguluyorsun, otomatikman oyundaki her sahne aklından geçiyor. Özellikle -spoiler vermeyeceğim- bir karakterin ölümü var ve o ölüm size sanki gerçekten bir yakınınız ölmüş gibi hissettiriyor.
Oyunsa öyle bir şey ki, spoiler yesen bile zevkle devam ediyorsun, hala şaşırıyorsun. Oyun bittikten sonra kendinizi eksik hissediyorsunuz, sanki bir bölüm eksik kalmış gibi. O final size yeterli gelmeyecek, tek isteyeceğiniz şey oyunun 3. bölümünün olması.
The Last of Us'ın malum olaylar ile iç içe olmasaydı daha çok kitle tarafından beğenilirdi. Aslında bu olaylar, oyunu sevmemek için sadece birkaç bahane. O sahneleri anlayabilirsiniz, zor değil. Ama sahneler öyle tasarlanmış ki, o malum sahneyi atlayıp bir anda bir karar almışlar ve bir yere gidiyorlar.
Cidden, bu gece yükleyin. Sadece oyunun başlangıcında bile o kadar heyecanlanacaksınız ki kalp ritminiz artacak. Şahsen bende öyle oldu, ben oyunun başında ne olup bittiğini anlamaya çalışıyordum, çok şaşırıyordum.
Evet, bayağı övdüm ama en çok övgüyü hak eden oyun bu. Dediklerim RDR2 için de geçerli, o da bir başyapıt. Açık dünya olsun, hikaye olsun, o da çok iyi. Ama o çok ağır ağır ilerleyen bir oyun, yani olayı kavramak 20. saatte başlıyor. Oyunun lore'u 50 saat civarı, ben 45 saate bitirdim. Sadece hikaye bazlı alırsak, karakterler, kurgu ve o düşündürücü açıdan The Last of Us, RDR2'den her türlü daha iyi. Öyle bir tartışma vardı bir ara, onu da açıkladım.