Bir Tanrı'ya inanıyor musunuz?

Eğer Allah olmasaydı hiçbir şey olmazdı. Allah'ın yokluğu nihai yokluğu da beraberinde getirir. Evren yok, madde yok, enerji yok, hiçbir şey yok. O zaman ateizm doğrudur diyemeyecektik elbette çünkü zaten var olmayacaktık. Büyük patlama yoluyla evreni yaratan bir yaratıcı ya da bir ilk sebep varsa zaten bunu kabul etmek zorundasın. Tanrı kelimesinden çok nefret ediyorsan ilk sebep diyebilirsin. Sonuçta ilk sebep var olan bir şey. Sebepsiz yere bir şey var olamaz.
 
Evet. Allah'a inanıyorum. Her şeyi bir düzen içinde yaratmış. Büyük patlama şu bu falan, koskoca evren tesadüfler ile var olamaz bence. İlla bir kusuru olurdu rastgele olsaydı.
 
Evet. Allah'a inanıyorum. Her şeyi bir düzen içinde yaratmış. Büyük patlama şu bu falan, koskoca evren tesadüfler ile var olamaz bence. İlla bir kusuru olurdu rastgele olsaydı.

Her şeyi bilen bir Tanrı seni neden imtihana sokuyor şimdi boş boş gelip bana kendi iraden deme adı üstünde sonsuz Tanrı'dan bahsediyoruz kendi iraden diye bir şey yok.
 
Bir yaratıcının varlığına dair elimizde ne kadar kuvvetli doneler varsa da aynı şekilde bir yaratıcının olmadığına dair de elimizde bir o kadar kuvvetli doneler var.

Misal, şöyle değerlendirebiliriz; kimisi hayatın sürüp gitmesini bir kaos ve rastlantı olarak görecektir, kimisi ise tamamen planlanmış bir sürecin parçası olarak. Aslında her ikisini de ele aldığımızda temelde aynı yere varıyor gibiler. O da; hayatın kendi varlığını sürdürme iradesi. Çünkü ister rastlantı diyelim ister plan, her iki durumda da ortada sanki “devam etme” eğilimi gösteren bir döngü var.

Bu döngü, atomlardan yıldızlara, hücrelerden galaksilere kadar her ölçekte kendini tekrar ediyor. Her şey bir şekilde oluşuyor, dönüşüyor ve yeniden var oluyor. Belki de bu, evrenin değişmez yasasıdır: var olmak ve varlığını sürdürmek.
 
Tanrıyı nasıl tanımladığımıza göre değişir konu. Kimisine göre elinde asası olan ve bizi kontrol eden bir varlık gibi geliyor, kimisine göre de yaradılıştan öte ve bir şeyi andırmayan bir tanrı geliyor. Mesele şu ki, hgangisine inandığınızın bir önemi yok. Tanrı kavramı inançtır ve inanç meselesi olduğu için tartışılmaz bir konu benim gözümde. Kişisel inancımı sorarsan, açıkçası umurumda değil bir tanrının var olup olmadığı veya neye benzediği. Çünkü ben de onun umurunda değilim. Bizden kat kat büyük yapılar varken (gezegenler, yıldızlar, galaksiler, evrenler vb) bizim bir önemimiz olmaz bunlara kıyasla. Ana konu bunlardır belki de.
 
Bir yaratıcının varlığına dair elimizde ne kadar kuvvetli doneler varsa da aynı şekilde bir yaratıcının olmadığına dair de elimizde bir o kadar kuvvetli doneler var.

Misal, şöyle değerlendirebiliriz; kimisi hayatın sürüp gitmesini bir kaos ve rastlantı olarak görecektir, kimisi ise tamamen planlanmış bir sürecin parçası olarak. Aslında her ikisini de ele aldığımızda temelde aynı yere varıyor gibiler. O da; hayatın kendi varlığını sürdürme iradesi. Çünkü ister rastlantı diyelim ister plan, her iki durumda da ortada sanki “devam etme” eğilimi gösteren bir döngü var.

Bu döngü, atomlardan yıldızlara, hücrelerden galaksilere kadar her ölçekte kendini tekrar ediyor. Her şey bir şekilde oluşuyor, dönüşüyor ve yeniden var oluyor. Belki de bu, evrenin değişmez yasasıdır: Var olmak ve varlığını sürdürmek.

Çok mantıklı konuşmuşsunuz Tanrı ve din kavramı toplumu yönetmek için kullanılıyor bence günümüzde zaten çok büyük örnekleri var bunların :)
 
Eğer Allah olmasaydı hiçbir şey olmazdı. Allah'ın yokluğu nihai yokluğu da beraberinde getirir. Evren yok, madde yok, enerji yok, hiçbir şey yok. O zaman ateizm doğrudur diyemeyecektik elbette çünkü zaten var olmayacaktık. Büyük patlama yoluyla evreni yaratan bir yaratıcı ya da bir ilk sebep varsa zaten bunu kabul etmek zorundasın. Tanrı kelimesinden çok nefret ediyorsan ilk sebep diyebilirsin. Sonuçta ilk sebep var olan bir şey. Sebepsiz yere bir şey var olamaz.

Tanrı'ya ezelden beri var diyebiliyorsan evrene de var diyebilirsin.
 
Her şeyi bilen bir Tanrı seni neden imtihana sokuyor şimdi boş boş gelip bana kendi iraden deme adı üstünde sonsuz Tanrı'dan bahsediyoruz kendi iraden diye bir şey yok.

O kadarına insan iradesi yetmez. İstersen yıllarca düşün. Sonunda sadece kafayı yersin. Yok demekte bu kadar basit olamaz. Kuran'da yazan şeyleri uygularsak eğer gerçekten de huzurlu bir hayat yaşarsın. Ayrıca Kuran'daki olayların çoğunun bilimsel açıklamaları vardır, kimisi içinse bilim gerçekten olmuş oalbilir gözüyle bakar.

A hocası B hocası C hocasının çıkıp palavra atıyor, insanlarda dinleyip sallıyor tamamıyla. Mesela Sırat köprüsünü Cübbeliyle 15 bin yılda, Konakçıyla 3 bin yılda geçiyorsun. Boş palavracılar.
 
O kadarına insan iradesi yetmez. İstersen yıllarca düşün. Sonunda sadece kafayı yersin. Yok demekte bu kadar basit olamaz. Kuran'da yazan şeyleri uygularsak eğer gerçekten de huzurlu bir hayat yaşarsın. Ayrıca Kuran'daki olayların çoğunun bilimsel açıklamaları vardır, kimisi içinse bilim gerçekten olmuş oalbilir gözüyle bakar.
Kur'an'da bahsedilen bilimsel açıklamaların çoğu zaten asırlar önce yapılmış bir şey. Yunan'ların yaptıkları işlere bakabilirsiniz. Ayrıca sosyal medyada şu sureden şu sureye şu kadar miktar geçiyor bu miktar da evrendeki bilmem neyin sayısı gibi algılar var onlar da Kur'an'ın değil, Ebu Bekir'in işi. Yani şu anda Kur'an'da tam olarak özgün bir bilimsel olay yok. Aksine bir sürü çelişki var. Birinde yıldız süs diyor öbüründe başka bir şey diyor.
 

Technopat Haberler

Yeni konular

Geri
Yukarı