Atatürk dönemi din politikalarının ve İslam'a etkilerinin zararları nedir?

@lieys

1-) meşhur "gökten indiği sanılan kitaplar" konuşması burada Kur'an'ı kerim kastediyor zira dönemde başka dinler İslam kadar büyük etkiye sahip değildir ayrıca tevrat zebur incil hepsi Allah'ın gönderdiği kitaplardır sadece bazıları artık yükümlülüğü olmadığından değiştirilmiştir.

Atatürk kadar zeki birisinin sizce böyle çok yanlış anlaşılabilecek bir şeyi söyler miydi?

2-) daha basitlerden başlayalım o yüzden Atatürk'ün içki bağımlılığı çok popülerdir dönemin yazarları bundan çokça bahseder meşhur rakı sofraları özellikle zaten bazılarına göre erken yaşta ölmesinin sebebi de budur bundan kısaca Müslüman olmadığını anlıyoruz gelip günümüzdeki kendini Müslüman sananlari söylemeyin bir dine inanıyorsan onun dediklerini yapacaksın.

Eğer yapmıyorsan sen o dine inanmıyorsundur.

Yani Atatürk Müslüman'dı diyenler için diyorum bunu ama dini beni alakadar etmez benim dinime zarar vermesin yeter, bakalım vermiş mi?

3-) ezanı Türkçe okunması bu tamamen kabul edilemezdir İslam'a saygısızlıkğın üst seviyesidir, İslam Arap dini değildir ancak indiği din orijinal dili arapçadir bunu yapıyorsa e o zaman İngilizce kitapta kalmasın hepsi Türkçeye çevirtilsin olur mu İngilizce batı dili üstün dil :)

4-)İstanbul'da m. Kemal'i ziyaret eden İngiliz kralı 8. edward, "a king's story: The memoirs of H.R.H. The Duke of windsor k. G." başlıklı anılarında; "ziyaret esnasında m. Kemal bana İslam'ın hakimiyetini nasıl kırdığını anlattı." diyor. Kanıt isterseniz resmi var.

5-)1928 de yapılan bir röportajın kitap haline getirilmesiyle olan grace allison an English women in Ankara 20. sayfasında "benim bir dinin yok bazen bütün dinlerin denizin dibini boylamasını arzu ediyorum"

6-)

"...bu vaziyet karşısında Türk milleti birçok asırlar ne yaptığını, ne yapacağını bilmeksizin âdetâ bir kelimesinin mânâsını bilmediği halde kuranı ezberlemekten beyni sulanmış hafızlara döndüler..."​

"Muhammed'in dinini kabul edenler kendilerini unutmaya, hayatlarını Allah kelimesinin her yerde yükseltilmesine hasretmeye mecburdular."​

kaynak: M. Kemal Atatürk - medeni bilgiler s: 364-370 ( 1988 Atatürk kültür, dil ve tarih yüksek kurumu yayınları )​


7-)

"onu paşa yapsanız padişah, padişah yapsanız Allah olmak ister!"​

Enver Paşa.​

kaynak: Falih rıfkı atay, Çankaya.​

(sayfa 89)​


8- koyduğum resme bakınız:

9-) İngiliz'le ilgili resim.

10-) çoğunluğun Müslüman olduğu ülkede onların dini kuranı anayasa yapın denmesine rağmen laikliği getirdi.

Hayır bizim ülkemiz resmi olarak laiktir.

Demek ki laiklikte kötüye kullanılıyormuş :)

Osman gazinin sözünü okuyunuz.

Atatürk'un kisisel olarak neye inanip inanmadigini kesin olarak bilmek mumkun degil. Ve açıkçası onemsız. Tarihi sahsiyetleri bugunun dar kaliplarina ve dedikodu seviyesindeki bilgilere gore yargilamak entelektuel bir acizlik. Bir liderin kalbini veya imanini olcemeyiz. Asil olcmemiz gereken şey. Eylemlerinin ve politikalarinin ulusuna fayda mi yoksa zarar mi getirdigi.

Siz surekli Atatürk'un kisisel hayatina odaklanarak asil konudan kaciyorsunuz. Icki icmesi ve geleneksel bir dindar gibi yasamamasi. Icki meselesini sadece Atatürk'e ozgu bir inancsizlik delili gibi sunmak tarihi bilmemek. Bircok Osmanlı padisahinin da icki ictigi tarihsel bir gercek. Bu durum onlari daha az padisah veya daha az Müslüman mi yapti. Yoksa bu. Liderlerin de insan oldugunu ve kisisel zaaflari olabilecegini mi gosterir.

Bir ulusun kurucusunu. Kadehindeki ickiyle mi yargilayacagiz. Yoksa haritadan silinmek uzere olan bir millete kazandirdigi vatanla mi? Bu soruyu soramayan zihinle tartismak zaten zordur.

Siz bu politikalari din dusmanligi olarak anlamdırıyorsunuz. Bu. Tarihi okuyamamak. Laiklik bir tercih degil. Cokmus bir imparatorluktan sonra tek cikis yoluydu. Osmanlı. Seriat hukuku ile modern hukuk arasina sıkıstıgı icin batti. Devlet isleri dine gore yonetildigi icin bilimde ve teknolojide geri kaldi. Atatürk bunu gordu. Laiklik. Dine saldiri degil. Devleti ve milleti kurtarmadır.

Turkce ezan. Carsafa mudahale. "gokten indigi sanilan kitaplar" gibi rasyonalist sozler. Bunlarin hepsi ayni projenin parcasi. Bir ulus insa etme projesi. Amac. Halkin dinini anlamasini saglamak. Kadini toplumun bir parcasi yapmak. Dogmatik dusunceden akilci dusunceye gecmek. Bu vizyonu "dine hakaret" basitligine cekmek. Yapilan devrimi ve bir ulusun nasıl oldugunu anlayamadigini gosterir.

İngiltere kralina yazilan mektup gibi kanitlara tutunmalari ise en acikli durum. Diplomatik protokol dilini "İngiliz hayranligi" olarak sunmak. Argumanlarinin tukendigini ve ne kadar ciddiyetsiz oldugunu gosteriyor. Boyle zayif bir kanit uzerinden bir lideri yargilamaya calismak. Butun iddialarinin ne kadar curuk oldugu bellı oluyor.

Atatürk'un imani kendisiyle Tanrı arasinda. Bize dusen bunu yargilamak degil. Bize dusen. Sonuclara bakmak. Yikilmis. İsgal edilmis. Tukenmis bir imparatorluktan bagimsiz. Modern bir cumhuriyet. Sizin sundugunuz butun kisisel hayat dedikodulari ve carpik yorumlar. Bu devasa tarihsel gercegin yaninda toz tanesi bile degil. Ve "inanci neydi" degildir. "yaptiklari bu ulkenin yararina mi oldu. Zararina mi" sorusu. Tarih bu soruya cevabini yillar once. Cok net bir sekilde vermis.
 
Atatürk'un kisisel olarak neye inanip inanmadigini kesin olarak bilmek mumkun degil. Ve açıkçası onemsız. Tarihi sahsiyetleri bugunun dar kaliplarina ve dedikodu seviyesindeki bilgilere gore yargilamak entelektuel bir acizlik. Bir liderin kalbini veya imanini olcemeyiz. Asil olcmemiz gereken şey. Eylemlerinin ve politikalarinin ulusuna fayda mi yoksa zarar mi getirdigi.

Siz surekli Atatürk'un kisisel hayatina odaklanarak asil konudan kaciyorsunuz. Icki icmesi ve geleneksel bir dindar gibi yasamamasi. Icki meselesini sadece Atatürk'e ozgu bir inancsizlik delili gibi sunmak tarihi bilmemek. Bircok Osmanlı padisahinin da icki ictigi tarihsel bir gercek. Bu durum onlari daha az padisah veya daha az Müslüman mi yapti. Yoksa bu. Liderlerin de insan oldugunu ve kisisel zaaflari olabilecegini mi gosterir.

Bir ulusun kurucusunu. Kadehindeki ickiyle mi yargilayacagiz. Yoksa haritadan silinmek uzere olan bir millete kazandirdigi vatanla mi? Bu soruyu soramayan zihinle tartismak zaten zordur.

Siz bu politikalari din dusmanligi olarak anlamdırıyorsunuz. Bu. Tarihi okuyamamak. Laiklik bir tercih degil. Cokmus bir imparatorluktan sonra tek cikis yoluydu. Osmanlı. Seriat hukuku ile modern hukuk arasina sıkıstıgı icin batti. Devlet isleri dine gore yonetildigi icin bilimde ve teknolojide geri kaldi. Atatürk bunu gordu. Laiklik. Dine saldiri degil. Devleti ve milleti kurtarmadır.

Turkce ezan. Carsafa mudahale. "gokten indigi sanilan kitaplar" gibi rasyonalist sozler. Bunlarin hepsi ayni projenin parcasi. Bir ulus insa etme projesi. Amac. Halkin dinini anlamasini saglamak. Kadini toplumun bir parcasi yapmak. Dogmatik dusunceden akilci dusunceye gecmek. Bu vizyonu "dine hakaret" basitligine cekmek. Yapilan devrimi ve bir ulusun nasıl oldugunu anlayamadigini gosterir.

İngiltere kralina yazilan mektup gibi kanitlara tutunmalari ise en acikli durum. Diplomatik protokol dilini "İngiliz hayranligi" olarak sunmak. Argumanlarinin tukendigini ve ne kadar ciddiyetsiz oldugunu gosteriyor. Boyle zayif bir kanit uzerinden bir lideri yargilamaya calismak. Butun iddialarinin ne kadar curuk oldugu bellı oluyor.

Atatürk'un imani kendisiyle Tanrı arasinda. Bize dusen bunu yargilamak degil. Bize dusen. Sonuclara bakmak. Yikilmis. İsgal edilmis. Tukenmis bir imparatorluktan bagimsiz. Modern bir cumhuriyet. Sizin sundugunuz butun kisisel hayat dedikodulari ve carpik yorumlar. Bu devasa tarihsel gercegin yaninda toz tanesi bile degil. Ve "inanci neydi" degildir. "yaptiklari bu ulkenin yararina mi oldu. Zararina mi" sorusu. Tarih bu soruya cevabini yillar once. Cok net bir sekilde vermis.

İçki konusuna takılmışsınız ben umursamadığımı söyledim zaten sadece bazıları Müslüman'dı o diyor ondan ekledim onu ayrıca diğer maddelerede cevap verir misiniz?
 
İçki konusuna takılmışsınız ben umursamadığımı söyledim zaten sadece bazıları Müslüman'dı o diyor ondan ekledim onu ayrıca diğer maddelerede cevap verir misiniz?
E biz Atatürk müslüman dedik mi? Dediklerimize göre cevap vermek yerine oradan buradan alarak küçücük aklınla bir şeyler demeye çalıştın. Kaynak adı altında da hiç bir şekilde dediklerimize cevabın olmadı. Sen de Kayra denen arkadaş gibi kuru sıkısın.
 
@lieys

1-) meşhur "gökten indiği sanılan kitaplar" konuşması burada Kur'an'ı kerim kastediyor zira dönemde başka dinler İslam kadar büyük etkiye sahip değildir ayrıca tevrat zebur incil hepsi Allah'ın gönderdiği kitaplardır sadece bazıları artık yükümlülüğü olmadığından değiştirilmiştir.

Atatürk kadar zeki birisinin sizce böyle çok yanlış anlaşılabilecek bir şeyi söyler miydi?

2-) daha basitlerden başlayalım o yüzden Atatürk'ün içki bağımlılığı çok popülerdir dönemin yazarları bundan çokça bahseder meşhur rakı sofraları özellikle zaten bazılarına göre erken yaşta ölmesinin sebebi de budur bundan kısaca Müslüman olmadığını anlıyoruz gelip günümüzdeki kendini Müslüman sananlari söylemeyin bir dine inanıyorsan onun dediklerini yapacaksın.

Eğer yapmıyorsan sen o dine inanmıyorsundur.

Yani Atatürk Müslüman'dı diyenler için diyorum bunu ama dini beni alakadar etmez benim dinime zarar vermesin yeter, bakalım vermiş mi?

3-) ezanı Türkçe okunması bu tamamen kabul edilemezdir İslam'a saygısızlıkğın üst seviyesidir, İslam Arap dini değildir ancak indiği din orijinal dili arapçadir bunu yapıyorsa e o zaman İngilizce kitapta kalmasın hepsi Türkçeye çevirtilsin olur mu İngilizce batı dili üstün dil :)

4-)İstanbul'da m. Kemal'i ziyaret eden İngiliz kralı 8. edward, "a king's story: The memoirs of H.R.H. The Duke of windsor k. G." başlıklı anılarında; "ziyaret esnasında m. Kemal bana İslam'ın hakimiyetini nasıl kırdığını anlattı." diyor. Kanıt isterseniz resmi var.

5-)1928 de yapılan bir röportajın kitap haline getirilmesiyle olan grace allison an English women in Ankara 20. sayfasında "benim bir dinin yok bazen bütün dinlerin denizin dibini boylamasını arzu ediyorum"

6-)

"...bu vaziyet karşısında Türk milleti birçok asırlar ne yaptığını, ne yapacağını bilmeksizin âdetâ bir kelimesinin mânâsını bilmediği halde kuranı ezberlemekten beyni sulanmış hafızlara döndüler..."​

"Muhammed'in dinini kabul edenler kendilerini unutmaya, hayatlarını Allah kelimesinin her yerde yükseltilmesine hasretmeye mecburdular."​

Kaynak: M. Kemal Atatürk - medeni bilgiler s: 364-370 ( 1988 Atatürk kültür, dil ve tarih yüksek kurumu yayınları )​


7-)

"onu paşa yapsanız padişah, padişah yapsanız Allah olmak ister!"​

Enver Paşa.​

Kaynak: Falih rıfkı atay, Çankaya.​

(Sayfa 89)​


8- koyduğum resme bakınız:

9-) İngiliz'le ilgili resim

10-) çoğunluğun Müslüman olduğu ülkede onların dini kuranı anayasa yapın denmesine rağmen laikliği getirdi.



Hayır bizim ülkemiz resmi olarak laiktir.

Demek ki laiklikte kötüye kullanılıyormuş :)

Osman gazinin sözünü okuyunuz.

Ulkemiz laik degil demedim. Buna ragmen din bu sekilde kullanilabiliyorsa şeriatla daha beter olacagını sende biliyorsun.

1- Kuran gökten inmedi. Gelen vahiyler kitaba cevirildi.

2- Osmanlida padisahlar sarap masalari kurarken musluman olmuyormuydu?

3- Kuran'da arapça okunacak diye bir zorunluluk yok. Halk ne olduğunu anlamadıktan sonra arapça okunmasının bir anlamıda yok.

4- İslamın hakimiyetini kırması islamı yok ettiği anlamına gelmez. Yok etmek istese gayet ederdi. Ne kastettigini gayet iyi biliyorsun. Çarpıtmaya gerek yok bunu..hala herkes ibadetini rahatça yapabiliyor.

5- İslamdan bahsetmemis. Dinler insanlığı kontrol etmek, orgutlemek, insanların güvende hissetmesi icin sart. Kimin neye inandığı ne seni ne beni ilgilendirir. İsterse bütün dinleri ve ibadetleri yasaklamayıda bilirdi. Rahat şekilde ibadetlerini yapabiliyor insanlar.

6- Her konuda Allah'a sığınan, vardır bir bildiği diyen müslümanlar değilmi? Yanlış birşey söylenmemis.

7- Mutlak monarşi neden getirmedi o zaman? Neden ülkede rakip parti kurulması için cabaladı? Cevabın varmı bunlara.

8- Tesettür yasaklanmadı. Çarşaf ve peçe ise İslam ile dogrudan baglantili olan ve Kuran'da emredilen birsey degil ancak radikal dini gorusu belirtiyor. Babilden gelen birşey ortunmek.

10- Çogunluk hala müslüman ve herkes dinini rahatca yasayabiliyorsa bu Atatürk sayesinde.

Atatürk İngiliz kölesi 😀. O yüzden ülkeyi Yunanın, İngilizin elinden kurtardı. O olmasa belki olmayacaktın bile şuan. Senin ülkenin şuan var olması bu Adam sayesinde. Suan duzgun bir hayat yasayabiliyorsan bu adam sayesinde. Şahsen bende bir dine inandığını zaten dusunmuyorum Atatürkün ve umrumda da degil. Kendimde inanmıyorum inanıyor olsam yine umrumda olmazdı hangi dine inanıp inanmadığı. Bu adama saygı duymak zorunda bu ülkede yasayan herkes.
 
Son düzenleme:
Atatürk'un kisisel olarak neye inanip inanmadigini kesin olarak bilmek mumkun degil. Ve açıkçası onemsız. Tarihi sahsiyetleri bugunun dar kaliplarina ve dedikodu seviyesindeki bilgilere gore yargilamak entelektuel bir acizlik. Bir liderin kalbini veya imanini olcemeyiz. Asil olcmemiz gereken şey. Eylemlerinin ve politikalarinin ulusuna fayda mi yoksa zarar mi getirdigi.

Siz surekli Atatürk'un kisisel hayatina odaklanarak asil konudan kaciyorsunuz. Icki icmesi ve geleneksel bir dindar gibi yasamamasi. Icki meselesini sadece Atatürk'e ozgu bir inancsizlik delili gibi sunmak tarihi bilmemek. Bircok Osmanlı padisahinin da icki ictigi tarihsel bir gercek. Bu durum onlari daha az padisah veya daha az Müslüman mi yapti. Yoksa bu. Liderlerin de insan oldugunu ve kisisel zaaflari olabilecegini mi gosterir.

Bir ulusun kurucusunu. Kadehindeki ickiyle mi yargilayacagiz. Yoksa haritadan silinmek uzere olan bir millete kazandirdigi vatanla mi? Bu soruyu soramayan zihinle tartismak zaten zordur.

Siz bu politikalari din dusmanligi olarak anlamdırıyorsunuz. Bu. Tarihi okuyamamak. Laiklik bir tercih degil. Cokmus bir imparatorluktan sonra tek cikis yoluydu. Osmanlı. Seriat hukuku ile modern hukuk arasina sıkıstıgı icin batti. Devlet isleri dine gore yonetildigi icin bilimde ve teknolojide geri kaldi. Atatürk bunu gordu. Laiklik. Dine saldiri degil. Devleti ve milleti kurtarmadır.

Turkce ezan. Carsafa mudahale. "gokten indigi sanilan kitaplar" gibi rasyonalist sozler. Bunlarin hepsi ayni projenin parcasi. Bir ulus insa etme projesi. Amac. Halkin dinini anlamasini saglamak. Kadini toplumun bir parcasi yapmak. Dogmatik dusunceden akilci dusunceye gecmek. Bu vizyonu "dine hakaret" basitligine cekmek. Yapilan devrimi ve bir ulusun nasıl oldugunu anlayamadigini gosterir.

İngiltere kralina yazilan mektup gibi kanitlara tutunmalari ise en acikli durum. Diplomatik protokol dilini "İngiliz hayranligi" olarak sunmak. Argumanlarinin tukendigini ve ne kadar ciddiyetsiz oldugunu gosteriyor. Boyle zayif bir kanit uzerinden bir lideri yargilamaya calismak. Butun iddialarinin ne kadar curuk oldugu bellı oluyor.

Atatürk'un imani kendisiyle Tanrı arasinda. Bize dusen bunu yargilamak degil. Bize dusen. Sonuclara bakmak. Yikilmis. İsgal edilmis. Tukenmis bir imparatorluktan bagimsiz. Modern bir cumhuriyet. Sizin sundugunuz butun kisisel hayat dedikodulari ve carpik yorumlar. Bu devasa tarihsel gercegin yaninda toz tanesi bile degil. Ve "inanci neydi" degildir. "yaptiklari bu ulkenin yararina mi oldu. Zararina mi" sorusu. Tarih bu soruya cevabini yillar once. Cok net bir sekilde vermis.
Dostum ben burada ana konuda sorulan soruya cevap verdim sadece. Konudaki soru neydi? '' islam adına etkileri dini hayata getirdiği uygulamaları konu sahibi olarak sen sormuşsun. Ben de sorduğun soru niteliğinde kafamdaki cevabı yorum olarak yazdım. En nihayetinde isteyen istediği gibi inanır yaşar ölünce de inandığı üzere dirilir.

Bakın bir insanın bir olaya ya da bir davaya yararı olmaması demek aynı zamanda zarar veriyor anlamını da barındırır. Keza evinde oturan bir adamla devleti yöneten bir adamın bir davaya yararı olmaması ile zararı olması arasında dağlar denizler kadar fark vardır. Normal bir bireyin yararı yoktur ama zararsızdır, düşüncelerini içinde yaşar ve de zararı da olmayabilir... Fakat devlet kademesinde en yüksek mertebede olan birinin bir olaya yararı dokunmuyor ise kesinlikle o yararsızlık '' zarar '' barındırır.

Atatürk'un kisisel olarak neye inanip inanmadigini kesin olarak bilmek mumkun degil. Ve açıkçası onemsız. Tarihi sahsiyetleri bugunun dar kaliplarina ve dedikodu seviyesindeki bilgilere gore yargilamak entelektuel bir acizlik. Bir liderin kalbini veya imanini olcemeyiz. Asil olcmemiz gereken şey. Eylemlerinin ve politikalarinin ulusuna fayda mi yoksa zarar mi getirdigi.

Siz surekli Atatürk'un kisisel hayatina odaklanarak asil konudan kaciyorsunuz. Icki icmesi ve geleneksel bir dindar gibi yasamamasi. Icki meselesini sadece Atatürk'e ozgu bir inancsizlik delili gibi sunmak tarihi bilmemek. Bircok Osmanlı padisahinin da icki ictigi tarihsel bir gercek. Bu durum onlari daha az padisah veya daha az Müslüman mi yapti. Yoksa bu. Liderlerin de insan oldugunu ve kisisel zaaflari olabilecegini mi gosterir.

Bir ulusun kurucusunu. Kadehindeki ickiyle mi yargilayacagiz. Yoksa haritadan silinmek uzere olan bir millete kazandirdigi vatanla mi? Bu soruyu soramayan zihinle tartismak zaten zordur.

Siz bu politikalari din dusmanligi olarak anlamdırıyorsunuz. Bu. Tarihi okuyamamak. Laiklik bir tercih degil. Cokmus bir imparatorluktan sonra tek cikis yoluydu. Osmanlı. Seriat hukuku ile modern hukuk arasina sıkıstıgı icin batti. Devlet isleri dine gore yonetildigi icin bilimde ve teknolojide geri kaldi. Atatürk bunu gordu. Laiklik. Dine saldiri degil. Devleti ve milleti kurtarmadır.

Turkce ezan. Carsafa mudahale. "gokten indigi sanilan kitaplar" gibi rasyonalist sozler. Bunlarin hepsi ayni projenin parcasi. Bir ulus insa etme projesi. Amac. Halkin dinini anlamasini saglamak. Kadini toplumun bir parcasi yapmak. Dogmatik dusunceden akilci dusunceye gecmek. Bu vizyonu "dine hakaret" basitligine cekmek. Yapilan devrimi ve bir ulusun nasıl oldugunu anlayamadigini gosterir.

İngiltere kralina yazilan mektup gibi kanitlara tutunmalari ise en acikli durum. Diplomatik protokol dilini "İngiliz hayranligi" olarak sunmak. Argumanlarinin tukendigini ve ne kadar ciddiyetsiz oldugunu gosteriyor. Boyle zayif bir kanit uzerinden bir lideri yargilamaya calismak. Butun iddialarinin ne kadar curuk oldugu bellı oluyor.

Atatürk'un imani kendisiyle Tanrı arasinda. Bize dusen bunu yargilamak degil. Bize dusen. Sonuclara bakmak. Yikilmis. İsgal edilmis. Tukenmis bir imparatorluktan bagimsiz. Modern bir cumhuriyet. Sizin sundugunuz butun kisisel hayat dedikodulari ve carpik yorumlar. Bu devasa tarihsel gercegin yaninda toz tanesi bile degil. Ve "inanci neydi" degildir. "yaptiklari bu ulkenin yararina mi oldu. Zararina mi" sorusu. Tarih bu soruya cevabini yillar once. Cok net bir sekilde vermis.
İçki alkol konusuna inanç konusuna gelince, ben de alkol tüketen biriyim alkol tüketmek insanı dinden çıkarmıyor. Bunun haram olduğunu reddedersen dinden çıkmış olursun. Atatürkün dindar biri olmadığını zaten biliyorum, ama söylemlerinden sadece dindar biri olmadığından daha çok farklı anlamlar çıkartılabilmekte. '' Gökten indiği sanılan '' kitaplar derken din adına bütün kitapları bizim kutsal kitabımızda olmak üzere hepsini reddediği anlamına geliyor ki... Böyle birinin din adına topluma milletine islam adına ne gibi bir faydası olabilir ben onu soruyorum.
 
Son düzenleme:
Dostum ben burada ana konuda sorulan soruya cevap verdim sadece. Konudaki soru neydi? " İslam adına etkileri dini hayata getirdiği uygulamaları konu sahibi olarak sen sormuşsun. Ben de sorduğun soru niteliğinde kafamdaki cevabı yorum olarak yazdım. En nihayetinde isteyen istediği gibi inanır yaşar ölünce de inandığı üzere dirilir.

Bakın bir insanın bir olaya ya da bir davaya yararı olmaması demek aynı zamanda zarar veriyor anlamını da barındırır. Keza evinde oturan bir adamla devleti yöneten bir adamın bir davaya yararı olmaması ile zararı olması arasında dağlar denizler kadar fark vardır. Normal bir bireyin yararı yoktur ama zararsızdır, düşüncelerini içinde yaşar ve de zararı da olmayabilir... Fakat devlet kademesinde en yüksek mertebede olan birinin bir olaya yararı dokunmuyor ise kesinlikle o yararsızlık " zarar " barındırır.

İçki alkol konusuna inanç konusuna gelince, ben de alkol tüketen biriyim alkol tüketmek insanı dinden çıkarmıyor. Bunun haram olduğunu reddedersen dinden çıkmış olursun. Atatürk'ün dindar biri olmadığını zaten biliyorum, ama söylemlerinden sadece dindar biri olmadığından daha çok farklı anlamlar çıkartılabilmekte. " gökten indiği sanılan " kitaplar derken din adına bütün kitapları bizim kutsal kitabımızda olmak üzere hepsini reddediği anlamına geliyor ki... Böyle birinin din adına topluma milletine İslam adına ne gibi bir faydası olabilir ben onu soruyorum.

Hocam çok ileri gitmeyin 5816 var.

Kendi hallerine bırakın boş verin yazdığınızdan bir şey anlamaz bunlar.
 
Dostum ben burada ana konuda sorulan soruya cevap verdim sadece. Konudaki soru neydi? '' islam adına etkileri dini hayata getirdiği uygulamaları konu sahibi olarak sen sormuşsun. Ben de sorduğun soru niteliğinde kafamdaki cevabı yorum olarak yazdım. En nihayetinde isteyen istediği gibi inanır yaşar ölünce de inandığı üzere dirilir.

Bakın bir insanın bir olaya ya da bir davaya yararı olmaması demek aynı zamanda zarar veriyor anlamını da barındırır. Keza evinde oturan bir adamla devleti yöneten bir adamın bir davaya yararı olmaması ile zararı olması arasında dağlar denizler kadar fark vardır. Normal bir bireyin yararı yoktur ama zararsızdır, düşüncelerini içinde yaşar ve de zararı da olmayabilir... Fakat devlet kademesinde en yüksek mertebede olan birinin bir olaya yararı dokunmuyor ise kesinlikle o yararsızlık '' zarar '' barındırır.


İçki alkol konusuna inanç konusuna gelince, ben de alkol tüketen biriyim alkol tüketmek insanı dinden çıkarmıyor. Bunun haram olduğunu reddedersen dinden çıkmış olursun. Atatürkün dindar biri olmadığını zaten biliyorum, ama söylemlerinden sadece dindar biri olmadığından daha çok farklı anlamlar çıkartılabilmekte. '' Gökten indiği sanılan '' kitaplar derken din adına bütün kitapları bizim kutsal kitabımızda olmak üzere hepsini reddediği anlamına geliyor ki... Böyle birinin din adına topluma milletine islam adına ne gibi bir faydası olabilir ben onu soruyorum.
Yanlıs alıntıla yapıyorsunuz sanırım.
 
Hocam çok ileri gitmeyin 5816 var.

Kendi hallerine bırakın boş verin yazdığınızdan bir şey anlamaz bunlar.
Hakaret etmedim. Herkes inandığı üzere yaşayabilir. Saygı çervevesinde bi soru sorulmuş aynı çerçeve üzerinde cevabımı verdim. Benim düşüncelerim bunlar herkesin düşüncesine saygım sonsuz.

Yanlıs alıntıla yapıyorsunuz sanırım.
Çok pardon ilk defa başka bir konu hakkında bilgi ararken farklı bir konu üzerinde fikir belirteyim dedim kusura bakma :)
 

Technopat Haberler

Yeni konular

Geri
Yukarı