Atatürk dönemi din politikalarının ve İslam'a etkilerinin zararları nedir?

kaynaklarla cevaplıyorum. Atatürk'ün Müslüman'lara yaptıklarını, bizzat Atatürk'ün imzasıyla belgeli, daha çok var bu kadarını atmam yeterli.
Kuran yasak değildi, Türkçe çevrilme sebebi Türkçe bilenlerin okuması için.
Ümit doğan'ın paylaştığı belge. Ve Atatürk'ün sözü.
Ümit doğan'ın paylaştığı belge:
Atatürk Türkiye'si, kur'an-ı Kerim'in mümkün olduğu kadar çok kişiye öğretilmesini hedeflemiştir. Diyanet işleri başkanı rıfat börekçi 8 şubat 1938 tarihinde yazdığı bir yazıyla her evde bir kur'an-ı kerim ve bir din kitabı bulunması ve okunmasının sağlanması hususunda il müftülüklerini uyarmıştır. İşte belgesi:

1760718534647.png


"Türk bunun (kur'an'ın) arkasından koşuyor. Fakat onun ne dediğini anlamıyor, içinde neler var bilmiyor ve bilmeden tapınıyor. Benim maksadım, arkasından koştuğu kitapta neler olduğunu Türk anlasın. Evet, ben debilirim ki, insan dinsiz olmaz. Fakat Türk'ün dini tabiattır. Bunu size aydınsınız diye söylüyorum."
Mustafa Kemal Atatürk (23/24 ocak 1932)
Atatürk'ün bütün eserleri 25.cilt sayfa 298.

Yarısını sinan Meydan'dan yarısını ümit doğan'ın paylaştığı belgeler. Ayrıca Atatürk dönemi tamir ettirilen tüm camileride yazdım. Atatürk'ün kendi parasını verip tamir ettirdiği cami dahil.

Sinan Meydan'ın paylaştığı belgeler:
1: Ayasofya camisi1 Ağustos 1926 tarihli, reisicumhur gazi Mustafa Kemal imzalı Bakanlar Kurulu kararnamesi ile ayasofya camii'nin vakıflar idaresi fen heyeti'nce emaneten tamirine karar verildi. (bca, 30.18.01.01.20.49.13)

1760714657029.png


2: Yeni cami ve süleymaniye camisi 28 Haziran 1938 tarihli, Cumhurbaşkanı Atatürk imzalı Bakanlar Kurulu kararnamesiyle İstanbul'daki yeni cami ve süleymaniye Camisi'nin tamiratının emaneten yaptırılmasına karar verildi.(bca, 30.18.01.02.83.59.10)

1760714679473.png


3: Sultanahmet camisi23 Ekim 1929 tarihli, reisicumhur gazi Mustafa Kemal imzalı Bakanlar Kurulu kararnamesiyle İstanbul'daki Sultanahmet Camisi'nin tamirinin emaneten yaptırılmasına karar verildi.(bca, 30.18.01.02.6.52.1)

1760714701636.png


4: Cenabi Ahmet paşa camisi1 Ekim 1936 tarihli, Cumhurbaşkanı Atatürk imzalı Bakanlar Kurulu kararnamesiyle Ankara'daki tarihi cenabi Ahmet paşa Camisi'nin emaneten tamir ettirilmesine karar verildi. (bca, 30.18.01.02.80.96.8)

1760714719263.png


5: İstanbul'da altı cami16 Temmuz 1936 tarihli, Cumhurbaşkanı Atatürk imzalı Bakanlar Kurulu kararnamesiyle tarihi ve mimari değeri olan 6 caminin (mesihpaşa camisi, süleymaniye camisi, mahmutpaşa camisi, azapkapı camisi, sultanselim camisi, laleli camisi'nin) tamirlerinin emaneten yapılmasına karar verildi. (bca, 30.18.01.02.67.61.6)

1760714739171.png


6: Cedid Ali paşa camisi ve muradiye camisi17 Eylül 1933 tarihli, reisicumhur gazi Mustafa Kemal imzalı Bakanlar Kurulu kararnamesiyle Babaeski'deki cedid Ali paşa camisi ile Manisa'daki muradiye Camisi'nin tamirine karar verildi. (bca, 30.18.01.02.39.64.19)

1760714762960.png


7: Edirne'deki üç şerefeli cami20 Eylül 1931 tarihli, reisicumhur gazi Mustafa Kemal imzalı Bakanlar Kurulu kararnamesiyle Edirne'deki üç şerefeli Cami'nin emaneten tamir ettirilmesine karar verildi. (bca, 30.18..01.02.23.65.15)

1760714775550.png


8: Neslişah camisi1 Mayıs 1932 tarihli, reisicumhur gazi Mustafa Kemal imzalı Bakanlar Kurulu kararnamesiyle İstanbul edirnekapı'daki neslişah Camisi'nin emaneten tamir ettirilmesine karar verildi.(bca, 30.18..01.02.28.36.8)

1760714801115.png


9: Çankırı ulu cami26 Ağustos 1937 tarihli, Cumhurbaşkanı Atatürk imzalı Bakanlar Kurulu kararnamesiyle Çankırı ulu Cami'nin emaneten tamir ettirilmesine karar verildi. (bca, 30.18.01.02.78.75.7)

1760714813781.png


10: Bozoyük, elmalı ve Afyon'da üç cami10 Haziran 1938 tarihli, Cumhurbaşkanı Atatürk imzalı Bakanlar Kurulu kararnamesiyle bozöyük'te kasımpaşa, elmalı'da Ömer paşa, Afyon'da gedik Ahmet paşa Camisi'nin emaneten tamir ettirilmesine karar verildi. (bca, 30.18.01.02.83.52.7)

1760714824545.png


Ağa Camisi'nin tamir edilmesine ilişkin Cumhurbaşkanı Atatürk imzalı, 1936 tarihli Bakanlar Kurulu kararı.

1760714855694.png


Atatürk'ün 1936-1938 yılları arasında İstanbul'da tamir ettirdiği camiler:

1760715070634.png


1760715078994.png


Atatürk'ün 1936-1938 yılları arasında Bursa'da tamir ettirdiği camiler:

1760715102331.png


Atatürk'ün 1936-1938 yılları arasında Edirne'de tamir ettirdiği camiler:

1760715117763.png


Atatürk'ün 1936-1938 yılları arasında Ankara'da tamir ettirdiği camiler:

1760715131838.png


Atatürk'ün 1936-1938 yılları arasında Anadolu'da tamir ettirdiği camiler:

1760715147175.png


1760715152030.png


1924-1935 yılları arasında tamir edilen cami ve mescidler şöyledir:
Edirne: Selimiye, üç şerefeli bayezid ve süleymaniye minareleri, toplam 20.000 lira harcanmıştır.

İstanbul'da: Sultanahmet camii, 50.535 lira harcanmıştır.

İstanbul: Kandilli camii inşası, 17.000 lira harcanmıştır.

İstanbul: Fıstıklı camii inşası, 17.000 lira harcanmıştır.

İstanbul: Ayasofya camii, 52.000 lira harcanmıştır.

İstanbul: Piri Mehmet paşa camii, 5.638 lira harcanmıştır.

İstanbul: Cedit Ali paşa camii, 10.000 lira harcanmıştır.

Kırklareli: Sokullu camii, 12.995 lira harcanmıştır.

Manisa: Muradiye camii, 12.000 lira harcanmıştır.

Edirne: Üç şerefeli camii, 7.000 lira harcanmıştır.

İstanbul: Ayakapı'da gül camii, 2.000 lira harcanmıştır.

İstanbul: İmrahor camii, 1.500 lira harcanmıştır.

İstanbul: Beylerbeyi camii, 4.000 lira harcanmıştır.

İstanbul: Cihangir camii, 2.844 lira harcanmıştır.

İstanbul: Zeynep sultan camii, 4.300 lira harcanmıştır.

İstanbul: Sultan bayezid camii, 12.000 lira harcanmıştır.

İstanbul: Selimiye camii, 4.620 lira harcanmıştır.

İstanbul: Yeni camii, 1.506 lira harcanmıştır.

İstanbul: Balipaşa camii, 8.000 lira harcanmıştır.

İstanbul: Mecidiye camii, 2.500 lira harcanmıştır.

İstanbul: Nusratiye camii, 2.200 lira harcanmıştır.

İstanbul: Molla çelebi camii, 5.000 lira harcanmıştır.

İstanbul: Büyük piyale camii, 1.696 lira harcanmıştır.

İstanbul: Rumi Mehmet paşa camii, 1.800 lira harcanmıştır.

İstanbul: Mihriham camii, 2.071 lira harcanmıştır.

İstanbul: Teşvikiye camii, 1.422 lira harcanmıştır.

İstanbul: Hazreti halid camii, 7.000 lira harcanmıştır.

İstanbul: Rüstem paşa camii, 8.344 lira harcanmıştır.

İstanbul: Küçük ayasofya camii, 2.820 lira harcanmıştır.

İstanbul: Mimar sinan türbesi, 6.617 lira harcanmıştır.

İstanbul: Süleymaniye camii, 6.300 lira harcanmıştır.

1924-1935 seneleri arasında Atatürk'ün emri ve izni ile cami tamirlerine toplam 293.608 lira harcanmıştır.

Atatürk, harabe haline dönen pek çok camiyi tamir ettirmiştir
Mustafa Kemal, 1922 yılında Bakanlar Kurulu'nun ilk toplantısında, Yunan çekilişi sırasında birkaç bin caminin yakılıp, yıkıldığını belirterek; "bu camileri yenilemek görevimizdir. Bu hizmeti nutuk atmadan, gösterişe kaçmadan, siyasete alet etmeden yerine getirelim" demiştir.
O dönemde Hindistan'dan gelerek şahsı adına hesaba yatan paradan 110 bin lirayı, Yunan ordusunun çekilirken yakıp yıktığı yerlerin onarılmasına harcadığı bilinmektedir.
Bu ve benzeri sözleri ve icraatları, O'nun bu hizmeti Allah rızası için yaptığını göstermektedir.
Bugün dindar gözüken siyasilerin cami yıktığına, kur'an kursu kapattığına şahit oluyoruz. Oysa dinsiz diye yaftalanmaya çalışılan Atatürk cami onarmış, savaştan çıkmış devlet bütçesinin önemli bir bölümünü bu tamire ayırmayı uygun bulmuştur.
Mesela 1 Mart 1923 tarihinde Meclis'in 4.toplantı yılını açış konuşmasında bakın ne diyor:
"Efendiler! Geçen sene zarfında evkaf vekaleti din ve hayır işleriyle ilgili binaların tamirat ve inşaatında oldukça muhim bir faaliyet göstermiştir. Vuku bulan tamirat yekunu, memleketin muhtelif noktalarına ait olmak üzere 126 cami ve mescid-i şerif ile 31 medrese ve mektep; 22 suyolu ve çeşme, 175 akar ve 26 hamama ulaşmıştır.
Atatürk'ün, senelerce hizmetinde bulunan emir çavuşu mihalıçıkklı Ali metin aracılığıyla 5 bin lira göndererek kasabanın tek camiini yaptırdığı bilinmektedir. Bu cami bugün mihalıççık Atatürk cami olarak anılmaktadır.
Kaynak: Hoş geldin Atatürk haydar baş.
Dahası, camisi olmayan veya Kurtuluş Savaşı yıllarında camisi yıkılan köylere ve kentlere bizzat Atatürk cami yaptırmıştır. Örneğin, Eskişehir'in mihalıççık köyündeki tarihi bir cami, Atatürk'ün verdiği 5.000 lirayla yeniden yaptırılmıştır. Atatürk, Kuran'ı ve hutbeleri türkleştirirken “namaza çağrı” anlamına gelen ezanı da Türkçeleştirmiştir. Ezandaki Arapça “allah'u ekber” yerine Türkçe “tanrı
Uludur” ifadesinin kullanılmaya başlanmasını “dinsizlik” olarak yorumlayanlara şunu hatırlatmak gerekir: “tanrı” adı, “yaradan”ın en eski adlarından biridir. “allah” adı ilk kez ms 600'lerde kullanılırken, “tanrı” adı mö 3000'lerde sümerlerde “dingir”, ms 700'lerde türklerde “tengri” biçiminde kullanılmıştır. Tarihimizde cumhuriyet'ten çok önce de “tanrı” adı kullanılmıştır.
Kaynak: Sinan meydan aklı Kemal cilt 1

kaynaklarla cevaplıyorum. Atatürk'ün Müslüman'lara yaptıklarını, bizzat Atatürk'ün imzasıyla belgeli, daha çok var bu kadarını atmam yeterli.
Kuran yasak değildi, Türkçe çevrilme sebebi Türkçe bilenlerin okuması için.
Ümit doğan'ın paylaştığı belge. Ve Atatürk'ün sözü.
1760718534647.png

"Türk bunun (kur'an'ın) arkasından koşuyor. Fakat onun ne dediğini anlamıyor, içinde neler var bilmiyor ve bilmeden tapınıyor. Benim maksadım, arkasından koştuğu kitapta neler olduğunu Türk anlasın. Evet, ben debilirim ki, insan dinsiz olmaz. Fakat Türk'ün dini tabiattır. Bunu size aydınsınız diye söylüyorum."
Mustafa Kemal Atatürk (23/24 ocak 1932)
Atatürk'ün bütün eserleri 25.cilt sayfa 298.

Yarısını sinan Meydan'dan yarısını ümit doğan'ın paylaştığı belgeler. Ayrıca Atatürk dönemi tamir ettirilen tüm camileride yazdım. Atatürk'ün kendi parasını verip tamir ettirdiği cami dahil.

Sinan Meydan'ın paylaştığı belgeler:
1: Ayasofya camisi1 Ağustos 1926 tarihli, reisicumhur gazi Mustafa Kemal imzalı Bakanlar Kurulu kararnamesi ile ayasofya camii'nin vakıflar idaresi fen heyeti'nce emaneten tamirine karar verildi. (bca, 30.18.01.01.20.49.13)
1760714657029.png


2: Yeni cami ve süleymaniye camisi 28 Haziran 1938 tarihli, Cumhurbaşkanı Atatürk imzalı Bakanlar Kurulu kararnamesiyle İstanbul'daki yeni cami ve süleymaniye Camisi'nin tamiratının emaneten yaptırılmasına karar verildi.(bca, 30.18.01.02.83.59.10)
1760714679473.png


3: Sultanahmet camisi23 Ekim 1929 tarihli, reisicumhur gazi Mustafa Kemal imzalı Bakanlar Kurulu kararnamesiyle İstanbul'daki Sultanahmet Camisi'nin tamirinin emaneten yaptırılmasına karar verildi.(bca, 30.18.01.02.6.52.1)
1760714701636.png


4: Cenabi Ahmet paşa camisi1 Ekim 1936 tarihli, Cumhurbaşkanı Atatürk imzalı Bakanlar Kurulu kararnamesiyle Ankara'daki tarihi cenabi Ahmet paşa Camisi'nin emaneten tamir ettirilmesine karar verildi. (bca, 30.18.01.02.80.96.8)
1760714719263.png


5: İstanbul'da altı cami16 Temmuz 1936 tarihli, Cumhurbaşkanı Atatürk imzalı Bakanlar Kurulu kararnamesiyle tarihi ve mimari değeri olan 6 caminin (mesihpaşa camisi, süleymaniye camisi, mahmutpaşa camisi, azapkapı camisi, sultanselim camisi, laleli camisi'nin) tamirlerinin emaneten yapılmasına karar verildi. (bca, 30.18.01.02.67.61.6)
1760714739171.png


6: Cedid Ali paşa camisi ve muradiye camisi17 Eylül 1933 tarihli, reisicumhur gazi Mustafa Kemal imzalı Bakanlar Kurulu kararnamesiyle Babaeski'deki cedid Ali paşa camisi ile Manisa'daki muradiye Camisi'nin tamirine karar verildi. (bca, 30.18.01.02.39.64.19)
1760714762960.png


7: Edirne'deki üç şerefeli cami20 Eylül 1931 tarihli, reisicumhur gazi Mustafa Kemal imzalı Bakanlar Kurulu kararnamesiyle Edirne'deki üç şerefeli Cami'nin emaneten tamir ettirilmesine karar verildi. (bca, 30.18..01.02.23.65.15)
1760714775550.png


8: Neslişah camisi1 Mayıs 1932 tarihli, reisicumhur gazi Mustafa Kemal imzalı Bakanlar Kurulu kararnamesiyle İstanbul edirnekapı'daki neslişah Camisi'nin emaneten tamir ettirilmesine karar verildi.(bca, 30.18..01.02.28.36.8)
1760714801115.png


9: Çankırı ulu cami26 Ağustos 1937 tarihli, Cumhurbaşkanı Atatürk imzalı Bakanlar Kurulu kararnamesiyle Çankırı ulu Cami'nin emaneten tamir ettirilmesine karar verildi. (bca, 30.18.01.02.78.75.7)
1760714813781.png


10: Bozoyük, elmalı ve Afyon'da üç cami10 Haziran 1938 tarihli, Cumhurbaşkanı Atatürk imzalı Bakanlar Kurulu kararnamesiyle bozöyük'te kasımpaşa, elmalı'da Ömer paşa, Afyon'da gedik Ahmet paşa Camisi'nin emaneten tamir ettirilmesine karar verildi. (bca, 30.18.01.02.83.52.7)
1760714824545.png


Ağa Camisi'nin tamir edilmesine ilişkin Cumhurbaşkanı Atatürk imzalı, 1936 tarihli Bakanlar Kurulu kararı.
1760714855694.png


Ümit doğan'ın paylaştığı belgeler:
Atatürk'ün 1936-1938 yılları arasında İstanbul'da tamir ettirdiği camiler:
1760715070634.png
1760715078994.png

Atatürk'ün 1936-1938 yılları arasında Bursa'da tamir ettirdiği camiler:
1760715102331.png

Atatürk'ün 1936-1938 yılları arasında Edirne'de tamir ettirdiği camiler:
1760715117763.png

Atatürk'ün 1936-1938 yılları arasında Ankara'da tamir ettirdiği camiler:
1760715131838.png

Atatürk'ün 1936-1938 yılları arasında Anadolu'da tamir ettirdiği camiler:
1760715147175.png
1760715152030.png


1924-1935 yılları arasında tamir edilen cami ve mescidler şöyledir:
Edirne: Selimiye, üç şerefeli bayezid ve süleymaniye minareleri, toplam 20.000 lira harcanmıştır.

İstanbul'da: Sultanahmet camii, 50.535 lira harcanmıştır.

İstanbul: Kandilli camii inşası, 17.000 lira harcanmıştır.

İstanbul: Fıstıklı camii inşası, 17.000 lira harcanmıştır.

İstanbul: Ayasofya camii, 52.000 lira harcanmıştır.

İstanbul: Piri Mehmet paşa camii, 5.638 lira harcanmıştır.

İstanbul: Cedit Ali paşa camii, 10.000 lira harcanmıştır.

Kırklareli: Sokullu camii, 12.995 lira harcanmıştır.

Manisa: Muradiye camii, 12.000 lira harcanmıştır.

Edirne: Üç şerefeli camii, 7.000 lira harcanmıştır.

İstanbul: Ayakapı'da gül camii, 2.000 lira harcanmıştır.

İstanbul: İmrahor camii, 1.500 lira harcanmıştır.

İstanbul: Beylerbeyi camii, 4.000 lira harcanmıştır.

İstanbul: Cihangir camii, 2.844 lira harcanmıştır.

İstanbul: Zeynep sultan camii, 4.300 lira harcanmıştır.

İstanbul: Sultan bayezid camii, 12.000 lira harcanmıştır.

İstanbul: Selimiye camii, 4.620 lira harcanmıştır.

İstanbul: Yeni camii, 1.506 lira harcanmıştır.

İstanbul: Balipaşa camii, 8.000 lira harcanmıştır.

İstanbul: Mecidiye camii, 2.500 lira harcanmıştır.

İstanbul: Nusratiye camii, 2.200 lira harcanmıştır.

İstanbul: Molla çelebi camii, 5.000 lira harcanmıştır.

İstanbul: Büyük piyale camii, 1.696 lira harcanmıştır.

İstanbul: Rumi Mehmet paşa camii, 1.800 lira harcanmıştır.

İstanbul: Mihriham camii, 2.071 lira harcanmıştır.

İstanbul: Teşvikiye camii, 1.422 lira harcanmıştır.

İstanbul: Hazreti halid camii, 7.000 lira harcanmıştır.

İstanbul: Rüstem paşa camii, 8.344 lira harcanmıştır.

İstanbul: Küçük ayasofya camii, 2.820 lira harcanmıştır.

İstanbul: Mimar sinan türbesi, 6.617 lira harcanmıştır.

İstanbul: Süleymaniye camii, 6.300 lira harcanmıştır.

1924-1935 seneleri arasında Atatürk'ün emri ve izni ile cami tamirlerine toplam 293.608 lira harcanmıştır.

Atatürk, harabe haline dönen pek çok camiyi tamir ettirmiştir
Mustafa Kemal, 1922 yılında Bakanlar Kurulu'nun ilk toplantısında, Yunan çekilişi sırasında birkaç bin caminin yakılıp, yıkıldığını belirterek; "bu camileri yenilemek görevimizdir. Bu hizmeti nutuk atmadan, gösterişe kaçmadan, siyasete alet etmeden yerine getirelim" demiştir.

O dönemde Hindistan'dan gelerek şahsı adına hesaba yatan paradan 110 bin lirayı, Yunan ordusunun çekilirken yakıp yıktığı yerlerin onarılmasına harcadığı bilinmektedir.
Bu ve benzeri sözleri ve icraatları, O'nun bu hizmeti Allah rızası için yaptığını göstermektedir.

Bugün dindar gözüken siyasilerin cami yıktığına, kur'an kursu kapattığına şahit oluyoruz. Oysa dinsiz diye yaftalanmaya çalışılan Atatürk cami onarmış, savaştan çıkmış devlet bütçesinin önemli bir bölümünü bu tamire ayırmayı uygun bulmuştur.

Mesela 1 Mart 1923 tarihinde Meclis'in 4.toplantı yılını açış konuşmasında bakın ne diyor:
"Efendiler! Geçen sene zarfında evkaf vekaleti din ve hayır işleriyle ilgili binaların tamirat ve inşaatında oldukça muhim bir faaliyet göstermiştir. Vuku bulan tamirat yekunu, memleketin muhtelif noktalarına ait olmak üzere 126 cami ve mescid-i şerif ile 31 medrese ve mektep; 22 suyolu ve çeşme, 175 akar ve 26 hamama ulaşmıştır.

Atatürk'ün, senelerce hizmetinde bulunan emir çavuşu mihalıçıkklı Ali metin aracılığıyla 5 bin lira göndererek kasabanın tek camiini yaptırdığı bilinmektedir. Bu cami bugün mihalıççık Atatürk cami olarak anılmaktadır.
Kaynak: Hoş geldin Atatürk haydar baş.

Dahası, camisi olmayan veya Kurtuluş Savaşı yıllarında camisi yıkılan köylere ve kentlere bizzat Atatürk cami yaptırmıştır. Örneğin, Eskişehir'in mihalıççık köyündeki tarihi bir cami, Atatürk'ün verdiği 5.000 lirayla yeniden yaptırılmıştır. Atatürk, Kuran'ı ve hutbeleri türkleştirirken “namaza çağrı” anlamına gelen ezanı da Türkçeleştirmiştir. Ezandaki Arapça “allah'u ekber” yerine Türkçe “tanrı
Uludur” ifadesinin kullanılmaya başlanmasını “dinsizlik” olarak yorumlayanlara şunu hatırlatmak gerekir: “tanrı” adı, “yaradan”ın en eski adlarından biridir. “allah” adı ilk kez ms 600'lerde kullanılırken, “tanrı” adı mö 3000'lerde sümerlerde “dingir”, ms 700'lerde türklerde “tengri” biçiminde kullanılmıştır. Tarihimizde cumhuriyet'ten çok önce de “tanrı” adı kullanılmıştır.
Kaynak: Sinan meydan aklı Kemal cilt 1
 
Son düzenleme:
Atatürk'ü müslümanlar için bir düşman haline getirmek amacıyla uydurulmuş; dayanaksız, saçma sapan şeylerdir. Atatürk, İslam'a zarar vermenin aksine türlü türlü icraat ile İslam'a hizmet etmiştir. Tekke ve zaviyeleri kapatarak dinbazların halkı hurafe diniyle kandırmalarının önüne geçtiği için hala böyle söylemlerin ortada gezinmesi normal.
 
Tüm sayfaları tek mesajda konuşamam, onar onar ayıracağım.

Murat Bardakçı belgelerle birlikte Habertürk'te Kuran'ların toplanması, jandarmaların Kur'an-ı Kerim evlerine baskını, kursların yasak olması, Kur'an-ı Kerim öğrettiği için mahkemeye gönderilen hocalar gibi gibi belgelerle açıklıyor, araştırın.

Eserinizin ilk on sayfası, ve görünüşe göre kalanı, Murat Bardakçı denilen (pek de hazzetmediğim ve güvenilir bulmadığım) tarihçiye (!) adanmış. Doğru bir tarih anlayışında kaynakların birden çok, güvenilir, ve birbirini destekleyen özellikte olması gerekir. Siz bu hususlara hiç dikkat etmemişsiniz anlaşılan.

Yaşın önemi yok ben burada çoğu 30 yaşındaki insanlardan bile çok kitap okudum tarih araştırdım tarihi çevrelere girdim, siz Tiktok'ta Instagram'da tarih öğrendiğinizi zannediyorsunuz.
Habertürk yayınını izlediğinizi hiç sanmıyorum, siz de sosyal medyadan görmüş olmalısınız. Hava atmaya gerek yok.

TBMM'yi duayla açan adam islama ne yapmış Allah aşkına cidden gülmemek için zor duruyorum.

Evet, mantıklı bir argüman bu, ama görüyorum ki görmesi gereken değeri görmemiş.

Beyler son kez yazıyorum daha da yazmayacağım çok mesaj atıyorsunuz, birçok kaynak var bende ancak burada anlatmak beni mahkemelik yapar, çok meraklıysanız araştırın, ha araştırmak derken Kemalist kaynaklara bakmayın, gerekirse sansürsüz tarih diye YouTube kanalı var ona bakın en kolayı, kafam yorgun kimseyle bu saatte uğraşamam az mesaj yazıyoruz adam sülaleme tarikatcı diyor sinir ediyor, umrumda değil sizin görüşleriniz ancak hakikatı ilerde göreceksiniz inşallah.

Eğer o kaynakları paylaşan insanlar mahkemelik olmadıysa sizin mahkemelik olacağınızı hiç sanmam. Kanıtlayamadığı şeyi beteraf etmek isteyen kişilerin sıklıkla başvurduğu bir cümledir bu "Mahkemelik olurum" cümlesi.
Ben Atatürk'ten kaynak vereyim o zaman.
Bu kaynağın Atatürk'ten olduğuna dair bir işaret göremiyorum. Çünkü bu kitabı Atatürk yazmamış. Atatürk'ün yazdığı tek ders kitabı "Geometri"dir ve Türkçeye çok şey katmıştır. Bu kitap ve Atatürk arasındaki tek bağ, bazı kısımlarında Afet İnan'ın yazdığı ve Atatürk'ün katkıda bulunduğu Medeni Bilgiler kitabına atıfta bulunmuş olmasıdır.

Onar onar bölecektim ama çok birikti. 15. sayfada böldüm.

Ha ben onu savunmuyorum zaten, Atatürk kadar öngörülü mükemmel bir insan kesinlikle ateisttir orada aynı sayfadayız. Ben Atatürk'ün İslam'a zarar verdiğini söylemene karşı çıkıyorum. Atatürk halkı fikir ve inanç konusunda özgür bırakmış ama tarikat ve şeriat yanlısı kurumların üzerine gitmiştir.
Ateist demek biraz yanlış olmuş. Kuğular tanrıyı kuğu, insanlar insan (Tabii Müslümanlık daha farklı ama o ayrı konu.) tırtıllar tırtıl sanarmış. Sizinki de biraz öyle olmuş. Bana göre Atatürk dinini içinde yaşayan ve hangi dine mensupsa ona uygun yaşayan bir insandı.

Öyle bir diyanet kurulmuş ki dönemin kitaplarında İslam'a hakaretlere izin vermiş vay be.

Laik ülkenin laik diyaneti olur zaten. Diyanet buranın ismi, Kuran Kurslarını Müdafaa Başkanlığı değil.

Bu içeriği görüntülemek için üçüncü taraf çerezlerini yerleştirmek için izninize ihtiyacımız olacak.
Daha detaylı bilgi için, çerezler sayfamıza bakınız.






Şu kaynakları dinleyip okuyun ya.


Sağ olun, bizim yerimize güvenilemeyecek her kaynağı toplamışsınız. Teşekkürler.


Açlık haberi savaş zamanı ve şehitlerimizi (Gazi Mustafa Kemal'de dahil) onurlandırmak için heykel yaptırmışız. Bu arada bu haberlerin arasında 20 yıl olması gerek, ben bir de bunu hesaba katmadım.

Diyanet'in bir yayina "izin verme" veya "yasaklama" gibi bir yetkisi hic olmadi. O bir sansur kurulu degil din hizmetlerini yuruten bir devlet kurumu. Kurucusunun ona verdigi gorev kitaplari denetlemek degil dini siyasetten ve hurafelerden arindirarak devlet kontrolunde tutmakti. Sana sunu sorayim. Bir ulkede basilacak her kitabin kaderi dini bir kurumun iki dudagi arasinda mi olmali. Boyle bir yapiya modern ve laik bir cumhuriyet denilebilir mi. Asil tartisilmasi gereken bu.

İşte doğru cevap.

Bu cümle nutukta geçiyordu hatırladığım kadarıyla.

Ben böyle bir cümle hatırlamıyorum, onu geçtim, Atam yine haklı. Bazıları anlamadığı dilde bir şeyleri anlamadan söyleyip duruyor. Ya başlangıç düzeyinde de olsa Arapça öğreneceksin, ya da Türkçe okuyacaksın.

Attığın kaynağın kaynağı bile yok?

Beyefendi, sizin kaynağınız daha kaynak olmamış. Benim naçizane fikrime göre böyle bir durumdayken başkasının kaynaklarını eleştirmeyin.

Kendi attığını okumamışsın daha. Adam anlamını bilmeden ezber yapanlar için kullanıyor bu ifadeyi.

E kral kendi kaynaklarında haksız çıkmaya başladın bu sefer? Ve kitabın gökten indiğine dair bir kanıt da olmadığına göre "sanılan" kelimesi gayet geçerli bir kelime. Atam gayet gerçekçi yaklaşarak konuşma yapmış.

Evet, tabii bana da "sayılan" kelimesi ima gibi geldi. Fakat tüm konuşmayı dinlemeden ve anlamadan kesin yargıda bulunamayız.
Nasıl ya? Ama Atatürk'te hafız idi nasıl olurr??

"Atatürk 7 yaşında hafız 8 yaşında alim olmuştur. 10 yaşında kendinden büyük alimlerle yarışmış. 12 yaşında en büyük alim olmuştur. 14 yaşında kuranın tüm sırlarını çözmüştür. 17 yaşında ölümsüzlüğü keşfetmiş. 19 yaşında öbür dünyaya gelip gitmiştir." Uludağ Sözlük'ten aldınız galiba bunu. Annesi mollaydı, bunu biliyorum. Fakat bu iddiayı kanıtlayacak objektif bir kaynak bulamadım. Bize kaynağın kaynağını soran birinin kaynak belirtmesini beklerdim.,

Çeviri hiçbir zaman aslının yerini tutamaz.

Elbette yerini tutamaz, fakat normal dini hayat için yeterli. Alim olacağım diyorsanız Arapça öğreneceksiniz, mecbur.

Evet. Diyanet o yayinlara karsi bir yaptirim uygulamadi. Sen buna bir şey yapamama yani bir acizlik diyorsun. Ben ise buna gorev taniminin disina cikmama yani bir ilke diyorum. Diyanet kurucusunun vizyonu geregi bir sansur veya yasaklama mercii olarak kurulmadi. Onun amacı dini siyasetin ve cikar odaklerinin elinden kurtarmakti.

Cumhuriyetin ilk donemindeki elestirilerin hedefini dogru anlaman lazım. O donemki yazilar genel kaninin aksine bir din dusmanligi degil akli ve bilimi engelleyen dogmalarla mucadele niteligindeydi. Yani hedef dinin kendisi değildi. Hedef dinin icine karismis hurafeler yanlış yorumlar ve bazi din adamlarinin bu durumu kendi cikarlari icin kullanmasiydi. Bazi kesimler dine yonelik her turlu felsefi ve bilimsel elestiriyi dogrudan "hakaret" olarak algiladi. Dogmayi elestirmeyi dinin kendisine saldiri olarak yorumladilar. Kanaat de bu yuzden toplumda yayildi. Bu genel durumun disinda materyalist acidan dini temelden sorgulayan daha radikal aydinlar da vardi. Devletin resmi reform felsefesi bu radikal goruslerle degil dini hurafelerden arindirma fikriyle ortusuyordu.

Eger diyanete o donemde kitaplara yasak koyma gibi bir guc verilseydi. Hangi dusuncenin yayimlanacagina ve hangi fikrin dine aykiri sayilacagina bir kurul karar verecekti. Bu da tam olarak laik cumhuriyetin onlemek istedigi seydir.

Yani diyanetin bir şey yapamamasi aslinda sistemin bir hatasi degil. Ozgurlugu koruyan temel bir ozelligi.

Alkış, tek kelimeyle alkış!

Ben diyanet kitaplara yasak koysun demedim müslüman birisi sence bunlara neden susar? Neden diyanet ayaklanmadı neden bir makale yayınlamadı? Ya münafık ya cahil.

Atatürk'e diyorsanız bu lafları, inanılmaz bir haksızlık bu. Atatürk cahil değil bir kere, onu geçtim Müslümanlık iddiasında da bulunmuyor. Devlet işleri-din arasındaki ilişki dışında inancı ile ilgili tek gördüğümüz şey meclisin açılması.

Bilader karşına 80 tane mesaj gelse 80'i ne tek tek mesaj verip üstüne kaynağı araştırma vakti bulabilecekmisin? Bu konuda 100'ün üzerinden mesaj var kime yetişeyim bilemiyorum kafam karışıyor, ben Google değilim araştırın, ben burda yorum yaptım ben profesyonel tarihçiyim gibi şunu at bunu at diyorsunuz gidin araştırın.

Kaynağını araştıramayacağın konuya cevap yetiştirmeyeceksiniz o halde.
O zaman amacının dışına çıkmış demektir, ayrıca içinde biz apaçık indirdik deniyor.

Evet, amacı okunup anlaşılması. Yüksek raflara konup geldiği yere gönderilmesi değil!


Kur'an-ı Kerim Türkçeyle tamamen anlaşılacak bir değil, Arapça daha geniş bir dil.

Arapça'nın geniş olup olmadığına nasıl karar verdiniz tek mesajda? Yani yüzyıllardır tartışılan bir konuyu tek mesajda çözdünüz, bravo!

Bu fikirleriniz Edirne Savlavı Şeref Aykut'un fikirleri ile çelişiyor. Şeref Aykut'tan daha mı iyi Atatürk'ü tanıyorsunuz?

Atatürk'ü çok iyi tanımasına rağmen güvenilir bulunmayan isimler de var. Şeyh Sait de Atatürk'ü çok iyi tanıyordur eminim!

100 kez aynı şeyleri mi diyeyim illa, evinde Kur'an bulduran herkes mi darbeci.

Düzgün kaynak; fısıltılar, teoriler veya dedenizin öyküleri değil, kaynak vermediğiniz sürece 100 değil 1000 kere aynı şeyleri söyleyeceksiniz. Siz kaşındınız.
 
Son düzenleme:

Technopat Haberler

Yeni konular

Geri
Yukarı