Bazı arkadaşlar kanunların herkese eşit ve aynı şekilde uygulanması gereğinin farkında olmadığı gibi Anayasal eşitliği de sadece kadın-erkek eşitliği olarak dar değerlendirmektedir. Halbuki Anayasa'nın ifadesi açıktır "Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir." burada sayılan "dil,ırk,renk, cinsiyet " gibi toplumsal kavramlar temel toplumsal örneklerdir yani kanun buradaki örnekleri tadadi (sınırlı olmayacak şekilde) saymıştır. Bu bakımdan örnekler genişletilebilir ki mevcut yargılama ve içtihatlar da bu yönde açık bir netlik sunmaktadır. Eşitliğin tanımı bu anlamda çok geniştir. Hukuk evrenseldir ve hukukun muhatabı insanlardır. Dolayısıyla insani vasıflarından ötürü bir kişiyi yargılamaya kalkarsanız zaten evrensel eşitliği ihlal etmiş olursunuz.
Kanunlar sadece yazıdan ibaret metinler değildir. Amaçları evrensel hukuka hizmet etmediği sürece bütün kanunları işinize geldiği gibi yorumlayıp uygulamakta hiçbir devlete sınır tanınmaz. Ki zaten evrensel hukuk bağlamında uygulamayıp da kendi işine geldiği gibi yorumlayan ülkelerde adalet ve güven tesis edilememektedir.
Hukuku tek taraflı uygulayan veya çarpıtan. Kanunları amaçları ve yasama gerekçelerinden, bağlamlarından kopartıldığı devletlerde hukuk güvenliği bulunmaz. Hukuki güvenliğin bulunmadığı, yatırımcının ve vatandaşın geleceğini kestiremediği bu tarz ülkeler tabi ki geri kalmış ülkeler olacaktır.  İşin esasında aydın ve aklı başında kimseler mantıkları çerçevesinde konuyu zaten bu anlamda değerlendirmektedirler. Kimsenin LGBT+ savunuculuğu felan yaptığı yok. Yine bir zamanlar toplumdan dışlanan muhafazakar kesimleri korurken de onları "sevdiğimiz" için ya da sempati duyduğumuzdan değil. Hukukun herkese lazım olduğunu bildiğimiz için savunuyorduk. Bu bir toplumsal bilinçtir ve kamu düzeni bunu gerektirir.
Aksini savunuyorsanız yada düşünüp tatbik ediyorsanız; o zaman sen ülkenin fakirliğinden, yatırımcı gelmemesinden ve istikrar ortamının bir türlü kurulamamasından dert yanamazsın. Haliyle  bu ayrımcı tutum; adaletsizliklere ve hakkaniyetsizliklere kendine dokunmadığı sürece susacak bir toplum fakirliğe ve açlığa mahkum bir toplum olacak. Ülke zengin olsa bile asla sosyal adalet sağlanamaz halde olacaktır. Toplumun bu sefil kesiminin görevi ise daima  diğerlerini taşlamak onları dışlamak ve birbirleriyle didişmelerini sağlamak olacaktır. İşte bu yüzden evet bu uygulamalar çağ dışıdır.