Daha fazla
- Cinsiyet
- Diğer
Hayatta kalma oyunlarının efsanesi DayZ, Steam’de %55 indirimle 22.49 USD’den tek paket olarak oyuncularla buluşuyor.
Devasa bir harita ile tanışın. "CHERNARUS" Zombilerle ve gerçek oyuncularla dolu bir dünya. Açlık, susuzluk, enfeksiyon, gerçek bir çaresizlik duygusu. Her eve girdiğimde silah bulayım, yemek bulayım, loot yok bu oyunda diyenleri duymuş olabilirsiniz, hiç bir şey göründüğü gibi değil. DayZ’nin loot ve eşya sistemi gayet dengeli. Eğer "Bir eve gireyim, M4 veyaAK47 bulayım, çıkıp milleti tarayayım" kafasındaysanız bu oyunu hiç almayın. Çünkü DayZ zor bir oyun. Silah bulmak zor, yemek bulmak zor ve böyle olması gerekiyor. (Tabi bu söylediğim sunucudan sunucuya değişkenlik gösterebilir, zira oyunda Official sunucuların yanında Community yani topluluk sunucularında da oynayabilirsiniz.)
Bu dünyada oyuncular sizi sadece silahla öldürmez. Sizinle oyun içi mikrofonla konuşur, ikna etmeye çalışır, dost olmayı dener. Çünkü oyun fazlasıyla gerçekçi. Gerçek hayatta böyle bir dünyada ne yaşanabilecekse, oyunda da aynısını yaşayabilirsiniz. Bir çok hayatta kalma oyununu deneyimlemiş biri olarak, DayZ oynarken "Bu resmen hayatta kalma simülasyonu" dedirten nadir oyunlardan biri. Kendinize bir üs inşaa edebilir, eşyalarınızı saklayabilirsiniz ancak diğer oyuncular tarafından yine de üssünüzün yok edilme riski var, isterseniz göçebe olarak da yaşayabilirsiniz, bu durumda tamamen serbestsiniz. Oyundan çıkış yaptığınızda karakteriniz sunucudan ayrılır, tekrar girdinizde eşyalarınızla doğarsınız.
Belki ölmemek için yol arkadaşınızı öldüreceksiniz. Belki de onu bıçak ya da baltayla parçalayıp yiyecek kadar ileri gideceksiniz. Bu bir abartı değil. İnsan eti pişirip yediğinizde karakterinizin psikolojisi bozuluyor ve ara ara gülmeye/ağlamaya başlıyor. O ağlama seslerini duydukça sizin de psikolojiniz alt üst olabiliyor. Diğer oyuncular sizin kıkır kıkır güldüğünüzü duyabiliyor, silah doğrulturken elleriniz titriyor düzgün nişan alamıyorsunuz. Ayrıca oyundaki hastalıklarla da başa çıkmak zorundasınız. Yemekten zehirlenme, enfeksiyon, soğuk algınlığı gibi dikkat etmeniz gerekenler var, örneğin üstünüzdeki giysiler yetersizse soğuk algınlığı kapabiliyorsunuz, karakteriniz öksürmeye ve hapşurmaya başlıyor, medikal maskeniz yoksa öksürürken yanınızdaki insanlara da bulaştırabiliyorsunuz "random". İlaç bulmak için hastaneleri veya sağlık ocaklarına bakınmanız gerekiyor. Bandajınız yoksa son çare tişörtünüzü bile kesmek zorundasınız bu oyunda.
Atmosfer inanılmaz güçlü. Rüzgar sesi, kamp ateşinde yanan çalı çırpının çıkardığı sesler, ateş başında oturup arkadaşlarla sohbet etmek… "Arkadaşlar yağmur başladı, dağılalım", "Mahmut bak zombi geliyor şunu hallet", "Eren hadi bugün sıra sende, git bize geyik falan avla", "Necmi abi arabayı sen sürme, çok dandik kullanıyorsun", "Murat abi bize ateş eden adamlardan birini yakalayıp kelepçeledik, ne yapalım bunu?" (kafasına çuval geçirip denize atın
) gibi anlar tamamen oyunun doğal akışı içinde yaşanıyor. Diğer oyunculara eziyet edebiliyorsunuz, ellerini iple veya koli bandıyla bağlayıp, kolunu bacağını kırıp ortada bırakabilirsiniz mesela. 
Bu oyunda her şey size bağlı. Daha uzun uzun yazılır ama gerek yok. Oyun hakkında olumsuz yorum yapan kişilerin incelemelerini okuduğunuzda, genelde eşya bulamadıklarını, açlıktan öldüklerini falan yazıyor. Sonuç olarak bence oynayabileceğiniz en gerçekçi survival hayatta kalma oyunu DayZ’dir.
"Bir konserve fasulye yemek için insanlar ne yapabilir ki? DayZ'de buna şahit olacaksınız."
Eğer hayatta kalma içgüdünüz sizi sürekli dürtüyorsa bu oyunu oynamalısınız. Walking Dead temasını en iyi yansıtan yapım. DayZ, "çaresizlik" duygusunu size sonuna kadar yaşatan bir oyun. Bu yüzden herkes bu cevheri göremiyor.
Devasa bir harita ile tanışın. "CHERNARUS" Zombilerle ve gerçek oyuncularla dolu bir dünya. Açlık, susuzluk, enfeksiyon, gerçek bir çaresizlik duygusu. Her eve girdiğimde silah bulayım, yemek bulayım, loot yok bu oyunda diyenleri duymuş olabilirsiniz, hiç bir şey göründüğü gibi değil. DayZ’nin loot ve eşya sistemi gayet dengeli. Eğer "Bir eve gireyim, M4 veyaAK47 bulayım, çıkıp milleti tarayayım" kafasındaysanız bu oyunu hiç almayın. Çünkü DayZ zor bir oyun. Silah bulmak zor, yemek bulmak zor ve böyle olması gerekiyor. (Tabi bu söylediğim sunucudan sunucuya değişkenlik gösterebilir, zira oyunda Official sunucuların yanında Community yani topluluk sunucularında da oynayabilirsiniz.)
Bu dünyada oyuncular sizi sadece silahla öldürmez. Sizinle oyun içi mikrofonla konuşur, ikna etmeye çalışır, dost olmayı dener. Çünkü oyun fazlasıyla gerçekçi. Gerçek hayatta böyle bir dünyada ne yaşanabilecekse, oyunda da aynısını yaşayabilirsiniz. Bir çok hayatta kalma oyununu deneyimlemiş biri olarak, DayZ oynarken "Bu resmen hayatta kalma simülasyonu" dedirten nadir oyunlardan biri. Kendinize bir üs inşaa edebilir, eşyalarınızı saklayabilirsiniz ancak diğer oyuncular tarafından yine de üssünüzün yok edilme riski var, isterseniz göçebe olarak da yaşayabilirsiniz, bu durumda tamamen serbestsiniz. Oyundan çıkış yaptığınızda karakteriniz sunucudan ayrılır, tekrar girdinizde eşyalarınızla doğarsınız.
Belki ölmemek için yol arkadaşınızı öldüreceksiniz. Belki de onu bıçak ya da baltayla parçalayıp yiyecek kadar ileri gideceksiniz. Bu bir abartı değil. İnsan eti pişirip yediğinizde karakterinizin psikolojisi bozuluyor ve ara ara gülmeye/ağlamaya başlıyor. O ağlama seslerini duydukça sizin de psikolojiniz alt üst olabiliyor. Diğer oyuncular sizin kıkır kıkır güldüğünüzü duyabiliyor, silah doğrulturken elleriniz titriyor düzgün nişan alamıyorsunuz. Ayrıca oyundaki hastalıklarla da başa çıkmak zorundasınız. Yemekten zehirlenme, enfeksiyon, soğuk algınlığı gibi dikkat etmeniz gerekenler var, örneğin üstünüzdeki giysiler yetersizse soğuk algınlığı kapabiliyorsunuz, karakteriniz öksürmeye ve hapşurmaya başlıyor, medikal maskeniz yoksa öksürürken yanınızdaki insanlara da bulaştırabiliyorsunuz "random". İlaç bulmak için hastaneleri veya sağlık ocaklarına bakınmanız gerekiyor. Bandajınız yoksa son çare tişörtünüzü bile kesmek zorundasınız bu oyunda.
Atmosfer inanılmaz güçlü. Rüzgar sesi, kamp ateşinde yanan çalı çırpının çıkardığı sesler, ateş başında oturup arkadaşlarla sohbet etmek… "Arkadaşlar yağmur başladı, dağılalım", "Mahmut bak zombi geliyor şunu hallet", "Eren hadi bugün sıra sende, git bize geyik falan avla", "Necmi abi arabayı sen sürme, çok dandik kullanıyorsun", "Murat abi bize ateş eden adamlardan birini yakalayıp kelepçeledik, ne yapalım bunu?" (kafasına çuval geçirip denize atın
Bu oyunda her şey size bağlı. Daha uzun uzun yazılır ama gerek yok. Oyun hakkında olumsuz yorum yapan kişilerin incelemelerini okuduğunuzda, genelde eşya bulamadıklarını, açlıktan öldüklerini falan yazıyor. Sonuç olarak bence oynayabileceğiniz en gerçekçi survival hayatta kalma oyunu DayZ’dir.
"Bir konserve fasulye yemek için insanlar ne yapabilir ki? DayZ'de buna şahit olacaksınız."
Eğer hayatta kalma içgüdünüz sizi sürekli dürtüyorsa bu oyunu oynamalısınız. Walking Dead temasını en iyi yansıtan yapım. DayZ, "çaresizlik" duygusunu size sonuna kadar yaşatan bir oyun. Bu yüzden herkes bu cevheri göremiyor.