Otobüse Arkadan Binip Akbil Basmayan Tip

Recep Bey benim takıldığım nokta sizin otobüse binmeniz :) Buradan sonrasını okuyamadım :) Yok mu adminimizin bir arabası :)
İstanbul'da otomobil sahibi olmaktan bahsediyorsunuz. Daha acısız intihar şekilleri de var :)

Şaka bir yana, toplu taşımayı sadece fiyatından değil ekolojiye verdiği katkıdan da tercih etmek gerek. Karbon salınımını ne kadar azaltırsak bizim için o kadar iyi.
 
İstanbul'da araba sahibi olmaktan daha avantajlı bir şey varsa o da "Park yeri sahibi olmaktır" :D
 
Son düzenleme:
Bir de 20 kişilik sınırı olan toplu taşıma araçlarına 40-45 kişi alıp, fazladan 5-10 TL kazanmak için yolcuların canını tehlikeye atan haysiyetsizler, insanımsılar var. Ki ben bunu bindiğim her 10 toplu taşıma aracının 9 tanesinde yaşıyorum. Aslında bu adamların yaptığı hırsızlıktan veya insan canına kastetmekten başka bir şey olmadığı için çok daha kötü sözleri hak ediyorlar.
 
Ülkemizde büyük bir yozlaşmışlık var katılıyorum hem de tepeden tırnağa. Bu yüzden tavsiyem imkanı olan arkadaşların derhal ülkeyi terketmesi şeklinde olacaktır çünkü bu 15 tatilde Kıbrıs da tanıştığım İstanbul'lu bir doktor bana kendimi kurtarmamı, Türkiye'nin bittiğini Türkiye'yi terk etmemi söyledi. Erasmus da düşünebilirsiniz Öğrenci arkadaşlar ya da work and travel. 👍
 
Son düzenleyen: Moderatör:
Merhaba, sn. Recep Baltaş; bu aslında dünyada insanlara çok fazla güvenmekten dolayı olan ve gerçekleşen bir olaydır. Bunun olmaması aslında vicdani sorumlulukla gerçekleşir, ahlaki olgunlukla (Bu konuyu detaylı olarak 2 gün daha önceki bir soruya istinaden yazdım) gerçekleşebilir.

Eski İstanbul'da (Çocukluğumdan iyi hatırlıyorum) arkadan da önden de binilse bi köşede oturan biletçiler seni anında karşılar, biletini anında da keserdi, en güzeli de belki buydu. Minibüslerde de bir minibüs muavini (kaptanın bir yardımcısı) yer alırdı, asıl para toplama veya bedavacıları takip etme işi onların sorumluluğundaydı. Zaten ne olduysa bu yardımcılar, bilet kesenler, vb. devreden çıkıp milletin salt vicdanına çok güvenilmesiyle ve yalnız kalan sürücülerle bu olaylar artarak da olmaya başladı. Şoföre kızıp bütün yolcuların hayatını tehdit ederek küfür edip darp edenler, şoföre yumruklar, tekmeler sallayanlar, vb. tüm olumsuzluklar yalnız ve savunmasız kalan bu sürücüler zamanında oldu, eski zamanlardaki biletçilerin, muavinlerin olduğu zamanlardan daha fazla bir artış zaman içinde artarak gerçekleşmiş oldu.. Marketlerde değerli elektronik eşyalara alarmlı sensörlerin, güvenlik kameralarının, vb. hırsızlık emniyeti olarak konması da çoğu zaman hiç işe yaramadı, ahlaki vicdandan yoksunlar yine hırsızlık adına yaptılar yapacaklarını, milletin gözünün içine baka baka ve yakalanacaklarını bile bile yine yaptılar tüm bu eylemlerini.

Belediyeye ait olan bir belediye otobüsünde akbili (otobüs biletini) ödemeyenler aslında İstanbul Belediyesi> İstanbul Belediye Başkanlığı > Devlet Hazinesi yoluyla aracın günlük motorin, yedek parça, aracı sürenin sürücü bedeli, amortisman, vb. harcamasına veya ne karına/ne zararına katılmayıp devletin bu yolla olan gelirini direk zarara sokan vergi yüzsüzleri ile ayni kefeye konmalı ve değerlendirilmelidir. Araçlarda bile bile bedava yolculuk yapmak herkesin kendi vicdanı ve kendi ahlaki sorumluluğundadır.

Bana ve aileme üzerimizde hiç para olmadığı halde (Mevcut asaletimiz ve soyadımız aslında
kendi kredimizdir) otomobil lastiklerini, aküsünü, vb. güvenle ve hiç düşünmeden nüfus cüzdanı bile almadan bize elden teslim edip " paranıza ulaşınca getirip bize ödersiniz" şeklinde Kayseri esnafı tarafından bize dendiğinde, o gece sabaha kadar bunun borcunu düşünüp uyuyamıyorsak ve alacaklı olanın "Acaba gelecek mi?" sorusunu sormasını düşünmeye bile fırsat bulamadan sanayiye gidip bu borcumuzu o gün ve o dakika anında kapatmaya çalışıyorsak, bu aileden gelme bir dürüstlük ve doğruluğa sahip çıkmamızın (İsmet İnönü çok yakın akrabamızdır çünkü) açık bir delilidir, önce genetik olarak bu asalet aileden size gelecek ve sonra dış ortamlarla bu iyice olgunlaşacak ahlaki bir sorumluluktur, bir hırsız olabilmek veya hiç olmamak, yanlış yola sapmak veya doğru yolda yürüyebilmek belki bu kadar kadar basittir. Kolay gelsin
 
Bu ülkede tepeden tırnağa bir kokuşmuşluk, tepeden tırnağa bir hırsızlık ve pislik var. Sabah otobüse biniyorum, ben Akbil basıyorum, arkadan binen 4 kişiden sadece biri Akbil yolluyor, onunki de bitmiş, diğerleri oralı bile olmuyor.

İnip şöföre belirttim durumu "ben de şikayetçiyim" diyor. E o zaman s****r git polis çağır diyorsun ama polis ilgilenmeyecek bile. Çünkü balık baştan kokar. Bu ülke tepeden tırnağa hırsız.
Bence hiç ücret bile olmaması gerek. Ne olmuş ki insanlar Akbil okutmamışsa. (dikkat ettiyseniz basmak yazmadım. O eskidendi. :)) Zira ''parasını versem bana da basar mısınız?'' diyenleri görüncü gülmekten alıkoyamıyorum kendimi. :) Neyse gelelim ülkeye ve otobüs ücretlerine. Maalesef insanların gelirleri kısıtlı ve giderleri neredeyse maaşından fazla. Bankalar bu yüzden kredi pompalıyor sürekli topluma. Dediğim gibi biniyorsun 2.60'e sonra eve geliyorsun 2.60. Hadi diyelim bir de farklı bir yere gittin gün içinde? Ona da 2.60x2. (Bir an Bahçeli gibi hissettim şu an) İnsanlar bir günde bazen 2.60x4 yapıyorlar ve Akbil basmamakla bence suçlu olmuyorlar. Kaldı ki bu ülkede daha vahim suçlar işleniyor. Ne demiş hemşehirlilerimiz? ''Akbil basma, turnikeden atla!''
Aynı olay dolmuşlar içinde geçerli. 10 kişi biniyor 5 kişi parasını yolluyor. Geriye kalanları şoför sürekli uyarıyor, oralı olan yok. Dikkatimi çekense bunun lise öğrencileri tarafından sürekli uygulanan bir metot olması. Bununla da eğleniyorlar. Eğitim ailede başlıyor.
Minibüçülere de hiç acımıyorum. 2 kişi fazladan alacağım diye burda bizi küçükbaş hayvan gibi taşıyorlar. İçerisi dolu halen ''arkadaki boşulkara ilerleyim beylerrr'' demesi beni deli ediyor! Elbetteki eğitimle başlar. Devletiniz insanlara böyle kapitalist eğitim ve kapitalist ahlakı dayatırsa insanları suçlamak havada aklıyor bence. Az bile yapıyorlar. Devleti yönetenleri düşününce bunlarınki devede kulak memesi.
Imam osurursa cemaat si... Sen bir kere hirsizligin cezasiz kalacagini binbir turlu dalavereyle ulusal kanaldan millete izletirsen o millette her türlü ahlaksızlık baş gösterir. Hırsızlar bu gücü ve cesareti baş hirsizdan aliyor.
Hepsi öyle değil ama sisteme tepki gösterenleri de o kefeye koymamak gerek. :)
 
Son düzenleyen: Moderatör:
Uyarı! Bu konu 7 yıl önce açıldı.
Muhtemelen daha fazla tartışma gerekli değildir ki bu durumda yeni bir konu başlatmayı öneririz. Eğer yine de cevabınızın gerekli olduğunu düşünüyorsanız buna rağmen cevap verebilirsiniz.

Technopat Haberler

Geri
Yukarı