Başlangıç olarak;
Yanayım yanayım, ateşlerde yanayım. O kırmızı kitabından biraz nurcuk alayım.
Sarayım sarayım, kollarıma sarayım. Sen iste yeter ki senin kulun kölen olayım.
Dostum, koca evrenin yaratıcısı; canlıların, cansızların, toprağın, suyun, okyanusların, göllerin, güneşin, ayın, venüsün, marsın..... ve daha nicelerinin yaratıcısı, senin ekmeğini hangi elle yediğine bakmaz. Ya da senin kanında alkol var 40 gün ibadet etme demez. Ya da en olmadı sex hayatını kontrole almaz.
Dinler, toplumların savaşıp onun kafasını kestim müslüman oldu, onu devirdim hristiyan oldu, ooo biz yahudiyiz sizi almıyoruz lem mQ tarzında inanışlar değil, tam aksine, herkesi kabul eden, hoş gören, mazur gören, affeden, seven ve benzeri iyilikleri barındıran toplumlara, kabul görmüş iyi ahlaklar silsilelerini öğütleyen bir araçtır. Ağzına üç kere su al ver, ya da vaftiz ol eeeeee sonra ben şu dine mensubum. Yok anam, değilsin! Dinlerin amacı olan şey koşulsuz itaat da değildir!
Bana düşmez sana ne yapman gerektiğini söylemek, eğer benim ne yaptığımı soracak olursan da eğer; ben her zaman iyi insan olmaya çalışıyorum. Nasıl iyi insan? Belki bir aça çorba alıyorumdur, belki de kıyafeti olmayana kıyafet. İkram aldığım sigaraların dahi insanlara karşılığını vermeye çalışıyorumdur. Evimin kapısı sokaktaki hayvanlara hep açık olmuştur, belki sokağımdaki kediler balkonumdan evime girip etlerimi yemiştir, kızarak koşup eti kurtarayım derken hayvana zarar vermemişimdir de elimi ıslatıp su fırlatmışımdır. Toplumun iyi ahlak dediklerini de süzerek kafamdan geçirerek, uygun bulduklarımı uyguluyorum. İnsan o kadar mükemmel bir varlık ki, aklı var. Her zaman aklını kullan. :-*