Bakara 2: Doğru olduğu kuşkusuz olan bu kitap, takva sahipleri için hidayet kaynağıdır.
3 Onlar görmediklerine inanırlar, namazı kılarlar ve kendilerine verdiğimiz rızıktan başkalarına verirler.
4 Yine onlar gerek sana ve gerekse senden önce indirilen kitaplara inanırlar ve Ahiretten hiç kuşku duymazlar.
5 İşte onlar Rabblerinden gelen hidayet yolundadırlar ve kurtuluşa erenlerdir.
6 Kâfirlere gelince onları uyarsan da uyarmasan da farketmez; onlar iman etmezler.
Ali İmran 7: Sana bu Kitab'ı indiren O'dur. Bu Kitab'ın bir kısım ayetleri kesin anlamlı (muhkem)dir, bunlar onun özünü oluştururlar. Diğer kısmı da müteşabihdir. Kalplerinde eğrilik olanlar fitne çıkarmak ve keyfi yorumlar yapmak amacı ile bu kitabın birden çok anlamlı ayetlerinin ardına düşerler. Oysa onların yorumunu sadece Allah bilir. Köklü bilgiye sahip olanlar ise «Bu Kitab 'a inandık, O bütünü ile Allah katından gelmiştir» derler. Bunu ancak aklı başında olanlar düşünebilirler.
Yasin 11: Sen ancak zikre (Kur'an'a) uyan ve görmeden Rahman'dan korkan kimseyi uyarabilirsin. İşte öylesini bir marifet ve güzel bir mükâfatla müjdele.
Gaşiye 21: Ey Muhammed! Sen öğüt ver. Çünkü sen ancak öğüt verensin.
Kassas 56: Gerçek şu ki: Sen sevdiğini (ve istediğini) hidayete erdiremezsin. Ancak Allah, dilediğine hidayet verir. O, hidayete erecek (iyi niyet, gayret ve karakterde) olanları daha iyi bilir.
Naziyat 45: Sen ancak, korkanı korkutansın.
Boşuna kendimizi yırtmaya gerek yok burada yazarak kimse iman etmeyecek, Allah'ın ölçüsü sünnetullahına göredir her şey, Fucur üzere olan biri ve Allah'dan korkmayana biz hidayet ettiremeyi, kalpleri taş gibi olmuştur, ve bizim bunlara birşey söylememiz ve ya savunma yapmamıza gerek yok ayrılığa düştüğümüz konuda Allah hüküm verecektir.
Allah'ı ve dinini böyle alaya alan tiplerle boşuna tartışmaya gerek yok, onlar Allah'ın belirttiği gibi bocalayıp dursunlar sonra kıyamet günü, aileleri ile beraber hüsrana uğradıklarında anlayacaklar gerçeği. Biri istemedikçe Allah onu hidayete erdirmez, herkesin çabası karşılığı vardır, bu konuda çabası olmayana biz destanlar yazsak da bir cacık olmaz.
Bunların derdi açıktır ki tartışmak, fitne çıkarmak, alay etmek, hakikati arama ya da ortaya koymak değil, zaten hepsi hasta.
Alemlerin rabbi olan Allah varken, ona yönelmek varken onun koyduğu ölçüye, yasalara göre yaşamak varken, kendi heva heveslerine göre, insanların koyduğu kurallar ve ölçülere göre yaşamayı yeğleyebiliyorlarsa, sindirebiliyorlarsa devam etsinler, başlarındaki insanlar kendilerini sömürmeye devam etsin havuç-sopa. Memur maaşıyla bir ömür geçinmek için didinerek sadece yaşamak ve iyi bir hayat uğruna ölmeyi sonra pamuk/Slikon tıkanıp hiçbir amaç uğruna gelmediğini kendine yedirebiliyorsalar diyecek birşeyimiz yok, devam etsinler.