Hava durumunda 1 gün sonranın tahmini ile ile 1 hafta sonranın tahmini arasındaki hesaplama miktarı, 1 hafta sonra ne olacağı daha zor hesaplandığı için otomatik olarak rastlantısal diye yorumlanıyor. Para örneğindeki gibi. Aynı şekilde benim zar örneğindeki gibi. Bulunamaz gibi görünen tüm faktörleri işin içine katarak her şeyi hesaplaması çok zor olacağı için rastlantısal, tesadüf, denk gelme diyerek işin içinden çıkılıyor.
Para örneğinde ise, rastlantısallık oranı çok düşüktür. Çünkü paranın üzerinde atış hızı, sürtünme, gibi bazı değişkenlerin etkisi olsa da, bunlar göz ardı edilebilecek kadar küçüktür ve paranın, çok büyük oranda %50 ihtimalle (veya bu orana çok yakın bir diğer olasılık ile) beklediğimiz yüzü geleceğini biliriz. Bu yüzden insanlar paranın yazı veya tura gelmesini "tesadüfler"e bağlamaktansa, olasılık hesabıyla açıklamayı tercih eder. İstenmeyen yüz geldiğinde, "tesadüf" açıklamasından çok
, %50 ihtimalim vardı zaten." açıklaması yapılır.
Mutasyonlara geldiğimizde, belirli bir bölgede ne tip bir mutasyon olacağını bilmek neredeyse olanaksızdır.
Mutasyona sebep olan etkenlerden biri olan radyoaktif dalgaların, rastlantısal, yani belli bir sebebe dayanmaksızın ortaya çıkması, bu sebebin neden ve nasıl ortaya çıktığının bilinmemesinden ve bilinemeyeceğinden dolayı rastlantısal mutasyon adı altında kavramlaştırılıyor.
Burada rastlantısallık, gelen dalgaların vücuda giriş açısı, şiddeti, frekansı gibi özelliklerin raslantısallığından kaynaklanmaktadır. Bir radyoaktivite dalgasının vücudunuza ne şiddette, ne açıda, hangi frekansta gireceğini ve vücudunuzdaki hangi hücredeki, hangi kimyasal maddeye (atom, molekül, vs.) isabet edeceğini ve onda ne tip bir değişime sebep olacağını kestirmek olanıksızdır. Mutasyonların rastlantısallığı bu şekildedir.
DNA replikasyonu sırasında da mutasyon rastgele meydana gelebiliyor, illa yukarıdaki sebeplerin olması gerekmiyor.
Popülasyon içi çeşitlilik için mutasyon şarttır. Bir popülasyon içinde tüm bireyler birbirinin kopyası ise avantajlı ve dezavantajlı canlılar oluşamazdı. Ya bireylerin hepsi avantajlı olurdu ya da hepsi dezavantajlı olurdu.
Mutasyon oranı olarak bilinen sayılar, bir türün genomundaki tek bir bazda, tek bir nesil içerisinde meydana gelebilecek mutasyonların sayısı olarak belirtilmektedir. Bu sayılar genellikle 10-5 veya 10-8 gibi çok küçük sayılardır. Bunun sebebi, az sonra göreceğimiz gibi, canlıların genomlarındaki baz sayısının milyarlarla ifade ediliyor olmasındandır. Mutasyon oranları ise bu milyarlarca baz dizisinden sadece 1 tanesinde meydana gelebilecek mutasyon oranlarını belirtmektedir.
Mesela
Drosophila melanogaster türü meyve sineklerinde baz başına 8.5x10-6 mutasyon meydana gelmektedir. Türün genom büyüklüğü 1.7x108 baz civarındadır. Dolayısıyla her bir bölünme başına tek bir bireyde yaklaşık 0.06 mutasyon meydana gelir. Aynı hesapları
Mus musculus türü farelerde yaptığımızda mutasyon oranının 0.5'e yakın olduğunu görürüz.
Homo sapiens türü insanlarda ise bu oran 0.16 civarındadır.
Mutasyonların nedenlerini bilmiyoruz demek doğru değil. Mutasyonların sebepleri ikiye ayrılır spontane ve uyarılmış mutasyonlar diye. Onlarda çok uzun konular onlara değinmeyeceğim. Mutasyon hakkında epey bilgimiz var, bunların matematik hesaplarını da sana attım niye okumuyorsun. Mutasyon ve genetik sürüklenme rastgele oluyor bu kadar basit.
Diğer sorularına da cevap vereceğim bekle. Yanlışlıkla cevaplaya elim değdi.
Ben akıllı tasarımcı dahilinde olan evrimin tesadüfi olmayacağını söyleyerek her etkenin bir sebep sonuç ilişkisi kapsamında gerçekleşebileceğini belirtiyorum.
Kanıtın var mı? Bunların tesadüf olmayacaklarına dair, elinde kanıt olmamasına rağmen sen nasıl çıkıp bunlar akıllı tasarımcının işi diyebiliyorsun. Daha kaç defa diyeceğim bir şeyin tesadüfen oluşması o şeyin gerçekliğini azaltan bir şey değildir. Evrende birbirine bağlı olmadan neden-sonuç dizgilerinin denk gelmesinden ötürü tesadüfi durumlar olmuştur, her zamanda olmuştur, olmaya da devam edecektir.
Evrimde beklenmedik, öngörülemez şekilde meydana gelen durumlar olabiliyor. Bunlar doğanın bir gerçeğidir.
Eğer ki evrim her şeyi tesadüflerle açıklasaydı bugün bilim dünyasında kabul gören bir teori olamazdı. Yüzbinlerce evrim hakkında makale, ders kitapları vb. şeyler yayınlanamazdı.
İstesen de istemesen de mutasyon ve genetik sürüklenme mekanizmaları rastgele ortaya çıkıyor. Çıkıp demiyoruz her şey tesadüfen oluştu, rastgele oluştu, böyle bir tabir evrimle örtüşmez zaten. Ancak dediğim mekanizmalar rastgele olmakta.
Avrupa'nın ya da fark etmez dünyanın herhangi bir yerinde daha önce çalıştığın, tanıştığın biriyle denk geldin. Buna ne dersin sen tesadüf dersin, halk dilinde de böyle derler. Bu arkadaşınla karşılaşmayı beklemiyordun, planlamamıştın bu durumu dolayısıyla bu bir tesadüftür. Halbuki olayın derinliklerine indiğimizde durum değişiyor. Tesadüfen denk gelme içerisinde neden-sonuç ilişkileri olduğu görülebilir. Çünkü o da, siz de benzer planlarla, benzer rotalarla, belirli zamanlarda ülke değiştirmiş, aynı lokasyona denk düşme olasılığınız gerçekleşmiş. Kısaca bir olayı tesadüf olarak tanımlanamak gerçekleşemeyeceği, imkansız olduğu manasına gelmez.
Tesadüfler zihnimizin kavramaya yetmediği karmaşıklıkta olayları ifade etmek için uydurduğumuz bir sözcüktür. Sözcük sade anlamıyla oldukça kullanışlı olsa da aynı zamanda, süreç içerisinde olumsuz bir anlamla yüklenmiştir. Sanki hayatta ve doğada tesadüfler yokmuş gibi bir izlenim bulunmaktadır. Bu hatadır.
Olayların birbirleriyle bağlantısı olmamasına rağmen zamansal olarak birbirine denk gelmesi aralarında bir ilişki varmış gibi algılamamıza neden olabilir. Bu hataya kanmamak lazım.
Doğa yasaları ve süreçleri de tesadüfi değildir. Bu yasalar geçmişte, günümüzde ve gelecekte aynı şekilde çalışırlar. Evrimde bir doğa yasasıdır.
Bu yasalar bir kere var olduktan sonraysa, herhangi bir şekilde kontrol edilmezler, tamamen bilinçsiz bir biçimde işlerler. Fakat kendilerini sürekli aynı şekilde tekrar ediyor olmalarından ötürü, kaostan düzen yaratabilecek güce sahiptirler. Eğer doğa yasaları tesadüfi olsalardı, evren içerisinde düzenli yapılar göremezdik. Evrende bulunan canlılık ya da galaksi sistemleri gibi düzenli yapılar, sürekli aynı şekilde etki eden yasaların bir sonucudur.
Doğa yasalarının kendisi tesadüfi olmasa da sonuçları tesadüfidir bunu da bilmemekte yarar var. Nasıl ki evrende tesadüfi durumlar meydana geliyorsa evrim mekanizmalarında da bu durum ortaya çıkabiliyor. Bu son derece normal bir durumdur. Tesadüflük olamaz demek, böyle bir şey mümkün değil demek mantık dışı bir durumdur.
Örneğin bir balina ile bir köpekbalığında çok benzer yüzme yapıları evrimleşmiş olması tesadüf değil. Buna rağmen, aralarındaki farklar (örneğin kuyruk hareket eksenlerindeki zıtlık gibi), evrimsel sürecin tesadüfi sonuçlarını bizlere gösteriyor. Aslında iki türün soy hattına da hemen hemen aynı kuvvetler etki ediyor: av, avcı, yaşam alanı ve daha nicesi... Ancak örneğin bir grupta, diğerindekinin birebir aynı çeşitlilik düzeyi bulunmadığından, aynı özelliklerin aynı şekilde evrimleşmesi olanaksız oluyor.
Evrimde de öngörülemez ve beklenmedik şekilde gerçekleşen, birbiriyle doğrudan alakası olmayan olaylar bulunmaktadır. Bu nedenle evrimde de bir parça tesadüfilik olduğu doğrudur. Bunda gizlenecek ya da saklanacak bir taraf yok.
Örneğin denizel hayvanların karasal hayvanlara evrimleşmiş olmasını bir "tesadüf" olarak görebilirsiniz. Karalara adapte olmak zorundalar mıydı? Hayır. Basitçe, yok olabilirlerdi de... Ya da tamamen başka bir özellik evrimleşebilirdi ve sularda müthiş bir başarıya kavuşabilirlerdi. Ancak karada yaşayacak şekilde evrimleştiler. Böyle bir yöne gitmelerinin arkasında yatan bilimsel nedenler adım adım izlenebilir. Ancak sonuçta olan, tesadüftür. Canlıların sudan karaya çıkmasının özel ya da planlanmış bir nedeni yoktur. Ancak bu durum, suda yaşayan canlıların karada yaşayan canlılara evrimleştiği gerçeğini değiştirmemekte ya da bu bilginin güvenilirliğini azaltmamaktadır. Bugün bu geçişin nedenlerini ve nasıllarını detaylı bir şekilde biliyoruz. Fakat bu, başka bir evrimsel değişimin değil de, spesifik olarak bu evrimsel değişimin yaşanmış olmasının bir tesadüf olduğu gerçeğini değiştirmemektedir.
Ayrıca evrim neden öngörüsüzdür ona da değineyim. Evrim tarihini baştan başlatalım, dünyayı da kendi başına bırakalım şimdiki canlılar gibi birebir aynı canlılar oluşmayacaktır. Çünkü birebir aynı koşulları sağlayamazsanız evrim farklı yönde türleşmeye sebep olacak ve farklı canlılar ortaya çıkacaktır. Bu yüzden evrim geleceği göremez işte.
İnsan zekası tarafından önceden kestirilemeyen ve hesaplanamayan olaylara tesadüfi deniyor.
Bunlar gayette hesaplanıyor onlara bak. Kafaya göre kimse bunlara da tesadüfi demiyor.